22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

9 TEMMUZ 2006 / SAYI 1059 15 Neyzen Tevfik’e sormuşlar: “Razaki rakıya kafiye olur mu?” diye. Neyzen gülmüş: “Onu bilmem ama iyi meze olur!” Kafiye kurallara bağlı olabilir ancak meze kurallara tabi değil. Rakı adabında genel geçerli kural rakıyı yudum yudum içerken, yanına lokma lokma tadımlık mezeler yemektir. Aksi takdirde erken başlayan akşamın sonu hayırlı gelmez, ertesi gün sefalet olur. İyi bir rakıcı, rakısına en iyi refakatçi bulmakta ustadır. Her akşamcı rakıya eşlik edecek mezesini kendi belirler. Her namlı içkicinin farklı bir meze tercihi vardır. Deniz Gürsoy, bütün rakı sofralarına meze olacak lezzetteki “Çilingir Sofrasında Rakı” adlı kitabında ünlülerin türlü meze alışkanlıklarını sıralar: Ahmet Rasim, farklı üzüm çeşitleri ararken Kemençeci Vasil tek salkımla yetinirmiş. Selahattin Pınar ile Cahit Sıtkı Tarancı, Ezine beyaz peynirini zeytinyağı ile ezip üzerine karabiber serperek Çengelköy bademi tabir edilen minik salatalıklar ile eşleştirirlermiş. Muallim Naci, badem ile ceviz içini tercih ederken, Mithat Efendi rakısının yanında bir büyük tabak fasulye piyazını eksik etmezmiş. Görüldüğü gibi her yiğidin mezesi farklı oluyor. İşte size yaz sofralarınıza eşlik edebilecek birkaç ufak meze fikri. Nasılsa birkaç kadehten sonra mazinin önemi kalmıyor. Her şey unutuluyor. Maziyi bu kez mezelere gömün. Kadehin buğusunda geleceğin falına bakın. İşte size buzlar erimeden yetişecek hızda mazili mezeler. aylinoneytan@yahoo.com SOFRA MEKÂN Mezenin mazisi Aylin Öney Tan ezenin mazisi karışık. Farsça, tadını almak, tatmak, emmek anlamına gelen “Mezîden” kelimesinden türediği söyleniyor. Mutfak dağarcığımızdaki pek çok sözcük gibi sofralarımızın vazgeçilmez tadımlık mezelerinin adını da Farsçadan almışız. “Tadımlık meze” demek aslında biraz da kelime tekrarı gibi oluyor. Zira adını ‘tat’tan alan meze zaten bir anlamda tadımlık demek oluyor. Batılı kaynaklarda ise meze kelimesini İtalyanca “mezzano” kelimesine dayandıranlar var. Bu iddiaya göre “mezzano” kelimesi, orta ya da yarı anlamına gelen “mezza”dan geliyor. Rivayete göre 14. yüzyılda Akdeniz’in Doğusuna gidip gelen Cenevizli tacirler bu yakıştırmayı yapmışlar. Ortadoğu ülkelerinde gördükleri ortaya gelen Yaza özel mezeler... M atıştırmalık yiyeceklere bu adı uygun görmüşler. Ana yemekten önce sunulan ufak tefek ara atıştırmalıklar, İtalyan tacirlerce böyle anılır olmuş. Elbette, Cenevizli tacirlerin Arapça “mezzah” şeklinde telaffuz edilen mezeyi kendi dillerine anlamlı bir şekilde uyarlamış olmaları da mümkün. Ama meseleye bu şekilde yaklaşan olmamış, kelimenin İtalyancalaştırılmış olma ihtimalinden çok, İtalyanca olduğuna hükmedilmiş. Oysa günümüz İtalyan mutfağında “mezzano” diye bir şey yok, kelime ise daha ziyade ticarette aracı kişi ya da vasat anlamında kullanılıyor. Bu nedenle mezenin etimolojik mazisinde gönlümüz ister istemez Doğuya kayıyor, sofrayı donatan birbirinden lezzetli tatlara, meze