05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

NATHALIE SARRAUTE (18 TEMMUZ 1900-18 EKIM 1999) Kendi türünü yadsıyan bir otobiyografi: ‘Çocukluk’ Bir yazar olan annesi ve sürgünde yaşayan kimyager babasıyla olan sancılı ilişkilerini Çocukluk (Çeviren: Gülseren Devrim / Can Yayınları) adlı kitabında anlatır. 83 yaşında yayımladığı bu yapıtta Nathalie Sarraute (18 Temmuz 1900-18 Ekim 1999), tüm bir yaşamı özetlemeyi amaçlayan klasik otobiyografilerden farklı olarak sadece yaşamının ilk 11 yılını ele alıyor. Çocukluk, yazarın sadece içinde yazarlık isteğinin nasıl ve hangi koşullarda ortaya çıktığını anlamaya çalışarak, çocukluğundan aklında kalan olayları çözümlediği bir yapıt. Çocukluk koygun bir öyküdür çün- Ayrıca, otobiyografi yazarı okuyucu- kü bir çocuğun ebeveynlerinin ilgi- nun tepkilerini yönlendirmek için ger- sizliğinden çektiklerini, karşılık bula- çekleri olumlu ya da olumsuz açıdan mayan beklentilerini anlatır ve küçük çarpıtmaya kalkabilir. Natalya’nın kendini herkes tarafından Bir çocukluk hastalığını anlattığı bö- terk edilmiş hissettiğini anlarız. lümde yazar, annesinin umursamazlığını Babasından Montsouris parkında ge- yermeye girişince eleştirel ses, anlatıcının zintiye çıktıkları bir gün “Seni seviyo- sesinin annenin imajını karartma eğilimi- rum” demesini istediği sayfalar bu açı- ne dikkat çeker: “Adil ol, bu hastalık sı- dan yapıtın en dokunaklı anlarındandır. rasında bazen gelip elinde bir kitapla ya- Aslında kendi edebi türünü yadsıyan tağının ucuna oturuyordu.” Anlatıcı yine bir yapıttır okuduğumuz. Kitabın bir inkâr edemez: “Doğru söylüyorsun…”. diyalog şeklinde yazılmış olması ya- OTOBİYOGRAFİK SÖZLEŞME! FERDA FİDAN pıta eleştirel bir boyut kazandırmak içindir. Sonuçta kitaptaki sözcükler ve imgeler Yazar anılarını iki değişik ses aracılı- yıllar önceki çocuğun tam algısını değil, usya’nın Ivanovo kentinde doğan Nathalie Sarrau- ğıyla anlatır: Birinci tekil kişi olarak orta- 80 yaşını geçmiş bir yazarın bakış açısını te - gerçek adıyla Natalya Çerniyak - (18 Temmuz ya çıkan ilk ses anıları aktarmakla görev- ortaya koyarak okuyucuya şu gerçeği su- R 1900-18 Ekim 1999), anne ve babasının 1902’de bo- lidir, diğeri ise bu anlatıyı eleştirir ve göz- nuyor: Otobiyografi yazarının anılarına, is- şanmalarından sonra tüm zamanını, annesiyle yaşadığı Paris lemler zira geçmişi yeniden inşa etmekten temeksizin de olsa yüksek dozda kurmaca ile babasını görmek için gittiği Rusya arasında geçiriyordu. ibaret olan böyle bir girişimin içtenliği ko- karıştırdığını yadsımak mümkün değildir. 1909’dan itibaren, yeni bir evlilik yapan babasıyla birlikte nusunda kuşkuları vardır. Sarraute’un bu yöntemi eleştirmen Phi- Paris’te yaşamaya başladı. Bir yazar olan annesi ve sürgünde Yani bir bakıma sayfalar boyunca yaza- lippe Lejeune’ün “otobiyografik sözleşme” rın kitabını yazarken daldığı çelişkili dü- yaşayan kimyager babasıyla olan sancılı ilişkilerini Çocukluk olarak nitelediği ve bu tür eserlerde yaza- (Çeviren: Gülseren Devrim / Can Yayınları) adlı kitabında an- şüncelere, kendisiyle yaptığı tartışmalara rın okur karşısında uyguladığı gerçeklere tanık oluruz. latır. 83 yaşında yayımladığı bu yapıtta yazar, tüm bir yaşamı tamamen sadık kalma kuralının ne kadar özetlemeyi amaçlayan klasik otobiyografilerden farklı olarak, İKİ ÇELİŞKİLİ SES! içi boş bir kavram olduğunu gösterir: Yazarın anılarını aradan sadece yaşamının ilk 11 yılını ele alıyor. İlk sayfalardan itibaren yazarın otobiyografi yazma konu- geçen uzun yıllara karşın olayları hiç saptırmadan, tıpatıp ya- Bu arada yazar küçük Natalya’nın üvey annesi Vera, ya da sunda epey tereddütlü olduğunu görüyoruz. İki çelişkili ses bu şandıkları gibi aktarmaya çalışması olanaksız bir girişimdir. büyükannesiyle olan ilişkilerinden de söz ederken, yazı serü- konuda tartışmaya girişirler… “Yani gerçekten yapacak mısın Bu bağlamda, filozof Clément Rousset de toplumsal kim- veninin nasıl başladığını da öğrenmemizi sağlar. bunu” diye sorar iç ses. “Çocukluk anılarını canlandırmak… liğimizi tek gerçek kimlik ve sözde bireysel kimliğimizi ise Dramatik ve ağlamaklı bir şekilde kağıda döktüğü ilk met- Bu sözcükler seni rahatsız ediyor, hoşuna gitmiyor. Ama doğ- mutlak bir yanılsama olarak kabul ederek bütün iç gözlemle- nini öğretmeninin verdiği bir ödevden esinlenerek yazmıştır: ru sözcükler olduklarını kabul etmelisin. Anılarını canlandır- rin anlamsızlığını ortaya koymuştur: “Kendini bilmeye çalış- “Yaşadığınız ilk acıyı anlatınız”. mak istiyorsun... Kıvırmaya gerek yok, hepsi bu.” mak hem anlamsız hem de faydasızdır” (…). Tüm bu anılar, alçakgönüllülük ve mizahla rehavetten ko- Daha sonra bu girişimin ne kadar belirsiz bir amaca yöne- Yani otobiyografisini okuyarak bir yazarın gerçek kimli- runmuş kısa, dokunaklı metinlerle bir araya geliyor. Anıların lik olduğunu söyler: “El yordamıyla ilerliyorsun, hep arı- ğini keşfedeceğimizi sanmak sadece bir yanılsamadır. gelişigüzel bir sıralamayla aktarıldığı izlenimine karşın, ya- yorsun, gidiyorsun... peki ama nereye? E ne yapayım, içim- Sarraute’un bakış açısının da bu düşünceyle kesiştiğini ve zarın anıları örtük bir bir düzen üzerine kuruludur. Zamansal den öyle geliyor, neden bilmiyorum.” aslında çocukluğunu yeniden yapılandırırken otobiyografi açıdan okuyucu, anlatılan anıların 1902 ile 1914 yılları arası- İç ses yazarı vazgeçirmeye çalışır ama başaramayacağının bi- türünün ne kadar nafile bir çalışma olduğuna dikkat çekmek nı kapsadığını ayırt edebilir. İlk sayfalarda Natalya’nın “5-6 lincinde olduğundan fazla ısrar etmekten kaçınır: “Ben susayım istediğini görüyoruz. yaşlarında” olması gerektiğini, ileriki sayfalarda 9 yaşında, o zaman… biliyoruz ki sen bir şeyi kafana taktıysan eğer…” Bu yüzden Çocukluk, yazarın sadece içinde yazarlık isteğinin kitabın sonunda ise 11 yaşında olduğunu öğreniyoruz. Girişimine mani olamasa da, eleştirel ses anlatıcının sesini nasıl ve hangi koşullarda ortaya çıktığını anlamaya çalışarak, Okur, Natalya’nın çeşitli yolculuklarının ve anne babası- yakından izler: Anılar yavaş yavaş şekillenirken ona yardım çocukluğundan aklında kalan olayları çözümlediği bir yapıt. nın boşanması sonucu gidip geldiği yerlerin kolaylıkla izini etmek için sözünü keser, hatırladığı anıları ve hissettiği duy- Aynı zamanda, onu daha 9 yaşındayken babasına bırakıp sürerek çocuğun dolambaçlı hayatını kavrayabiliyor: guları çözümlemeye davet eder: giden annesinin gerçek doğasını anlamaya uğraştığı bir tür Babasıyla İsviçre’de geçirdiği tatiller, Paris’te annesi ile “Gerçekten böyle mi hissettin o zaman?”. Ve hep bu fik- soruşturma olarak okuyabiliriz. n yaşamı, 3 yaşında Rusya’ya dönüşü, Gricha Amca’nın evin- ri yineler: “O zaman öyle algılamış olman mümkün değil …” de geçirdiği tatiller, 9 yaşındayken babasıyla yaşamak için Anlatıcı kabul etmek zorunda kalır: “Elbette mümkün değil Çocukluk / Nathalie Sarraute / Çeviren: Gülseren Devrim Vanves’a taşınması ve sonunda Paris’e kesin yerleşmesi... (…) olaylar bana şimdi gördüğüm gibi görünmüş olamaz.” / Can Yayınları / 216 s. 12 20 Temmuz 2023
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear