Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
R PAZAR 1 14/12/06 16:33 Page 1 PAZAR EKİ 1 CMYK YIL 20 SAYI 1082 / 17 ARALIK 2006 Çoğu seyircinin izleyeceği filmi sadece yıldızlarına bakarak ya da reklam bombardımanının etkisinde kalarak seçtiğini biliyor, ama yine yazıyorlar. Yönetmenin, oyuncunun hatta yapımcının tahammülü olmadığını görüyor, ama yine eleştiriyorlar. Hollywood’un dünyanın diğer filmlerini gölgelemesine itiraz ediyor, yine de izleyici üzerinde tahakküm kurmaktan kaçınıyorlar. Cumhur Canbazoğlu, Alin Taşçıyan, Sungu Çapan, Yeşim Tabak, Mehmet Açar eleştirinin dayanılmaz ağırlığını, okur, sektör arasında durdukları yeri, iki izleyici Erden Ayas ve Hilal Özük ise film tercihlerini anlatıyor... Bir filmi eleştirmek... Ali Deniz Uslu B u sezon vizyona giren ve girecek olan film sayısı 34. Bu, Yeşilçam olarak adlandırılan o uzun, ama en azından sayı açısından bereketli yıllardan sonra en parlak dönem. Neredeyse her hafta bir yerli film gösterime giriyor, pahalı tanıtım ve şaşaalı galalarla seyirci sinema salonlarına çağrılıyor. Bu hareketlilikten başı dönen sadece izleyici değil, sinema yazarları da o filmin basın gösteriminden bu filmin basın gösterimine koşuyor… Sinema yazarı, yönetmenle izleyici arasında bir köprü. Bir hayli zamandır köşe yazarları da kalemlerinin siyasetten taşan bölümlerinde izledikleri filmlere yer veriyor, sinema yazarlarının mesafeli duruşlarına, diğer köşe yazarlarının kimi zaman ifrata varan “beğendimbeğenmedim” yorumları karışıyor. Sonuç, sütun kavgaları… Ahmet Hakan, “Bu filmlerden uzak durun” diyor, yönetmen Mustafa Altıoklar ve köşe yazarı Engin Ardıç atışıyor, sinema yazarı Atilla Dorsay ile Mehmet Ali Erbil arasındaki söz düellosu uzadıkça uzuyor… Sinema kavgalarının neredeyse sinemayla yaşıt bir tarihi var; 1918’de Muhsin Ertuğrul, Sedat Simavi’nin ilk filmi “Pençe”yi “Temaşa” adlı bir tiyatro dergisinde eleştirirken “saçma sapan” demekten kaçınmıyor… 50 ve 60’lı yıllarda kimi sinema yazarları yönetmenliğe geçiyor, yönetmenler sinema dergilerinde kuramsal yazılar kaleme alıyor, ortak manifestolar yayımlanıyor... Sonraki yıllarda ise eleştiriler sinemanın biçiminden çok anlattığı derdin politikasına dökülüyor, kavgalar da sertleşiyor... Bugün ise büyük bir pazar, anlattığı dertten çok bütçesinin büyüklüğüyle, kullandığı teknolojiyle veya çabuk ünlenen, çabuk silinen başrol oyuncusuyla pazarlanan filmler var… İzleyici için artık yıldız tablolarından seçim yapmak, uzun eleştirileri okumaktan daha kolay. Ciddi film analizleri artık marjinal metinler… Peki, sinema eleştirmenleri, yazarları bu yeni izleyiciye ne sunuyor? Eleştiri mi, tanıtım mı öne çıkıyor? Bir film üzerine çıkan yazıyı o filmi izlemeden mi okumalı, izledikten sonra mı? Tüm bu soruların yanıtlarını sinema yazarları Cumhur Canbazoğlu, Alin Taşçıyan, Sungu Çapan, Yeşim Tabak, Mehmet Açar ve iki izleyici, Erden Ayas ile Hilal Özük veriyor. Kapak çalışması: Süleyman Abay ŞİLİ’NİN ARTIK BİR DİKTATÖRÜ YOK! Bütün diktatörler gibi Pinochet’nin de suç dosyası kabarıktı; binlerce ölü, işkence, kayıp, ekonomik yolsuzluk, sahtecilik... Diktatör geçen hafta öldü, binlerce Şilili meydanları doldurup kutlama yaptı. Şilili bir kadın şöyle diyordu: Pinochet’nin gölgesi kalktı... Pınar Savaş Sayfa 4 Sayfa 67 Soru: Ne yapabiliriz? Yanıt: Okul, yurt... Mimar Banu ve Dr. Haydar Karabey, 1999 Ezilenleri dinleyin! Edebiyat eleştirmeni ve kuramcısı Prof. Gayatri Chakravorty Spivak’ın adı Edward Said’le birlikte anılıyor. Spivak’a göre entelektüel, ezilenlerin direncini duyurmalı. Volkan Aran Sayfa 5 depreminden sonra “Biz ne yapabiliriz?” diye düşündüler. Hazırladıkları dosyaları onlarca sivil toplum örgütüne gönderdiler. Yanıt Garanti Bankası çalışanları ve müşterilerinin kurduğu “Denizyıldızları”ndan geldi ve 8500 öğrencilik meslek okulları açıldı. Esra Başıbüyük Sayfa 9