Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Bir Rönesans insanı: Sait Maden!
it White’ın şu sözü günlerdir zihnimde dönüp akşam/ gölgesinde uzayıp giden/ 
duruyor: “Bir fikir ancak uygulandığı kadar bu ıssız ovalar, sarı gök,/ uzun 
K iyidir.” karga sürüleriyle/ bir baştan 
Yaratıcılığın uygulama alanlarında söz ve çizgi başat bir başa yırtılmış/ sessizlikler: 
öğedir. Ama her şeyden öte bunu harekete geçiren, anamın yüzü;/ bu namaz kıldığı 
devindirip eylemselleştiren sanatçı yaratıcı tözünü var seccade/ bir ömür boyunca 
ederken aldığı eğitimle bakış açısını geliştiren, ortaya ninemin,/ güneyden kuzeye,/ 
yeni şeyler koyan bir “usta”dır artık. doğudan batıya düş ilmikleriyle,/ 
Geçirdiği aşamalar bilinir ki çıraklıktan bura varan bir 
kan nakışlarıyla dokunmuş/ kutsal 
yolculuktur.
yaygı: anamın yüzü,/ boş göklerin 
White’ın o sözünün devamında şunları okuyorum: dilsizliğinde/ sallanırken insanla 
 “Anlatım aracınıza hâkim olmanız önemlidir. Kötü Tanrı/ arasında parıldayan giz/ 
yapılmış bir çalışmayla iyi bir fikir mahvedilebilir ya da aman vermez bir kılıç gibi;/ onun 
içler acısı uygulamanın kendisini konu yapabilirsiniz. yüzü hep: taştan taşa/ çağıldayıp 
Fazla incelikli bir teknikle içeriksizliğin üzerine örtebilir ya çevrinip giden/ kör suların yer yer 
da imgeyi boğabilirsiniz. Unutmayın ki pürüz ve hatalarında oyduğu,/ çalıların, böğürtlenlerin,/ 
anlatımda bir yeri vardır. Ancak tekniğinde ustalaşmış biri dikenlerin yol yol çizdiği/ karanlık 
onu ayarında kullanabilir.” (*)
yüz, derin ıssızlık…” (**)
Onun bu sözleri sanırım bir 
YAYIN DÜNYAMIZDAKİ KAPAK 
okulda öğrenebileceklerinizden kat kat üstündür. Ora-
TASARIMLARI
da daha söylemedikleri vardı: Mitoloji bilgisi, tarih, 
Beni bunları düşünmeye, okumaya yönelten 
grafik sanatı üzerine çalışmaları, kendine özgü sözlük-
yayın dünyamızdaki kapak tasarımları oldu. Bu da 
çesi şiirine toz kondurmayacak kadar vardı. 
ister istemez Sait Maden’in (1931 / 2013) sanatsal 
O nedenle Çekirdek Yayınları’nı kurmuş, kendi 
yaratımının gerçekliğine götürdü beni.
“tasarım atölyesi”nde o ince işçiliğiyle, kendi yarattığı 
Kitabı bir nesne olarak ele aldığımızda, her 
kaligrafik harflerle tasarladığı kapakları ve kitaplarını 
şeyiyle iyi tasarlanması gereken bir “ürün”dür 
bir bir yayımlamaya başlamıştı.
eninde sonunda. Bunu kuşkusuz içeriğinden ayrı 
Dokunduğu her şeyi güle çeviren bir incelik anıtıydı 
düşünemeyiz. Ama dolaşıma girdiği mecrayı da bir 
Sait Maden benim gözümde. Yolculuklar yaptık, 
satış arenası olarak göz önünde tutacak olursak ürün / 
doğada yürüyüşlere çıktık, karşılıkla şiirini konuştuk. 
nesne kitabın da albenili olması kaçınılmazdır. 
Kendini anlatmayı pek sevmese de aylarca her 
Bu da ilkten kitabın kapak tasarımıyla başlar: Ön 
cuma buluşma yerlerimizde (Koço, Sirkeci Garı, 
/ arka / sırt tasarımı. İyi bir tasarımcının elinde kitap 
Gazeteciler Cemiyeti) şiirinin kaynaklarından, 
göze gelen bir ürün olarak karşımıza çıkar, üstelik 
yaşamından konuştuk. 
içeriğine ilişkin de birtakım ipuçları verir. 
Evet, ıssız bir nehri anlatan konuşmalardı aramızda 
Yetmişin üzerinde kitabı yayımlanmış biri olarak 
geçenler. Ne çok şey biriktirdiğini gördüm. 
bugüne kadar hiçbir kitabımın tasarımından yeterince 
Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan Tomris Uyar’a, Orhan 
hoşnut olduğumu söyleyemem. Nedenine gelince 
Kemal’den Selim İleri’ye, Fethi Naci’den Memet Fuat’a 
duyumsal incelik, buluşturan birikimin, insanı ve dünyayı 
bunun yayınevinin işinin olduğu, burada yazara çok az 
saymakla bitiremeyeceğiniz edebiyat sanat insanları, 
anlama bilinci… Onun yaşamının en küçük zerresinde, ve 
söz düştüğünü bilmemdendir. 
yayınevleri, matbaalar, reklam ajansları... Dergiler…
sözünde, şiirinin burcunda, her bir tasarımında kendini 
Gelin görün ki yayınevlerinin çoğu, özel bir tasarımcıyla 
Soyut’la başlayabiliriz bunları da saymaya.
gösterenlerdi.
çalışmadığı için bu işi de bir rutin çalışma gördüğünden 
BABIALİ’NİN HAFIZASI SAİT MADEN!
kendi yayınevinin bir “marka” kılabilecek tasarımdan uzak 
BİR YAŞAM/A SİMYACISIYDI!
Sait Maden aynı zamanda “Babıali’nin hafızası”ydı. 
dururlar. Deyim yerindeyse işi ucuza kapatmak! Yani 
Sait Maden, bir yaşam/a simyacısıydı. Onunla 
Eğer bir harita çizmek istersek 1950’lerden bugüne, 
kadrolu bir “eleman”a yaptırmak! 
söze başladığınızda dünyanın dilini öğrenmeye hazır 
bunun en orta yerinde Sait Maden olmalıdır. 
Öyle özgün tasarım, içerik bütünlüğü, yazar kimliği çok 
olurdunuz. Bütün o yapıp ettiklerinin yanı sıra, asıl şiirini 
Gene sözü şiirine getirecek olursam: Şiir geleneğimizin 
da umurlarında değildir. Basmakalıp bir mantıkla, göz 
konuşmak gerektiğini düşünürüm hep. 
yordamıyla “oldu” bakışıyla karar verilir geçilir. bütün akımlarını içinde barındıran bir şiir yatağı 
Bir gün, kendisiyle, daha geçen gün kapılarını kapatan 
geliştirmiştir Sait Maden. Kuşaksız şairler arasına katarım 
Sirkeci Gar Lokantası’nda her cuma buluşmalarımızın birinde 
DÜNYANIN EN ZARİF, EN İYİ KİTAP 
onun şairliğini, şiirlerini. Tıpkı Behçet Necatigil, Fazıl 
konuşurken, şunu anlatmıştı söz şiirden açılmışken:
TASARIMCISIYDI!
Hüsnü Dağlarca gibi. 
“Feridun” demişti, “Benim şiirimi farklı kılan nedir 
Sait Maden’i keşfettiğimde 18, onunla tanıştığımda 
Kendi sesi, sözü, iklimi, coğrafyası olan bir şairdir Sait 
bilir misin? Ben bir ressamım, grafikerim, hattatım, 
20 yaşındaydım. Cağaloğlu Yokuşu’ndaki Ankara 
Maden. Eminim ki, yarın daha çok okunacak, anlaşılacak, 
tasarımcıyım, kaligrafım; aynı zamanda divan şiirini iyi 
Han’ın 4. katındaki 404 numaralı çalışma ofisine adım 
yeni şiir yolumuzu besleyecek bir şair Sait Maden.
bilen biriyim. 
attığımda dünyanın en zarif, en iyi kitap tasarımcısıyla 
Buyurun, ondan bir söz demeti daha:
Çorum’da lisede öğrenciyken Baudelaire’in Kötülük 
karşılaşacağımı keşfedecektim.
“Bin yüzlü bir mücevherin ardında gizlenen/ bin yüzlü 
Çiçekleri’ni çevirebilmek için Fransızca öğrenmeye 
Abartısız 10 binin üzerinde kitap kapağı tasarlamış 
tanrı! hep bizi süzmekte her gözün/ bin kollu şamdanıyla 
başladım, Lorca’yı çevirebilmek için İspanyolca öğrendim, 
dergi, broşür, katalog, logo için emek vermiş biriydi 
tutuşmuş güneş gibi,/ şimşekler at sürer gibi sonsuz 
Mayakovski için Rusçamı geliştirdim. 
Sait Maden. 1975’ten 2013’e kadar hep yanında oldum, 
bir aynada./ Her perdeden silindi parıltınla gölgemiz.” 
Doğaya tutkunum, ağaçları, çiçekleri bilirim, iyi 
şiirlerini, çevirilerini okudum, tasarladıklarının tanığı 
(“Gözaltı”)
yemek yapmayı da, yolculukları da. Ve Türkçeme toz 
oldum. Benim için adeta bir “okul” gibiydi Sait Maden.
Evet, Sait Maden, bir rönesans insanıydı. Asıl söze 
kondurmam. 
Her yeni yazdığı şiirin, çizip tasarladığı bir kitabın, 
sanırım oradan başlayıp onu anlatmalı. 
n
çevirdiği bir şiirin tanığı olmak, onunla yolculuklara Şimdi tüm bunlardan yolu geçen bir şairin şiiri elbette 
(*) Sanat Okulunda Öğrenilecek 101 Şey, Kit White, 
çıkmak, doğayı keşfetmek, ağaçların dilini konuşmak, farklı olacaktır, başkalarına benzemeyecektir.”
Çeviren: Volkan Atmaca, YEM Yayınları, 224 s.,  2013.
çiçeklerin sırrını keşfetmek, sonra, bir sohbet sofrasına O gün, hiç unutmam, benim de çok sevdiğim bir şiirini 
okurken gözpınarları dolmuştu: 
ayrılan zamanın akkor misali bir zaman olduğunu  (**) Bütün Şiirleri, Sait Maden, Everest Yayınları, 
ondan öğrenmek... Sezgisel bakış, çizginin zarafeti, “Bu topraklar anamın yüzü…/ Sabah aydınlığında, 544 s., 2025.
4 31 Temmuz 2025
            
    
