13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

22 AĞUSTOS 2004 / SAYI 961 Âşık olunca anladım ki lezbiyenim eniz Türkay "Türkiye'de üzerindekonuşulması, tartışılması gereken o kadar çok problem varken şimdi bir de oturup eşcinselliği, özellikle de benim lezbiyenliğimi mi konuşacağız, biz bir kabile ya da kendine özgü yaşam tarzı olan bir topluluk değiliz" diyor. Ama yine de lezbiyenlik üzerine sorularımızı yanıtlıyor, samimi ve cesur: Kendini biraz anlatır mısın? ' 23 yaşındayım. îstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde okuyorum. Tek başıma yaşıyorum. Izmirliyim. Tırmanış yapıyordum, bıraktım. Şu sıralar bisiklete biniyorum, çiziyorum ve bir süredir de bir müzik grubunda davul çalıyorum. Kaç yıldır kendini lezbiyen olarak tanımlıyorsun? 13 yaşımda fark ettim ilk. 13 yaşımda âşık oldum. Âşık olmadan fark edilemez zaten böyle bir şey. Türkiye'de eşcinsellerin, özellikle de lezbiyenlerin yaşadıkları sorun. lar hakkındane düşünüyorsun? Bir sürü şey kafamda uçuşuDenlz Türkay blr yor ve toparlayamıyorum. Yani lezblyen. bir eşcinsel olmaktan çok bir birey olmanın sıkıntısını çekiyoKendislyle blr ruz. Her eşcinselin yaşadığı kenlezblyen olduğu dinedir sonuçta, ben başkası adına konuşmak istemem. Bu Içln röportaj ülkede kimsenin kimseyi bir biyapılmasının rey olarak gördüğünü düşünmüyorum. Bunu söyleyebüirim. nedenlnl Asıl mesele de bundan kaynakanlamıyor. lanıyor. Peki eşcinselliği kabul etmeMerkezine yen, tanımayan bir toplumla ilInsanı almış, gili ortaya çıkabilecek çatışmalar hakkında ne düşünüyorsun; slsteme bu tiir şeylerle karşılaştığın olumuhallf, kendlnl yor mu? Ben ailem hariç herkese açık anlatıyor, yaşıyorum. Sevgüimle el ele gecesaretle... ziyorum. Şu ana kadar herhangi bir tepki görmedim. Bu bir insanın ona karşı verilen tepkileri nasıl değerlendirdiğiyle alakalı bir şey. Sonuçta toplumda mini etek giysen bile tepki alıyorsun. Çatışma mutlaka yaşanıyor. Ama ben yaşamıyorum, çünkü çok fazla önemsemiyorum. Benim yapımla alakalı bir şey. Sonuçta insanlar bu ülkede eşcinsel oldukları için öldürülüyorlar. Bunun temelinde de eşcinsellerin kendilerini doğru ifade edememeleri ve üzerlerindeki olağanüstü toplum baskısı yatıyor. Medya aynı şekilde, yani Lambda îstanbul bir basın açıklaması yaptığında oraya gelen gazeteciler açıklamanın içeriğiyle değil de olayın daha çok magazin boyutuyla ilgileniyorlar. Topluma kapalı mı yoksa açık bir ilişkiyi mi tercih edersin genelde? Açık ilişki yaşıyorum. Kapalı ilişki ya Seren Gürola D şayamam bundan sonra. Çok zor, kimsenin bilmediği bir şeyi bilmek ve ayakta tutmaya çalışmak... Erkeklere karşı ne hissediyorsun? Hiçbir şey. Erkek arkadaşım olmadı hiç. Hiçbir duygusal çekim hissetmedim. Ama bu genel bir şey değil, sadece benim kişisel hislerim tabii ki. Peki toplumdaki erkek rolü hakkında ne düşünüyorsun? Türkiye'deki mi? Evet. Türkiye'deki bu erkek baskın rol, bütün diğer konular kadar eşcinselliğin de doğal yaşanmasını güçleştiriyor. Bu kadın ve erkek için de geçerli. Türkiye'deki erkekler için ikiyüzlü diyebilırim. Mesela sokaklardaki travestilerin üzerlerine araba sürerken gidip Bülent Ersoy'u alkışlayabiliyorlar. Onlar da aslında ne yaptıklarını bilmiyorlar. Bu konuyu bilmedikleri gibi. Erkeklerin kadınları toplumda cinsel bir meta olarak gördüğünü düşünüyor musun? Sadece Türkiye'de değil dünyada böyle. Kadın her yerde bir obje olarak algılanıyor, kullanılıyor. Toplumsal bir sorun değil de bir sistem sorunu olduğunu düşünüyorum. Araştırmalara göre uzmanlar "bir insan doğduğunda ya eşcinseldir ya değildir, cinsel eğitim öğrenmeyle gelişmez" diyorlar. Sence de öyle mi? Bu konuda bilimsel bir sürü veri var elde; bir taraftan da yok. TEKEŞLİLİĞE İNANIYORUZ... Biraz açar mısın? Yani veriler sosyolojik araştırmaların sonuçları sadece. Kökenine dair elde anlamlı bir veri yok hâlâ. Eğer bu kişisel bir röportajsa, benim de zaten başından beri vardı tabii ki, ama sadece 13 yaşımda "evet" dedim, "bu o". llkokulda da bir kız arkadaşıma âşıktım, ama o sırada bunun aşk olduğunun farkında değildim. Ama geriye dönüp baktığımda kesinlikle aşk olduğunu fark ediyorum. Nasıl bir aşk? Zamammı onunla birlikte geçirmeye çalışıyordum. Onunlayken mutluydum. Çantasını taşırdım eve kadar. Onu güldürdüğüm zaman, bana baktığı zaman sevinirdim; yani hoşuma giderdi. •Sevgilin var mı? Var. Ne kadar zamandan beri berabersiniz? 11 ay oldu. Aranızdaki ilişki nasıl? Bir ilişki nasıl yaşanıyorsa, biz de aynen öyle yaşıyoruz. Içimizden nasıl geliyorsa öyle... Sadakat konusunda ne düşünüyor Deniz Türkay fotoğrafının çekilmesine izin vermedi... Çünkü o ne habere malzeme olmayı düşünüyordu, ne de kendini anlatmayı... Konuşmaya ikna oldu, ama fotoğraf çektirmemekte kararlıydı... sun, bunun ilişkine etkisi oluyor mu? Sadakat konusunda hiçbir fikrim yok. Tekeşliliğe inanıyoruz ve tekeşli bir ilişki yaşıyoruz. Türkiye'de eşcinsellerin toplandığı, özel olarak toplanıp görüştüğü yerler var mı? Bir yerlerde toplanılmıyor. Her an her yerde olabiliriz. Bilindik olarak Lambda îstanbul, gay barlar, kafeler var. Ama bu bir cemaat değil. Belli bir toplanma, bir araya gelme yeri yok. Her an, herhangi bir yerde bulunabiliyoruz. Avrupa Birliği'ne üye çoğu ülkede lezbiyenlik tanınıyor, sence AB'ye girersek bu konu da tartışılacak mı? Ben AB'ye girildiğinde eşcinsellik de dahil olmak üzere hiçbir problemin çözüleceğine inanmıyorum. Çünkü AB'ye uyum süreci içerisinde birtakım yasalar değişiyor, evet, ama bunlar olması gerektiği gibi toplum baskısıyla olmadığı için uygulamada aksaklıklar oluyor. Yasalar değiştiriliyor ama uygulanmıyor. Uygulanmadıkları için de teoride kalıyor, dolayısıyla AB'ye girdikten sonra Türk halkının eşcinsellere karşı olan saldırgan ve ikiyüzlü tavrı değişmeyecek. Yani mesele AB'ye girdikten sonra iki gay'in evle nip evlenmemesi değil de, evlendikleri takdirde o çiftin o mahallede yaşayıp yaşayamayacağı. Eşcinselliğe dini kullanarak verilen tepkiler hakkında ne düşünüyorsun? înançlı bir insan değilim. EŞCİNSELLİK MODAMI? Feminizm açısından bağlantı kurarsak, sence lezbiyenliğe siyasal bir anlam yüklemek doğru mu? Ya da bu söz konusu olabilir mi? Lezbiyenljk kendiliğinden var olan bir şey. Seçenek yok. Ben lezbiyen olayım diye bir şey yok. Ya eşcinselsindir ya da değilsindir. Feminizm ise bir yol. Bir mücadele veriliyor. Feminist olmayı tercih edersin ya da etmezsin. Ben sadece kadın ve erkeğin değil, bütün herkesin eşit olduğu bir dünya hayal ediyorum. Bunun içerisinde feminizm daha kavramsal kalıyor diyebilirim. Veriler ve istatistikler, giderek artan sayıda insanın kendini eşcinsel olarak tanımladığını gösteriyor... Bu bir "moda" mı? Eğer bunu moda olarak algılarsak soruya şöyle cevap vermem gerekir: 50'ler den sonra sadece lezbiyenlik değil, bir hak ve özgürlükler mücadelesi başladı. Bu durum aileyi temel alan sistem savunucularının işine gelmeyen bir durumdu ve kapitalist sistem her zaman olduğu gibi kendisine karşı olan şeyleri kendisine katmaya çalışarak bunu bir moda haline getirmeye çalışmış olabilir. Ancak eşcinsellik çok "tarz" ya da çok "moda" olduğu için olunabilecek bir şey değildir. Eşcinsel olmak nefes almak kadar, insan olmak kadar sıradan bir şey. Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı? Bana eşcinsellik hakkında röportaj yapılması garip geliyor. Sadece kadın konulu, kadınlar hakkında ya da sadece erkekler hakkında bir sürü yazılar, röportajlar, dergiler, vs. var. Sadece eşcinsellikle ilgili bir röportaj olmasının bunlardan farkı ne? Soylemck istediğim insanlar bu konuyu gereğinden fazla ciddiye alıyorlar. Fazla magazinsel yaklaşıyorlar. Sonuçta ben de herkes gibi sabah kalkıyorum, kahvaltımı ediyorum, dışarı çıkıyorum ve arkadaşlarımla geziyorum. • serenmiha@hotmail. com PAZARIN PENCERESİNDEN Patlıcan rengi Selçuk Erez A zra Erhat'ın A. Kadir'le yapmış oldukları Odysseia çevirisi nefistir. Homeros'un yüzbin niteliği arasında mor renge verilen önemi yansıtan satırları dikkat çeker: * 4. bölümde; "O sepeti getirmişti Helen'in uşağı Pallogüzel bükülmüş bir iplik var içinde.. Menekşe renkli" * Az ötede Telemachos, babasının adını duyunca ağlamaya başlar ve gözlerini erguvan rengi harmaniyesiyle örter. 10. bölümde: "Dört peri vardı Kirke'nin evinde.. biri güzel örtüler örtüyordu koltuklarına. Bu örtüler erguvandı. Tamara Talbot Rice'ın "Bizansta Günlük Hayat" başlıklı bir yapıtı vardır: Konstantiniye'de, kral sarayının civarında bulunan en eski, esnaf birliğinin "Mor boyacılar Loncası" olduğunu anlatır. Bu loncanın üyeleri kralların hipodrom gösterilerini izlediklerinde asılan patlıcan renkli bezleri boyarlarmış. Sadece kıral ailesinin kullanacağı nesneler mora boyanabilirmiş. Kıral çocukları mora çalan porfiri mermerli odalarda doğar, mor kundaklara sarılır, sonra menekşe renkli harmaniyeler kuşanır, ölünce de mor tabutlarla gömülürlermiş. "Porphyrigenitus" yani (mor odada doğan) bazı kıralların asil soylarını vurgulamak için edindikleri bir soyadıymış. Peki bu mor, eflatun merakı nereden kaynaklanırdı? Ü. Eyüpoğlu, I. Akaygün ve F. Yaraşır'ın "Doğal Boyalarla Yün Boyama" adh eserleri bu konuda bazı bilgiler aktarır: "Mor renk veren boyalar, elde edilmesi zor ve pahalh boyalardır. 'Murex* ve 'Purpura' adh kabuklu deniz hayvanlarından sekiz bin tanesinden ancak 1 gram boya çıkardı. Lübnan'da Tir kentinde yapılan kazılarda bu hayvanları kabuklarından çıkarmak için kullanılan aygıtlar bulunmuştur. Boya bu yaratıkların salgı bezlerinden elde edilir ve bekletilmiş idrarla kanştırdıp balla indirgenirdi. Tamara Rice'ın kitabı, Bizans'ın bu mora boyanan ipeklilerinin önceleri Thebes ve Trabzon'da üretildikleri ve sonra Selanik ve Andros'un bu konuda geliştiklerini anlatır. Nereden, nereye? Acaba bu asil mor rengine, menekşeye vurgunluğun izleri hâlâ bulunabilir mi? Hem de nasıl! Trabzon ve hemen hemen tüm Karadeniz kıyılannda köy kadınlarımızın eteklerinin üstüne giydikleri peştemallarda ağır basan mor ve Trabzonspor'un bayrağındaki bordo işte Lübnan'dan başlayan, önce Roma'ya sonra Konstantiniye'ye uzanan eski bir modadan kaynaklanmaktadır. Böylece ulusal niteliklerimizin engin evrensel kaynaklarının nerelere kadar uzandıklarını bir kez daha algılamış oluyoruz. •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear