Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
PAZAR EKİ 6 CMYK 6 19 KASIM 2006 / SAYI 1078 Dünyanın en eski düğün resmi... Alman arkeolog Dr. Anneliese PeschlowBindokat, günümüzden 8 bin yıl önce yapılan, dünyanın ilk düğün resmini Bafa Gölü kıyısında bir mağarada buldu. Arkeologlara göre bu, Anadolu’nun tarihöncesi arkeolojisi konusunda, yakın dönemde yapılan en büyük keşiflerden biri. Sadberk Hanım Müzesi’ndeki bir fotoğraf sergisi de bu keşfi izleyiciye taşıyor… Özgen Acar öke’den Bafa Gölü’ne kadar olan alan, Ege Denizi’nin bir körfezi olup erozyon sonucu önü kapanınca denizden 30 km. içerideki bir göle dönüştü. Göl üzerindeki adacıklarda kilise, gölün karşı kıyısında ise bazı sur duvar kalıntılarını görebilirsiniz. 15 yıl öncesine değin “Heraklia Latmos (Latmos Herkülü)” bir YunanRoma kenti olarak bilinirdi. Kentin sırtını dayadığı “Latmos (Beşparmak)” Dağı, “havayağmur” tanrısından dolayı kutsal kabul edilirdi. Daha sonraki bin yıllarda “Zeus Akraios (Doruktaki Zeus)” adına yapılan bir tapınağın kalıntıları da bulundu. Prehistorik duvar resmi. (Çiftler) Bu “büyük” tanrının, arkasındaki T kafalılarla birlikte tıpkı Hitit, sonraki yüzyıllarda Yunan tanrılarının “karargâhı” diyebileceğimiz “Latmos pantheon”unu simgelediği sanılıyor. Mağaranın girişinde çanak biçimli bir adak oyuğu var. Ayrıca, oradan bakıldığında dağın doruğundaki kutsal taş görülüyor.. Ötekilerine kıyasla daha geniş bu alanın bir tapınak olduğu anlaşılıyor. Prof. Haupthmann, Latmos kaya resimlerindeki bu olguyu şöyle değerlendiriyor: “Yörenin yaşam dolu betim dili ve simgesel içeriğinde, Karia’nın hava tanrısı ve Eski Anadolu’nun dağ tanrısının çok eski söylenceleriyle dolu bir kutsal dağın kökleri çok eskilere uzanan büyülü törenleri, izleyicinin gözleri önünde canlanır. Bu nedenle, Ege kıyısının yakınındaki, Batı Anadolu’nun erken dönemlerine ait bu betim dünyası, tüm dünyada örnekleri bulunan kaya resim sanatı içerisinde benzersizdir. Erken dönem insan resimleri Anadolu’nun tarihöncesi arkeolojisi konusunda, yakın dönemde yapılan en büyük keşiflerden biridir.” Balıktaş Mağarası’nda, dağ yükseltilerinin altında uzanan bir meandır, yanında denizin dalgalarını yansıtan bezemelerin önünde sanki bir geometrik doğa resmi ortamında kucaklaşan, belki de sevişen bir çiftin yanındaki karede, bu sevişmenin sonucu olan bir kız çocuğunun annesi ile oynadığı görülüyor. Çayırlık mevkii denilen bir alanda Çatalhöyük’ün duvar resimlerinde rastlanan, yakın dönem kilimlerinde de görülen iç içe geçmiş baklava biçiminde geometrik bezemeler bulunuyor. Düğün resmi (çizim)... Fotoğraflar: Anneliese PeschlowBindokat Resim çizimleri: Murat Gülyaz Renklendirme: Mirem Çelem S Mağaranın tavanını tümden kaplıyor. Burada hareketleri ve canlılığı yansıtmak için bir simetriye gidilmemiş. Büyük boyutla vurgulanan çift tam ortada değil. Sağda, sola kıyasla daha çok insan var. Kadınların hareketli oldukları, dans ettikleri, eğilimli konumları ve bacaklarının bükülmüşlüğünden anlaşılıyor. Resim doğasal bir biçemde yapılmış.” HİTİT PRENSİNİN MÜHRÜ Bir başka olağanüstü buluntu ise bin metre yükseklikteki Sakarkaya köyü yakınında HititLuvi dilindeki bir hiyeroglif yazıttır. Yazıt, Hitit prensi KupantaKuruntiya’nın mührü niteliğinde. Mira’ya kral olan prensin adının buraya İÖ 14. yy. sonlarında kazınmış olması önem taşıyor. AY TANRIÇASININ ÇOBAN SEVGİLİSİ Yörenin ünlü öyküsü, bu dağda yaşayan avcıçoban Endymion ile ay tanrıçası Selene’nin aşkını anlatır. Tanrıça, tanrıların tanrısı Zeus’tan mağarada uyuyan çobanın hiç uyanmamasını, sonsuza değin genç kalmasını sağlamasını ister. Bu aşktan 50 kız ve bir erkek çocuğu olur. Öykü, antik dönemde, şiirlere, resimlere ve mermer kabartmalara konu olmuştur. Eğer, antik kentin içinde dolunayın olduğu bir gece göle, değişik bir doğa yapısına sahip Beşparmak Dağı’na bakacak olursanız, öykünün neden burada yaratıldığını kolayca anlarsınız. Söğütözü Köyü’nde arıcılık yapan Yaşar Beşparmak, antik kentte yüzey ve çevre araştırmalarını sürdüren Dr. Peschlow’a, Göktepe yöresindeki inlerde gördüğü resimlerden söz eder. Birlikte gittikleri mağarada Peschlow, kaya üzerine boya ile yapılmış resimleri görünce şaşırır. Çünkü, böylesine bir resim, değil dünyada bu yörede dahi hiç bilinmiyordu. Anadolu ya da Ortadoğu’da kayalara kazınmış resimlerden farklı olan bu kaya resimleri boya ile yapılmıştı. (Cumhuriyet BilimTeknik’te 22 Temmuz 1995’te okurlarımıza duyurmuştuk.) Bayan Peschlow, o günden sonra bugüne değin 200 km2’lik bir alan içinde 500 insan çiziminin de yer aldığı 160 değişik resim grubu daha buldu. Resimler, daha çok göl kıyısına yakın yamaçtaki “mağaramsı” kaya kovuklarının iç yüzeylerine, doğanın düzelttiği düz alanların oluşturduğu nişlere, bazıları da aşınmış yüzeylere yapılmışlardı. Resimlerin olduğu kaya kovuğumsu inlerin bazılarında su kaynıyor ya da derecikler geçiyor. Ancak dört resim, gerçek mağara içinde olup ötekileri gün ışığı görüyor, hatta bazıları doğrudan güneşe bakıyorlar. Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün Başkanı Prof. Harald Hauptmann, resimleri “İki değişik biçemin görüldüğü ve gerek biçem gerekse konu bakımından kendi içinde bütünlük oluşturan bu kaya resimleri grubu, neolitik ve kalkolitik dönemlerde Anadolu’da geçerli olan dinsel inanç dünyasını yansıtmaktadır” sözleri ile yorumluyor. LATMOS’TA “AİLE” ÖNE ÇIKIYOR Mağara girişi... “Paleolitik (Yontmataş)” döneminde rastlanan bazı mağara resimleri kadar büyük olmayan, İÖ 84 bin yılları arasına tarihlenen Latmos’takiler, küçük boyutlu, simgesel nitelikli resimlerden oluşuyor. “Çöp adam” görünümlü erkekler hep karşıdan, güçlü kıvrık kol ve bacakları ile betimleniyor, cinsel organları görülmüyor. Kadınlar ise tıpkı Konya Çatalhöyük, Burdur Hacılar ana tanrıçaları gibi dolgun kalçaları ile daima yandan betimlenmişler. Öykü gruplarını, kilim motiflerini yansıtan bezemeler, Latmosluların dağ tepelerinden gördükleri Menderes’in kıvrımlarından adını alan “meander (büklüm)” çizimleri, el ve ayaklar tamamlıyor. Ege’de olmasına karşın Latmos kültürü, Çatalhöyük ve Hacılar bezemelerine benzerlikleri ile Orta Anadolu’yla bağT kafalı Tanrı fotoğrafı... lantıyı kanıtlıyor. İÖ 6. binyıl Hacılar seramiklerindeki el betimleri ile günümüz Şanlıurfa İzmir yakınlarında Karabel ve Akpınar’dan sonra Ege’de köylerinde kerpiç duvarlı evlerin pencere çevbulunan bu yazıt Hitit İmparatorluğu’nun genişleme sınırlarelerine nazarlık amacıyla duvara kireçle yapırı hakkında önemli ipucu veriyor. Mühürle yörenin neolitiklan el baskıları geleneği Latmos’ta yaygın olaten Hitit’e, Karya Satraplığı’ndan Yunan, Roma’dan Bizans’a, rak görülüyor. Latmos kaya resimleri AnadoMenteşe Beyliği’nden Osmanlılara kadar uzanan tarihsel lu çıkışlı olarak Ege adalarından seke seke Avbağlantısında zincirin önemli bir halkası da ortaya çıkarılmış rupa’ya yönelen neolitik göçe yeni bir önemli oldu. Kentin kuzeyinde Kuletepe’nin güney yamacının kaya bakış açısı ekliyor. resimlerini yapan insanların genel yaşam alanı olduğu düşüKaya resim sanatı, neolitik dönemden beri nülüyor. Bu yörede, Sisam Adası’nda bulunan İÖ 65 bin yıldoğal olarak insanlar, hayvanlar karşısında ya ları benzeri seramikler, 13 cm uzunluk ve 9 cm yüksekliğinavcı ya da çoban olarak, bazı konumlarda ise deki pişmiş topraktan başsız, bir bacağı ve gövdenin bir böçiftçi ve savaşçı betimlemeler ile başka yörelerlümü kayıp bir ayı heykelciği de ele geçti. Ayı figürü Doğu de biliniyor. Batı Avrupa’daki hayvan ağırlıklı Ege için ender bir buluntu olup Batı Anadolu’da bulunan en buzul dönemi mağara resimlerinden farklı olaeski ilk ayı heykelciğidir. rak, Latmos resimlerinde kadınerkek çiftler, Hitit Prens Mührü... Malkaya Mağarası’nda “obsediyen (volkanik cam)” ve çakçocuklu aileler, çocuğu ile oynayan anneler, mak taşından ok uçları, orak bıçakları, yassı baltacıklar, pişbireysel insan değil, insan toplulukları, özellikmiş topraktan yarım küre biçiminde dokuma ağırşakları, le “aile” öne çıkıyor. Şimdi, başlangıçta sözünü ettiğimiz Bafa Gölü’nün kuzey idoller, midye, balık kalıntıları, alageyik, yaban keçisi, domuAynı mağaradaki bazı resimlerin dahi aynı elden çıkmadıkıyısındaki İkizada’nın karşısındaki yamaçta bulunan tarihin zu, kınalı keklik ve kaya güvercini kemikleri ile evcil keçi, koğı, biçemlerinden değişik ressamlarca farklı zamanlarda yaen eski düğün betimlemesine geçebiliriz. Bu resimden bir yıl yun, sığır ve köpek kemikleri de bulundu. pıldığı anlaşılıyor. Resimlerde yalnızca kırmızı kullanılmış. önce, Karadere Mağarası’nın girişinde “horon teper” gibi dans Şimdi, doğanın binlerce yıllık olumsuz etkileri altında kaBalıktaş Mağarası’nda özellikle kadınlarda sarı renk de göeden erkekler betimlemesinin bulunduğunu da dikkate alalan bu olağanüstü buluntuların nasıl korunarak geleceğe bırülüyor. “Peschlow heyeti” resimde kullanılan boyanın Latlım. Denizden 290 m, dere yatağından ise birkaç metre yükrakılacağı sorunu öne çıkıyor. Bazıları, kayaların konumlamos’taki “demir oksitten” elde edildiğini, demir tozunun sısekteki bir mağaranın tavanında büyükçe boyanmış bir çift, rından dolayı yağmurdan korunmuş, ancak tabanda oluşan vıyla karıştırılıp parmakla ve bazı durumlarda bir nesne ile resmin sağında daha küçük boyda, nem resimlere yer yer zarar vermiş durumda. Bazı bökaya duvarına sürüldüğünü ortaya koydu. ayaklarının kıvrımlı biçimlerinden lümlerin kayboldukları görülüyor. Yaklaşık dörtdans ettikleri anlaşılan altı kadın göte biri tam olarak korunan, ancak yağmurDAĞ TANRISININ TAPINAĞI rülüyor. Kadınlar üçer üçer bir erkekgüneş etkilemesi sonucunda çatlayan bale gruplara bölünmüş. Solda üçlü bir zı kayalar üzerindeki resimlerin ise iveKaradere Mağarası’nda, 1m genişlik yarım metre yüksekbaşka oturan kadın grubu yer alıdi olarak korunmaları gerekiyor. lik gösteren bir resimde 13 kişi var. Farklı boyutlardaki inyor. Latmos kaya resimlerinden oluşan sanlar resme derinlik ve ilginç bir devinim veriyor. Resimde Dr. Peschlow, “8 bin yıllık bu fotoğraf sergisi 26 Kasım’a kadar bir kadın, bir hayvan dışındakilerin tümü erkek. Ön planda resmin dilini, bunu bir evlilik İstanbul’da Sadberk Hanım Müvurgulanan T biçimli başı olan bir kişi ve daha küçük ölçektöreni olarak günümüze çevizesi’nde görülebilecek. Fotoğrafte bazı benzerleri resimde yer alıyor. Öteki kaya resimlerebiliriz” dedikten sonra ekrinde insanlar çıplak iken, bu resimdekilerin uzun giysileri var. lar Ankara’da sergilendikten sonliyor: “Bu durumda, ister saDaha kutsal görünümlü bu kişilerden öndeki, Hitit dünyara temelli olarak Muğla Müzesinat tarihi, ister insanlık tasında da görülen “dağ tanrısı” olasılığını arkeologlara düşünrihi açısından baktığımızda ’nin özel bölümünde sürekli olarak ziyaretçilere dürüyor. bu bir ilk evlilik törenidir. sunulacak. ?