Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 ŞAHİKA ERCÜMEN Şahika Ercümen tam anlamıyla sıradışı bir şampiyon. Tezatlarla dolu yaşam hikâyesi bu sene zirve yaptı. Artık onu dünya rekortmeni olarak tanıyoruz. Oysa Ercümen suyla ilk tanıştığı günden beri sanki son günüymüş gibi sarılmış tutkusuna. Fotoğraf: UĞUR DEMİR Hep en derine dalmak istedim DENİZ ÜLKÜTEKİN ünya serbest dalış rekortmeni Şahika Ercümen son zamanlarda medyada kendine yer bulmaya başladı. Oysa o hâlâ kendi çabasıyla dalış sporunda ilerlemeye çalışıyor. Hikâyesi aslında çocukluğunda astım hastalığıyla mücadele ederken başlamış. Suda hastalığının etkilerinin azaldığını görünce her gün biraz daha fazla asılmış bu spora. Şimdi bir dünya rekortmeni ama durmaya niyeti yok. Dalış dışındaki hayatı da denizden pek uzak değil. Dizi tekliflerini geri çevirip engelliler için dalış projesini hayata geçirmeye ve dünya üzerindeki tutsak yunuslar için mücadele etmeye harcıyor kalan enerjisini. D Son zamanlarda medya sizinle ilgilenmeye başladı. Memnun musunuz? Amatör branşlar futbol kadar asla ilgi görmüyor. Benim birçok derecem var ama sadece dünya rekoru kırdığımda medyada görünür oluyorum. Bir futbolcuysa eşiyle yaşadığı sorunla bile gündemde yer alıyor. Transfer rakamları da inanılmaz boyutlarda. Ben herhalde ömrüm boyunca o kadar transfer ücreti alamam. Rekor denemelerime son aylarda bulduğum sponsorlarla hazırlandım. Çocukluğunda astım tedavisi görüp, nefes alma zorluğu yaşayıp sonradan nefes tutmakla ilgili bir spora yönelmek ilginç bir tezat. Spora başlamamda deniz aşkı etkiliydi aslında; Çanakkale’de oturmam da tabii. Ancak sorasında iş ler o kadar hızlı ilerledi ki, hastalığım azalırken bir yandan sporda kendimi geliştirmeye başladım. Geliştikçe hastalığım azaldı. Önceden evden çıktığım zaman anında hastalanırken kışın denize girdiğimde hastalanmaz hale geldim. Bir de psikolojik olarak istediğim hiçbir şeyi yapamadıktan sonra, her gün antreman yaptığım son günmüş gibi bir durum oluştu. Ben de her antremanda son gücümü ortaya koyuyordum. Çocukken doktor “denizde çok durma” gibi uyarılarda bulunuyor muydu? “Islak kalma” diyordu sanırım. İlk spora başladığımda bir dalış rekortmeni olacağımı hayal ediyordum. En derine dalmak istiyordum. Uğurlu sayım yediydi, ben de 70 metreye dalmak istiyordum. Şu an da da şans eseri rekoru resmi olarak 70 metreye çıkarttım. Fakat yüzmeyi öğrenmeden önce bile dalardım. Hatta dibe bir taş atıp onu bulana kadar suyun altında kalırdım. Sualtında kalmakla ilgili tedirginlik yaşadınız mı? Hiç olmadı. Kafamı soktuğumdan itibaren her şey bir rüya gibi ve her saniye çok özel. Bu da bana mutluluk ve huzur veriyor. Karadan daha güvenli. Suyun içinde çok rahatım, taklalar filan atabiliyorum. Bıraksan suda günlerce yaşayabilirim. Suyla haşır neşir olmanızda ailenizin etkisi var mıydı? Yoktu. Tatillerde denize giderdik, annem inanılmaz yüzerdi, çok özenirdim. Babam da bayağı yüzerdi. Ancak profesyonel olarak ilgilenmemin sebebi değillerdi. Çünkü spordan önce sağlığım geliyordu ve her şeyden soyutluyorlardı. Çünkü her an hasta olabiliyordum. İlk yıl annem spora göndermemek için çok uğraşmıştı. Kaçarak gittiğim oluyordu. Reklam yüzü olarak kariyeriniz nasıl başladı? İlk oynadığım reklamda Türkiye’deki en başarılı sporcular yer alıyordu. Sonra sualtında çekilen bir reklam vardı ve çok rahattım. Yarım günde çekimleri bitirdik. Dizi teklifi aldınız mı? Birkaç teklif aldım ama sporcu kimliğim dışında bir rol istemiyorum. Oynayacağım rol bu sporu yapan bir karakteri anlatmalı. Onun dışında kendi projelerime vakit ayırmak istiyorum. Engelliler için dalış eğitimi Nedir projeleriniz? Engelliler için dalış eğitimi vermek istiyorum. Bence suyun altında fiziksel açıdan bir fark kalmıyor. Herkes eşit. Bir de tutsak yunuslar için çalışıyorum. Gösteri havuzlarında kullanılan yunuslar büyük bir işkence altında. Çünkü çok hassas sonarları var ve kilometrelerce öteyi algılama yeteneğine sahipler. Küçücük bir havuzun içinde yolladıkları sinyaller her tarafta çınlamaya sebep oluyor ve sonarlarını zamanla kapatıyorlar. 30 yıl olan ömürleri de, beş yıla kadar düşüyor.. Biz garip bir şekilde sudan korkan bir milletiz. Biraz da eğitimle alakalı. Herkes bana “vurgun yemiyor musun” diye soruyor. Vurgun tüplü dalışta olan bir şey. Tüpsüz dalışta böyle bir şey olamaz. Amacım da insanların bu korkusunu aşmasını sağlayabilmek. Üç tarafımız denizlerle çevrili ve insanları suya alıştırmak için çabalamak gerekiyor. Bence yüzme bilmemek kültürel bir ayıp, yürümek gibi bir şey. Keşke insanlara bu imkân sağlanabilse. Buna imkânı olmayan birçok insan var. Dalış sporunda rekor kırınca, bir futbolcu gibi anında sevinç gösterisi olmuyor. Nasıl seviniyorsunuz? Yukarı çıkıyorsun, on saniye hiç kimseye dokunmamak lazım, çünkü kendi gücünle su üstünde kalabildiğini hakemlere göstermek gerekiyor. O sürede sevinmeyip, hakemin işaretini bekliyorsun, sonra çevrendeki insanlarla sevinmeye başlıyorsun. Erkekler tatilde dalmaya ve kız arkadaşlarını bu şekilde etkilemeye meraklıdır. Ancak sizin sevgiliniz için bu pek geçerli değil sanırım. Bir kere suda rahat olmayan birisiyle hiç beraber olmadım. Yoksa baştan kaybediyor. Belli bir seviyeye dalıyor olması gerekiyor. Başta çok katıydım ama baktım olmuyor şimdi bari on metreyi geçsin diyorum. Yasemin Dalkılıç döneminden bildiğimiz bir polemik var. Sualtı Sporları Federasyonu Dalkılıç’ın rekorlarını tanımıyordu. Orada şöyle bir durum vardı. Birisi resmi federayondu, Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından da tanınıyordu. Ancak Dalkılıç kendisi oluşturduğu bir topluluğa rekorlarını tescil ettiriyordu. Doğal olarak federasyondan hakem çağırılmayınca onlar da rekoru kabul etmiyordu. Ben de bunlara karşı Dünya Sualtı Sporları Konfederasyonu’ndan resmi hakemler getirerek ve doping testlerini yaptırarak dalışlarımı tescil ettiriyorum. C M Y B C MY B