Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 HAZİRAN 2006 / SAYI 1056 3 memizi sağladı. Şimdi teknolojimiz daha da gelişti ve kimlerin nereden sitemizi ziyaret ettiğini öğrenebiliyoruz. Baktığımda; Avrupa, Amerika, Afrika hatta Avustralya’ya kadar, neredeyse bütün kıtalardan ziyaretçilerimiz olduğunu fark ettim. Onlar küçük birer çiçek gibi bizi mutlandıran insanlar. Zaten ziyaretçi ve indirilen kitap sayısına baktığımızda ne kadar ilgi gördüğümüzü anlayabiliyoruz. Bugüne kadar 50 bin kişinin üzerinde insan sitemizdeki kitapları başarıyla indirmiş. Yaklaşık 100 bin kitap da, okuyucusuyla buluşmuş. Bu gerçekten çok büyük bir sayı. Amatör bir ruhla başladığımız bu işin, böylesine önemli bir proje haline gelmesi inanılmaz ve çok sevindirici. A. Kurt: Elektronik olanakların yayıncılığa katkısı, her yere kısa zamanda ulaşabilmesi ve uzun süre hayatta kalabilmesi. Altkitap’taki bütün kitaplar, dünyanın her yerindeki insanlara eşit uzaklıkta duruyor. Bir kitap yayımlanacağı zaman okur sayısı gözetmek gibi bir endişemiz yok. Bir kişi bile okuyacak olsa yayımlayabiliyoruz. Çünkü maddi bir kaybımız olmuyor. M. Gürsoy: İnsanlar için de bir şans bu. Okuyucu, para verip kitapçıdan bir kitap almak için, “Eve götürüp birkaç sayfa okuyayım, beğenmezsem geri getiririm” diyemez. Bu yüzden çok seçici davranmak zorunda kalıyor. Ama sayısal yayıncılıkta “Hiç para verip okumam” dediği türleri deneme şansı buluyor. Y. Kopan: Altkitap, sadece kitapların ortaya konulduğu ve gerisinin okuyucuya bırakıldığı bir site değil. Aynı zamanda, yazarların biyografilerine, yazarlarla ilgili özel röportajlara, bütün kitaplarla ilgili editöryal bir kadro tarafından ele alınmış eleştirilere yer verdik. Böylece siteyi ziyaret eden kişi bir kitap indirmese bile, site içindeki satırlarda nitelikli bir dünyayla tanışabiliyor. Tek gerçek ‘harfler’dir S on dönemde kitap fiyatları bir hayli yükseldi. Artık bir kitabevine girdiğinizde dışarı eliniz kolunuz kitap dolu çıkamıyorsunuz. Özellikle öğrenci olanların, bir kitap almak için neredeyse bir ay para biriktirmesi gerekiyor. En çok satanlar, en popüler yazarlar, en moda konular derken de iş iyice ticarete dökülüyor. Peki, nasıl okuyacağız? İstatistikler de ortada; fazla okumayan bir milletiz. Bunun sebebi, kimine göre kitapların uçuk fiyatları, kimine göreyse kitabevlerinin tez, araştırma, uzmanlık gibi alt dallardaki kitaplara fazla rağbet göstermemesi ve sadece “dönemin moda kitaplarını” öne çıkarması. Bu bahanelerle yılda sadece bir kitap okuyup (en iyi tahminimiz) köşesine çekilenler, bilgisayar başında aradıkları nimeti bulacaklar. “www.altkitap.com” adresinde hiçbir ücret ödemeden, istediğiniz türdeki kitapları indirebiliyor ve elinizi cebinize atmadan edebiyat keyfi yaşayabiliyorsunuz. Edebiyat dünyası için yepyeni bir alternatif olan bu internet sitesiyle ilgili konuşmak için, projenin fikir babaları Yekta Kopan, Murat Gürsoy, Adnan Kurt ve sitenin sayısal dehası Onur Yıldırım ile bir araya geliyoruz. Onlar, “Dünyada ilk ve Türkiye’de tek sanal ortam kitabevi” olmalarını öne çıkarmamızdan yana değiller. Biz de bu ayrıntının üzerinde durmuyoruz. “Önemli olan faydalı olabilmektir. Bizim için okunmak, her yerde, her zaman okunmak yeterli” diyor Yekta Kopan. Soruyoruz: “Kitaplar çok pahalı, nasıl okuyacağız” diyenler; bedava kitap okuma şansı elinizde. www.altkitap.com’a girin ve biraz kurcalayın. Hâlâ kitap okumayan biriyseniz, inanın Soldan sağa: A. Kurt, Y. Kopan, O. Yıldırım , M. Gürsoy... (Fotoğraf: EBRU BARAN) BEN KİTABA DOKUNMAK İSTERİM... Peki ya eleştiriler? Y. Kopan: Bilgisayar ekranından kitap okumanın zor ve keyifsiz olduğunun söyleyenler var, “Kitap gerçektir, ben ona dokunmak isterim” diyenler de... Bilgisayar ekranında da, kâğıtta da sadece harfler vardır ve tek gerçek, harflerdir. Ayrıca Adnan Kurt’un da sürekli üzerinde durduğu gibi; sayısal yayıncılık, fiziksel yayıncılığın yerini almayı hedefleyen bir oluşum değil. Kültürel alandaki bütün çalışmalar “yerine” değil “birlikte” olduğu sürece toplumları daha ileri taşır. Bizim de fiziksel ortamda kitaplarımız çıkıyor. Bu tarz bir yayın sistemine asla karşı olmadık. Yeni projeleriniz var mı? Y. Kopan: Var tabii. Bundan sonra her yıl farklı bir alanda olmak üzere, o alanın uzmanlarından oluşan bir jürinin değerlendireceği bir ödüllendirme gerçekleştireceğiz. İlki, “Altkitap Öykü Yarışması” olacak. Yarışmanın son katılım tarihi 1 Eylül 2006. Katılmak isteyenler, gerekli bilgilere sitemizden ulaşabilir. Çeşitli yerlerden gelen ve koşullara uygun öyküler değerlendirilecek. İlk üç belirlenecek ve bunun yanında yayımlanmaya değer görülen öyküler bir Altkitap Öykü Ödülü Projesi Kitabı adında bir Altkitap’ta toplanacak ve sitede yayımlanacak. sorun sizde. HAYALLERİ GERÇEKLEŞTİRMEYE DOĞRU Hanginizin fikriydi Altkitap? Yekta Kopan: Kimin fikriydi? Murat Gürsoy: Genel bir fikirdi aslında. Adnan Kurt: Yekta bir bahar akşamı koşarak geldi, Boğaziçi Pastanesi’nde çay içiyorduk. Çok güzel bir fikrim var dedi… Y. Kopan: Aslında kimin fikri olduğunun fazlaca bir önemi yok. Adnan Kurt, Murat Gürsoy, ben ve birkaç arkadaşımız “Hayalet Gemi Dergisi” döneminden bu yana ortak çalışmalarda bir araya geliyoruz. Bu sayede, hem fiziksel ortamda dergi çıkarmanın mutluluklarını hem de zorluklarını öğrendik. Aynı zamanda birlikte güzel işler çıkarabildiğimizi fark ettik. Bunun üzerine, 1998 yılında da “Altzin”i ortaya çıkardık. Andan Kurt’un baskı teknolojileri hakkındaki bilgileri bizim için çok büyük bir artıydı. Altkitap ise 2001 yılında, ekibin Hayalet Gemi ve Altzin’de edindiği tecrübelerle hayata geçmiş... Y. Kopan: İnternet üzerinde bir kitap sitesi oluşturmak hepimizin hayaliydi. 1998 yılından beri internet üzerinde Sezen Mutlu yaptığımız tüm işlerde Sercan Şengün, Onur Yıldırım ve Baran Dilber’in sayısal ortamdaki bilgi birikimi bize çok büyük açılımlar sağladı. Bu üç ismin bizim hayallerimizi adım adım gerçeğe dönüştürmek konusunda inanılmaz bir yetenekleri var. A. Kurt: İnternetin bulunmasının da çok büyük bir katkısı oldu. Y. Kopan: Yapma Allah aşkına. O zaman yazının bulunması da bizim bu projemizde çok etkili oldu. (kahkahalar) OKURDAN: İYİ Kİ VARSINIZ... Peki, nasıl bir döngüsü var Altkitap’ın? M. Gürsoy: Paranın olmadığı bir ortam. Zaten kültürle, sanatla, bilimle paranın bir araya gelmesi bizi çok mutlu eden şeyler değil, ama hayatın gerçeği bu ve bunun dışında kalmak da çok kolay değil. Ama internet bir parça da olsa özgür bir alan yaratıyor. A. Kurt: Aslında buna sadece bedava diye bakmamak lazım. Yeni bir anlayış var ve biz bunun bir parçasıyız. Dü şünsel üretimin bedava olmasından daha önemli olan, özgür olmasıdır. Bilgi artık her yere ulaşabiliyor. İmece çalışmalarla bunun üzerinde herkesin bir parça katkısı olmalı. Çünkü artık, “Okuyucunun para ödemesi çok ahlaklı değildir” diye bir görüş var. Artık kimi bilimsel dergiler basılırken yazardan para alınıyor, ama okurdan alınmıyor. Bizim yaptıklarımız da bu tür bir anlayışın bir parçası. M. Gürsoy: Dolayısıyla Altkitap’taki yazarlar telif ve geri dönüş kaygısı taşımayan yazarlar oluyor. Onların hedefleri maddi bir kazanç elde etmek değil, çok farklı bir okur kitlesine ulaşabiliyor olmak. Çünkü bir kitap fiziksel bir yayınevinden çıktığında ne kadar tutuluyor olsa bile, bir raf ömrü var. Kitapçılar sınırlı, her şehirde yok. Onur Yıldırım: Ben işin teknik kısmıyla ilgilenen kişiyim. Siteyle ilgili kullanıcı yorumlarını takip ediyorum. Altkitap’ın ilk zamanlarında bir kullanıcımızdan şöyle bir yorum gelmişti: “İyi ki varsınız. Ben Güney Afrika’da yaşıyorum ve buradan, kendi dilimde yazılmış kitapları hiçbir bedel ödemeden ve zorlanmadan okuyabiliyorum”. Bu, yaptığımız işin sorumluluğunun ne kadar fazla olduğunu fark et EDİTÖR’DEN H ayatın neredeyse tümünü pornografik bir gösteriye çevirmekte ustalaşıyoruz, giderek. Geçen hafta da ölüm, daha doğrusu cinayet gazetelerde erotik, hatta pornografik bir öykü gibi sunuldu. Öldürülen Yasemin Ç.’ydi. 18 yaşındaydı, evlendiğinin ertesi günü “bakire çıkmadığı” gerekçesiyle, “babaevi”ne gönderilmiş, ağabeyi tarafından “ailenin namusu”nu korumak adına öldürülmüştü. Ağabeyini cinayete azmettiren babaydı; anne, kocasının oğluna silah alması için para verdiğine tanıktı. Haber her zamanki tartışmalı başlıkla sunuldu: “Töre cinayeti.” Ancak bu kısa, yalın haberle yetinilmedi. Bir süredir bu cinayetlerin birinci sayfada kullanılıyor olmasının da açtığı iştahla konu magazinleştirildi. Yasemin’e eniştesinin tecavüz ettiği, hamile kaldığı, kürtaj olduğu ve kızlık zarını diktirdiği yazıldı. Bu da yetmedi, ablayla konuşulup kocasını aklaması yazıldı; eniştenin babasının bir dedikodudan fazla anlam taşımayan iddialarına yer verildi. Sonunda adli tıp raporu da açıklandı ve pornografik görüntü tamamlandı: “Töre cinayeti kurbanı bakire çıktı”. Yasemin’in ölümü pornografik polisiyeye dönüştürülürken başlık aslında bu tür cinayetlerin bir bölgesinin olmadığını da belgeledi. Çünkü haber başlığına taşınan bu bilginin altında toplumsal bilinçaltı sırıtıyordu: “Tüh, kızcağız boş yere ölmüş.” Yasemin Ç.’nin öldürülmesi birkaç gündür haber değil; yeni bir cinayette, diğer kadınlarla birlikte bellek tazelemesinde kullanılmak üzere arşivlendi; tıpkı Batman’da intihar eden, gözaltında tecavüze uğrayan diğer kadınlar gibi... Aslına bakarsanız, gözaltında tecavüz epeyce bir zamandır görmezden gelinen konular arasında, çünkü bu kadınların haklarını arayan hem psikolojik hem de fiziksel sorunlarıyla ilgilenenlere duyulan hınç, gerçeğin üzerini örtüyor... Hınçtan lince geçmek ise çok kolay ve basit... Son günlerde yazar, sosyolog, gazeteci kadın muhaliflere yönelik hıncın lince dönüştüğüne tanık oluyoruz. Linç için kullanılan dil, Yasemin’in öldürülmesini anlatan dile benziyor, pornografi kokuyor. Bundan korunmanın tek yolu ise barış ve düşünce özgürlüğünden yana kadınlarla birlikte olmak... İyi haftalar... Berat Günçıkan bguncikan@yahoo.com Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon: Mete Çolakoğlu/Mustafa Doğan (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna/ İstanbul (0212) 454 30 00 *Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet.com.tr CUMHURİYET 03 CMYK