Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 1 AĞUSTOS 2004 / SAYI 9' Huzuriarımzda Laz Taylor, Kont Adnan ve çarpık bacak Ruslana İpek Özbey P opüler miizik, Türkiye'de ivmesini özellikle 80'lerin başında kazanmıştı. O zamanlar şekillenen "az çalış, çok kazan" ya da "kııllan at" mantığının bir ürünü olarak çıkan bu tür, kısa sürede pazarını oluşturdu. Etiler barları, Tarabya tavernaları,magazinprogramları ve müzik kanallarının yaygınlaşmasmdan bu yana neredeyse her gün yeni bir şarkıcı, bir ürün gibi karşımıza çıkıyor. Dikkat çekmek, ünlenmekiçinnevarsakullanılıyor, dil.görüntü, vukuat... Sonunda aşk şarkıları da bu furyadan payına düşeni aldı ve yanık, kederli sözcüklerin yerini, günlük konuşma dili, daha da ötesi argo aldı. Aşk şarkıları şimdilerde yerini günlük konuşma diline de hâkim olan argoya bıraktı. Anımsayacaksınız, Tarkan bile Türkiye'de "kıloldum abi" şarkısıylatanındı. Beyazıt Öztürk'ün şovunda kullandığı tiplemeden yola çıkarakhazırlanan Hasan Yılmaz'm seslendirdiği "döncambensana" şarkısının "cenmi, can mı" diyebiten cümleleri pek çok şarkı sözüne girdı. Ayşe Hatun Önal, "kırcan mıbelimi" derken, Nazan Öncel, Özcan Deniziçin "sen beni öldürücen mi, çıldırtcan mı canım" diyenbirşarkıyaptı. Gülben Ergen'in "ayağını yerden kescem senin " diyen şarkısı da nereye giderseniz gidin kulağınıza en sıklıkla çarpan şarkı oluverdi... Bununla da kalmadı, popüler kültür nefesini türküler üzerinde de hissettirmeye başladı. Şarkıcıların isimlerini değiştirmeleri ya da kısaltmaları bilinen bir Nereye giderseniz gidin bugünlerde "cam, cem"lebiten şarkılar çalınacak kulaklarınıza, "kırcan mı belimi", "sen beni öldürcen mi"... Şarkıcıların isimleri de tıpkı şarkılan gibi, Laz Taylor, Kont Adnan, Kürt Douglas... Atilla Özdemiroğlu ve Aysel Gürel, bu şarkıların kalıcı olmayacağına inanıyor. Şarkıcılar ise "mecburuz" diyor. DİLİ DEFORME ETME Pop miıziğin uzun ömurlü şarkılarının söz yazı Aysel Gürel Turkçedeki deformasyonun sadece şaı sözlerinde değil, dizilerde ya da televizyonda herha gi bir programda da görüldüğünü söylüyor, Gür "Şarkıların illa ağlatması ya da hüzünlendirmesi £ rekmiyor. Hayata ritm kazandırmak için hoplatan zı latan şarkılar da iyidir" görüşünde. Ancak "Ne söyl< sen söyle ama doğru söyle. Dili deforme etme" diyı Peki neden şarkı sözlerinden artık bir anlam çıkarm bu kadar güçleşti? Gürel bu soruyu şöyle yanıtlıyor "Toplumun kargaşası müziğe de yansıdı. Şarkıcı} rışmaları, gladyatörleri aslanların ağzına atıp eğlen zenginler gibi... Zavallı bir çocuğu çıkarıyorlar. Sı bir çare yarışmaya girmiş, sonra onıınla alay ediyorl neo ekran başındakilere zevk sunacaklar. Birileri pu kazanıyor. Ayrıca artık yapımcılar da ışi ııcuza get mek ıçın genç bir şarkıcı adayına dıyorlar ki, gel sö de sen yaz, sen seslendir, biz reklamını yaparız. Şim yavaş yavaş anlıyorlar ki iş böyle tutmuyor, tekrar k pımızı çalmaya başladılar..." Aysel Gürel, " I adından da anlaşılacağı gıbı popüler müzik aslı da Şimdı dinlenir yarın unutulur, yenisi gel Ama yıne de kalıcı olmak mümkiindür, b nun için de dinleyiciye bir şeyler sövlem gerekir. Çarpık Bacak da diyebilirsin önemli olan Türkçeyi bozmadan bir şeyl anlatabilmek. Fransızlar Ingiltere Kra çesi neküfrettikleri şarkı yapıyorlar.Şı kı bireysel bir şey değıldir, toplumı duygusundan çıkar Ama şımdiki şarl ların pek çoğuna baktığımuda kullaı lıp atılacak, şarkıcısı da unutulup j decek. 70'li yıllarda klıp yokru, aı şarkılar dıllerdeydi. Şımdı klıbı c mayan şarkılardan insanların hab ri bıle olmuyor, çünkü şarkil; süsleyerek, bir görsellik kazanı rarak ancak satabiliyorlar" di yanıtlıyor. AncakCiürel ıımutl mevcut durumu " Koyunun < madığı yerde keçiye abdurra man çelebi derler" diyer özetliyor ve ekliyor: " Tahsı bir grup genç geliyor, hepsin altyapısı var, star ışığı var. Şiı di bir geçiş dönemi yaşıyorı ancak budüzelecektir"... MAKYAJVARjÇİBOŞ Müzisyen Atilla Ozdemiroğl müzik sektörunün günlük eğle ceye yönelik.bir şey ifade etmeyı fastfood bir sektör halini aldığı düşünüyor. Özdemiroğlu, Türk mü: ğinin geldiği noktayı ise "Toplum olar; yanlış bir kültüre gidiyof'uz. Bizim müz diye algıladığtmız şey artık sadece şarkı şarkıcı oldu. Yanı diğer müzik parametrel rini hiçe sayıyoruz" diye yorumluyor. Özd miroğlu'nun pek çok bestesi var. Yıllarca he kesin dilinde olan şarkıların sahıbi olmasına ra men bunun bilinmediğini vurguluyor." Hit oli şarkılarım var ancak sadece onu söyleyen şarkıt larbilinıyor. Ancak yurt dışına mesela Yunanıstan gittiğimde beni tanıyorlar. Ortada müzik diye bir şı kalmadı, melodi, armonihiçesayılıyor" diyor. Özd miroğlu'na göre, insanların estetikduygularıyükse dikçe, dinlediği müziğin kalitesi de artar. "Hâlâ iyi m zik yapan arkadaşlarımız da var. Gelişim Orkestra olarak birkonserverdik, ilgi gerçekten çokfazlaydr ortak kanı 'nihayet müzik dinledik' şeklindeydi. D mek ki Türk halkı hâlâ seçici. Diğerlerini çabuk tük tiyoruz." diyor. Peki, bugünkü sonuçta gerçekten b sının payı söylendiği kadar fazla mı ? Özdemiroğ " Buradatopu sadece basınaatmamak lazım" diye y nıtlıyor"Bubirtoplukirlenmedir. 80'lerdebaşlayi yeni bir kültür oluştu. Mesela Türkçenindeformasy' nundan söz edecek olursak, bıınu her alanda görmt mümkün. Ancak muzik, özünde taşıması gerekenle taşımıyor artık. Yani makyaj var ama içi boş." şeydi, ama kimse ismini Karadenizli türkücü Nur Tepe gibi" Laz Taylor" olarak değiştirmemiştı. Şimdilerde müzik kanallannda " çarpık bacak" adlı bir şarkının klibi dönüyor, şarkıyı söyleyen Tuğba Hatun'un edebiyat öğretmeni olması bir paradoksu da ortaya koyuyor. Pekibütünbunlar neyiyokediyor? DİKKAT ÇEKMEK LAZIM... Nur Tepe, 5 yıldır müzik piyasasının içinde ama "Karizma" ilk albümü.Albümlebirlikte ismi de Laz Taylor olmıış. Nur Tepe, neden Laz Taylor adınıaldığını şöyle açıklıyor: "îlk önce dikkat çekmek gerekiyor. Laz Taylor dikkat çekecekbir isimdi. Amabunun altını doldurmamız gerekiyordu. Karadeniz müziği yaptığım için Laz, Batı miıziğini fonda kullandığım için de Taylor dedik. Biz hedefimize ulaştık. Albüm çıktığmda basın toplantısı düzenledik. Bütün kameralarburadaydı. Ama Nur Tepe olarak çıksaydık biliyoruz ki kimse gelmezdi." Peki ileride Laz Taylor etiketinden rahatsız olabilir mi ? NurTepe'nincevabı"Keşkekendiismimleçıksaydım diyebilirim" diyeyanıtkyorsoruyu, "Amabugün pek çok sanatçı arkasına baktığında pişman olacağı şeylerle karşı karşıya kahyor. Fakat gerçekten her gün birçok isim müzik piyasasında adını duyurmaya çalışıyor ve spekülatif bir şey yapmadığınız zaman bu Tuğba Hatun'dan Çarpık Bacak: Karar ver artık yâr Ben çok sabırsızım Başka biri mi var Çarpık bacak mıyım? pek de mümkün olmuyor". Laz Taylor'a göre şarkılarının bir derdi var, yani bir şeyler anlatıyor, "Karadeniz kadınının isyanını mizahibirdille anlatıyorum" diyor. Albümünde bir de Türkstar'ın jüri üyesi Armağan Çağlayan'ın adının geçtiği "Laz Star" şarkısı. Albümün satışı mı? Şimdiden 20 bini bulmuş. " •"""*. r KONT ADNAN OLUNCA... Unkapanı Plakçılar Çarşısı'nm Kont Adnan'ı Adnan Yılmaz ismiyle 17 albüm yapmış. Satışları otuz bınigeçmiyormuş. Ancak "Kont Adnan" olunca satış rakamı 300 bine ulaşmış. Kont lakabını alma nedeni, arkadaşlarının "Sen müzik piyasasının kontusun" yakıştırmaları. Kont Adnan "Ben Türkiye'de hip hop müzik yapan tekisimim" iddiasında. Hedef kitlesinin 810yaşolduğunu, insanlandüşündürmekten değil, eğlendirmekten hoşlandığınısöylüyor. Öğretmeniikten şarkıcılığa Tuğba Hatun, MimarSinanÜniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden dereceyle mezun olmuş. Müzikle ilgilenmeye üniversite yıllarında şan dersleri alarak başlamış. Beste de yapıyormuş. Aslında yüksek lisans yapmak istiyormuş, ancak ablası hastalanmış ve ıkı yeğenine de bakmak zorunda kaldığı için edebiyat öğretmenliği yapmaya başlamış. O sırada bir plak şirketine bestelerini götürmüş ve albüm teklifi almış. Bir edebiyat öğretmeni ne Eurovision birincisi Ruslana'nın kıyafetleriyle "Çarpık Bacak" şarkısını soyletenin ne olduğunu konuştuk. Neydi sizi öğretmenlikten vazgeçiren, şöhret mi, para mı, müzik aşkı mı ? Birinci sırada müziğeolansevgim.ikinci sırada para.. Peki bir edebiyat öğretmeni olarak Çarpık Bacak diye bir şarkıyla çıkış yapmayı içinizesindirebildiniz mi? Çarpık Bacak Türkçeye aykın değil ki. Aslında bir gönderme. Benim 82 tanebestem var, Çarpık Bacak dışındakilerin hepsi anlamlı. Pek çok sektör kendi içinde kalitesinden ödün vermeye başladı. Birçok şarkı konuşma dilinde seslendiriliyor ve bence bugün haber spikeri bile yanlış vurgu yapıyor. Benim için dil önemli, dil biterse kültür debiter. Peki neden çıkış şarkısı olarak Çarpık Bacak seçildi? Plak şirketimin tercihiydi. Bana "Şarkı yeni, sen yenisin, bir kız çıkmış, güzel şarkı söylüyor.buyetmez" dediler. Hatta "Skandal yaratman lazım, ya bir aşk dedikodun çıksın.yakavgaet" diyenlerbileoldu. Kalıcı olmak için oyunu kuralına göre oynamak gerekirmiş. Ruslana'yı taklit etmenizin nedeni de bu reklam kaygısı mıydı ? Evet, gündemde Ruslana vardı, onıın konseptini uyarladık. Aslında ben başka bir klipdüşünmüştüm. Ama bakın bugün röportajda bunları konuşuyoruz. Peki istemediğiniz şeyleri yapıyorsunuz, rahatsız mısınız ? Evet rahatsızım. Çünkü ben öğrencilerime kendiniz olun derken ben birini taklit ettim. Bu sizi korkutuyormu, ödün vermeniz gerektiğini düşünüyor musunuz? Zor bir sektör, günde 20 albüm çıkıyor ve o albiımlerin arasından adınızı duyurabilmenin yöntemleri var.Bazen korkutuyor, ama daha fazla taviz veremem, vermem gerektiğinde öğretmenliğe geri dönerim.