Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Abdülhak Şinasi Hisar’la İstanbul
Memduh Şevket Esendal’ın (1884-16 Mayıs 1952) kalbi Cumhuriyetin başkenti “Angara”yla 
atarken Abdülhak Şinasi Hisar’ın (1887-3 Mayıs 1963) kalbi Osmanlı’nın payitahtı İstanbul’la 
pırpırlanıp kanatlanıyordu. Öykü-romanlarını çocuksu telaşla, yer yer kibirli duruşla yapılandırsa 
da İstanbul, korunması gereken sırça burukluğu yansıtıyor yazarın kaleminde.
bdülhak Şinasi Hisar’ı mesini beklemek hayal olurdu 
ölümünün 60. yılın- kuşkusuz.
A da Everest’in, oku- Ancak asla unutmayalım, 
ma kolaylığı da sağlayan bir yazar, o dilde yapıp ettik-
2022’deki ciltli basımlarıy- leriyle, yapıtlarında yarattıkla-
la yeniden gündemimize al- rıyla değerlendirilebilir ancak. 
mış olduk. Onu ilk kez Varlık Nitekim Hisar’ın Ali Nizami 
Yayınları’nın “Bütün Eserleri” Bey’in Alafrangalığı ve Şeyh-
başlığı altında 1966-68 ba- liği adlı romanı da yine aynı 
ÖYKÜDENLİK…
sımlarıyla tanıdım. yaklaşımla İstanbul’u, şanına, 
İstanbul’u Hisar’ın kalemiyle vakarına yakışır bir büyü bu-
tanımak bambaşka haz üre- lutuyla çevreleyerek anlatıyor. 
Sena Keskin 
tecektir kuşkusuz. Her ne ka- Bunda işe koştuğu usta an-
dar o, “Etrafımdaki şehir ba- latıcılığın rol oynadığı belli. Salt 
‘Gölgelerin  
na artık yabanlaşmış görünü- güçlü anlatıcı değil, İstanbul’un 
yor!” dese de (Çamlıca’daki en özgün yazarları arasında ba-
Eniştemiz, 133) sonuna dek şı çekenlerden o. Gücü Adına’
mahkûm bir aristokrasi hayranlığına 
İstanbul’u yaşamak, onun üzerinde ti- Hisar, öteki karakterleri yanında Ali 
ve halkla ilgili herşeyi bayağı, küçük ve 
tizlenmek konusunda kararlı bir duruş Nizami Bey’le tanıştırıyor bu kez bi-
çirkin bulmaya sevketmişti.” 
sergilediği söylenebilir onun. zi. Büyükada sakini Ali Nizamî, “alaf-
ine bir ilk öykü kitabı. Bu 
Yaşar Nabi, bu saptamaların ar-
30 yıllık dostluklarında Yaşar Nabi, ranga, züppe, gösteriş meraklısı, kibir-
kez Sena Keskin’den: 
Varlık’ın ilk cildindeki 24 sayının 22’sinde dından şu olgunun da altını çiziyor: li, müsrif, hoppa” (65) biridir, anne ba-
Y Gölgelerin Gücü Adına 
Hisar’ın yazısının yer alışını özellikle vur- “Atatürk’e de yalnız halkçılığı ve Os- banın ardından güç duruma düşün-
(Sözcükler, 2022). Yazarın, özel 
guluyor. Aralarında bunca yakınlık bu- ce “her şey hemen yok pahasına ‘ha-
manlı aristokrasisinin kaynağı olan sa-
bir çabayla öteki öykücülerden 
lunduğu düşünülürse Yaşar Nabi’nin ona raç mezat’ satılmış”tır (71), sonunda 
rayı tasfiye etmesi yüzünden yakın-
sıyrılıp kendisine farklı bir yol aç-
dönük sözleri önem taşıyacaktır elbette: güç duruma düşer, anlatıcı onu, gü-
lık duyamamıştır.” (Fahim Bey ve Biz, 
mak istediği, özgün sayılabile-
“…Abdülhak Şinasi her şeyden ön- nün birinde “Bektaşi tacı ve siyah bir 
Varlık, 1966, s. -11)
cek anlatı kurmak için çabaladı-
ce bir eski zaman adamıydı.” cübbe”yle görür. 
Günümüzün Atatürk karşıtı halk 
ğı görülüyor. 
“Geçmiş günler özlemi eserinin te- Yazarın yargısıyla örtüşen anlatıcı 
düşmanları yanında Hisar gibi soy bir 
Sena’nın öyküleri, bu çerçeve-
mel taşını teşkil eder.” şöyle söyleyecektir: 
yazıncının bu tutumunu anlayışla kar-
de grotesk bir ironiyle kuruluyor 
“O, çocukluğunun bulanık hatırala- “Gerçi bu yaşadığımız zamanlar bi-
şılamak olası bana göre.
hep. Zaman zaman açık biçimle, 
rı arasından geçmişi, olduğu gibi değil zim bir tahterevalli oynar gibi bir hay-
yer yer kara anlatıyla buluşuyor. 
A. Ş. HİSAR: ‘ALİ NİZAMİ BEY’İN 
de olması gerektiği gibi görmeye çalı- li ilerlemiş bir alafrangalıktan bir hay-
Bu yanıyla çarpıcı bir öyküleme.
ALAFRANGALIĞI VE ŞEYHLİĞİ’
şıyor… Hayalinin yeni baştan kurduğu li geri kalmış bir Şarklılığa lezzetle, bir 
Yaşananları böylelikle deşip 
Esendal, örnek öykücü, komitacı, öte-
bu yapma hatıralar dünyasında buluyor, gidip bir geldiğimiz zamanlardı.” (65) 
geçmişle bağ kurarken gün yü-
sinde Cumhuriyeti içselleştirmiş bir dev-
canlandırıyor, bütün bunlar, hayalinin bir İstanbul odağında, örtük de olsa 
züne çıkarıp yeni baştan bunla-
rimciydi. Geçmiş zamanı yeniden yeni-
yapıntısı değil de gerçeğin ta kendisiy- bir Doğu-Batı sorunsalı su yüzüne çı-
rı elden geçirme fırsatı yakaladı-
den yaratıp yapılandıran Abdülhak Şi-
miş gibi heyecanlanarak, coşarak bu kar böylece. Sonuçta Abdülhak Şinasi 
ğı öne sürülebilir yazarın. Zaten 
nasi Hisar’ın bu topraklarda ölüm-ka-
kaybedilmiş cennete ağıtlar yazıyordu.” Hisar’ın, okunup anımsanması gere-
öyküyü geçmişteki hikâyeyle bu-
lım savaşıyla gerçekleşen kurtuluştan 
“Halktan insanlara duyduğu tik- ken bir İstanbul yazarı olduğunu söy-
luşturan eda getiriyor Sena sü-
sinti… onu… yerini yadırgamaya kuruluşa “yeni” Cumhuriyeti benimse- lemekten kaçınmayacağız. 
n
rekli. Bu, hep geçmişle oyalanan 
anlatıcı yerine farklı bir yumu-
mımla son bağım oydu.” termiş bir cihatçıyla ev-
şaklık kazandırıyor öyküye. 
Hıristiyan olduğu halde lendirilir. Hamile kalır, be-
DÜNYA DAMLASI
Yazarın tutumu, ironik grotesk 
kendilerinden İslami inanca bek doğurur, sonrasında 
eşliğinde zihin açıcı, çakımlar ta-
göre yaşamaları istenecek- evlendiği adamın da ko-
şıyan kışkırtıcı bir yaratıcı oku-
tir. “Nijerya denen bu ülke laylaştırmasıyla kucağın-
Edna O’Brien: ‘Kız’ 
mayı olanaklı kılıyor. O zaman 
kâfirlerden ve inançsızlardan da bebek ve okuldan ar-
yazar, şaşırtıcı evrenlerin, bunla-
dna O’Brien, Kız (Çev. Seda Çın- arındırılmalı”dır. (21) kadaşıyla zorlu bir kaçış 
rın sıra dışı gezintilerinde etki bı-
gay Mellor, Can, 2023) adlı roma- Cihatçılara göre bu kız- serüvenine girişirler. 
rakan kişileriyle bizi, öykülerine 
E nında artık hemen her yerde ya- lar da “birer sürtük, birer Yazar, görece anlatısal 
bağlayabiliyor kolayca.
fahişe”dir zaten. (14) öğe anlamında bir gün-
şanabilen bir “cihatçı grup” hikâyesiyle 
Dilde gözlenen kimi tökezle-
“Kızlar hamile kalmamak lükten yararlanıyormuş 
melerse, bir ilk kitap için olağan. 
buluşturuyor bizi. Bu kez Nijerya’da, 
için çeşitli kökler ya da yap- görünse de sonuçta Kız, 
Hadi bakalım Sena. 
yeniyetmelik çağında kızların okuduğu n
raklar yerler. O uzun çimen- daha çok yaşananlara yo-
okul, cihatçılar tarafından basılır, kız-
lerin üstündeki kanın kızıl ışıl- ğunlaşan, karakterlerin iç 
www.sadikaslankara.
lar kaçırılır. Anlatıcı (Maryam), “Bir za-
tısı tek kurtuluşlarıdır.” (43) dünyasına gereğince gire-
com, her perşembe öykü-ro-
manlar bir kız çocuğuydum ama artık 
Henüz çocukluk çağındaki kızlara ay- meyen, bundan ötürü bir gazeteci ya-
man, tiyatro, belgesel alanla-
değilim” diye başlar anlatmaya, sürdü-
rıca görsel olarak uluorta bir recm de zarın da yapılandırılabileceği roman 
rında güncellenerek sürüyor.
rür: “Günlüğümü sakladım, çünkü yaşa- izlettirilir. Maryam, savaşta başarı gös- bağlamında öne çıkıyor daha çok. 
n
12 1 Haziran 2023
            
    
