25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

22 AĞUSTOS 2004 / SAYI 961 11 Eminönü'nün VValesa'sı var Kimisine göre Che'ye benziyor, kimisine göre de Walesa'dan bir farkı /ok, îkbal Işık'ın. Her cumartesipazar Eminönü'nde işportacı ^yleminin sözcülüğünü yapıyor. Belediyeye olduğu kadar ırkadaşlarına da kızgın, çünkü... Emrah Dalkaya stanbul'da Eminönü denince hep aklımıza işportacılarla dolu kalabalık bir meydan gelir. Koca şehirde bu meydandan alışveriş yapmayan yoktur. Yoksulluğun ayıp olmadığı bir meydandır Eminönü Meydanı. Bugünlerde Eminönü'nu güzelleştırmek amacıyla seyyar satıcdarın tezgâhları toplanıyor. tstanbul Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Eminönü Belediyesi'nin ortak çalışmalanyla seyyar satıcılatın tezgâh açmalan engelleniyor. Seyyar satıcılar da ekmek kapılarını kapatmak isteyenlere karşı 'yasal haklarını' kullanıyor. Bir zamanlar ekmek paralannı kazandıkları meydanda gösteri yapıyorlar. Konuyla ilgili Eminönü seyyarlaruıın gönüllü basın sözcüsü îkbal Işık ile görüşmek için Eminönü Meydanı'ndayız. Işportacılardan birine soruyoruz: "îkbal Işık'ı nasıl bulabilirim?" CD çantası satan adam önce bizi süzüyor, "Gazeteci misiniz abi" diye soruyor. "Evet" diyoruz. Aldığı cevabın memnuniyeti yüzüne yansıyor. Bizi Işık'ın yanına kadar götüreceğini söylüyor. Tezgâhını işportacı arkadaşına emanet ediyor. Kalabalıkta yürürken adının Cihan olduğunu öğrendiğimiz işportacıyla diger işportacılar ara1 sınâaKi küçuk* tâlalmalar oluyor. t ' ' Ne, işi gücü bıraktın, rehberliğe mi başladın ulan Cihan? Yok oğlum, abi gazeteci onu bizim Che'nin yanına götürüyorum. î GiriT Eylül ve E k ı m ' d e 4 gün 3 gece UÇAK DAHİL (€) Heraklion 4 yıldız oteller Hania Butik oteller ElundaBay Ultra Lux Blue Palace Otell 199' 2 79' . 3 79 Taban flyat'tır Seçeneğe göre deQI$eblllr. Ona Che mi diyorsunuz? Abi hem tipi benziyor hem de bizi örgütlüyor, ben onu Che'ye benzetiyorum, bazı arkadaşlar Walesa diyor. Gazetede de böyle çıktı. Hem sosyalisttir bizim Işık. Işte şu sakallıolan, nasıl benziyor mu Che'ye? Ayıp olmasın diye "benziyor" diyoruz. îkbal Işık, bir sokağın köşesinde yanında birkaç arkadaşıyla konuşuyor. Cihan bizi tanıştırdıktan sonra tezgâhına dönüyor. "Abi biliyorsun ekmek parası. Işık sen de abiyle bizimle konuştuğun gibi konuş ki tanısınlar seni" diyor, giderken. EVET, KİRLETİYORUZ... îkbal Işık, 44 yaşında. îki çocuk sahibi, ilkokul mezunu. 20 yıldır Eminönü Meydanı'nda işportacılık yapıyor. " Dört belediye başkanı geçti Eminönü'nden. Seçimden önce hepsi bize vaader verdi. Seçimler bitince de bir kâğıt parçası gibi buruşturup çöpe atmaya çalıştılar. Ama direndik, direniyoruz" diyor ve ekliyor: "Bizim bütün mücadelemiz çocuklanmız için. Biz ekmek paramızı kazanmak için çalışıyoruz. Eminönü Meydanı'nı kirlettiğimizin farkmdayız. Belediye bizi ortadan kaldırıp, yerimizi kendi yandaş 1OUPAG (212) 251 74 38 pbx (212) 251 74 73 fax Inlo @ tourag com www louraglom' TURİZM HİZMETLERI A Ş larına veriyor. Milliyet gazetesinde Ahmet Tulgar yazısında bunun bir 'etnik temizlik' olduğunu söylüyor. Ben buna sonuna kadar katdıyorum,. Bız çevre güzellîğini bozuyoruz da ofÜafın yandaşlan çevreyi bozrnayacafcfBr? Dtettjdktatik bir ülkede yaşanmaması gereken bir olay bu. Ben Iğdırlıyım, ama burada Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden vatandaşlarımız çoğunlukta. Kuvayı Milliye; Alevisi, Sünnisi, Lazı, Çerkezi ile nasıl tek bir vücut olarak kurtardıysa yurdu düşmanlardan, ben ve arkadaşlarım da bu emperyalistleri ve onların uşaklarından öyle temizleyeceğiz Eminönü'nu." Bir lider gibi konuşuyor Işık. Daha önceki yönetimler zamanında da benzer olaylar yaşanmış ama hiçbiri bu kadar hukuk dışı değilmiş: "Bize 'Kalk git, bizimkilere yer aç' diyorlar. Biz de 'Gitmeyiz' diyoruz. Bir eylem yaptım, polis beni gözaltına aldı. Savcılığa gittik, bir tutanak vermişler, devlet memuruna karşı geldiğimizi yazmışlar. Onu beğenmediler, 10 dakika sonra tutanağı geri aldılar, bu sefer halkı galeyana getirdiğimi iddia ettiler. Tam dört sefer alıp verdiler. Dördüncüde 200 zabıta ile geldiler, aleyhime ifade verdirmek tkbal Işık, işportacıların sözcüsü. Her cumartesipazar Eminönü'nde yapılan eylemlere katılanların başında yer alıyor... için. Sağ olsunlar, onlar da benim orada kanuni hakkımı kullandığımı, kimseye bir zarar vermediğimi söyledi. Sayın savcımız da beni bıraktı, 'Git ve mücadelene devam et' dedi." 101 RESMİGÖZALTI... Işık tam 101 kere gözaltına alınrruş ama bunlar resmi rakamlar. Gayri resmi gözalalann sayısını hatırlamıyor bile: "Tam 101 kere gözaltına alındım. Bence bu bir rekor. Bizim tek suçumuz belediyeden bize bir yer göstermesini istemek. Onlar bizimle uzlaşmak istemiyor. Bize bir adım atsalar biz onlara 99 adım atarız ama isteyen kim..." îkbal Işık, AKP'nin anayasaya aykırı hareket ettiğini söylüyor. "Bizi kendi yandaşlanndan ayıriyor. Vatandaşlar arasında diö, dil, ırk aynmı yapıyor. Partizanlarınıkayırıyor" diyor. Diğer işportacılara öfkeli gözlerle bakarak "Bizim arkadaşlanrnız bunun farkında değil. Bunun siyasi bir operasyon olduğunun farkında değiller. Arkadaşlar durumu tamamen ekonomik olarak değerlendiriyor. Ama ben her şeyin farkındayım" diye ekliyor. Işık'ın öfkesi dinmiyor, arkadaşlannın bir kısmını işbirlikçi olmakla suçluyor. Mad Fotoğraf: Emrah Dalkaya di kaygdarının işin siyasi boyutunu görmelerini engellediğini söylüyor. Bütün mücadelelerinin onurlu bir şekilde yaşamak olduğunu söyleyen Işık, "Artık üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görmek istemiyoruz" diyor. Eylemlerini sonuna kadar sürdüreceğini, Eminönü'nün temizlenmesi ve güzelleştirilmesi için ilk imzayı kendinin atacağını söylüyor. "Yoksulluğun ortaya çıkardığı bir meslek olan işportacılık vergisiz bir iş. Ama biz zaten vergimizi ödüyoruz. Nasıl mı? Rüşvet vererek. Verdiğimiz rüşvet vergiden fazladır zaten. Belediye bizi uygun bir yere taşısın, ama meydanı kendi yandaşlanna vermesin" diyor. îkbal Işık her cumartesi ve pazar, eylemlerine devam edeceklerini söylüyor." 70 günde 26 eylem yaptık. Bundan sonra da yapacağız. KESK ve însan Haklan Derneği bize destek veriyor. Biz halkımızı da yanımızda gormek istiyoruz. Her hafta sonu saat 11.30'da Eminönü Meydanı'ndayız" diyor. Bir zamanlar işportacılık yaptığı köşeyi işaret ediyor. "Görüyor musun?.." diyor. Gösterdiğiyerboş. Işık.Eminönü'nün kalabahğına kanşıyor. • emrahmiha@yaboo. com SENİ ÖZLEDİM, ÇÜNKÜ... \ylin Cotü O zlemek asbnda kötü bir duygu gibi duruyor ilk başta. Oysa özlemek öylesine güzel bir duygudur ki. Mazoşist olduğumu sanmayın sakın. Özlemeye değer insanların olması çok şanslı kılar bizi. Görememekten dolayı rahatsızlık duymak. Görememenin, konuşamamanın, yakın olamamanın verdiği sıkıntı. Hepsi olumsuz duygular gibi gözükse de inanılmaz güzel duygulardır bunlar. Seni özledim, çünkü yüzunü görmek istiyorum. Seni özledim, çünkü sohbet etmek istiyorum. Seni özledim, çünkü dokunmak istiyorum. Seni özledim, çünkü tartışmak istiyorum... Anneler bunu çok iyi bilir. Gece gündüz 24 saat birlikte olduğu çocuğunu ilk kez okula yolladığında bütün gün derin bir boşluğa düşer. Meğer bütun gününü çocuğu kaplamıştır. Gün geçmek bilmez. Tavsiye ederim, yuvaların ilk günlerinde çıkış saaderine bir gidin ara sıra, anneyleçocuğun o özlemle sarılışına tanık olun. Özlemenin ne müthiş bir duygu olduğunu anlayacaksınız. Özlemek aynı zamanda kaybettiğimiz hislerimizi tazelemeye de yardımcı olur. Bazı hanımların çeşitli kurslara gitmesi aslında birinin bizlere bir şeyler öğretme çabasına kendimizi bırakma özlemimizdir. Sevilene duyulan özlem daha başkadır. Onunla yapüğınız her şeyi özlersiniz. Yemek yemeyi, el ele dolaşmayı, film seyretmeyi. Bunların kıymeti birlikteyken pek bilinmez aslında, ancak ayrı kalınca anlarız. O zaman da özlüyorum diye hayıflanınz. Ne beraberken yapılanların keyfini çıkarınz ne de ayrıyken özlemenin tadını. Özlenecek birinin hayatımızda olmasmın keyfini. Özlomek, kaybettiğimiz hislerimizi tazelemeye yardımcı olur. Sevilene duyulan özlem daha başkadır. Onunla yaptığınız her şeyi özlersiniz... Yemek yemeyi, el ele dolaşmayı, tllm seyretmeyi... Bunların kıymeti birlikteyken pek bilinmez aslında, ancak ayn kalınca anlarız... îlk çiçekler açmaya başlarken tomurcuktan patlamaya hazırlandıkları sırada, yeşerdiklerinde baharı ne kadar özlediğimizi hatırlarız. Aradan bir ay geçtikten sonra ise baharı kanıksarız. O ilk coşkuyu kaybederiz içimizde. Tıpkı ilişkinin ilk evrelerinde aşkımızı gözümüzde bir dev yapıp ileriki yıllarda tepkisiz kaldığımız gibi. Hep uzun kışlar yaşanır sonra ilişkilerde, oysa onların da ihtiyacı var yaza, bahara. Karşılıklı özleriz hep o "ilk günleri" ama dekoru bahara çevirmek için de hep birbirimizi bekleriz. Kaybettiğimizde ise özleriz. Bazen ise bu özlem ıztırap verir gerçekten. Çok özleriz. Her gece yatağa yattığımızda, kendimizle baş başa olduğumuzda gelir onlar aklımıza. Çünkü kavuşamayacağını bildiğin binni özlemek gerçekten insanın burnunun direğini sızlatır. Kaybettiklerimizi, bu hayattan gidenleri özlemek, onlarla bir daha olamamak fikri derin bir yara açar yüreğimizde. O yüzden sımsıkı sarılın sahip olduklarınıza. Kavuşabileceğiniz günün keyfini düşünüp özlemenin güzelliğini yaşayın. Her zaman kavuşulmuyor gerçek hayatta.# Aylınkotıl. s@superonline. com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear