Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Months
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ŞİİRİ AŞKLA VE YURT SEVGİSİYLE YAŞAYAN ŞAİR: (1931 / 9 OCAK 1990)
Cemal Süreya!
“Şiir dil işidir. Dilde yangınlar yaratmak sanatı… Türkçe bilenin işi rast
gider” diyen bir dil sevdalısı, şiiri yaşamla, aşkla, toplumsal sorunlarla
yoğuran öncü bir şairdi Cemal Süreya (1931 / 9 Ocak 1990).
1950’li yılların başında Mülkiye öğrencisiyken sevdalandığı şiirle doldurdu
yaşamını. “Güvercin kanadından kısaltılarak elde edilmiş bir sözcük. Barışa,
aşka, dayatmaya dönük bir kavram” dediği ve İkinci Yeni Şiiri’nin simge
sözcüğü haline gelecek olan Üvercinka (1958) adlı ilk kitabıyla fırtına estirdi.
“İkinci Yeni bir güvercin curnatasıdır. Ben en alçaktan uçuyorum.
Avcılardan değil, arkadaşlarımdan korktuğum için” diyerek akımı başka bir
yerlere sürükleyen, anlamsızı ilke edinen genç İkinci Yenicilerle arasına
mesafe koydu.
Üvercinka’daki şiirleri için Melih Cevdet Anday, “Şiiri bütün fazlalıklarından
kurtarmak istiyor, usun özgürlüğünden ne güzellikler doğabileceğini
gösteriyor” dedi. Ceyhun Atuf Kansu şu dizeleriyle selamladı: “Cemal
Süreya ve Yunus Emre/ Ne güzel yağıyorlar Türkçeye.”
Cemal Süreya, kendi şiir yatağını yaratan bir şairdi. Yaşamı şiir olarak
gören ve şiirdeki çarpıcılığı, bilinçli atılımları, şaşırtıcı yenilikleri, ince
yergisiyle öncü olan bir şairdi.
“Şair, şiir yazan kimse demek değil, onun ötesinde bir varlık. Şair, bu
tavırdır ve şiirinin de üstünde bir yerdedir” diyen Cemal Süreya’yı, aşkla
yurt sevgisini bütünleştiren dizeleriyle anıyorum: “Gizlidir aşk, yine de
dünyaya ilan edilmek ister./ Yasadışıdır, yine de yasallık peşindedir... Uzat
saçlarını Frigya,/ Yârimsen,/ Yurdumsan./ Söz ver Anadolu!”
uçuyorum. Avcılardan değil, arkadaşlarımdan korktuğum dünyada…” “Yunus ki sütdişleriyle Türkçenin/ Ne güzel
ÖNER YAĞCI
için” diyerek akımı başka bir yerlere sürükleyen, anlamsı- biçmişti gök ekinini” dizeleriyle şiiri doruğa çıktı.
zı ilke edinen genç İkinci Yenicilerle arasına mesafe koydu. “Tek Yasak” adlı şiiri iki dizeydi: “Özgürlüğün geldi-
CEMAL SÜREYA: ‘TÜRKÇE BİLENİN
Bir akımın kurallarının içinde olmak ona göre değildi. ği gün/ O gün ölmek yasak.” “Seviş Yolcu” adlı şiirinde,
İŞİ RAST GİDER!’
Şiir özgürce kanat çırpmalı, yüzmeli, koşmalıydı doludiz- “Aşklar da bakım istiyor öğrenemedin gitti/ Seviş yolcu
“Şiir dil işidir. Dilde yangınlar yaratmak sanatı…
gin. “Her şairin ilk yapıtı bir kumaşın ilk metresi gibidir. büyük sözler söyle ve hemen ayrıl/ Uçurumlar birleştirir
Türkçe bilenin işi rast gider” diyen bir dil sevdalısı, şiiri
Şair bütünüyle o ilk yapıtta, ilk dizelerde saklıdır. Gerisi
yüksek tepeleri” dizeleri vardı.
yaşamla, aşkla, toplumsal sorunlarla yoğuran öncü bir şa-
boş laf” diyerek kendi şiirini geliştirdi.
irdi Cemal Süreya (1931 / 9 Ocak 1990). 1950’li yılların
TOPLUMSAL DOKULU ŞİİRLER...
başında Mülkiye öğrencisiyken sevdalandığı şiirle doldur-
CEYHUN ATUF KANSU: “CEMAL SÜREYA Tek şiirden oluşan Güz Bitiği ve “Şelaleye/ Düşmüştür/
du yaşamını. Şarkısı Beyaz, Güzelleme, Sizin Hiç Baba-
VE YUNUS EMRE/ NE GÜZEL YAĞIYORLAR Zeytinin dalı;/ Celaliyim/ Celalisin/ Celali” dizeleriyle baş-
nız Öldü mü?, “Gülün tam ortasında ağlıyorum” dizesiy-
TÜRKÇEYE.” layan “Türkiye Tarihi” adlı şiirinin de olduğu Sıcak Nal’daki
le başlayan “Gül” şiiriyle ışıldadı.
1960’larda öne çıkan toplumsal sorunlar onun şii- (1988) şiirlerinde, “Yakup Cemil’in/ Kurşuna dizilmeden
rini de etkiledi. “Şiirin yaşamımızın her yanıyla ilgili hemen önce/ Üst üste içtiği/ Ömründe ilk üç sigara” dizle-
İKİNCİ YENİ’NİN SİMGE SÖZCÜĞÜ: ‘ÜVERCİNKA’
olabileceği”ni söyledi ve sözcüklerde, sözcüklerin sesin- rinde de görüldüğü gibi toplumsal dokulu şiirleri ağır bastı.
“Güvercin kanadından kısaltılarak elde edilmiş bir söz-
de, çağrışımında, diziminde, boyutlarında, mantığında şi- “Biliyorum sana giden yollar kapalı/ Üstelik sen de hiç-
cük. Barışa, aşka. dayatmaya dönük bir kavram” dediği
irini arayan bir kuşağın temsilcisi olarak Türkçenin deri- bir zaman sevmedin beni/ Ne kadar yakın ve arada uçu-
ve İkinci Yeni Şiiri’nin simge sözcüğü haline gelecek olan
ninden gelen bir ses olarak yarattığı şiirini Ceyhun Atuf rum;/ İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi/ Uyandım
Üvercinka (1958) adlı ilk kitabıyla fırtına estirdi.
Kansu şu dizeleriyle selamladı: “Cemal Süreya ve Yunus uyandım, hep seni düşündüm/ Yalnız seni, yalnız senin
“Kırmızı bir at oluyor soluğum/ Yüzümün yanmasından
Emre/ Ne güzel yağıyorlar Türkçeye.” gözlerini” dizelerinin de yer aldığı Sevda Sözleri (1984)
anlıyorum/ Yoksuluz gecelerimiz çok kısa/ Dört nala se-
bütün şiirlerinin bir araya getirildiği kitabının adı oldu:
vişmek lazım” dediği ve âşık olduğu gizemli bir sevgilisi-
İKİNCİ YENİ’Yİ YENİLEŞTİREN
“Şu senin bulutsu sesin var ya/ Uçtan uca tersyüz edi-
nin adını “Üvercinka” koymuştu.
BİR AŞAMA: ‘GÖÇEBE’
yor geceyi/ Yataklar var konuşmak için/ Öpüşmek için te-
Üvercinka, Nâzım Hikmet’ten, Toplumcu Gerçekçilikten,
Ülkemizin çeşitli yörelerinden izlenimlerini içeren ve
lefon kulübeleri (…) Şu senin tutkulu sesin var ya:/ Or-
Garip akımından sonra şiirimizde önemli bir dönüşüm olan,
yedi yılda yazdığı 17 şiirine yer verdiği Göçebe (1966),
tak güzellik artı yara izi. (…) Şu senin dolayık sesin var
Muzaffer Erdost’un Pazar Postası dergisinde adını koyduğu,
onun şiirinde İkinci Yeni’yi yenileştiren bir aşama oldu.
ya/ Dondurma yiyen gürbüz bir kız gibi müstehcen, (…)
temel öğesi imge olan, şiirde anlam bütünlüğü yerine dize-
“Mösyö Giyotin”, “Mister Elektirik Sandalyası”,
Şu senin alçaktan sesin var ya/ Pencereler var burnumun
nin öne çıktığı özellikleriyle çerçevesi çizilmeye başlayan
“Herr Balta” diyerek öldürümlere geçit yaptırdığı Cellat
kemiğinde sızı,/ Aşklar var unutulmamak için,/ Boğulmak
“İkinci Yeni” deyince akla gelen ilk kitap oldu.
Havası şiirinde İspanya iç savaşına da gönderme yaptı:
için ilk sevgili.” (Var).
“Sinyor kurşun. İspanya./ Asılıp gidebilir bakışlarınız/
MELİH CEVDET ANDAY: ‘ŞİİRİ BÜTÜN
Bir bulutun yedeğinde/ Tabii Lorca gibi sizin de/ Gözleri- 30 YILDA 6 ŞİİR KİTABI
FAZLALIKLARINDAN KURTARMAK İSTİYOR’
“Bir şiiri şiir eden o şairin genel fikir eğilimi değil, nizi bağlamazlarsa.” Edebiyatın asıl damarının attığını düşündüğü dergiler,
Toplumcu şiirin öne çıktığı 1970’li yılların başında şiirle yoğrulduğu halde 30 yılda 6 şiir kitabı sunan Cemal
onun kişiliğinden ayrı olmayan özel perspektifidir. Yani
“Onlar İçin Minibüs Şarkısı”, “Vakit Var Daha” gibi şi- Süreya’nın şairliğinin vazgeçilmeziydi. Şiirdeki arayışını
biçim!” düşüncesiyle dile yaslanan, sözcüğü zorlayan şiir-
irleriyle Beni Öp Sonra Doğur Beni (1973) dedi. denemeleri, günlükleri, portreleriyle dergilerde sürdürdü.
ler vardı Üvercinka’da.
Siyasalla şiirselin, erotizmle düşüncenin yan yana oldu- Şiirin kuşaktan kuşağa aktarılan bir gerçeklik olduğu dü-
Cemal Süreya’nın basit konuşma diliyle yazılan imge-
1
siz, derinliksiz şiir yerine sarsıcı şiir dili arayışıyla yazdı- ğu, yüreğin ve kafanın birleştiği, uygarlık, tarih, siyaset- şüncesiyle genç kuşak edebiyatçılara sevgiyle yaklaştı.
le Anadolu’yla özgürlük yolculuğu yaptığı has şiirlerden Günübirlik’te, “Şiir üstüne kafa yorarken yalnızca bu-
ğı Üvercinka’daki şiirleri için Melih Cevdet Anday, “Şii-
ri bütün fazlalıklarından kurtarmak istiyor, usun özgürlü- oluşan bir toplumsal bildiriyi çağrıştıran kitabındaki “Or- gün yazılmakta olan şiirin son ucundan bakmak yetmiyor.
Şiirin eski serüvenlerini sürekli olarak kendi içinde de göz-
ğünden ne güzellikler doğabileceğini gösteriyor” dedi. tadoğu” adlı şiirinde şu dizeler vardı:
“İkinci Yeni bir güvercin curnatasıdır. Ben en alçaktan “Biz kırıldık daha da kırılırız/ Doğudan Batıya bütün den geçirmek gerekiyor. Hem eski günler adına hem bugün
>>
8 9 Ocak 2025