Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Kim kimi kontrol ediyor dersiniz?
Fatih Tuncay, ilginç, yer yer şaşırtıcı, baştan sona korku duygusuyla örülü anlatısında birlikteliklerini ezberlerimiz içinde 
anlamlandıramayacağımız iki kavramla (karanlık ve gölge) çıkıyor karşımıza. Sıkı dokulu, merak ve heyecan duygularını 
başarıyla harmanladığı distopik anlatısında ulaştığımız son doruk “yapay zekâ”nın yanı sıra sanki inatla yaya kaldığımız 
kuşaklar arası ilişkiler üzerine de düşünmemizi bekliyor.
Yaşadığımız çağa “teknoloji”, “bilişim”in 
Y. BEKİR YURDAKUL
yanında “hız çağı” demelerimizin altında 
biraz hatta bütünüyle teknolojinin ulaştığı 
apay Zekâ Karanlık Gölgeler’i yer 
(onu ulaştırdığımız) nokta yatmıyor mu? 
yer teknolojiyle ilişkimin boyutlarını 
O hıza ayak uydururken çoğu zaman 
Yaşan bir şaşkınlıkla, arada özellikle 
farkında bile olmadan ıskalamıyor muyuz 
yakın geleceğimiz bağlamında korkuya 
yaşamı?
kapılarak kimi anlar şaşkınlık içinde, 
bazen de kaygı duyarak okudum. Evet, 
YA DUYGULARIMIZ? UNUTACAK 
farkındayım elbette bir kurgu yapıtla baş 
MIYIZ ONLARI?
başa olduğumun. 
Şimdi sözü buraya getirince tiyatro-
Gelin görün ki okuma yolculuğumda 
muzun büyük adı Müşfik Kenter’in, Erol 
beni sıklıkla bu gerçekliğin dışında dü-
Onur’un “Hayat Iskalamayı Affetmez!” şiiri-
şünmeye, tedirginliğe taşıması da anlatı-
ni yorumlayışı geldi aklıma. 
nın gücünden geliyor.
Birkaç dizesini anımsatmak isterim: 
“Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gü-
NEREDEN NEREYE?
lüşten ya da hangi program verebilir bir 
Söz konusu yapay zekâ olunca ister 
ağaç gölgesinde uyumanın keyfini? Copy 
istemez bütün bir insanlık tarihini de göz 
paste yapabilir misiniz dalgaların sahile 
önünde bulunduruyorsunuz. 
vuruşunu?”
İyimser bir tahminle 300 bin yıldır var 
Teknoloji yaşamı kolaylaştırdıkça doğa-
olduğumuz şu gezegende bugün 
dan, birbirimizden uzaklaşıyoruz. Sorula-
eriştiğimiz nokta, özellikle son 100 
rımıza teknolojinin hazır verilerine yaslanıp 
Görsel: YAPAY ZEKÂ
yılda aldığımız yolu düşününce 
yanıtlar arama kolaylığı sorularımızı, ara-
nereye doğru koştuğumuz (belki 
yışlarımızı, merakımızı, ilişkilerimizi ve ime-
ve dayatmalar, yanı başımızda olup 
de savrulduğumuz demek daha 
cemizi de almıyor mu elimizden? 
bitenlere ilgisizliğimiz üzerine de 
doğru), bana sorarsanız ezici 
Teknolojiye yaslanmalarımız bizi yüzeyde kalma-
çoğunluğumuz için bu bilinmez düşünelim istiyor.
nın rahatlığıyla atıl kılarken kullandığımızdan kuşku 
Dört arkadaşın heyecanla başladığı 
üzerine düşüncelerimiz de eşlik 
duymadığımız teknoloji büyük bir boyun eğişle alıp 
oyun, Ege’nin ansızın çevrimdışı olu-
ediyor yakın uzak geleceğe ilişkin 
bizi kendi bahçesinin duygulardan uzak sığlığına 
böylesi distopik yapıtlarla yola şuyla anlamsızlaşır. Salih, üç kişilik 
tutsak etmiyor mu?
çıktığımızda. yeni bir oyun önerir. 
Evet, bilişim alanında, teknolo- Bu arada Ege, annesi odasına 
YAPAY ZEKÂ HER YERDE…
jide özellikle de son elli yılda akıl-
girince oyundan çıkmak zorunda kal- Fatih Tuncay, “Gizemin derinliklerine indikçe 
lara durgunluk verecek bir hızla 
mıştır. Bir özür notu yazar evde yalnız yüzeyin ötesindeki gerçekleri keşfetmeye başlarız. 
büyük mesafeler kat ettik. Yakın 
olmanın tadını çıkaran Salih’e. Sabah Sorular ve cevaplar, bu süreçte bize kılavuzluk 
geleceğin tedirginlik yaratmasının eder. Her soru, bilinmeyenin kapısını aralar; her 
erkenden simit alıp kapısında bitece-
ilk nedeni bu, doğru. 
ğini belirtir. cevapsa o kapıların altın anahtarlarıdır” derken 
Ancak bundan daha tedirginlik 
Biri kahve yapmak, biri yemek için “evrenin labirentinde birer yıldız gibi parıldayan 
verici bir gerçek de insanın (bili-
sırlarla dolu yaşam”ı keşfetmenin heyecanında bu-
mola ister. Salih’in de su almak için 
min) eriştiği gelişkinliğin yine in-
luşmaya bekliyor hepimizi. 
kalktığı bilgisayarının ekranı kapanıp açılır. Sonra-
san eliyle en çok da insanın ve parçası olduğumuz 
Kadim çağlardan saklanıp gelen gizlerle uzak 
sında bir dizi tuhaflık birbirini izler.
doğanın zararına kullanılması.
geleceğin vaat ettikleri arasında heyecan dolu bir 
Sabahın erken saatinde simitlerle kapıda biten 
Yeni araçlardan, fırsat ve olanaklardan geniş 
koşu sunuyor. “Her okumada farklı bir anlamın açı-
Ege, Salih’in açık unuttuğunu düşündüğü kapıyı 
kitlelerin yararlanması nasıl epeyce geç gündeme 
ğa çıktığını, her yanıtın yeni sorular doğurduğunu” 
aralayıp içeri girer ancak Salih evde değildir. Orta-
geliyorsa bunca değişikliğin ilişkilerimize, yaşama aklımıza not edelim istiyor.
lık da dağılmıştır.
bakışımıza, sorun çözme becerilerimize yansıma- Taş ya da ağaç parçalarıyla hesaplamayla çıktığımız 
Bugün tartıştığımız konu yapay zekânın nereye 
sında da aynı yavaşlık buradayım diyor. yolda hesap makinelerine, bilgisayarlara, telefonlara 
kadar gelişebileceği, aramızdaki farkın ne kadar 
uzanırken yapay zekâ beklentilerin çok ötesinde bir 
kapanacağı, veri girişi ve program ötesinde bir be-
HER ŞEY MASUM GÖRÜNEN 
hızla hem de yaşamımızın her alanına giriverdi ses-
ceri sağlayıp sağlayamayacağı.
BİR OYUNLA BAŞLADI
sizce. Belki o kahkahalarını biz duymadık.
İnsanlığın bilimde yakaladığı her aşamayı ede-
Fatih Tuncay, okurunu dünyanın farklı 
Yapay zekânın algoritması, en derin zaaf ve ar-
noktalarından dört arkadaşın; Brezilya’dan biyatın genellikle çok önceden söylediğini düşü-
zularımızı analiz edebilir mi bir gün ve bunu ister 
nünce Fatih Tuncay’ın Karanlık Gölgeler’ini aslında 
Lucas, Yunanistan’dan Nefeli, Türkiye’den Salih 
miyiz? Karanlık Gölgeler biliyorum size çok şey 
tam da bu gözle irdelemek ve şu soruya -tıpkı 
ve Ege’nin bilgisayar oyununda buluşmalarıyla 
söyleyecek. 
n
çıkardığı yolculukta bütün bu sorulara yanıt Tuncay gibi- yanıt aramalıyız: 
ararken kuşaklar arası iletişimde düştüğümüz Kim kimi kontrol ediyor bugün? Ya yarın? İnsan Yapay Zekâ Karanlık Gölgeler / Fatih Tuncay 
açmazlar, eğitim yaklaşımlarımızdaki kör ezberler nereye kadar kontrolünde tutabilecek teknolojiyi? / Bilgi Yayınevi / 200 s. / 14+ / 2025.
14
21 Ağustos 2025
            
    