adını yakıştırmayı daha akla ve gönüle yakın buluyoruz. H ilton ParkSA’nın yedinci katında yer alan Artz Restaurant&Terrace, Boğaz manzarası eşliğinde her gün 18.00–19.30 saatleri arasında Happy Hour uygulaması başlattı. Belirtilen saatlerde içeceğiniz iki içkiden biri, Artz Restaurant&Terrace’nın ikramı olacak. Yaz ayları boyunca devam edecek Happy Hour’da, İspanya, İtalya ve Türk mutfağından seçeceğiniz meze çeşitleri ile akşam üstü içkinizi keyifle yudumlayabilirsiniz. İster, İtalyan mutfağından; kavuna sarılı proscuitto, Mazili Mezeler Bu mezeler geçen haftaki şipşak mezeler gibi kolay ve çabuk. Hepsinin benim mutfak geçmişimde bir mazisi var. Venedik’te geçen zamanlarımdan meze sofrasına uydurduğum tatlar. Haliyle şarapla da uyumlu oluyorlar. Mezeyi İtalyancalaştıran tacirlerin hatırına bir lezzet de oralardan meze sofranıza ekleyin. Patlıcan cips: Bu patlıcan kızartması bildiklerimizden biraz farklı. Patlıcanı böyle yapmayı Venedik’te Zucca Lokantası’nda öğrendim. Bu tarifi eski İtalyan büyükelçisine yaptığımda annesinin yaptığıyla tıpatıp aynı olduğunu söyleyip, “Bunları elle yemem gerekir, müsaadenizle!” diyerek çatalları fora etmişti. Sofrada elle bir şeyler atıştırmak samimiyeti arttırıyor, sohbeti güçlendiriyor. Bu nedenle de iyi meze olabilir. Patlıcanı hiç soymadan bıçak sırtı kalınlığında incecik kesin. Patlıcanı ince uzun olanlardan seçmeye gayret edin. Kestiğiniz patlıcanları sakın tuzlamayın veya suya koymayın. Öylece çok kızgın derin yağda kızartın. İyice kızarıp gevreyince tek kat olarak mutfak havlusuna alın. Bir fincan kadar sirke içinde 1.5 tatlı kaşığı şeker ve 1 tatlı kaşığı tuzu eritin. Patlıcanları servis yaparken bu karışımdan birazını üs tüne serpeleyin, hatta sprey ile püskürtün. Sirkeli karışıma bir diş dövülmüş sarmısak da katabilirsiniz. Pastırma salatası: Venedik’te Rialto’da kurulan pazarın yakınında sadece yerlilerin bildiği, “Stracetti” denilen meşhur bir at kasabı var.. Pastırma gibi kurutulmuş at eti incecik dilimlenip şerit şerit kesiliyor, limon ve zeytinyağı ile karıştırı lıp yeniliyor. Benzerini çemensiz pastırma ile deneyebilirsiniz. Pastırmayı erişte gibi dar uzun şeritler halinde doğrayın. Benzer şekilde iri fesleğen yapraklarını şeritler halinde kesin ve pastırma ile karıştırın. Üzerine taze öğütülmüş karabiber, birkaç sıkım limon suyu ve sızma zeytinyağı gezdirin. Köz pancar: Bu tarif ise isimsiz bir Venedik lokantasından. Annenin mutfakta, babanın kasada, oğlanın ise serviste olduğu sokak arası lokantada servis inanılmaz ağır ama her şeyin tadı yerli yerinde olurdu. Lokanta belki de hakikaten isimsiz idi ama mahalleli her şeyi ağırdan alan sahibine atfen “Bay Yavaş” anlamına gelen “Signor Lento” adını yakıştırmıştı. Bu pancarları ilk orada tattım. Eğer fırında yaptığınız bir şeyler varsa bu tarifi de zahmetsizce sofraya ekleyebilirsiniz. Pancarları tırnak fırçası ile ovarak iyice yıkayın. Alüminyum folyoya sararak orta hararette fırına atın. Rakıyı adabıyla içenlerin zamanlamasına göre birinci dublenin sonunda (yaklaşık 4050 dakika sonra) çıkartın. Ilınınca kabuklarını sıyırarak soyun. İncecik dilimleyip tuzlayın ve üzerine en sevdiğiniz sızma zeytinyağını gezdirin. Yanına incecik kıyılmış roka ile servis yapın. Fırınlık başka mezeniz yoksa pancarları haşlayarak da yapabilirsiniz. lakerda, kalamar; ister, İspanyol mutfağından; somon muss, kırmızı havyar, marine edilmiş söğüş ahtapot, fesleğenli domates salatası... Bunlar, yaza özel hazırlanan damak tatlarından sadece birkaçı. İtalyan antipasta, İspanyol tapa ve Türk meze çeşitlerini Artz Restaurant & Terrace’ın manzarası eşliğinde tadarken, sipariş ettiğiniz yemeğin şef Eyüp Kemal Sevinç tarafından hazırlanışını izlemeniz de mümkün. Çoban salatayı minik kadehlerde sunan şefin diğer farklı tatları ve sunumları arasında; rakılı dondurma, üzerinde roka jölesi ile servis edilen kısır, yeşil zeytin çorbası ve baklava hamuruna sarılı lüfer bulunuyor. Tel: (0212) 310 12 00 Kâzım Karabekir Paşa “Yeni kanunların husule getirdiği ictimai inkılab, Türk tarihinin en muazzam hadisesidir.” Kâzım Paşa hazretleri gazetemiz hakkında teveccühkâr (yakınlık belirten) beyanatta da bulunmuşlardır. üyük Millet Meclisi reisi Kâzım Paşa hazretleri, refikaları hanımefendi ile birlikte dün Ankara’dan şehrimize gelmiştir. Meclis reisi, Haydarpaşa İstasyonu’nda, İstanbul valisi Süleyman Sami, vali muavini Hüsnü beylerle, Kolordu kumandanı Şükrü Naili Paşa, Merkez kumandanı Şakir Bey, Halk Fırkası ve Tayyare Cemiyeti erkânı, şehremini Muhiddin Bey ve askeri amirler ve yüksek memurlar tarafından hararetle istikbal edilmiştir (karşılanmıştır). İstikbal merasiminde bir müfreze asker ve jandarma, belediye zabıta memurları ile İstanbul, Galatasaray, Kabataş ve Kadıköy liseleri talebeleri de bulunmuş ve rasimei selamı (selam törenini) ifa etmişlerdir. Kâzım Paşa, trenden indikten sonra istikbale gelenlerin birer birer ellerini sıkmış ve her biri ile ayrı ayrı görüşmüştür. Paşa, şehremanetinin “İstanbul” motoruna binerek biraderini ziyaret için Büyükada’ya geçmiştir. Meclis reisi paşa hazretleri, kendilerini kar Güne denize sıfır manzarasıyla, Bebek iskelesinin yanındaki Boğaziçi Bebek Cafe’de bir kahvaltıyla başlayabilirsiniz. Kafede begonyalar arasında, minderler üzerinde ve hafif müzik eşliğinde kahvaltı tabağından salataya, ızgaradan makarnaya, tatlılara her şeyi bulmanız mümkün. Tel: 0 212 257 66 51 Fransız sanatçı Bertrand Ivanoff tarafından İstanbul için özel olarak tasarlanan “Reflecting İstanbul” projesi, Karaköy’de görülebilir. Çalışmalarında ana unsur olarak alan ve binaları kullanan Ivanoff, bu enstalasyon çalışmasında, gemi kargo nakliyesinde yük paletlerini saran saydam ve parlak streç folyoyu Karaköy iskelesinin yakınındaki bir binada uyguluyor. Proje, kenti oluşturan göçleri sembolize ediyor. Adres: Fermenciler Sokak, No: 83 karşısı, Galata Köprüsü yanı, Perşembe Pazarı ile Haliç arası. Dünya Kupası bu akşam son buluyor. Bu büyük final gecesinde Yedikule Zindanları’nda sahnede kurulacak dev ekranda bir yandan canlı yayında maç keyfini sürerken diğer yandan dünyanın en iyi DJ’lerini dinleyerek eğlenmeye ne dersiniz? Saat 16.00’da başlayacak organizasyonda dans gösterileri, animasyonlar, lazer şov ve havai fişek gösterisi de var. Bilet fiyatları 134, 48, 32, 22 YTL. Tel: 0 216 556 98 00 Muammer Yanmaz Fotoğraf Atölyesi’nde aldıkları eğitimin ardından fotoğraf çalışmalarına devam eden Ali Baba ve Kırk Haramiler Fotoğraf Topluluğu’nun ilk sergisi Kadıköy Belediyesi Şehremaneti Binası’nda. Sergide tür kısıtlaması olmaksızın hayatın içinden 40 fotoğraf sergileniyor. Tel: 0 212 266 16 96 Latin müziğinin efsane ismi Cesaria Evora, bu akşam saat 22.00’de Kanlıca’daki tarihi Ahmet Rasim Paşa Yalısı’nda bulunan A’jia’da konser veriyor. Evora, konserde son albümü Rogamar’dan bilinen şarkılarıyla dinleyicilerine melankolik bir gece yaşatacak. Konser Cesaria Evora... biletleri 100, 165 ve 265 YTL. Tel: 0 216 413 93 53 Akşam yemeğinizi Taksim’de panoramik bir terası olan, Antakya ve Lübnan mutfağının lezzetini sunan Dikroni’de yiyebilirsiniz. Dikroni, değişik kebapları, doğal sebzeleri, taze baharatları ve zeytinyağıyla sizleri bekliyor. Tel: 0 212 251 17 69 B şılayan bir muharririmize aşağıdaki beyanatta bulunmuşlardır; “Bize daima ehemmiyetli ve sıhhatli havadisler veren ve memleket için pek nafi (faydalı) neşriyatta bulunan “Cumhuriyet” muhabiri ile ilk olarak karşılaştığımdan dolayı çok memnun kaldım. İstanbul’a, geçen seneye nisbetle daha iyi şerait tahtında (koşullar altında) gelmek arzusundaydım. Biliyorsunuz ki, bir senedir İstanbul'a gelmemiştim. Fakat bu seyahatim arzu ettiğim şekilde olamadı. İstanbul’a gelmekten maksadım, hasta bulunan biraderimi ziyaret içindir. Seyahat müddetim devamlı olmayacaktır. Burada ne kadar kalacağımı şimdiden kestiremem... Millet Meclisi’nin bu seneki mesaisi, milletin teceddüd (yenileşme) ve terakki (ilerleme) sahasında bütün arzu ve hislerini tatmin edebilecek mahiyettedir. Yeni kanunların husule getirdiği (yarattığı) ictimai inkılab, Türk tarihinin en muazzam bir hadisesidir.” 15 Haziran 1926 Hazırlayan: CANAN ONURAL sudoku.okulu@gmail.com YANITLAR Haftanın kolayı Haftanın kolayı Haftanın zoru Veba ile mücadele uhtelif semtlerde veba aşısı tatbikatıyla iştigal eden gruplar, şimdiye kadar 4 bin kişiyi aşılamışlardır. Son 6 gün zarfında yeniden veba vakası zuhur etmemiştir. Kumbaracı Yokuşu’ndaki simitçi fırınının kordonu dün kaldırılmıştır. Sıhhiye müdürü Burhaneddin Bey dün bir muharririmize demiştir ki; Haftanın zoru M “Veba tehlikesi zail olmuş (geçmiş) gibidir. Çünkü son hafta zarfında yeniden rastlanmadı. Böyle olmakla beraber gruplar aşıya devam ediyorlar. Bu faaliyet daha 10 gün kadar devam edecektir. Eğer bu müddet zarfında yeni bir vaka zuhur etmezse aşı gruplarının vazifesi de hitam (son) bulmuş olacaktır.” 7 Haziran 1926 Yanıtlar sağ sütunda... CUMHURİYET 15 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear