25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

(17 ARALIK 1934 / 29 TEMMUZ 2009) Umudun devrimci kalemi: Demirtaş Ceyhun! 50 kuşağının önde gelen temsilcilerinden Demirtaş Ceyhun herkesin eşit ve özgür olduğu bir dünya” düşü olduğunu, “utopia” (17 Aralık 1934 / 30 Temmuz 2009), roman ve öykülerinde toplumcu kavramının dilimizdeki tam karşılığının “umutsuzumut” olması gerçekçi edebiyatçı kimliğiyle insanlık durumlarını anlatırken gerektiğini ve bunun edebiyatçılarda hiç eksilmeyeceğini yazdı. sömürü düzenlerinin ezdiği, yoksunlaştırdığı, umutsuz kıldığı, baskı Bir edebiyatçının, ülkede yaşanan sorunlarla ilgisinin nasıl olması düzenlerinin sindirmeye çalıştığı, aşağıladığı direnen insanlara gerektiğinin örneğini vererek düşünceler ve öneriler üretti; kültür, umutla ve sevgiyle yaklaşarak iyimserlik aşısı yaptı. edebiyat, siyaset dünyamızda özgün önermeleriyle yeni bir ufuk açtı. 12 Eylül sonrasında karşılaştığımız küreselleşme, postmodernizm, Son yazısında, sanki kendisinden sonra gelen aydınlara bir çeşit türban, kimliğimiz, aydın çürümesi, laiklik, edebiyatın vasiyetini sundu: “Aydınlarımızın, emperyalizmin ülkemizde iki soysuzlaştırılması gibi yaşamsal konulardaki özgün düşünce ve yüzyıldır çevirdiği dolapların, oynadığı oyunların farkında olduğunu önermeleri, birikimle, umutla, iyimserlikle doluydu. söyleyebilmenin galiba gerçekten olanağı yok... Galiba külahımızı “Utopia”nın “gerçekleşmesi olanaksız bir düş” olmadığını, önümüze koyup, önce aydın kavramını sil baştan irdelemeliyiz.” “insanlığın asıl utopiası”nın “kimsenin kimseyi sömürmediği, Anısına sonsuz saygıyla… za ışık tutan Haç’lı Emperyalizmi, Yağma Edilen ÖNER YAĞCI Türkiye, 1977’den sonra Yeni Bir Dev-Çağımızın Trajiği, Yirminci Yüzyıl ve Edebiyat, Babıali’nin TOPLUMCU GERÇEKÇİLİĞİN Şu Son Kırk Yılı, Can Çekişen Kitap, Bütün Dün- SÜRDÜRÜCÜSÜ OLDU yadan Özür Diliyorum adlı yapıtlarıyla emperya- Demirtaş Ceyhun (17 Aralık 1934 / 30 Temmuz lizm, aydın, edebiyat, kitap, yayıncılıkla ilgili dü- 2009) öykücülüğümüzde 50 kuşağının önde gelen şünsel önermelerle dolu kitaplarıyla kendine özgü temsilcilerinden biriydi. bir denemenin yaratıcısı oldu. 1961’de Tanrıgillerden Biri (Zemin Matbaası, 1961) adlı kitabı ile başladığı ilk öykülerinde sıra- DEMİRTAŞ CEYHUN: ‘12 EYLÜL, dan insanları anlattı. Küçük insanların buruklukla- YOZLAŞTIRILMADIK, SULANDIRILMADIK rını, düş kırıklıklarını öyküleştirirken yaşama se- KAVRAM BIRAKMADI DESEK YERİ!’ vincini aradı. Toplumundan kaçan, bunalan insan- 12 Eylül sonrasında karşılaştığımız küreselleş- ları anlatırken umut ışıklarını aradı. me, postmodernizm, türban, kimliğimiz, aydın çü- Ruhi Su’nun “…Kayboluverdi gecem gündüzüm/ rümesi, laiklik, edebiyatın soysuzlaştırılması gibi Bu nasıl İstanbul zindan içinde” türküsünde anlat- yaşamsal konulardaki özgün düşünce ve önermele- tığı İstanbul Sirkeci’deki “tabutluk” olarak ün ya- ri, birikimle, umutla, iyimserlikle doluydu. pan işkencehaneyi anlattığı Sansaryan Hanı adlı “12 Eylül, bir yandan örgütleri hızla yok etmeye öykü kitabıyla dikkatleri çekti. çalışırken bir yandan da toplumsal bellekteki örgüt- Çamasan (1973 Sait Faik Hikâye Armağanı), Apart- lenme kavramını ve bilincini de yok etmeyi, yozlaş- man, Babam ve Oğlum, Eylül Öyküleri (Ayı İzi) adlı tırmayı, aşınıma uğratmayı, temel hedeflerden biri kitaplarındaki öykülerinde insanımızın göç serüve- olarak seçmiştir. Bu amaçla da kültüre el attı, di- nini, 12 Mart ve 12 Eylül baskı dönemlerini işledi. le el attı, edebiyata el attı. Yozlaştırılmadık, sulan- Hüzünle acıyı, korkuyla öfkeyi, sevinçle umudu dırılmadık kavram bırakmadı desek yeri…” dedi- birlikte yaşayan insanları anlatarak toplumcu ger- ği Entelektüel’den Entel’e (1989) ve Türk Edebiya- çekçiliğin sürdürücüsü oldu. tındaki Anadolu (1996) ile edebiyatımızı sorguladı. Bu öykülerinden seçtiklerini Belki Yarın Anlar- ‘UMUTSUZUMUT’ lar adıyla sundu. Aynı yaklaşımla yazdığı roman- Yazarlık, yazarlık onuru, yazarlık kimliği, ya- larında toplumsal uyanışı hızlandırmayı amaçladı. yozlaşmış solcu bir ailedeki baba-oğul çatışmasını aktardı. zar hakları konularındaki yazılarının yer aldı- YAPITLARINDA SİYASAL, TOPLUMSAL Roman ve öykülerinde toplumcu gerçekçi edebiyatçı ğı, 1999’da yayımlanan Eksilmedi Bendeki Umut: Çün- SORUNLARIMIZA IŞIK TUTTU kimliğiyle insanlık durumlarını anlatırken sömürü düzen- kü Ben Edebiyatçıyım adlı kitabındaki yazılarla okurunu 1970 TRT Roman Başarı Ödülü alan Asya’da, annesi lerinin ezdiği, yoksunlaştırdığı, umutsuz kıldığı, baskı dü- umuda yolculuğa çıkardı. ve kardeşiyle büyük zorluklar içinde yaşayan, ülke sorun- zenlerinin sindirmeye çalıştığı, aşağıladığı direnen insan- Bu kitabında, “utopia”nın “gerçekleşmesi olanaksız bir larına duyarsız kalmadığı için hapislere giren, sürgünlere lara umutla ve sevgiyle yaklaşarak iyimserlik aşısı yaptı. düş” olmadığını, “insanlığın asıl utopiası”nın “kimsenin gönderilen, biricik kızı Asya’sına tutunan Abuzer’i anlattı. Ufuk açıcılığını yaşanmışlıklardan yola çıkarak dene- kimseyi sömürmediği, herkesin eşit ve özgür olduğu bir Yağmur Sıcağı’nda, 12 Mart döneminden kesitler sunarken me ve incelemeleriyle de sürdürdü. dünya” düşü olduğunu, “utopia” kavramının Türkçedeki Cadı Fırtınası’nda, 12 Eylül öncesinin Çukurova yöresinde, 1960’ların sonunda siyasal, toplumsal sorunlarımı- tam karşılığının “umutsuzumut” olması gerektiğini >> 4 25 Temmuz 2024
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear