Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Yapay zekâ! Sahi kim o?
Usta bir kalemden, Koray Avcı Çakman’dan heyecan dolu, yer yer distopik özellikleri öne çıkan, lezzetli anlatımıyla 
okuyucusunu yaşamın kıymetinin derinden duyumsandığı sakin ancak sevgi dolu mekânlara çağıran, bugünden  
yarına ellerimizle var ettiğimiz sorunlar üzerine düşünelim istediği bir yolculuk. Osman Selçuk Özdoğan’ın  
küçük ipuçları katan renkli desenleri eşliğinde…
Prof. Şeker gelir de açılışa. Bu arada 
Y. BEKİR YURDAKUL
merkezde üç beş masa, beş on sandalye, 
eski yıllardan testler, biraz da “okunmuş” 
oca koca binaların arasında 
kitaptan başka bir şey olmadığını görünce 
unutulmuş mahalleler; ne yaparsak 
bilgisayarını bağışlamaya karar verir. 
Kyeniden seçiliriz telaşıyla oradan 
Çalışmalarını, dosya ve kayıtlarını taşınır 
oraya koşulan seçim süreçleri; hızla 
belleğine aktarıp bilgisayarını formatlar ancak 
yayılan ekran bağımlılığının unutturduğu 
gelişmiş oyun programı Dr. Oyun, ustaca 
sokaklar, arkadaşlıklar, oyunlar, kitaplar; 
saklanmayı başarmıştır. 
yürüyüşümüzü, tavrımızı değiştiren ilk 
yürek kıpırtıları; anlamsız tekrarlara, 
DR. OYUN’UN BÜYÜK OYUNU
sınavlara teslim olmuş eğitim; bilişimde, 
Merkezin açılışından hemen sonra 
teknolojide aldığımız yol, yapay zekâyla 
bilgisayara göz kulak olma görevini, oyun 
kurduğumuz ilişki… 
oynamaması koşuluyla, ders denince içi 
Bir yanda Dr. Kimo’nun 
sıkılan, “robotun düşünenini, telefonun 
Laboratuvarı’nda öncesiz sonrasız 
akıllısını, bilgisayarın oyun oynayanını, zekânın 
araştırmalar, bir yanda okulu, 
yapayını yapan bilim insanları”nın “can 
kahvehanesi, muhtarlığı, parkıyla 
sıkıntısına bir çare” bulamayışına da canı 
DESEN: Osman Selçuk Özdoğan
gerçek yaşamdan hızla dışlanıp sanki 
sıkılan Ateş’e verir babası. 
anılarımızda kalmaya yargılı ancak 
Dr. Oyun’un büyük oyunu da burada başlar. 
Çakman’ın kahramanı -beğenmediği adına 
insanın insana dokunduğu mahalle yaşamı  
Okulla arası soğuk, adından da bir türlü uzamayan 
Ateş’i ekleyen- Abdullah ve arkadaşlarıyla bizi 
ya da kültürü…
boyundan da hoşnut olmayan, üniversite öğrencisi 
taşıdığı her mekânı sıcak, kendi mahallemizde 
Koray Avcı Çakman, ne zamandır elimin altında, 
ablasına karşın kitapların uzağında kalan Ateş, Dr. 
doğal sayışımız ya da öyle düşleyişimiz -kendi 
masamın bir köşesinden derin fısıltılarla seslenen 
Oyun’un yeni bir oyun kurma teklifiyle sessizce 
payıma belirtmek isterim ki- neredeyse asıl 
yapıtıyla dokunduğu onca gönül telimizin yanında 
çıktığı yolda kendisini kısa sürede alabildiğine 
tartıştığı konuyu, yapay zekânın aldığı yolun bizi 
aslında hepimizi şu olup bitenler üzerine yeniden 
tehlikeli bir yerde bulur. 
sürüklemekte olduğu gerçeği gölgede bırakıverdi. 
düşünmeye, tartışmaya çağırıyor. 
Dahası uzaktan uzağa ilgi duyduğu sınıf 
Yaşamın tadını hemen her noktada yakalayan 
Öyle sanıyorum ki yazılma zamanları gibi bir de 
arkadaşı Leyla, onunla “çıktığı”nı sandığı ve 
yetişkinler, sahici okul ortamı, içtenlikle hissedilen 
okunma zamanları var kitapların.
hoşlanmadığı Tunç ve okulun güvenlik görevlisi de 
mahalle kültürü, üretmenin değeri… 
kısa sürede Dr. Oyun’un “ağına” düşmüştür. 
Anlatı boyunca bu mekânlar da eşlik ediyor 
EDEBİYAT HEP ÖNCEDİR YAŞAMDAN
Bilgisayarı ve telefonu olmayışıyla bu tuzağın 
size, dahası bir an olsun bu doğallığın uzağında 
Kuşaklar boyunca akıp gelen değerler, 
dışında kalan sınıf arkadaşları Selim, çıkış yolu 
kalmıyorsunuz. 
farklılıklarımızla ortaya çıkan zenginlikle renklenen 
aramak üzere üç arkadaşını parka çağırır. 
dünyamız, ancak kendimiz olduğumuzda bizim ve 
ORGANİK KÜLTÜR MERKEZİ
Tek çıkar yol, durumu Prof. Afiyet Şeker’e 
anlamlı olmasından söz açabileceğimiz unvanlar, 
Yaklaşan seçimlerden de kazanarak çıkmak için 
bildirmektir ama Dr. Oyun’dan habersiz nasıl 
sonuçlar, kazançlar… 
yapılması gerekenlere kafa yoran mahalle muhtarı 
yapabileceklerdir bunu? 
Ve yaşamın akışının önümüze getirip bir karara 
Alican, Abdullah’ın babası (ona sorarsanız heybetli bir 
Yer yer mizahi anlatımı, unutulmaya yüz tutmuş 
varmamızı beklediği yol ayrımları… 
insan olan babasının adının Alican olması da tuhaftır), 
geleneksel oyunların da sahneye çıktığı akışı, 
Kısacası hileyle, oyunla, aldatmacayla, 
mahallede bir kültür merkezi açmaya karar verir. 
distopik kurgusuyla günümüzün başat olgusu 
başkalarını üzerek, kırıp dökerek 
Ama öyle sıradan değil, organik bir kültür 
yapay zekâ gerçeğine odaklanan Dr. Kimo’nun 
elde edilen sonuçlar 
merkezidir tasarladığı. Bu kez kahveci Osman da 
Laboratuvarı, belki yarından da yakın günlerde 
mı, kendi gücümüzle 
aday olursa (ki muhtara sorarsanız öyle gibidir) işi 
yaşanacaklar üzerine de ipuçları barındırıyor. 
vardığımız yer mi? 
hiç de kolay değildir muhtarın. 
Bugün bizim yüklediğimiz bilgi ve programa 
Bilirim, her yapıt 
Başlangıçta kimse anlamasa da ne yapmaya 
bağlı hareket eden ve hep öyle olması umulan 
tartışır yaşamı, 
çalıştığını başta Osman bütün mahalle destek de 
yapay zekâ, gün gelip de insanlara istediğini (hile, 
hepimizi bir daha 
olur muhtara. Açılışa basının da ilgisini çekecek 
tehdit ve şantajla) yaptırarak gerçek dünyaya 
düşünmeye, 
bir “ünlü”yü davet etmek ister muhtar ne var ki 
hükmedebilecek midir? 
değerlendirmeye 
bütçesi yoktur bunun için. 
“Gelişmeler”in yanı sıra onların doğurduğu/ 
çağırır. Yanı sıra 
Ama kendi köylerinden çıkmış bir bilim insanını, 
doğuracağı sıkıntıları da konuşmak, çıkış yolları 
yakın-uzak geleceğe 
Amerika’da yapay zekâ araştırmalarında epeyce 
aramak… Edebiyat bu pencerelerimizi de sonuna 
ilişkin de öngörülerde 
yol almış bir hocayı, “Biz bu dünyaya heyecan 
değin açıyor işte. 
n
bulunur, ipuçları sunar; duymaya geldik. Şaşırmaya, şaşırtmaya en çok da 
bilimden ve yaşamdan 
kendimize ve başkalarına faydalı olmaya” diyen Dr. Kimo’nun Laboratuvarı / Koray Avcı 
da önce söyler edebiyat Prof. Afiyet Şeker’i bu çok özel saydığı merkezin 
Çakman / Resimleyen: Osman Selçuk Özdoğan 
/ edebiyatçılar. 
açılışını yapmak üzere davet eder. / Altın Kitaplar / 216 s. / 10+ / 2024.
13
4 Eylül 2025
            
    
