Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                MERHABA
Toplumsal gerçeğimizin 
“Oyunlarınızı yeni baştan dikkatle okurken 
fark ettim ki ‘kurtulmak’ fiilini çok sık kullanıyor-
sunuz. ‘Kurtulmak’, ama neden ya da kimden?” 
Bir İtalyan gazetecinin kendisine yönelttiği bu 
aynası: Kemal Bilbaşar!
soruya “Hayattan tabii ki” diye yanıt verir.
Macar bir kemancı ile İranlı-Rus bir mühen-
disin kızı olarak Paris’te dünyaya gelen us-
ta yazar, çağdaş Fransız edebiyatının günü-
müzde en çok tanınan oyun yazarıdır. “Konuş-
“Horlanmış, ezilmiş, feodal toplum düzenin-
ÖNER YAĞCI
malar” adl ilk oyunu büyük ilgiyle karşılanır ve 
de bırakılmış halkına seslenmek, onları sil-
Molière ödülüne değer görülür. 
kelemek, uyarmak amacı” olduğunu belirten 
emal Bilbaşar (1910 / 1983), 
Daha ilk eserinde yazarın izlekleri ortaya çık-
Kemal Bilbaşar, Hakkâri Van dolaylarında-
bir kasabadan kesitler sunduğu 
mıştır: İnsan ilişkilerinin zorluğu, sosyal gerilim-
ki dağlarda yaşayan insanların yaşamlarını, 
K Anadolu’dan Hikâyeler’iyle (1939) 
ler ve içsel hesaplaşmalar. “Bana en benzeyen 
törelerini aktardı.
başlattığı öykücülüğünü, 1940’lı yıllarda, 
eserim” diye tanımladığı “Kışı Geçirmek” oyu-
Arka planda Şeyh Sait Ayaklanması’nın 
Atatürk’ün ölümünden sonra halktan kopan, 
nu yine izleyicinin yoğun ilgisiyle karşılaşır. 
olduğu romanda, Sorikoğlu’nun köylülere 
devrimlere sırt çeviren yönetimlerdeki 
Ona göre aslında yazı serüveni yeni biçem-
zulmü, ona babası Cano’yla birlikte direnen 
insan manzaralarını sergilediği Cevizli 
ler yaratma serüvenidir. “Beklenmedik Adam”ı 
Cemo ve Memo’nun yaşadıkları, “Ağasız 
Bahçe, İkinci Dünya Savaşı sonrası İzmir’in 
yazar. Hiçbir tiyatro kabul etmez. Ve kaderi-
nasıl ederik bunca insan? Komları neyle 
savaşın getirdiği ahlaki çöküntüleri yaşayan, 
ni kökten değiştirecek “Sanat”ı yazar. Aylar-
onarırık? Tohumu, unu, samanı, çifti kimden 
geçim sıkıntısı çeken insanlarını anlattığı 
ca kapalı gişe oynanır. 35 dile çevrilerek New 
alırık? Önümüz kış. Ambarımızda bir avuç 
Pazarlık’la sürdürdü.
York’tan Berlin’e, Tel Aviv’den Tokyo’ya 5 kı-
buğdayımız yok. Kış kıyamette ortada kalırık 
Büyük kentlerdeki siyasal ve ekonomik 
tada sahnelenir. Londra’da Laurence Olivier, 
da acımızdan ölürük” diyerek ağasız nasıl 
gelişmelerin Söke ovasındaki pamuk, tütün 
Broadway’de Tony ödülü (ki ilk kez ana dili İn-
yaşayacakları kaygısını yaşayan köylüleri 
üreticisi köylere yansımasının, tarımın 
gilizce olmayan bir yazara veriliyordu) gibi en 
Memo’nun harekete geçirmesi, ağalık 
makineleşmesinin getirdiklerini, toplumun 
büyük ödülleri kazanır. 
düzenine başkaldırı vardı.
hızlı dönüşümünün kasabada, kentte  
2006’da sahneye konan “Vahşet Tanrısı” ile 
Bilbaşar, “Dünyalarını yoksulluk ve mah-
yeni türeyen güçleri, sömürülen emekleri, 
evrensel boyutu iyice perçinlenir, 2011’de Ro-
rumluklarla karartan feodal düzenin hak-
Pembe Kurt, Üç Buutlu Hikâyeler, Köyden 
man Polanski tarafından Acımasız Tanrı (Car-
sızlığını, acımasızlığını somut olarak gös-
Kentten, Irgatların Öfkesi adlı kitaplarındaki 
nage) adıyla beyazperdeye uyarlanır. 
termek” amacıyla yazdığı Cemo’nun deva-
öykülerinde kahramanlarının yörelerinin 
Onun oyunları sevgi ve dostluğun kırılganlığı, 
mı niteliğindeki Memo’da (1969), ağa-köy-
ağzıyla konuştuğu ironi yüklü, acılı, öfkeli 
her zaman ahlaki değerlere çok bağlı gözük-
lü çatışmasını Şıh Persin’le yoksul köylüyü 
diyaloglarla ve gerçekçi bir anlayışla 
meye gayret eden burjuvazinin riyakârlığı, bir-
temsil eden Memo çatışmasıyla aktardı.
aktardı.
likte yaşamanın zorlukları gibi evrensel temalar 
Cevizli Bahçe ve Irgatların Öfkesi adlı iki kitapta toplanan 
üzerine kuruludur. 
‘YEŞİL GÖLGE’DE SİNSİ GERİCİLİK 
öykülerinde, “Öykü, tarihsel devrimci akış doğrultusunda, 
Yani yaşamın sıkıntı ve sorunlarla dolu bir 
HAREKETİNİ MERCEĞİNE ALDI!
karanlık düzenlerin gizlerine tutulmuş ışık, gölgedeki zorbalara 
yolculuk olduğunu anlatan yazar için tek kaçış 
Anadolu’dan çıkan yazarların yaşadıkları coğrafyanın insan-
sıkılmış yumruk, haksızlıklara kötülükle savaşacaklara yol 
yolu kültür ile sanat ve özellikle de tiyatrodur. 
doğa gerçekliğine yönelmesinin tipik örneği olan Yeşil Gölge’de 
gösterici, güçsüzlere, pısmışlara yürek ve sorunlarına çözüm 
Çünkü tiyatro salt bir eğlence aracı değil, ay-
(1970), İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki çok partili hayata geçiş 
olmalıdır” düşüncesini gerçekleştirdiği görüldü.
nı zamanda insanlığın içinde debelendiği kao-
sürecinde ve sonraki Demokrat Parti Türkiye’sinde, Karadeniz 
Bir kente atanan yoksulluklarla büyümüş kasabalı bir öğretmenin 
su sanatsal malzemeye dönüştürmeyi amaçla-
bölgesinden bir kasabayı merceğine aldı. 
çevreyle uyuşamamasını ve yaşadığı ruhsal sorunları aktaran De-
yan bir projedir. 
Kemal Bilbaşar’ın “1945-1946’larda Atatürk çağından 
nizin Çağırışı (1943), 1940’lı yılların Türk romanları arasında yıl-
Oyunlarında karşımıza çıkan gerçekçi ve di-
gelmekte olan gizlenmiş, sinmiş gericilik hareketinin örgütlenerek 
dız gibi parlayan, edebiyatımıza yabancılaşmayı katan bir romandı. 
namik diyaloglar, günlük ama gerilimli anlaş-
iktidarı ele geçirmek ve sonraki dönemde gerçekleştirdikleri 
Milli Mücadele döneminden başlayarak Demokrat Parti 
mazlıklar, insan ilişkilerinin altında yatan şidde-
bütün amaçlarını örgüt içerisine almak eğilimini bu romanda 
iktidarının ilk yıllarındaki toplumsal değişikliklerin vurgulandığı 
tin nasıl yavaş yavaş gün yüzüne çıktığını gös-
vermeye çalıştım” dediği romanda, sırtını yeni iktidara dayayan 
Ay Tutulduğu Gece’de (1961), bir Ege kasabasında çevre 
terir.
büyük toprak sahibi zalim Müezzinoğlu ve yanında yer alan 
halkının sorunlarını çözmeye adanan bir mühendisle öğretmenin 
Gerçeklikten kopamayan, gerçekliliği en va-
çıkarcılar, gericiler ve onların zorbalıklarıyla mücadele eden 
karşılaştıkları güçlükleri sergiledi.
sat ve en karanlık yönleriyle ele almayı amaçla-
kasabalılar vardı.
dığı eserleriyle dünya çağdaş tiyatrosunun tar-
Bir kasaba romanı olarak Menderes Ovası’nı gözlerimizin önü-
ŞÜKRAN KURDAKUL: DOĞU ANADOLU’DA 
tışmasız bir temsilcisidir. Yasmina Reza kapa-
ne getiren Başka Olur Ağaların Düğünü’nden (1972) sonra yaz-
KÂĞIT ÜZERİNDE KALAN YASALARIN DIŞINDA 
ğımızda. Ferda Fidan’ın yazısı…
dığı Kölelik Dönemeci’nde (1977), bugün yaşadığımız birçok so-
BIRAKILMIŞ İNSANLARIN ROMANI: ‘CEMO’
runun ipuçlarını veren Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonraki - Öner Yağcı (“Toplumsal gerçeğimizin 
Dede Korkut’tan beri gelen destan motifleriyle, gerçek-
yıllarda geçen Osmanlıyla Rusya arasına sıkışıp kalan Abhaz ve aynası: Kemal Bilbaşar!”),
masal karışımı ocakbaşı anlatımıyla sevgileri, aşkları, kavgaları, 
Adiga Çerkeslerinin bağımsızlık amacıyla ayaklanmasını anlattı. - M. Sadık Aslankara (“Yalanın öyküsü, 
kahramanlıkları, düşkünlükleri, yücelikleri, güzellikleri, 
Bu destansı romanında Bilbaşar, Osmanlı’nın Rusya’ya öykünün yalanı…” / Recep Seyhan, Bir Sepet 
çirkinlikleri aktardığı Cemo (1966), Kemal Bilbaşar 
karşı kullanmak için Osmanlılaştırmak, Rus imparatorluğunun Hayal, Zongo’nun Değirmeni, Hece / Ramazan 
romancılığının ve edebiyatımızın başyapıtlarından biri oldu.
egemenliğine almak istediği Kafkasların geleneklerine sımsıkı Teknikel, Piyangocunun Ölümü, Cumhuriyet 
Şükran Kurdakul’un “Doğu Anadolu’da kâğıt üzerinde kalan 
bağlı halkı Çerkeslerin özgür kalma mücadelesini aktardı. Kitapları / Meral Saylar, Bakla Falı, Luna / Nilü-
yasaların dışında bırakılmış insanların romanı” olduğunu söyle-
Bedoş’ta (1980), Cumhuriyet döneminin ilk kuşağını saran fer Açıkalın, Beklediğim Odalarda, İthaki; Çıldır-
diği Cemo’da, bugünün Güneydoğu gerçeğinin ipuçlarını verdi. 
tan Öyküler, Marjinal / Ayşen Işık, Ne Yeni Ne 
görev aşkını, Zühre Ninem’de (1981) 1900’lerin başlarında 
Olay olarak ele aldığı tarih kesitindeki yaşamı aktardığı 
Başka, İletişim / Çağan Irmak, Gözümden De-
Rumeli’de yaşanan çalkantıları anlattı.
romanda, “Henüz büyük çoğunluğu eğitimden yoksun, sözlü yazın 
liler Taştı, Doğan Kitap / İrem Üreten, Saat Yö-
döneminde yasayan bu çevrenin insanlarına, o yazının ağzı ile 
KEMAL BİLBAŞAR: ‘FİKİRDE TOPLUMCU, 
nünün Tersine, Bilgi),
ve destan anlatısı ile seslenmek en doğru yol gibi geldi bana... 
SANATTA GERÇEKÇİ GÖRÜŞE BAĞLI KALDIM’
- Bilge Sönmez (Erendiz Atasü, Romanı-
Halk bilgisinin en canlı yanı olan bu hazineden yazınımız bugün 
Roman ve öyküleri Can Yayınları tarafından yayımlanan, hak-
mız, Romancılarımız, Sanat Kritik)
de yarın da hiç kuşkusuz yararlanacaktır” düşüncesiyle yazdığı 
kında Bir Hikâyeci ve Romancı Olarak Kemal Bilbaşar, Eğiti-
- Gültekin Emre (A. Kadir Paksoy, Göç 
Cemo ile dilsiz halkın yazgısına farklı bir bakışla bakarak canlı, 
me ve Sanata Adanmış Bir Hayat (Müberrra Bağcı) ve Kemal 
Hazırlığı - Son Şiirler, Barış Kitaplığı),
evrensel bir sevda ve yiğitlik destanı yarattı.
Bilbaşar’ın Öykücülüğü (Arif Yılmaz) adlı kitaplar yazılan ustanın 
- Doğan Sevimbike (Ahmet Büke, Kırmızı 
yapıtları, köylüyü konu alan edebiyatımızda bir dönüm noktasıdır.
AĞALIK DÜZENİNE BAŞKALDIRI! Buğday, Can),
“Fikirde toplumcu, sanatta gerçekçi görüşe bağlı kaldım” 
Olayları kişilerin ağzından ve onların konuşmalarıyla aktardı. - Y. Bekir Yurdakul (Koray Avcı Çakman, 
diyen, toplumsal gerçeğimizi ve insanlarımızın sorunlarını 
Cano’nun ağzından kızı Cemo’nun nasıl yetiştiğini, Memo’nun Dr. Kimo’nun Laboratuvarı, Altın Kitaplar),
toplumcu gerçekçi yöntemle aktardığı Cemo başta olmak üzere 
ağzından direniş destanını okuduk. - Vitrindekiler, kısa tanıtımlar ve Mustafa 
Doğu Anadolu’da yaşayan insanların yaşadığı trajedinin neden- tüm roman ve öyküleriyle hâlâ günümüzü aydınlatan Kemal Başaran’ın hazırladığı Bulmaca ile de düşün 
lerini anlatmak, çözüm yollarını bulmak için yazdığı Cemo’da, Bilbaşar’ı saygıyla anıyorum. trafiği sürüyor!
n
İyi okumalar...
lİmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l Tasarım:  
Serhan Eren l Sorumlu Müdür: Betül Berişe l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık 
AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 
74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Uets: 25999 - 15079 - 37611 l Reklam Genel Müdürü: Evsun Sinem 
Alkan l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr l Baskı: İleri Basım 
Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 
KItap
Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 
            
    
