Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 26 TEMMUZ 2009 / SAYI 1218 ABD’de beslenme hareketi filizleniyor... GAMZE ERBİL önetmenliğini Robert Kenner’ın yaptığı Food, Inc. ile birlikte ABD’de bağımsız belgeselcilerin gıda ve beslenme konularındaki filmleri dizisine bir yenisi daha eklendi. Geçen günlerde New York, Los Angeles ve San Francisco’da gösterime giren film, Morgan Spurlock’un “Super Size Me” ve Richard Linklater’ın “Fast Food Nation” filmleri ile aynı kulvarda yerini alıyor. Filmin yönetmeni Kenner, altı yıla yaklaşan bu çalışmada konuyla ilgili yazan Eric Schlosser ve Michael Pollan ile işbirliği yapmış. Bu isimler bir süredir Amerikan beslenme tarzının sağlıksız, lezzetsiz ve çevreye zararlı olduğunu savunuyorlar. ABD’nin dev gıda endüstrisinin zaman içinde nasıl az sayıda tekel şirketin eline geçtiğinin öyküsü üzerinde durulan filmde yiyeceklerin nereden geldiği, içinde ne olduğu, nasıl güvenli olabileceği gibi sorular üzerinde duruluyor. Filmi izledikten sonra, beslenmeniz konusunda ciddi kaygılar yaşayacağınızı söylüyor yönetmen. Robert Kenner, üzerinde durduğu sorunları ele alırken soğukkanlı ve bir gıdabeslenme aktivizminin oluşumu konusunda da umutlu. Başlangıçta yalnızca masaya gelen yemeğin nereden geldiğini ortaya çıkarmak istemiş, çünkü böylesine ucuza mal olan besinlere ulaşmış olmamızın hayli önemli olduğunu düşünüyormuş. Daha önce MURAT SAYIN “Food, Inc.”, besinlerin ucuza mal olurken nasıl daha sağlıksız hale geldiği ve bu düşük maliyetli besinlerin ortaya çıkarttığı yüksek maliyet üzerine bir film. Ama bunun ötesine geçiyor. Tekellerin yoğunlaşması, bu büyük şirketlerle yönetimlerin ilişkisi ve sistemin karanlık yönlerine de ışık tutuyor. Temelde kapitalizm içi bir bilinçlenme “Food, Inc.” filminden... muratsayin2005@gmail.com Y uyarısı rolü üstleniyor. karşılaştırılıyor. Sigaraya karşı yürütülen kampanyalara da benzetiliyor. Robert Kenner, insanların tüketici olarak gücünün farkına varmasının çok önemli olduğunu düşünüyor ve bugün için henüz filizlenmekte olan bu bilinçlenmeyi çok önemli buluyor. “Tek bir öğün değiştirmenin bile çok önemli olduğunu” söylüyor: “Bir öğününüzü bir oy gibi düşünebilirsiniz, başka yapılacaklar da var. Ancak ‘madem tam yapamıyorum, o zaman hiçbir şey yapmam’ diye düşünmeyi bırakmak gerek.” 2.5 yaşındaki oğlu Kevin’i yediği hamburgerden zehirlenmesi sonucu kaybeden Barbara Kowalcyk’nin hikâyesi, ucuz yemekle beslenen ancak buna karşın yükselen sağlık harcamalarıyla baş etmeye çalışan Orozco ailesinin başından geçenler, ucuz işgücü olarak gıda sektöründe çalışan kaçak göçmen işçiler filmin temel malzemelerini oluşturuyor. Besinlerin son on yıllarda ulaştığı “ucuzluk” gerçekten çok önemli görülüyor. Ancak, Food, Inc.’te bunun farklı maliyetleri olduğu açıkça ortaya konuyor. Birinci boyut, gıda sektörünün neredeyse tamamını kaplayan kaçak göçmen işçiler. Yakalandıklarında tutuklanan, zor, tehlikeli ve aşırı düşük ücret ödenen işleri yapan bu insanlar çok temel haklardan yoksun oldukları için bu yolu seçmiş durumdalar. Ucuz gıda endüstrisinde kesilene kadar yerinden kıpırdamayan domuzlar ve tavukların hali, kendi pislikleri üzerinde yaşayan inekler... Hangi hikâye daha dramatik karar vereceksiniz. Öte yandan, zamanla yerini büyük üreticilere bırakan küçük çiftçilerin öyküsü de bunun diğer bir parçası. Ucuz gıda meselesinin asıl üzerinde durulması gereken bir başka boyutu ise, sağlık harcamalarındaki artış. ABD’de ortalama bir ailenin beslenme harcamaları son 30 yılda yarıya düşmüş (yüzde 18’den yüzde 9.7’ye). Ama aynı süreçte sağlık harcamalarının ortalama Amerikalının geliri içindeki payı da yüzde 5’ten yüzde 18’e çıkmış. G BİRİLERİ / RİFAT MUTLU Ekim’de İki Gün adlı Vietnam’la ilgili filmi yapmış olan Kenner, olayı farklı açılardan ele almak istemiş. Ancak, filmin hazırlanış sürecinde büyük gıda tekellerinin çıkardığı perdeleme ve engellerle karşılaştıkça bir beslenme aktivizminin yaratılmasının gerekliliğine daha fazla inanmış. “Nükleer terorizmle ilgili bir film yapsam daha fazla kaynağa ulaşma şansım olurdu diye düşünüyorum” diyor. Nüfusun yüzde 64’ünün obez ya da aşırı kilolu olduğu ABD’de bu durum, çocukluktan başlayan beslenme alışkanlıklarının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor ve gıda tekelleri de bu alışkanlıkların oluşumunda önemli roller üstleniyor. ABD’de son dönemde gelişen beslenme aktivizmi, bugün, 1970’lerde yola çıkan çevre hareketi ile (rifatmutlu@gmail.com) DEKORASYON Gardırobunuzu düzenlemeye hazır mısınız? ŞİRİN GÜVEN G ardıropları düzenli tutmak büyük iş, hatta kimileri için imkânsız... Uzun vadede dolabınızın dağılmamasını sağlayabilmek için çok iyi bir sistem oturtmalısınız. Takıntılı görüneceğinizi bilseniz bile bu düzenden vazgeçmemelisiniz. Yoksa ipin ucu kaçar ve dolabınız yine pazar yerine döner. Derli toplu bir dolap için işte size birkaç püf noktası... yanılıyorsunuz çünkü çok geçmeden sabah erkenden işe giderken çorap almak istediğinizde elinize bir saç bandı gelecektir. Yani hiçbir parça eşyanızı küçümsememeli ve onlara dolabınızda mutlaka bir yer ayırmalısınız. İkinci kural: Biraz kulağınıza komik gelecek; “İlk kurala her koşul altında sadık ol”. Gülmeyin hiç öyle... Eve yorgun argın gelip üstünüzdekileri çıkarıp dolabın bir köşesine sıkıştırmaya kalkmayın sakın diyor bu kural. Çıkardığınız pantolonunuzu anında pantolonların rafına koymazsanız, “Şimdi çok yorgunum, sonra yerine koyarım. O zamana kadar şu köşede duruversin” derseniz vah halinize. Dolabınızda tehlike çanları çalmaya başlamış bile. Üçüncü kural: “Dolabınızdan mümkün olduğunca çok verim alın.” Bu ne mi demek? Eski usul büyük raf ve çekmeceli dolaplarınızı daha kullanışlı ve işlevli hale getirebilirsiniz. Koçtaş ve İkea gibi mağazalarda oldukça ucuz fiyatlara bulabileceğiniz “dolap düzenleyiciler” ya da “muhafaza kutuları” çok işinize yarayacaktır. Bu büyük çekmeceleri bölmenizi ve iki ayrı alan yaratmanızı sağlar. Askılıklara asılan “düzenleyiciler” de askılığının bir kısmını raf gibi kullanmak isteyenlere göre... Bu küçük yeni raflarınıza giysinin yanı sıra kutuların içinde ayakkabılar da koyabilirsiniz. Ayakkabı demişken, ayakkabıları ezilmeden, bükülmeden koruyabilmek özellikle kadınlar için en büyük sorunlardan biri. Onları kutulara koyarak tozlanmalarına engel olmak mümkün ancak kimi ayakkabı, özellikle de çizmeler bu sistemde bükülebiliyor. Buna engel olmak için Globox farklı büyüklükte ayakkabı kutuları yapmış. Yüzde 100 geri dönüşümlü, çevre dostu malzemeden olan bu kutuların şeffaf olması, bulmak istediğiniz bir ayakkabıyı ararken bütün kutuları çıkarıp etrafı darmadağın etmenize de engel oluyor. Bir de her tipte ayakkabı için farklı büyüklükteki kutular özellikle uzun çizmelerin hiç zarar görmeden saklanmasını sağlıyor. Kuşkusuz gardırobun tek kullanıcısı kadınlar değil, erkekleri de unutmamak gerek. Onların da kravat derdi var mesela... Mutlaka bir çekmecelerinin içine küçük karelere ayrılmış kravatlıklardan koymalılar. Böylece her kareye bir kravat koyarak aradıklarını hızlıca ve diğerlerini yerlerinden oynatmadan bulabilirler. Eğer çekmecelerinizde böyle bir yer yoksa bunların dikey olarak askıya asılanlarını tercih edebilirler. Bu küçük kutulu sistemi iç çamaşırları ve çoraplar için de kullanmak mümkün. Hatta karışık bir çekmecede çorap ya da iç çamaşırı aramak yerine rahat rahat görerek seçebileceğiniz bu sistem sizi çok rahatlatacaktır. G sirin.guven@gmail.com MEKÂN Asya mutfağı evinizde... ushi keyfini evinizde yaşamaya ne dersiniz? Uzmanlık alanı sushi ve Japon mutfağı olan Shaku Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi, size bu şansı veriyor. 2008’de kurulan Shaku, süpermarketler ve özel organizasyonlar için üretim yapıyor. Genellikle toptan üretim yapan Shaku, ürünlerini hazır porsiyonlar halinde Carrefour, Macro, Metro ve Real marketlerine de sunuyor. Ankara ve Bodrum’a sipariş gönderiyor. Sadece sushi de değil, eğer isterseniz tüm Asya mutfağı yiyecekleri üretilebiliyor. S İlk kural: Dolabınıza koyacağınız her şey bir gruba bağlı olmalı ve o grubun belli bir yeri olmalı... Yani nadir kullandığınız ve az sayıda olan saç bantlarınızı bile bir grup olarak görmelisiniz ve onlar için dolabınızda küçük de olsa bir yer ayırmalısınız. Onları, çorapların durduğu çekmecenin bir köşesine koyup kurtulabileceğinizi sanıyorsanız Günlük üretim yapan firma, en geç 24 saat öncesinde verilen siparişler üzerine yaptığı yemekleri kalitesini garanti ederek, hijyenik şekilde paketleyip soğutucu araçlarla teslimat yapıyor. Sushi hakkında çekinceleri olanlar için biraz bilgi vermekte fayda var. Sushi sağlıklı, doyurucu, kalorisi düşük bir yiyecek. Bir Japon yemeği, çeşitli türleri olmakla beraber, en bilinen haliyle pirinç, çiğ ya da işlenmiş balık, sebze ya da meyve ve nori yosunundan yapılıyor. Sushi pirinci, sushisu olarak adlandırılan ve pirinç sirkesi, soya sosu, şeker ve tuzdan oluşan bir marine ile özel kıvamına kavuşuyor. Shaku’nun ürünleri denemek isteyenleri bekliyor... G Tel: (0212) 437 16 04 C M Y B C MY B