Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 ŞUBAT 2005 / SAYI 987 Tiyatronun narin/çetin divasi... "Arkası Yarın" ve "Radyo Tiyatrosu"yla tanıştığımız ses, televizyonun ilk dramalarındaki güçlü oyuncu... Bütün bunlar Işık Yenersu'yu işaret ediyor. Kerime Şenyücel de TRT için hazırladığı belgeselde sanatçıyı oyunculuğu ve politik kimliğiyle anlattı... Miyase Ilknur B elgeselin adi: "IşıkYenersuTiyatronun Narin/Çetin Divası". Bır TRT belgeseli. Hazırlayan Kerime Şenyücel. Bizi artık "eski" dediğimiz tarihlere götürüyor: Doğu'nun bahtsız kentlerinden birindeki iki katlı kerpiç evin oturma odasında, üstü kaneviçe örtülü Grundig marka radyonun bulunduğu konsolun önünde... Dünya klasiklerini ve Türk edebiyatının seçkın örneklerini kitaplardan okuma şansı olmayan ıki çocuk, veli toplantısı dışında okul yüzü görmemiş Anadolu aydını analarının telkinleri ve zorla maları sonucu "Radyo Tiyatrosu" ve "Arkası Yann"ı dinliyorlar... Radyodan duyup hayran oldukları o sesin sahibiyle "Güneyli Bayan" oyunu sayesınde karşılaşacaklar sonralan... Bizlere izletilen kurgusundan, metinlerine, seslendirmesinden görüntüsiine, ışığından tekniğine, her şeyden önemlisi sıcaklığına kadar en müşkülpesent eleştirmenleri bile insafa getirecek başardı bir çalışma. Peki kim bu Kerime Şenyücel, böyle bir çalışma için neden Işık Yenersu'yu seçmiş, nasıl bir gözlem sonucu Işık Yenersu'yu böylesine başarılı tanıtmış? Şenyücel "Neden Işık Yenersu" sorusundan başlıyor anlatmaya: "TRT'nin, Türk kültürüne önemli katkıları olmuş kışilerin biyografik portre çahşmalarını yapma projesi 2003 'te başlamıştı. Bu çerçevede Gani Turanlı.Vedat Günyol, Macide Tanır, Turan Erol gibi isimlerle çalışmalar yapılmıştı. Bcnim 'Işık YenersuTiyatronun Narin/Çetin Divası' belgeseline gırişirn bu çerçevede oldu. Aslında 'AntakyaEzan, Çan Hazzan' belgeseli için yoğun çalıştığım bir dönemdi, ama dizıyle ilgili yapılan bir toplantıda Işık Yenersu belgeseline talıp oldum. Çünkü Işık çok sevgilı bir dostum. Ayrıca onun yaşamında, belli bir dönem pek çok sanat ve fikir adamının yazgısını etkileyen darbesanat çatışmasının izlerini bulnıak mümkun." YALIN BİR İNSAN... Bir belgesel hazırlarken en önemli dönem, araştırma. Bu süreçte Şenyücel'e Yenersu ile dostluğu kadar onunla ilgili bir kitap hazırlayan Ediz Baysal da yardımcı olmuş. tlhan Selçuk ve Prof. Ayşegül Yüksel ise oyuncunun kişiliği ve sanatıyla ilgili bilgiler aktarmışlar... Böylelikle ön araştırma süresi kısalmış. Şenyücel belgeselin bir buçuk yılda ortayaçıktığınısöylüyor. "Belgeselde Işık Yenersu'nun son derece başarılı bir şekilde anlatılmasını sağlayan neydi?" Şenyücel bu merakımızı, "Aslında 'Tiyatronun Narin/Çetin Divası' sözü onun hem yaşam, hem sanat karşısındaki tavrını simgeliyor.Yalın bir insan olduğu ve dalavereden hoşlanmadığı için bellı ılkelerini ve bunlardan ödün vermeme konusundaki direncini hem darbe dönemlerinde, hem dostluk ilişkilerinde hem de kansere karşı mücadelede ortaya koymuştu. Bir belgeselcı için Işık gibi bir karakterin kişiliği son derece ılginç bir konu" diyerek gideriyor. TRT gibi resmi bır kurum adına yapılan belgeselde sanatçının siyasi duruşunun ve bu duruşun kaçınılmaz sonucu olarak ödemek zorunda kaldığı bedellerin en ince ayrıntılarına kadar aktarılması konusunda herhalde bir zorluk yaşanmıştır, diye düşünüyor insan. Ama "Hayır yaşamadım" diyor Şenyücel ve ekliyor: "TRT bir devlet kurumu. Bu belgesel ıeyting kaygısıyla yapılan tıcari bir çalışma olmadığı ve kültür kategorisine giren bir sanatçı portresi olarak değerlendirildiği için belki de özel bir televizyonda bu formatta ele alınamazdı. Zaten dünyanın Işık Yenersu, bir buçuk yıl süren belgeselin hazırlanma sürecinde, zaman zaman "kırmızı çizgiler" çekmiş, özel yaşamının bazı bölümlerini saklı tutmuş, ama... her yerinde kültür ve sanat konuları kamu yayın kuruluşlarının ilgı alanı içinde kalıyor. Bir de Işık, hep TRT bünyesi içinde oldu. 196O'lı yıllarda radyoda 'Arkası Yarın'larda yaptığı seslendirmeleri, televizyonda dizi seslendirmelerine taşıdı. Ayrıca TV dramalarında oynadı, belgesel sunuculuğu yaptı. Onun için TRT'de pek çok kişinin Işık Yenersu'yla ilgili güzel bir anısı vardır." Belgeselin insanı etkileyen özelliklerinden biri de metinlerdeki sıcaklık ve lirik anlatımdı. Bu anlatım tarzmı etkileyen bir şeyler olmalıydı... Şenyücel'in anlatımlarından anlıyoruz ki, bu sıcaklığı veren sanatçının kendisi. "Bir belgeselci olarak şuna inanıyorum: Ele aldığınız konu ister bir kent, is ter bır insan, ister tarihi bir dönem olsun, izleyicıyle aranızda insani bir özdeşleşme duygusu yaratabiliyorsanız, ekran karşısındaki kişi orada 'insan'ı bulabiliyorsa belgesel ilgiyle izleniyor. Işık Yenersu yaşam mücadelesi, başarıları ve dostlanna sunduğu cömert kişiliğiyle pek çok insanın olmak istediği, ama her zaman olamadığı bir model. Bir de o ünlü güzel sesi var. Ben herhangi bir metin ve üst anlatıcı kullanmadan belgeseli Işık'ın kendini anlatması üzerinde oluşturdum. Bu da izleyiciyle dolaysız bir iletişim kurmamı sağladı." KEKLER VE GÜLMELER... Işık Yenersu, özel yaşamına projektör tutulmasına ve kendisının belırlediği sınırların zorlanmasma alışkın olmayan biri olarak tanınır. O nedenle Şenyücel'e belgesele koymak isteyip de herhangi biı nedenle ele alamadığı konular olup olmadığı sorusunu yöneltiyoruz. Şenyücel, Yenersu'nun sanat yaşamının önemli biı evresini geçirdiği Ankara'da kamera çalışması yapamamanın üzüntüsü içinde. Ancak sanatçının doktorunun buna izin vermemesıni de anlıyor: "Işık bu belgesel için bana sonsuz des tek verdi. Özel yaşamda mahremiyei duygusuna önem verdiği için bana kişi liğini ve yaşamını büyük ölçüde açması nı şükranla karşıladım Ancak saygıylf karşıladığım 'kırmızı çızgileri' de oldu Ben zaman zaman bu kırmızı çizgileri aş maya çalıştım. Ama Işık 'dur' deyincebu nu da itirazsız kabullendim. Onunla ça hştığımız günlerde kendi elleriyle yaptı ğı güzelim kekleri, herkesin sorunların; gösterdiği insani ilgiyi, sctteki profesyo nel disiplininin yanı sıra yaptığı komik likleri ben ve ekıbım unutamıyoruz." "Işık Yenersu" belgeseünin, 1977 ydın dan beri yirmiden fazla belgesele imz; atan Kerime Şenyücel'in ustalık dönemi ne denk düşmesi izleyiciler açısından bü yük şans. Onlarca belgesel içinde sonun cusunun yerinı şu cümlelerle belırtiyo yönetmen: "Işık YenersuTiyatronuı Narin/ Çetin Divası, filmografim içinde benim içimi titreten bir belgesel olaral yerini aldı." • Filmmor Kadın Filmleri Festivali 1. Hint Kabaresi Yönetmen: Mira Nair 2. Roni Hindustani Yönetmen: Priti Chandriani ilmmor Kadın Filmleri Festivali'nin bu yıl üçüncüsü düzenlenecek. 1118 Mart tarihleri arasında Istanbul'da başlayacak olan festival, Diyarbakır ve Batman'daki gezici gösterimlerle sürecek. Festivalin Diyarbakır gezici gösterimı Diyarbakır Sanat Merkezi işbirliğiyle 12 Nisan; Batman gezici gösterimı ise Kadın Dayanışma Merkezi işbirlığiyle 34 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Festival "kadınlann sinemaya katılabileceği, ıılaşabileceği iletişim, katılım, üretim, sergileme ve dağıtım alanlarının yaygınlaşmasını, etkinleşmesıni, sürekliliğinin sağlanmasını" amaçlıyor. Diğerbiramaç ise, kadınlann sinemaya, kültürel ve sosyal hayata katılımının, görünıırlüğünün artması; cinslerarası eşıt, adıl, demokratık katılım koşullarına ulaşabilmek. Festival kapsamında, "Kadınlann Sineması" ve "Türkiye'de Kadınlann F Sinema Belleği", "Feminist Film Eleştirisi/Laura Mulvey" ve "Atölyemor" bölümlerinin yanı sıra "Helma SandersBrahms" ve "Hindistan'da Kadınlann Sineması" başhklı toplu gösterimler yapılacak. Festivalde ayrıca Laura Mulvey'in konuşmacı olarak katılacağı "Görsel Haz Ve Öykülü Sinema" konulu bir söyleşi yer alıyor. Bu kapsamda Mulvey'in üç filmi de gösterilecek: "Kötü Kız Kardeş", "AMY!" ve "Frida Kahlo&TinaModotti". Programda Helma Sanders Brahms'ın konuşmacı olarak katılacağı ikinci bir söyleşi daha var. Helma Sanders Brahms Toplu Gösterimi'nde ise "Şirin'in Düğünü", "Emily'nin Geleceği", "Elma Ağaçları", "Merhamet Yok Gelecek Yok", " Almanya, Soluk Ana" ve "Kalbin Sadece Bana Aittir" adlı fılmler gösterilecek. • 0 212 292 39 29 festival@filmmor.com www.filmmor.com