23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 16 OCAK 2005 / SAYI 982 '• 26 BİN YENİ YÜZ Yabancı düşmanlığının hızla tırmandığı Hollanda'da hükümetin 26 bin sığınmacıyı sınır dışı etme karan üzerine ülkedeki film yönetmenleri, benzeri görülmemiş bir protesto gerçekleştiriyor. Hollandalılar yönetmen Theo Van Gogh'un öldürülmesini protesto etmişlerdi. Ancak bir süre sonra bu haklı protestolara yabancılara yünelik saldmlar eklendi... ollanda şu aralar oldukça kaonbinlere yüzlerini kazandıracak. rışık günler yaşıyor. MiislüHollanda'daki tanınmış film yönetmanlar tarafından tepkiyle menlerinin hepsı bu projeyc katılıyor. karşılanan "Teslimiyet" filBosland şimdidcn 100 yönetmenle anminin tartışmalı yönetmeni Theo Van laştı bile. Bunların arasında Oscar'a aday Gogh'un kasım ayında Amsterdam sogöstcrilen Paula van der Quest, ünlii sikaklarında köktendinci bir Müslüman nema tarihçisi Peter Delpeut ve pek çok tarafından öldürülmesinin ardından ülkişi tarafından Hollanda'nın yaşayan en kede ırkçı saldırılar arttı. Camiler kunbüyük belgesel yapımcısı olarak bilinen daklandı. Eylül ayında Geert Wilders Peru doğumlu kadın yönetmen Heddy adında sağcı bir politikacı, doğudan geHonigmann da yer alıyor. 100 yönetmen len tüm göçii durdurmayı amaçlayan bir de hiçbir maddi karşılık beklemeden bu parti kurdu. Hollanda hükümeti her biprojcye katılıyor. Honigmann, "Belgesel ri en az beş yıldır göçmen olarak kabul sınema alanından olsun kurgusal sinema edilmeyi bekleyen 26 bin sığınmacının alanından olsun hemen hiçbir yönctmesınırdışı edilmesinc karar verdi. Ancak nin böyle bir projeye hayır demesi mümHollandah aydınlar tüm bu gelişmelere kün değil" diyor. tepkisiz kalmayıp harekete gcçti. 50 yaBosland'ın Van Gogh'a bile çağrıda şında bir psikotcrapist olan Joost bulunduğu, yönetmenin de önce Bosland, Hollanda tilm ve tekendisinden beklendığı şekilde levizyon tarihindeki en azimli "Sığınmacılar sınırdışı edilmeyi projelerden birini başlattı. hakediyorlar" yanıtını verdiği, "26 Bin Yüz" projesi geçen ancak daha sonra hükümetin şubat ayında sığınmacıların ülbu insanları beş yıl ya da daha keden sınırdışı edilmesi yasasıda uzun bir süre beklettikten nı çıkaran Hollanda hükümetisonra sınırdışı etmeye karar verni utandırmayı amaçlıyor. Söz mesinin utanç verici oldukonusu sığınmacılann sınırdışı işğunu kabul ederek leminin üç yıl sürmesi planlanıprojenin temel amayor. Bosland ve ekibi günde cını, yani bu inbir kısa film çekerek, çok yasanlarabireryüz kında ülkeden kovulacak Theo Van Gogh kazandırmayı H desteklediğini ifade ettiği belirtiliyor. Ycnı tayin edilen Yabancılar ve Enteg rasyon Bakanı Ritd Verdonk'un 26 bin sayısını nasıl belirlediği bilınmiyor. Geçmişte solcu olduğu bilinen ve öğrencilik yıllarında sistem karşıtı radikal gruplar da yer alan Verdonk'un neden sığınmacılann üç yıl içinde sınırdışı edilmesi konusunda kendisini hedef tahtası yaptığı da anlaşılamıyor. Bosland, sosyoloji eğitimi almış Verdonk'u, ılk aşamada tamamlanan 17 filmin toplu galasına da davet etmiş ancak "sığınmacılarla ilgiü tartışmaların çoktan tamamlandığı" cevabını almış. VAN GOGH'UN DESTEĞİ... Aile terapisti olan Bosland, görevi nedeniyle sık sık sığtnmacı aileleriyle ilgileniyor. Yeni yasanın sonuçlarını ilk elden gözlemleme fırsatı bulan Bosland, "26 Bin Yüz" projesini hayata geçirmeye bu nedenle karar verdiğini söylüyor: "Yeni yasa hastalarımız arasında büyük endişe yarattı. İlk olarak kaçmak zorunda kaldıklan kendi vatanlarında ardından da burada olmak üzere yaşamları boyu çok acı çekmiş insanlarla uğraşıyoruz. Onları travma sonrası stres bozuklukları, depresyon ve anksiyeteden muztarip hastalar olarak görüyoruz. Çocukları da ailelerinin çektikleri acılardan dolayı acı çe Özgür Erbaş Belgeselin 'belgesi' oldu S erap Kervancı bugüne kadar "Sabahın Bir Sahibi Var", "Memleketimden Insan Manzaraları", "DejaVu", "Güneşi lçenlerin Türküsü" gibi belgesellere imza attı. Aynı /amanda Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV) Sinema Atölyesi yöneticisi de olan Kervancı, 2004 yılını cezaevleriyle ilgili bir belgesel yapmaya ayırdı. Bunun için pek çok insanla görüştü, saatlerce kayıt yaptı. Amacı "Hapishane veToplum" belgeselini "Hayata Dönüş Operasyonu "nun yıldönümüne yetiştirmekti. Olmadı... Belgeselinde kullanmak için Ankara'da bir eylemi izlemeye gitti ve tutuklandı. Kervancı, 7 Aralık'ta Ankara'da Ceza Infaz Yasası'nın protesto edileceği göstcride, belgeseli için görüntü kaydediyordu. Ancak 48 eylemciyle birlikte gözaltına alındı. Gözaltına alınırken kafasından yaralandı, kamerası da zarar gördü. Çıkarıldığı savcılıkta ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "belgesel yönet meniolduğunu" söylemesinekarşın, "örgüt üyesi" olduğu iddiasıyla tutuklandı. Kervancı'nın avukatı Nilgün Ozkan, "Polis kamerasında, müvekkilimin gösteri sırasında çekim yaptığı sabit. Biz de her aşamada bunu dile getirdik. Kendisi de belgesel çekmek için Ankara'ya geldiğini söyledi. Polis kamerasındaki kayda ve elde başkaca da bir delil olmamasına karşın tüm tahliye taleplerimiz reddedildi" diyor. tstanbul'da ve Diyarbakır'da çeşitli film atölyelerine de katılan Kervancı'nın scrbest bırakılması için bugün aydınlar ve sanatçılar bir kampanya başlatıyor. Kampanya'nın ilk eylemi Kervancı'ya dayanışma kardarı yollamak. Yine kam Belgesel yönetmeni Serap Kervancı, hapishanelerle ilgili bir belgesel çekerken tutuklandı. Sanatçı dostları, onun serbest kalması için kampanya başlattılar. Uçurtmalar vurulmasın diye... panya kapsamında tiyatro gösterisi yapılacak, bir cezaevi filmi olan "Uçurtmayı Vurmasınlar" filminden yola çıkışla Ankara Kalesi'nden uçurtmalar havalandırılacak. Aynıgün Kervancı'nın hazırladığı "De jaVu" isimli NATO karşıtı belgesel filmin gösterimi de yaptlacak. BEKSAV Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Orman da "Serap Kervancı belgeseli için stadyumlardan kafeteryalara, semt pazarlarından otobüs ve dolmuş duraklarına dek birçok yerde çekim yaptı. Sanatçılardan hukukçulara, tutuklu yakınlarından ölüm orucu direnişçilerine kadar toplumun çok değişik kesimleriyle röportajlar yaptı, görüntüler topladı. Aynı amaçla birçok toplumsal olayı, eylem ve gösteriyi de görüntüledi. Son olarak Ankara'da Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) tarafından düzenlenen gösteriye de aynı amaçla katıldı. Polisin saldınsına uğrayarak yaralandı ve kafası kırılıp gözaltına alındı. Belgesel yönetmeni olduğunu hem gözaltında hem de savcıhk ve hâkimlikte tekrar etmesine karşın tutuklandı" diyor. • kiyorlar. Görünürde bu ailelcre yardım etmek imkânsız gibi. Ihtiyaç duydukları tek şey güven ve istikrarlı bir ortam ancak bunları bulamıyorlar." 26 Bin Yüz için çekilcn ilk 17 film geçenlerde Hollanda televizyonunda yayımlandı. Her biri ikişer dakikadan kısa olan bu filmler tarz olarak da birbirinden farklı. Kimileri kahramanlarının gündelik hayatlarına odaklanırken bazıları da yaşlı insanlar ya da çocuklar hakkında. Filmlerde çocuk şarkıları söyleyen ya da yağmurun altında bir oyun parkında duran çocuklar görüyoruz. Kısa filmlerden birinde kameraya arkaları dönük şekilde bir tarlanın ortasında duran Iranlı bir erkek çocuğu ve kız kardeşi görülüyor. Yavaş yavaş tamamen kaybolana kadar silikleşmeye başlıyorlar. Iki dakikadan kısa süren mini belgesellerin ortak hedefleri, "Başka türlü isimsız kalacak ınsanlara birer yüz vermek". Ünlii belgeselci Heddy Honigmann'ın Hamid'i, proje kapsamındaki en etkili filmlerden biri olarak değerlendiriliyor. lranlı bir adam sabit bir kameranın önünde kayıtsızca otururken görülüyor. Irak'taki Batılı esirlere yapıldığı şekilde gözleri bağlanmış. Davasının ayrıntılarını okuyan avukatının sesi duyuluyor. Hamid, IranIrak savaşı sırasında Iran'ın kimyasal silah kullanmasını engellemcye çalıştığı için lran'dan kaçmak zorunda kalmış. Honigmann, Hollanda'da siyasi sığınmacı olarak beş yıl geçiren Hamid için şunları söylüyor: "Bu ülkeye geldiğinde Hollanda hükümeti, kötü bir çevirmen ve pek başarılı olmayan bir avukat eşliğinde hikâyesini anlatması için bir buçuk saat süre tanımış. Ardından da anlattıklannın inandırıcı olmadığına karar vermiş. Bu insanlar için çok karmaşık bir durum bu. Psikolojik olarak çok zor. Çalışmalarına ızın verilmiyor. Devletten de herhangi bir yardım alamıyorlar. Yönetmen Van Gogh'un öliimü, I lc>llanda'da ifade özgürlüğü uzerıne şiddetli bir tartışma başlattı. Van Gogh'un bazı yönetmen arkadaşlan medyanın olayı veriş tarzından çok rahatsız olmuş. Honigmann, "Arkadaşlan bile onun herkese saldırdığını kabul ediyorlardı. Bu ülkede sahip olduğumuz ıtade özgiirlüğün den olabildiğince yararlanıy'ordu ve çok ileri gidiyordu. Ancak cenaze töreni televizyonlardan sanki bir kral ölmüş gibi yansıtıldı" diyor. Van Gogh'un ölümiiyle birlikte yabancı düşmanlığı eskisinden de daha beter bir hal aldı. Yine de Bosland yeni göç yasasının iptal edileceğinden emin. O ve ekibi hükümet politikalarında gerı adını atana kadar 26 Bin Yüz filmlerini çekmeye devam edecek. Honigmann sözlerini, "Bu projenin bazı değişiklikler yarataca ğından çok çok eminım" diye bitirıyor.0 The Guardian'dan çeviren: AZE MARŞAN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear