24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 11 ARALIK 2011 / SAYI 1342 Twitter’dan gerçek masallar 140 karakterle ne yapabilirsiniz? Cevabı Twitter hikâyelerinde gizli. Kısacık bir “tweet”le kendi ya da çevresindekilerin hayatını değiştirenlerin hikâyesi şimdi Twitter Hikâyeleri adlı web sitesinde toplanıyor. DENİZ ÜLKÜTEKİN eter Shankman, Newark’a giden bir uçağa binmeden önce, en sevdiği et lokantası olan Morton’s’a şakayla karışık, indiğinde onu havaalanında bir biftek ile karşılamalarının mümkün olup olmadığını soran bir Tweet gönderdi. Morton’s yanıt vermedi. Havaalanına indiğinde, smokin giymiş iki Morton’s garsonu tarafından biftek, karides, patates, ekmek, iki peçete ve gümüş yemek takımıyla varış kapısında karşıladı. Shankman’ın hikâyesi Facebook’la birlikte en popüler sosyal ağ olan Twitter’ın hayatımız üzerinde nasıl bir etkisi olabildiği üzerine iyi bir örnek. Twitter şimdi benzeri hikâyeleri bir araya topladığı bir web sitesiyle gün içinde atılan sayısız “tweet”in arkasındaki hikâyei arıyor. Twitter hikâyeleri takipçi listemizde yer alan onlarca kullanıcının attığı bazılarını melankolik, bazılarını fazla neşeli, bazılarını fazla anlamsız, bazılarını da fazlaca ukala bulduğumuz “tweet”lerin ortaya çıkış hikâyelerinin paylaşıldığı bir alan. Twitter’ın P Roger Ebert Lance Armstrong sandığından çok büyüktü. Kimse Burrito’yu umursamıyordu. Yaşadığı yer olan Portland’ın kültürsanat camiası için kitapçıyı kurtarmak bir mesele haline gelmişti. Kitapçı bir gecede maddi durumunu düzeltti ve işler o günden sonra hızla açılmaya başladı. Twitter farklı sürprizlere de açık bir mekân. Mark Slovania, Havai’de bir tepeyi bisikletiyle çıkmaya çalıştı, başaramadı ve buranın dünyadaki en dik tepe olduğunu yazdı. On dakika sonra karşısında altı Fransa Bisiklet Turu birinciliği olan Lance Armstrong’u bulacağını bilemezdi tabii. Şampiyon tepe hakkında bilgi istiyordu. Slovania meydan okumayı sürdürdü ve eğer Armstrong tepeyi hiç durmadan tırmanırsa ünlü bisikletçinin kansere karşı kurduğu LiveStrong organizasyonuna 50 bin dolar bağış yapacağını vaat etti. Bir yıl sonra Armstrong tepenin ucuna bisikletiyle varmayı başardı. Yine de Slovania’ya hakkını teslim ederek “hayatımda tırmandığım en dik yokuştu” dedi. Ünlülerle Twitter üzerinden iletişim kurmak o kadar da kötü değil. Hatta bazen o kadar iyi ki, ünlü Amerikan futbolu oyuncusu Chad Ochocinho’nun sık sık takipçilerini ani davetlerle akşam yemeğine çıkarma gibi bir huyu var. Ochocinho’nun son davetine yaklaşık 100 davetçisi katıldı. Ancak Chad, Almanya’da top koşturan bir futbolcu olsa Twitter’la arası bu kadar iyi olmayabilirdi. Bunun sebebi de işitme engelli kullanıcı Julia Prost olurdu. Prost’un en büyük hobisi futbolcuların saha içinde söylediği, taraftarlar ve gazetecilerden kaçan ama onun dudak okuma yeteneğine yenik düşen saha içi konuşmalarını paylaşmak. http://stories.twitter.com/ Chad Ochocinho (solda). Morton’s (üstte). saymakla bitmeyecek işlevselliklerini de detaylarıyla ortaya koyuyor. Bunlardan bazıları hayatın dramatik anlarını da yakalıyor. Van’da yaşanan deprem felaketi sırasında Okan Bayülgen’in takipçilerinden biri enkaz altında kalan insanların bulunduğu adresi “tweet”leyince Bayülgen de bu bilgiyi bölgedeki AKUT kurtarma ekibine ulaştırdı ve iki kişi enkazdan kurtarıldı. Mucizeler bununla da sınırlı değildi. Bir anlık sinir, hayal kırıklığı ve üzüntüyle “lanet olsun, bir böbreğe ihtiyacım var” yazan kullanıcının mesajı art arda iletilerek birkaç saat içinde gerekli yerlere ve sonunda böbrek de ihtiyaç sahibine ulaştı. Görünen o ki imkânsızlık ve dertlere Twitter mecrasında bir şekilde çözüm bulmak mümkün. Film eleştirmeni Roger Okan Bayülgen Ebert kanser sebebiyle konuşma yeteneğini kaybettikten sonra doğal olarak işinde eskisi kadar aktif değildi. Ancak Twitter bu soruna da bir çözüm bulmuş gibi görünüyor. Ebert kendi hesabı üzerinden yaptığı kritiklerle yeniden bir takipçi kitlesi edinmekte pek zorlanmadı. Zaten iş söz konusu olunca Twitter başlı başına bir cennet. Yakaladıkları balıkları henüz kıyıya ulaşmadan satmayı başaran Japon balıkçıların da iyi bildiği gibi bir işyerinin ticari başarısı için sırf Twitter değil tüm popüler sosyal ağlarda aktif olmak bir hayli önemli. Aaron Durand da bunu iyi biliyor olmalı. Annesinin kitapçısında işler pek de iyi gitmiyordu. O da kitapçıdan 50 dolarlık alışveriş yapan herkese bir Burrito (sandviç) hediye edeceğini vaat eden bir “tweet” sallayıverdi. Aldığı tepki C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear