Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 ARALIK 2011 / SAYI 1342 9 Hiperaktif çocuk okulda! A SELÇUK EREZ Ne üniversitesi olsun? R ize Üniversitesi’nin adı geçenlerde değiştirildi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi oldu. YÖK’ün bu kararı, yollara, köprülere, gemilere, üniversitelere yaşayan kimselerin adlarının verilmesinin doğru olup olmadığı tartışmasına yol açtı. Genellikle binalara, meydanlara vb. yaşayan insanların adlarının verilmesi hoş karşılanmıyor. Mesela Filipinler’de “Hayattakilerin adlarının, kentlere, kasabalara, köprülere, kamu binalarına, iskelelere, gemilere filan verilmesini yasaklayan” bir yasa var (Yasa No.1059). İngiltere’de ve ABD’deki belediyelerde de böyle kurallar yürürlüktedir. Bir bölümü, kişinin adının böyle bir şeye verilmesi için sadece ölmesi değil, vefatından bu yana en az on yıl geçmesini de şart koşuyor. Neden? Bir kez belli bir zaman geçtikten sonra tutup o yerin adını bakıyorsun değiştiriveriyorlar, adı verilmişin ruhu ya da bizzat kendisi “muazzep oluyor” yani azap çekiyor... Erzurum’daki Cemal Gürsel Stadyumu’nun adını “Universiade” yapmamışlar mıydı? Avanos’ta bir sokağa Fikri Sağlar’ın adını vermişlerdi. Sonra ne oldu? “Dereyamanlı” oldu... Demek ki insan, şu sokağa, bu caddeye başka bir isim vermeye kalktığında, aklına estiğinde Türklerin adlarını değişitiren Todor Jivkof gibi davranmamalı, biraz düşünmelidir. Acaba bir yere, yaşayan bir politikacının adı verildiğinde bu davranış, haksız bir rekabete de neden olmaz mı? Ne yapacaksın? Seçim zamanlarında tabelasını mı indireceksin? Bence böyle sakınca ve eleştirilere yol açmamak için bir üniversiteye illaki birinin adı verilecekse Kahramanmaraş’ta bir kahramanımızın adı verilirken davranıldığı gibi davranılmalı: Üniversiteye, istiklal mücadelemizin öncülerinden olan bu kahramanın Ali olan adı değil sıfatı verilmiş, kuruma, “Sütçü İmam Üniversitesi” denmişti. Öyleyse sıra diğer üniversitelere büyüklerimizin adlarını vermeye geldiğinde bunların zaten çoğu imamhatip mezunudur Falanca ya da Filanca Bakanı İmam, Cüppeli İmam, Ferrari İmam (Diyarbakır’da normali 30 dakika süren Teravih namazını 7 dakikada kıldıran imam), Futbolcu İmam gibi adlar yeğlenmelidir. selcukerez@gmail.com şırı hareketli çocukların okulda işi zor. Tabii öğretmenlerin ve diğer çocukların da. Önlem alınmazsa, okul yaşamı, dikkat eksikliği ve FİGEN hiperaktivite ATALAY bozukluğu olan çocuklar için de, sınıf arkadaşları ve öğretmenleri için de çekilmez hale gelebilir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Koçluk Akademisi (DEHBka) kurucularından, psikolog S. Tana Alalu, bu sorunu yaşayan çocukların annebabalarına ve öğretmenlere bazı önerilerde bulundu. Çocuğa ayrıcalıklar verin Çocuğunuzun veya öğrencinizin iyi taraflarını gördüğünüzde olumlu geri bildirim verin, tatlı sözlerle abartmadan ödüllendirin. Olumsuz bir davranış gördüğünüzde de hemen yanına gidip, o davranışı olumluya nasıl çevirebileceğini paylaşın, kızgınlık ve öfke varsa sadece dinleyin. Daha sık geri bildirimde bulunun. Verdiğiniz ödevin sonucundan çok, ödev yapılırken harcanan enerjiyi ve yoğunlaşmayı destekleyin. Çocuğunuza veya öğrencinize uyguladığınız yaptırımlarınızın sonuçları net ve sizin için de yapılabilir olsun. Kolay vazgeçebileceğiniz yaptırımları kullanmaktan kaçının. Çocuğunuz veya öğrenciniz, siz vazgeçtiğinizde nerede duracağını bilemez. Ceza vermek yerine, özendirici olun. Örneğin çocuğa, onun hoşuna giden ayrıcalıklar verebilirsiniz. Bir ödev veya görev vermeden önce istenilen davranışları gözden geçirin. Yapılmasını istediğiniz şeyi en basit ve az kelimeyle tekrarlayın. Örneğin dişlerini fırçalamayı hatırlatacaksanız sadece “dişler” deyin. Çocuğunuza veya öğrencinize takip edeceğiniz yetki ve sorumluluklar verin. Bunlar yerine getirilmediğinde sonuçları olsun. Yapılacakları soru veya rica şeklinde istenileni belirtmek yoluyla ifade edin. Hep tek komut verin. Uzun ve sıkıcı yönergelerden kaçının. Kendinizi tekrarlamayın. Komut verdiğinizde çocuğun dinlediğine emin olun. Dokunup, gözlerine bakarak konuşun. Çocuk başka bir şeyle meşgulken ona komut vermeyin. Çocuktan söylediğinizi tekrar etmesini isteyin. Ne kadar zamanda bitirebileceğini sorun ve zamanı belirleyin. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu nedeniyle dağınık olan kişiler için en önemli şey devamlılıktır. Uzun vadede istediğiniz davranışı çocuğunuza veya öğrencinize kendiniz gösterin. Çocuklar sizi modeller. Hiçbir zaman birçok şeyi aynı anda değiştirmeyin. Bir tek şeyi değiştirip, uzun vadede aynı şey üzerinde çalışın. Bazı davranışlara hep aynı şekilde tepki verin ve eğer veliyseniz eşinizi de aynı tepkiyi vermesi yönünde uyarın. figenatalay@yahoo.com Hayalinizdeki odayı çizin, kazanın! Doğtaş Çocuk Resim Yarışması başladı. Çocukların hayallerindeki odayı çizeceği yarışmaya son katılım tarihi 6 Ocak 2012. Türkiye genelindeki 611 yaş arasındaki tüm ilköğretim öğrencilerinin katılabileceği yarışmayla ilgili ayrıntılı bilgi, www.dogtas.com.tr ve tüm Doğtaş satış noktalarından alınabilir. eçen ay, sol öyküsünü dinlemem için zamanım olup mememde olmadığını sordu. Her kadının bir meme kalemle kanseri öyküsü dinlemesini boynunun itilmiş gibi dışarı uç borcu kabul edip, sandalyeye oturdum. veren bir yumru fark Güneş, İzmir Amerikan Koleji’nden ettim. Birinin başına mezun kırmızı saçlı, çilli bir kızdır. Zafer gelince, diğer Bey’le bir Akdeniz turunda tanışırlar. Araya kadınlar o malum yollar, yıllar girer; görüşemezler. 15 yıl EBRU soruyu sorar: “Nasıl sonra İzmir’de yeniden bir araya gelince GÜZEL anladın?” Kendi evlenmeye karar verirler. 1988’de Zafer Ali meme yapısını doğar. Sekiz yıl sonra yıllık kontrollerini yeni tanıyan biri için yaptıran Güneş Hanım’ın memesinde bir bunun diğerlerinden farklı olduğunu sertlik belirir. Ameliyata alınır. Patolojik anlamak zor değil. Erken âdet dönemi, geç sonuçlar tümörün agresif olduğunu menopoz, büyük memeler, sağlıksız gıdalar, alkol (özellikle viski veya votka) ve sigara tüketimi gibi etkenlerin meme kanseri riskini arttırdığını biliyordum. Bedenimdeki östrojeni azdıracak hiçbir riskli davranışım yoktu, tarama yaptırıyordum. Üstelik ailemde meme kanserine yakalanmış kimse de bulunmuyordu. İçim rahat bir şeklide radyolog H. Zafer Akşit’in karşısına geçtim. Yarım saati aşan ultrason taraması sonunda, benden acil mamografi çektirmemi isteyene kadar… Evrendeki bütün hizmetliler ve büyük yaratıcıya ne kadar Zafer Akşit (üstte) ve karısı Güneş. teşekkür etsem azdır; yumru habis çıkmadı. Ama öğrendiğim şeyler yüzünden mutluluğum gösterir. Zafer Bey ne kısa sürdü. Bir kere meme kanserine yapacağını şaşırır. Amerika’ya, yakalanmış kadınların yüzde 75’inde hiçbir meslektaşlarının yanına risk faktörü bulunmadığını öğrendim. giderler. Tedavi 2,5 yıl sürer. Bunlar genç, spor yapan, alkol ve sigara Tek şansları yüksek dozda kullanmayan, genetik aktarımı olmayan, kemoterapi ve kemik iliği küçük memeli kadınlardı. Dahası, bir transferidir. Güneş Hanım çok acı çeker; kadının teyzesi ya da annesinin meme ama hiç öykünmez! Oğlu için yaşama kanseri olması da pek bir şey ifade tutunur. En çok fısıltıyla “Korkuyorum etmiyordu. Önemli olan hangi yaşta bu Zafer” der. Türkiye’ye dönmelerinden üç ay kansere yakalandığıydı. Menopoz öncesi sonra bir sabah güneş doğmaz olur. Zafer mi, sonrası mı? Risk, menopoz öncesiyse Bey’in yası yedi ay sürer. çoğalmaktaydı. Meme kanseri en çok Melek kalpli eşini, çilli prensesini başka kadın öldüren bir kanser türüydü. türlü sevmiştir Zafer Bey. Eşine sırtını Duyduklarıma inanamayınca Dr. Akşit, bırakın dönmeyi, 24 saat yanından söylediği gibi bir kadın tanıdığını ve yaşam ayrılmamıştır bile. Zafer Ali de çok Ailede meme kanseri olmayan kadınlar risk altında G Dr. Zafer Akşit sarsılmıştır, ama Amerikalı doktorların tavsiyesini dinleyen Zafer Bey, oğluyla her şeyi konuşmuş, yükünü hafifletmeye özen göstermiştir. Gülümser öğretmenin emeği hiç unutulur mu? Silkelenir, yaşadığı acıları başkaları yaşamasın diye meme görüntüleme eğitimi almaya karar verir. Geleceğin çağdaş ressamlarından biri olmaya aday oğluyla Amerika’ya, bu alanın öncüleriyle çalışmaya gider. Döndüğünde Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Bölümü’ne geçer. Hikâyeyi dinledikten sonra Zafer Bey’in neden herkesten farklı ve incelikli bir meme taraması yaptığını anlamıştım. Elle erken teşhisten daha da önemlisi, meme taramasındaki erken teşhisti. Artık meme dokusunda 1 mm’nin altındaki olaylar görülebiliyordu. Tabii bütün dava görebilmekteydi. “Meme kanserinin en önemli özelliği farklı cinste olması, durduğu yerde ve kendi içinde değişime uğramasıdır. Bazısı altı senede kendini katlar, bazısı dokuz ayda. İki senede bir mamografiye giden bir kadın için ikincisi vurursa çok geç olacaktır” diyen Zafer Bey, tarama sırasında alacağı radyasyondan korkan kadınlar için de “O zaman kimse elinde hava olsun diye tuttuğu ve SAR değeri çok yüksek olan iphone’u kulağına götürmesin. Telefon bir ihtiyaçsa, mamografi de bir ihtiyaç” diye cevap verir. Zafer Bey’in amacı, daha çok kadını uyarmak ve Türkiye’de hiç olmayan bir meme görüntüleme merkezi açmak. Yenilikleri takip etmek için geceleri web seminerlerine katılan bu idealist doktorun mesleğine saygısı ve kalbinde yaşattığı kızıl güneşe duyduğu aşk o kadar başkaydı ki! Elimde temiz raporum, dışarıda güneş, gülümseyeyim mi ağlayayım mı, bilemedim. ebru@ebruguzel.com.tr Felsefesentır Misafir şair Rh + Rakıyı yoranları da Koşturanları da sevmezdi Rakı eğreti gelin gibi Dolanmalı derdi soframızda Ruşen Hakkı Nazmi Tirben İkili görüşme Bana sorarsanız bütün savaşların nedeni ekonomik değildir! Onu bilmem ama, ben meteliğe kurşun atıyorum!.. Fırsat..Fırsat.. Sınırlı sayıda, kaçırılmış gol fırsatları çok uygun fiyatlarla kiraya verilir. Kredi ve hakem kartı geçerli değildir. Gol kralı emeklisi Adam hem emredip, hem yalan söylerse ne denir? Buyruklu yalan! İbrahim Ormancı Sahibinin Sesi Mükemmel aşk, insanın kendisini mutsuz edecek kişiyi seçmesidir. Lav sıtori kuşlar gökyüzünde hapis balıklar denizde ben ise gözlerinde Mehmet Tuncer Misafir çizer: Cihan Demirci Petşop C M Y B C MY B