Catalog

NEVRA BUCAK’TAN ‘BOĞAZ’DA KARA GÖLGELER’ ‘Özgürlüklerini yitiren bir halkın ne durumlara düşeceğini göstermek için yazdım!’ İstanbul’un işgal yılları ve hüzün ihanet başka. Söyle bana güzelim dolu olanaksız aşklar… Mustafa Ayşe ablam, tepeden inme âşık olmak Kemal Paşa’ya yardım eden Cemile vatana ihanet midir?” diye soruyor: “Bizim tek suçumuz, yanlış bir zamanda Sultan’ın torunu Prenses Mevhibe birbirimizi yalnızca sevmekti”. Celalettin… Paşa’nın, Prensese Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında n Anadolu’ya birlikte geçme teklifi… kadınların rolü yadsınamaz. Kağnılarla Nevra Bucak’ın kaleminden cepheye mermi, silah taşırken donarak Kurtuluş Savaşı’nın sonunda, ölwen Şerife bacılar, Kara Fatmalar, Cumhuriyetin ilanı ve devrimlerle Nezahat onbaşılar ve daha niceleri. taçlandırılan onurlu bir yolculuğun Genellikle Anadolu kadınları. öyküsü; Boğaz’da Kara Gölgeler Ayşe Aliye ise İstanbul’da doğup bü- (Artshop Yayıncılık). yümüş, eğitimli, yabancı dil bilen, piya- no çalan, varlıklı bir ailenin kızı. Onun, hiç tanımadığı Anadolu’ya gitmesinde hangi etmenler rol oynamıştır? yardım ediyor. İstanbul’un işgaline karşı İNCİ PONAT Ayşe Aliye, iyi eğitimli, kültürlü ol- koyan, acı duyan iyi eğitimli, ileri görüşlü, masının dışında ileri görüşlü, va- piyano çalan, üç dil Yakın tarihimizle ilgili bugüne dek pek çok kitap tan sevgisi güçlü bir kadın. Anadolu’ya geçmeden ön- n bilen korkusuz bir kadın. Dış basında çıkan yabancı yazıldı, film çekildi. Size bu kitabı yazdıran en önemli ce, sabaha karşı düşman askerleri evini, hem de yeğeni gazeteleri Paşa’ya çevirip okuyor. etmen nedir? Nurbanu’nun konağını basıp silah arıyorlar. Bulamadık- Paşa’nın Şişli’deki evinde güvendiği vatansever Bu romanı yazma nedenim; şehitlerimizin büyük ları için serbest bırakıyorlar. Müslüman kadınlara saldır- dostlarının katıldıkları toplantılara geliyor. Dahası kaybıyla, yoğun acılarla geride kalanların yoksulluk, ma, tecavüz olayları artmaya başlıyor. Mustafa Kemal Paşa’nın isteği üzerine, Ethem Paşa’nın yoksunlukla geçmiş yakın tarihimizi, gençlerimize Ayşe Aliye, ülkesinin giderek çok kötüye gittiğini görüyor, konağını zorla işgal eden İtalyan işgal kuvvetleri yeniden anımsatmak, unutturmamak; bir ülkeyi, kenti anlıyor, sorumluluk duygusuyla kendini gereksiz, faydasız komutanı Albay Roletto’nun verdiği davete, ortalığı işgal eden yabancı askerlerin halka nasıl zulmettiklerini, biri gibi görmeye başlıyor, “Benim de bir yardımım olma- kolaçan etmek için kendisini davet ettirip gidiyor. kışlalara, okullara, hastanelere nasıl el koyduklarını, lı” diye düşünüyor. Özellikle, Halide Hanım’ın Sultanah- Yabancı subayların ne konuştuklarını, davette kimlerin askerlerimizi silahsız savunmasız nasıl bıraktıklarını, met mitingindeki söylevini dinledikten sonra, doktor yeğeni olduğunu öğrenmeye çalışıyor. Dil bildiği, hanedandan özgürlüklerini yitiren bir halkın ne durumlara düşeceğini Faruk’la birlikte köylü kadın kılığında, Anadolu’ya kaçıyor. olduğu için ondan kuşkulanmıyorlar. göstermek istediğim içindi. Evet; Prenses, Paşa’ya yardım etmesine karşın ‘KITABIN TASARIMI PARIS’TE MIMARLIK EĞITIMINI Romanımın baş kahramanı Ayşe Aliye, nişanlısı ALAN TORUNUM ZEYNEP’E (ACAR) AIT’ Anadolu’ya geçmeyi düşünemiyor; saraylarda, köşklerde Binbaşı Ali Kerem’e şöyle der: Bu romanı yazarken çok sayıda kaynak kitaba ve Paris, Cenevre gibi kentlerde yaşamanın, Anadolu’ya n “Bu vatan çok güç şartlarda yeniden bizim oldu, başvurduğunuz anlaşılıyor. Ayrıca değerli yazarımız alışık olmamasının dışında, sara hastalığı olan bir kadın. değerini bilmeliyiz, hiç kolay kazanmadık, ne kadar Selim İleri’nin “Yakın tarihimizin hangi sancılardan Bir süre önce İsviçre’de bir hastanede uzun zaman tedavi çok şehit verdik, kim bilir ne kadar çok. Artık o günleri geçtiğini en çok romanlardan öğrendim” sözü de olmuş, bu nedenle kendine güvenemiyor. hatırlamak istemiyorum, hiç istemiyorum ama yeniden ilginizi çekmiş. Bunu biraz açar mısınız? Yakın arkadaşı Ayşe Aliye’ye şöyle diyor: “Paşa’m hem böyle bir duruma düşmemek için de bağımsızlığımızı Sevgili Selim İleri’nin bu sözünün ne kadar doğru olduğunu düşmanla hem de Ermeni, Rum çetelerle savaşırken bir de nasıl kazandığımızı hatırlamak, gençlerimize, yakın tarihimizle ilgili kitapları ve romanları yeniden okurken hastalığımla uğraşamazdı. Ben görevimi tamamladım.” çocuklarımıza hatırlatmak zorundayız”. anladım. Bazı romanlarda o acıları adeta ben de yaşamış gibi Boğaz’da Kara Gölgeler işte bu düşünceden yola YÜREĞIN LABIRENTLERINDE AŞK! oldum, o roman kişilerinin çektiği acıyı derinden hissettim. çıkarak doğdu. İstanbul’un varlıklı ailelerinden birine mensup n Romanlarda insani duyguların ötesinde yaşanmışlıklar Dr. Faruk, direniş örgütü üyesi ve tabutlar içinde ‘PRENSES MEVHIBE CELALETTIN, vardır. Tarih kitaplarında daha çok bilgi vardır, ama Anadolu’ya silah kaçıranlara yardım ediyor. Her an MUSTAFA KEMAL PAŞA’YA YARDIM EDEN, hissettirmez, yaşatmaz. Yıllar önce İzmir’de bir kır Anadolu’ya geçebilir. ISTANBUL’UN IŞGALINE KARŞI KOYAN kahvesinde Kıbrıs gazilerine rastlamıştım. Sanki yirmili Kız kardeşi Nurbanu ise İngiliz subayı William KORKUSUZ BIR KADIN!’ yıllardan, Kurtuluş Savaşı’ndan çıkıp gelmişlerdi. Baker’la büyük bir aşk yaşamakta. Bu durumu nasıl Uzun süredir bir çöküş dönemi yaşayan Osmanlı Aralarında onlardan oldukça genç, asker olduğunu n değerlendiriyorsunuz? İmparatorluğu birinci paylaşım savaşında itilaf düşündüğüm sivil bir kadın vardı. Onda, gazileri koruyup Bu yaşamın ilginç bir oyunu, belki de rastlantısı! devletlerine yenik düşmüş; sokaklar İngiliz, Fransız, kollayan, kol kanat geren kendini siper eden öyle bir Aşkın insanın gözünü kör etmesi gibi, öte yandan İtalyan askerleriyle dolu. duruş vardı ki, askerlerimizin de savaş sırasında onun Kendi saltanatından başka bir şey düşünmeyen padişah yüreklerimizde o kadar farklı labirentler var ki, bir türlü gibi vatanı koruduğunu, kolladığını derinden hissettim. yolunu bulamadığımız... Vahdettin, İngilizlerle yakın ilişki içinde.İstanbul halkı İşte o zaman Kurtuluş Savaşı’mızı nasıl kazandığımızı Nurbanu aslında vatanını seven, romantik, iyi niyetli, adeta ikiye bölünmüş: İşgali umursamayanlar ve ülkenin daha derinden anlayarak titredim. Ondan öylesine kurtuluşu için çare arayanlar. saf bir kız. Vicdan azabı çekiyor, kendini suçluyor, yine etkilenmiştim ki, hiç aklımdan çıkmadı. Hanedan soyundan gelen Prenses Mevhibe Celalettin de yüreğine söz geçiremiyor. Yıllar sonra, Boğaz’da Kara Gölgeler’i yazarken, o asker Sevdiği İngiliz subay ise, mimar olmak isterken de ülkenin durumuna üzülenler arasında. Mustafa genç kadının vatanına, halkına güven veren güçlü duruşunu Kemal Paşa’ya büyük hayranlık duymasına karşın, orduda üst düzeyde komutan olan babasının zoruyla yeniden anımsadım ve romanımı o yılları yaşamış gibi onun “Bizimle Anadolu’ya gelir misiniz?” önerisine asker olmuş. Nurbanu’ya, “Bizim burada ne işimiz var” yazmaya çalıştım. Sanırım başka türlü yazamazdım. diyerek kendisini dürüstçe sorguluyor, dahası sevdiği “Düşüneyim” yanıtını vermekle yetiniyor. Kitabın tasarımı da başarılı, konuya uyum sağlamış. n Sizce prensesi Anadolu’ya gitmekten alıkoyan nedenler? kızın ağabeyinden kuşkulanmasına karşın ses çıkarmıyor. Tasarımı Paris’te mimarlık eğitimini alan torunum Prenses Mevhibe Celalettin, Mustafa Kemal Paşa’ya Nurbanu yeğeni Ayşe Aliye’ye, “Aşk başka, vatana Zeynep (Acar) yaptı. Epeyce emek verdi. n 10 27 Mart 2025 KADIR INCESU