22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

22 KASIM 1819 / 22 ARALIK 1880 İngiliz romanını dönüştüren kadın: ( ) George Eliot Mary Anne Evans hayal kırıklıklarına odaklanmış olduğu görülür. Z. DOĞAN KORELİ Derinlemesine bir yorumla ise yapıtta, bir grup karakterin hareketli yaşamı üzerinden kurgusal bir MÜCADELECİ KADIN SANATÇILARA prototip İngiliz kasabası özelinde Britanya’nın KUŞAKLAR BOYU ESİN OLUR! yakın tarihinin panoraması yansıtılıyor denebilir. George Eliot (Mary Anne Evans) (22 Kasım Roman, ülkedeki yozlaşmış seçim sistemini, 1819 / 22 Aralık 1880) yapıtlarında canlı imge- kanlı politik hırsları, Katolik kilisesinin özgürleş- ler ve parlak betimlemelerle yüklü anlatıların- mesini, yeni tıbbi gelişmeler gibi birtakım tarih- da İngiliz köy ve kasabalarındaki yaşamı, has- sel ve sosyolojik değişiklikleri gündeme getirir. sas psikolojik gelgitler eşliğinde tüm doğallı- Yine de okuyucu, metnin tarihsel bir roman ol- ğıyla yansıtmayı amaçlar. duğunu düşünmeyecektir zira toplumsal değişim Peki, onun taşralı romanları günümüz Bri- yalnızca kahramanların şaşkınlıklarında paylaşılır. tanya’sına ne söyleyebilir? Eliot, kariyerine İki ana karakterin merceğe alınması biçimin- pek çok engelle başlar. Zengin değildir, saygın de gelişen romanda önce toplumunu daha iyi- bir soyağacı ve sosyal statüsü yoktur. Ne var ki ye doğru değiştirmeyi uman, güçlü iradeli, din- bütün bunları kabullenip taşraya sıkışıp kalmış, dar bir kadın olan Dorothea Brooke’un yaşa- ümitsiz bir genç kadın olmayı reddeder. mı sergilenir. Sonraları idealist genç doktor Kadınları entelektüel çalışmalardan caydır- Lydgate’in öyküsüne odaklanılır. ma çabalarına direnir ve romanlarını -en azın- dan ilk zamanlarında ciddiye alınmak için- er- BÜYÜK BİR KARAKTER ORDUSU! kek takma adıyla yazmayı seçer. Geleneksel Yazar bu iki ana kahramandan yola çıkarak eğilimlere başkaldırır. yaşamları bir yerde kesişen büyük bir karakter Kadın yazarlardan beklenenin, geleceğini kadrosunu sahneye çıkarır. başkalarının gölgesinde aramayan, kendi sesi Soylulardan burjuva sınıfına, yoksul işçiler- ve kimliğini bulmuş, bu kimlikle yaşamın her den köylülere kadar çok geniş bir evreni birçok anına katılan kadın karakterler yaratmak oldu- umutsuzluk, sınıflar arası karşıtlıklar ve ger- ğunu vurgulayan Eliot, bu yönüyle olanakla- çekleşmemiş beklentiler bağlamında ele alır. rı sınırlı ancak mücadeleci kadın sanatçılar için Ancak bunlar yaşam amaçlarından sapmayı hiç kuşaklar boyu esin kaynağı olur. düşünmezler. Romanın sonunda da belirtildiği gi- Eliot, yapıtlarında kadın kahramanları öne bi her hayal kırıklığı başka bir umudu saklı tutar. çıkarsa da toplumun diğer kesimlerini ihmal et- Unutulmamalı ki türlü olumsuzluklara rağ- mez. Bu kesimlerin ruh durumlarıyla yaşamsal men kişiyle buluşan iyilikler, kimseye yük ol- beklentilerini örtüştüren dünyalar kurgular. madan yaşayıp şimdilerde ise ziyaret edilme- Bu noktada örtülü de olsa aktivist gömleğini yen mezarlarda benzersiz soyluluklarıyla dinle- giyer ve kişilerini okurlar için hem örnek alına- Henry James, 1870’lerde George Eliot’un romanlarını nenler sayesindedir. Bu nedenle onların hatıra- bilecek hem de yaşadıkları çalkantılarda onla- sına hep saygı duyulmalıdır. incelerken “Eliot, eski moda İngiliz romanının gelişimine ra yol gösterecek karmaşık modellemeler biçi- dur demiş; romanda içeriksel dönüşümü başlatarak ‘SIR PERDESİ’ minde tasarlar. insan psikolojisinin en gizli, en hassas dokusuna Eliot, İngiliz gotik yazınının en önemli DEĞİŞİME VE ÖZGÜRLÜĞE ulaşmış ve Britanya Adası’nın panoramik dünyasını tüm yapıtlarından olan Sır Perdesi’nde (Çeviren: İNANCIYLA GEORGE ELIOT! Zeynep Bilge / Can Yayınları) ise gerçekçi gerçekçiliğiyle yansıtmıştır” der. Onun için kimlikler mermere oyulmuş, ka- roman anlayışından uzaklaşıp yazgı, duyu dışı Gerçekten de Eliot, canlı imgeler ve parlak tı ve değiştirilemez şeyler değildir. Sürekli de- algı, metafizik ürperti, frenoloji, ölümden son- betimlemelerle yüklü anlatılarında İngiliz köy ve vinim halinde yaşayan ve değişen şeylerdir; be- raki yaşam gibi mistik konuları ele alır. kasabalarındaki yaşamı, psikolojik gelgitler eşliğinde denlerimiz gibi hastalanabilir, iyileşebilir. Bu Sanatçının bu temalara olan ilgisi kısmen ken- tüm doğallığıyla yansıtmayı amaçlar. da pek çok duygu durumunun bir arada yansı- di dini inancıyla savaşımından kaynaklanır çünkü tılmasına olanak tanır. gençliğinde aşırı dindar bir Hıristiyanken sonra- Kadınları entelektüel çalışmalardan caydırma çabalarına Ayrıca bu kimlikler çok fazla dış engelleme- ları bu inancı tamamen reddeder. Ayrıca roma- direnir ve romanlarını -en azından ilk zamanlarında- ye ve geleneksel saplantılara rağmen özgürlüğe nın başkarakteri Latimer gibi kendisinin de du- erkek takma adıyla yazmayı seçer. ulaşma çabasından vazgeçmez. yu dışı algı güçlerine sahip olduğunu düşünür. Bunu Middlemarch’ta (Çeviren: Ünal Aytür / Geleneksel eğilimlere başkaldırır. Kadın yazarlardan YİTİP GİDEN İNANÇLARINI VE Yapı Kredi Yayınları) şöyle yazar: “İçsel varlığı beklenenin, geleceğini başkalarının gölgesinde NEFRETİN SURETİ: LATIMER! ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir yaratık dışarı- aramayan, sesi ve kimliğini bulmuş, yaşamın her anına Kitabın tekin olmayan anlatıcısı Latimer, ge- daki şeylerden etkilenmedim diyemez. Bu etki ye- katılan kadın karakterler yaratmak olduğunu vurgular. leceği görebildiğini ve başkalarının düşüncele- ter ki değişime ve özgürlüğe inancı yok etmesin.” rini okuyabildiğini öne süren kehanet vizyonla- Olanakları sınırlı ancak mücadeleci kadın sanatçılar için İDEALİZMİN, HAYAL KIRIKLIĞININ, rıyla lanetlenmiş yarı aydın bir tiptir. esin kaynağı olan Eliot’un romanlarında altı çizilesi pek ALDATILMANIN, BAĞLILIĞIN Cenevre’de okurken geçirdiği bir hastalık so- çok satır vardır. Özellikle de özgür ruhların tanıtıldığı ROMANI: ‘MIDDLEMARCH’ nucu durugörü güçleri yüklenir. Bu güçler onu bölümlerde. Ancak özgürlük karşısındaki engeller Oylumlu felsefi dokunuşları nedeniyle yavaş toplumdan soyutlar ve uğursuz bir melankoliye bitmez. Bu noktada taşra toplumu ise sanıldığı kadar okunmasına karşın Ünal Aytür’ün titiz çeviri- sürükler. Bir yandan da hastalığı nedeniyle sonu- suçlu değildir. Suçlu kim, bu da pek sezdirilmez. si sayesinde sürükleyici bir kitap Middlemarch. nun yaklaştığını bilir. Yazar, Latimer’in kişiliğin- 952 sayfada idealizmin, hayal kırıklıklarının, al- de yaşama ve insanlara karşı yitip giden inançla- Bilinen o ki onun kişileri bir şeyler yapmayı, başarmayı datılmanın, bağlılığın dokusu bir araya getirilir. rını ve nefret duygularıyla yüklü bakış açılarını isterler fakat yapmak istedikleri şeyin ne olduğunu Virginia Woolf bu romanı, “Yetişkinler ve yansıtır. İnsan doğasının ne kadar sevimsiz, çı- pek kavrayamazlar. Bu da aslında herkesin trajedisi. seçkinler için yazılmış birkaç İngiliz romanın- karcı ve narsist olabileceğinin altını çizer. Yani bir türlü eyleme geçememek! Romanların karanlık dan biri” olarak değerlendirir. köşelerinde baskılanan bu ıstırabı ortaya çıkarabilme Peki Woolf burada tam olarak ne demek istemiş ‘SILAS MARNER’ olabilir? Öncelikle düz bir okuma yapıldığında Eliot, dışarıdan bakıldığında basit bir keten çabası ise her dönem takdire şayandır. yazarın özellikle evlilik hayatının sıkıntılarına ve dokumacısının romanı olarak düşünülebilecek >> 8 21 Kasım 2024 Resim: FRANÇOİS D’ALBERT DURADE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear