Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
durumda. Nihayet beklenen gün geliyor ve tanışıyorlar. Hikmet’in ‘ömrün şu biten neşvesi’ni Moskova’da değil
O akşam bir yemek düzenleniyor. de Paris’te yaşamak isteyen muzip bakışları.
Belki bu mutlu anı en kana kana içine çeken Hıfzı Topuz.
MASUMİYETİN HÜZÜNLÜ FOTOĞRAFI
Ve belki de dudaklarındaki hüzünle, boynundaki alımlı
O yemekteki fotoğraf bir hayli hüzünlüdür. O fotoğraf üze-
kolyeyle, bu buluşmanın belli belirsiz mutluluğunu elleriyle
rine bir yazı yazmıştım. Cumhuriyet Kitap okurları anımsa-
zarif bir şekilde masaya yansıtan Nezihe Hanım.
yacaktır. Olayın en ilginç yanı ise yazıyı Hıfzı Topuz oku-
Nezihe Topuz, sanki çağımızın bütün aşk romanları-
yunca gözleri yaşla dolmuştu. Yazının ilgili bölümü şöyle:
nı yüreğinde taşımış, Vadideki Zambak’ın duruluğunda.
“Günlerdir gözümün önünden gitmiyor o fotoğraf. Sol-
Sanki Picasso gibi çağımızın yaşamı savunan tüm res-
da Avni Arbaş, elinde piposu, karşıda eşi Henriette, ya-
samlarına elini uzatmış, bakıyor.
nında Vera Tulyakova, onun yanında Nezihe Topuz elleri-
İstanbul’da Dame de Sion’un taşlık avlusunda so -
ni birleştirmiş masanın üstünde. Ve Nâzım Hikmet olanca
luk soluğa koşan, son ders zilinden sonra dış kapıda
şıklığıyla gülümsüyor.
bekleyen o uzun boylu delikanlıyla yan yana yürümek, son oku-
Gülümseyen biri daha var. O da dönemin yakışıklı jön-
duğu romanı ona anlatmak için sabırsızlanan bir genç kız…
lerinden Ayhan Işık’ı anımsatan Hıfzı Topuz.
Galiba beni asıl hüzünlendiren bu fotoğrafta Nezihe
Burası Paris’te bir lokanta ve önde iki sandalye boş.
Topuz’un hem genel geçer yargılara, sıradan duruşlara
Belli ki Avni Arbaş ve Hıfzı Topuz resim çektirmek için
meydan okuyan, hem de hepimize örnek olacak bir alçak-
boşaltmışlar. Duvarda boydan boya tablolar var. Bu re-
Hıfzı Topuz ve Öner Ciravoğlu gönüllülükle çevreyi süzüşü… Masumiyetin fotoğrafı…”
simde beni hüzünlendiren ne var peki?
Nezihe Hanım hayata veda etti 2000’li yıllarda. Ardın-
Abidin Dino’nun yokluğu mu? Pertev Naili Boratav’ın,
dirmiş gibi yaşayan, Kuvayı Milliye atlarıyla ünlü res-
dan yıllar geçti yolu Ayşe Sağdıç’la kesişti ve evlendiler.
Zekeriya Sertel’in yokluğu mu? Ya da fotoğrafta yer alan
sam. Onun yanında çekiciliğiyle etrafa gülücükler da- O bilge kişiliğiyle 100 yıl yaşadı. Cumhuriyetin
Avni Arbaş’ın bizzat kendisi mi?
ğıtan Henriette mi? Belki aşkıyla, ünlü şairin yüreği-
Aydınlanma çeşmesiydi. Yapıtlarıyla yaşıyor.
Bütün sanat serüvenini elindeki piponun dumanına sin-
ni hırpalayıp duran Vera’nın delişmenliği. Belki Nâzım Şimdi ve daima!
n
MAZHAR MÜFİT KANSU’DAN
‘ERZURUM’DAN ÖLÜMÜNE KADAR ATATÜRK’LE BERABER’
“
azi Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın çalışma
arkadaşlarından Mazhar Müfit Kansu’nun, Paşa’nın
Erzurum’un İstanbul kapısı muazzam bir kalabalıktan
G Anadolu’ya geçtiği 1919 yılından 1920 yılının ikinci
görünmez hale gelmişti. Bir bando ve ihtiram müfrezesi
yarısına kadar tuttuğu notlarla Cumhuriyetin ilanına ilişkin
resmi selamı ifa etmek üzere vaziyet almıştı.
izlenimleri, 4 Mart-8 Kasım 1948 tarihleri arasında Son Telgraf
Ve diyebilirim ki, mübalağasız Erzurum’un bütün halkı
gazetesinde tefrika edilmişti.
da Mustafa Kemal’i bir milli sır ve şuurun sezişleri içinde
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanan
karşılamaya dökülmüştü.
Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber adlı kitap,
Kendisini ilk defa tanıdığım gibi ilk defa da dinliyordum.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’ndaki son
Hal ve hareketleri gibi dinamik, gür, çınlayan bir sesi vardı.
günlerinden başlayarak Mustafa Kemal ile ilk karşılaşma,
Kısa görüşmesini bitirirken: Vatanı tazyiki altında tutan
Erzurum ve Sivas kongreleri, Mustafa Kemal’in Ankara’ya
felaket ve musibetleri behemehal bertaraf edeceğiz,
gelişi, Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ve Cumhuriyetin ilanı
diyor ve sesi bu yolda en kesin ve vazıh bir iradenin
ana başlıklarında Mazhar Müfit Bey’in kayıt altına aldığı belge,
taşışına sembollük ediyordu.
görüşme ve tanıklıklarla birlikte kendi hatıralarını kapsıyor.
n
Mazhar Müfit Kansu
Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber / Mazhar Müfit
Kansu / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 768 s. / 2024.
6 26 Eylül 2024
“