Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 20 ŞUBAT 2011 / SAYI 1300 ATAOL BEHRAMOĞLU Dolar milyoneri kadınlar geliyor 2011’de yeni bir yıla değil, yeni bir on yıla girdik aslında. Bizi neler bekliyor, tam olarak kestirmek mümkün değil. Ama trend belirleyiciler onları da öngörmüş durumda. Herkesin yaratıcı, herkesin girişimci olabileceği yeni dönemde insanlar dijital oyunlar üzerinden dünya üzerindeki gerçek problemleri çözmeye yönelecek. Şirketler çözümü doğada arayacak, hiper hayat kavramıyla tanışacağız. Yeni on yılın odağıysa “kadın” olacak. ZUHAL AYTOLUN Mucize kentten notlar... Y ılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’inden söz ediyorum... 12 Şubat Cumartesi günü Mustafa Balbay etkinliği için gittiğimiz bu kentimizin kazandığı yeni görünüm hakkında çok şey okuyup işitmiştim ama bu kadarını beklemiyordum... Aslında, bir başlık için uzun kaçacak olmasa, yazımın başlığı şöyle olacaktı: “Mucize Adamın Mucize Kentinden Notlar...” Gerçekten de Yılmaz Büyükerşen Eskişehir’de mucizeler yaratmayı başarmış bir mucize adam. *** Anlatmaya nereden başlamalı? EskişehirTepebaşı Belediyesi’nce düzenlenen toplantıda Eskişehir Kültür Merkezi’nin salonu ve balkonu tıklım tıklım doluydu. Toplantı sonrasındaki imzada da katılımcı yazarların önünde saatlerce süren kuyruklar oluştu. Konuşmaları ön sıradaki koltuklardan birinde, sırtında açık kahverengi deri ceketi, herhangi bir izleyici gibi izlemekte olan mütevazı görünümlü adamın, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’de yarattığı mucizeye (daha doğrusu birkaç saate sığdırmak zorunda olduğumuz gezi sırasında bu mucizenin ancak bir bölümüne) ise ertesi gün tanık olacaktık... *** Kent gezisinin ilk durağı Eskişehir Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı oldu. Belediye’ye ait binlerce kilometre karelik alan üzerinde Başkan öncelikle çocukları ve gençleri göz önünde bulundurarak muazzam bir kültür ve masal ülkesi inşa ettirmiş... Hem de sadece belediyenin olanaklarıyla... Bize sıradan bir profesyonel anlatıcı gibi değil, Başkan’ın ideallerini paylaşmanın ve onların gerçekleşmesinde payı olmanın inancı ve tutkusuyla mihmandarlık yapan genç arkadaşın söylediği gibi, Büyükerşen öncelikle çocukların duygusal ve düşünsel eğitimini hedefliyor. Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı bir kent yöneticisinin o kente ve öncelikle de o kentin çocuklarına paha biçilmez armağanıdır... *** Her biri bu mucize adamın (aynı zamanda heykeltıraş olan Prof. Büyükerşen’in) yapıtları olan Atatürk, Osman Gazi, Mala Hatun anıtlarının, özellikle son ikisinin çevresindeki öykülerin hangi birinden söz etmeli. Başkan burada da kentliye sanat duygusuyla tarih bilgisini birlikte kazandırmayı amaçlamış... Şimdiden uluslararası tanınmışlık kazanmış olan cam sanatları müzesi, bu müze içinde minik koltuklarıyla (insanı çocuklar için tiyatro yapıtı yazmaya özendiren) çocuk tiyatrosu salonu, daha sonra gezip gördüğümüz (600’er koltuklu iki salona sahip) muazzam Opera ve Senfoni Orkestrası binası... Neredeyiz? Anadolu bozkırının ortalarında mı, bir Batı uygarlığı kentinde mi? Bırakınız Eskişehir’deki gibi 5 salonu bulunan bir Şehir Tiyatrosuna sahip olmayı, tek bir sahneye sahip kaç kentimiz var?.. Ve bize Eskişehir’i gezdiren mihmandar arkadaşımızdan, ederi 50 kuruş ve 1 TL olan biletlerin 1 ay önceden tükendiğini öğreniyoruz... Ve Porsuk Nehri’nde feribot gezisi... Kıyıya yakın demirlemiş gondollar... Neredeyiz? Venedik’te mi, Paris’te mi, Amsterdam’da mı? Yıllar öncelerde de defalarca geldiğim Eskişehir’de, Anadolu’nun herhangi bir terk edilmiş ırmağı gibi kirli ve uyuşuk aktığına tanık olduğum Porsuk, sanırsınız Seine Irmağı’na, Amsterdam ya da Venediğin kanallarına özenmiş ve hiç de onlardan aşağı kalmıyor... Çünkü gezi sırasında çevremizden akan kent görünümleri de bu kentlerdeki görünümleri hiç de aratmayacak seçkinlikte ve kentsellikte... *** Mucize kentteki gezimizin en unutulmayacak anlarından biri de, içinde Prof. Büyükerşen’in mumdan heykeller atölyesinin de bulunduğu Eskişehir Belediyesi işliklerini ziyaretimizdi... Sırtında bu kez rengi atmış soluk bir işçi önlüğüyle ve yüzünden hiç eksik olmayan gülümseyişiyle bize kent için gerekli her şeyin belediye olanaklarıyla yapıldığı işlikleri gezdiren bu olağanüstü adamı dinlerken insan şaşıp kalıyor ve hepimizin dudaklarından hayranlık sözleri birbiri ardına dökülüyor... Hayranlık ve kaygı sözleri... Haramiler, yağmacılar, hırsızlar, Cumhuriyet ve uygarlık düşmanları, çöl ortasındaki bu vahayı yaşatırlar mı? Buna karar verecek olan biraz da Eskişehir halkının kararlılığı ve bilinç düzeyi olacak... Tıpkı Türkiye’nin genelinde olduğu gibi... G ataolb@cumhuriyet.com.tr Y eni on yıl için rivayetler muhtelif. Tabii ki geleceği bilmek, söylemek değil niyet. Ancak trend belirleyiciler öngörüleriyle çok farklı görüşler sunuyor. Yeni on yılda nelerin trend olacağını belirtirken, bu sürece nasıl hazırlanıldığını da dile getiriyor. Gelecek trendleri danışmanı ve biyomimikri profesyoneli Zeynep Arhon’a yönelttik sorularımızı. Öncelikle bu on yılın 2000’lerden çok farklı olacağını söyleyerek başladı söze: “Kolektif bilinçte derin izler bırakan finansal krizden gerçek ile sanal dünya arasındaki duvarı tamamen eriten Avatar filmine, Obama’nın seçiminden Thomas Beatie’nin çocuk Shinkansen treni, yalıçapkını kuşundan örnek alınarak yapıldı. doğuran ilk erkek ünvanını almasına kadar, son dönemde yaşanan tüm kırılmalar ‘her Morpho şeyin mümkün’ olduğu bir gelecek yaratıyor. Hiç olmadığı kelebeğinin kadar kaygan bir zeminde yaşıyoruz. Öyle ki, beklenmeyeni yapısından beklemek en iyi tavır. Davos Zirvesi’ndeki unutulmaz yararlanılarak konuşması ile geleceğe bakışımızı alt üst eden Nassim hazırlanan Nicholas Taleb’in dediği gibi, beklenmedik olayların kumaş normalleştiği bir döneme girdik. Artık ‘siyah kuğu’ ile Morphotex, karşılaşmanın yadsınmayacağı bir dönemin içindeyiz.” şte tekstilde Arhon’un geleceğe dair mesajları... kullanılıyor. Yeni on yılda bizi neler bekliyor? Yüzyıllık hayatın daha çok insan tarafından paylaşılan Diğer yandan doğayla insan ilişkisi bir beklentiye de dönüşüme uğruyor. Sizin de dönüşmesi, bireysel biyomimikri titriniz var. Nedir açılımı ve genetik harita doğayla ilişkilerimiz nasıl bir değişim maliyetinin belirgin yaşayacak? olarak düşmesi, Biyomimikri doğanın işleyiş prensipleriyle çalışıyor. Yaşamın insanın görme ve sürekliliğini 3.8 milyar yıldır sağlayan bu prensipler duyma duyularını doğrultusunda da ürün ve süreçler tasarlanıyor. Örneğin türün sınırlarının mimaride; termit yuvalarını örnek alarak tasarlanan, çöl ötesine taşıyan sıcağında soğutma sistemi kullanmayan Eastgate binası... medikal çözümlerin Sağlık alanında; mikroskobik su ayısını örnek alan ve üçüncü geliştirilmesi, karbon dünya ülkelerine giderken soğuk zinciri gerektirmeyen aşı vergisinin devreye Hydris... Tekstilde, Morpho kelebeğinin kanatlarının ışık ile girmesi, iklim göçleri, ilişkisini inceleyerek geliştirilen ve kimyasal pigment içermeyen iş dünyasının kumaş Morphotex... Ya da ulaşım alanında, yalıçapkınını örnek inovasyon kaynağı alarak enerjiden tasarruf eden, dünyanın en hızlı treni olarak doğaya Shinkansen. 1995’den 2005 yılına, isminde biyomimtetik dönmesi... Bizi Evoke oyunu sorun çözecek. kelimesini barındıran patentlerin sayısı tam 93 kat arttı. bekleyen değişimler Geleceğin inovasyon alanı doğa. hem insan hayatının Peki yeni on yılda odak özellikle nereye kayacak? kalitesini arttıracak hem de hayatı zorlaştıracak. Artık herkesin odağı kadın. “Adil” olduğu için değil, mantıklı Öncelikli olarak hangi trendden söz etmek gerek? olduğu için: Center for Economics and Business Research lk kez 1990’larda ünlü sosyolog Zygmunt Bauman tahminlerine göre 2020 yılında dolar milyonerlerinin yüzde tarafından dile getirilen likit modernite geri dönüyor. Oluşumu 53’ü kadınlardan oluşacak. “A Whole New Mind” kitabının yıllar önceye gitse de bu kavram yeni on yılı çok iyi anlatıyor. yazarı Daniel Pink’e göre kadın beyninin sol ve sağ Likit modernite içinde birey hiç olmadığı kadar güçlü. Özgün yarımküreleri arasındaki iletişim ağı erkek beynine göre çok projeler yaratarak ulus devletleri ve çokuluslu devleri değişime daha yoğun ve bu önemli bir avantaj. Yakında üst düzey zorluyor. Artık internet erişimi olan herkes inandığı fikri kitlelere yöneticiler ve toplumsal değişim liderleri arasında kadınların ulaştırabiliyor. Artık herkes yaratıcı ve herkes girişimci. oranı artacak. Tespitler böyle olunca, kadınaözel markaların, nternetin farklı sonuçlarını da görecek miyiz? ürün ve hizmetlerin Örnekse World Bank Institute tarafından başlatılan “Evoke” çeşitlenmesine adlı dijital oyun, herkesi gerçek problemleri çözmeye davet şaşmamak gerek... Artık ediyor. Hindistan’da bir köyü su basması gibi ivedi bir problem Zeynep kadına yönelmeye her hafta internet sitesine yükleniyor. Üyeler fikirlerini blog Arhon. karar veren şirketler üzerinde paylaşarak ortak bir çözüme doğru gidiyor. Bu Fotoğraf: “pembeye oyunun tek bir şampiyonu yok. Çözümün yaratımına katılan VEDAT boyamanın” ötesine herkes “social innovator” sıfatını alıyor. Bu örnekleri şimdiden ARIK geçiyor. G bile çoğaltmak mümkün. Trendleri besleyen genel eğilimler P C M Y B C MY B eki bu dönüşümlere nasıl mı hazırlandık? Arhon, makro eğilimlerin küçük eğilimleri besleyerek yenilikleri doğurduğundan söz ediyor: Şehirleşme ve dijitalleşme: lk kez 2008 yılında şehirlerde yaşayan insanların sayısı kırsalda yaşayanları geçti. nsan artık tam anlamıyla şehirli bir tür. Önümüzdeki yıllarda internet erişimi olanların da toplam nüfusun yarısını aşması bekleniyor. Dijital bir türe dönüşmeye ramak kaldı! Hayat git gide hızlanıyor. Hiperhayat içinde yayalar daha hızlı yürüyor, uyuma saatleri kısalıyor. Küresel ısınma gezegendeki su döngüsünü altüst ediyor. Beklenen sadece birkaç derece daha sıcak yazların çok ötesinde; kitlesel iklim göçleri, yiyecek fiyatlarının aşırı yükselmesi, canlı türlerinin yeryüzünden silinmesi gibi kritik değişimler gündemde. Teknoloji, özelikle de internet sayesinde artık herkes yaratıcı ve insanlık hiç olmadığı kadar birbirine bağlı. Yine gelişimin bir sonucu olarak, nüfus artışının hızı yavaşlamış durumda. 2050 civarında nüfusun sabitlenmesi bekleniyor. Bu gerçek, başta hedef kitle tanımları olmak üzere şirketlerin planlarını gözden geçirmesine sebep olacak.