26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

ATİLLA ÖZEN’DEN ‘SAVUNMANIN TARİHİ VE İSTANBUL BAROSU’ ‘Barolar yargının unsuru olarak görülmüyor!’ Av. Atilla Özen İstanbul Barosu’nun tarihini yazdığı Savunmanın Tarihi ve İstanbul Barosu (İnkılap Kitabevi) isimli kitabında, bir Osmanlı barosu olarak 1878’de kurulan İstanbul Barosu’nun günümüze kadar insan hakları, hukuk ve demokrasi mücadelesini konu alıyor. Hatırladığımız olayların yanı sıra, bilinmeyen tarihini de fotoğraflarla zenginleştirerek anlatıyor. Özen, avukatlık ve İstanbul Barosu’nun tarihiyle ilgili pek çok olaya ışık tutuyor. mez. Aksi durum baroların varlık nedenlerinin DÜNYA GÜLTEKİN sorgulanması olur. n Sizi Savunmanın Tarihi ve İstanbul Barosu “İSTANBUL BAROSU’NA ‘DARBECİ’ isimli kitabınızı yazmaya yönlendiren süreci an- DİYENLER DAHA SONRA DARBECİ ÇIKTI” latır mısınız? n 12 Eylül döneminde baronun kapatılma- 2000’de avukat olup bir süre serbest avukatlık sından başkan ve yönetimlerinin soruşturu- yaptıktan sonra İstanbul Barosu’nda Adli Yardım lup yargılanması ve aynı ilde ikinci baronun ve CMK servislerinde sorumlu avukat olarak ça- kurulmasına kadar geçen süreçte ve İstanbul lıştım. Son 13 yıldır baronun vekilliğini ve hukuk Barosu’nun duruşunu okuyucularımız için de müşavirliği görevini yürütüyorum. anlatır mısınız? Görevim sürecinde hukuk, yargı, avukatlık ve İstanbul Barosu, içerisinde bulunan avukat- baroyla ilgili pek çok makale ve kitap yazdım. ların mücadelesiyle, toplumsal gelişme ve de- Avukatlık hukukuna ilişkin yazdığım kitaplardan mokratikleşme için haksız ve adaletsiz düzenin sonra baronun tarihini kaleme aldım. karşısında durdu, ezilen ve sömürülenin yanın- Kaynak ve arşiv kayıtları sınırlı da olsa, baronun da etkinliğini daha da artırdı. hukuk ve demokrasi yolunda önemli ve onurlu bir Bunun karşısında her dönem iktidarların he- mücadelesi vardı. Bu mücadelenin derlenip kale- defi haline geldi. Darbe döneminde kapatılarak me alınması gerekirdi. Ben de buradan edindiğim kapısı mühürlendi. Faaliyetleri, başkan ve yö- bilgi ve deneyimleri mesleğe ve baroya sunmada neticileri soruşturulup yargılandı. kendimi görevli hissettim. 12 Eylül darbesi, onun yönetimi ve Sıkıyönetim n Kitapta yoğun iş yükü altındaki yargı siste- Mahkemeleri, Başkan Av. Orhan Adli Apaydın’ı mini, altyapı sorunu yaşayan adliyeleri ve buna cezaevine atarak hastalanmasına, sevk zinciri ve bağlı avukatlığın sorunlarını her dönemin değiş- prangaya karşı çıkması nedeniyle tedavi olması- mez problemleri olarak görüyoruz. Bunun çözü- Baro yalnız avukatların mesleki sorunlarıyla ilgilenen na dahi müsaade etmeyerek ölmesine neden oldu. lebilmesi için ne yapmalı? meslek örgütü değildir. Barolar, Avukatlık Kanunu’nda düzenleme yapılmak Çözebilmek için öncelikle irade gerekir. Sorunları, En yüce değer olan hakkı tesis etme yolunda yargısal suretiyle etkisiz kılınmakla tehdit edildi. FETÖ ve ben- yargının unsurlarıyla birlikte çözebilirsiniz. Avukatın, görev yapan avukatın meslek teşekkülü olması nedeniyle zeri hukuk devletine kastetmiş anlayışlar doğrudan baro- yargının kurucu unsuru olduğu sadece bir kanun madde- hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, yu hedef aldılar. “Darbeci baro” diyerek önünde eylem si. Avukat ve meslek kuruluşu olan barolar yargının un- korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla da yaptılar. Baronun yürüyüşlerinde binalardan afişler sar- suru olarak görülmüyor. görevlidir. kıttılar. Daha sonra bunu diyenler darbeci çıktı. Bu yönüyle toplumun avukatlığını da üstlenir. Özgür- ‘BARO, TOPLUMUN AVUKATLIĞINI ÜSTLENİR!’ Baroya sızma girişiminde bulundular. Olmadı, siyasi n Kitapta da belirttiğiniz gibi baroyu eylemdeki işçi- lüklerin kısıtlanması avukatı doğrudan ilgilendirir. uzantıları ve yargısı marifetiyle baroyu hedef gösterdiler. lerin yanında, 1 Mayıs’ta alanlarda, yargı bağımsızlığı Hukukun egemen olmadığı bir toplumda, gerçek an- Suçladılar. Yargıladılar. Görevden almaya çalıştılar. lamda avukatlık da yapılamaz. ve hukuk devleti için eylemlerde, cezaevi olaylarında, Günümüzde ikinci barolar kuruldu. O da gerçeğin ye- çevre mücadelesinde, depremlerde, hızlı tren kazala- Savunma hakkı tam olarak kullanılamaz ise avukatın rine geçemediği için tenkit edildi. Oysa hukuk ve de- rında, insanlığa karşı şiddetin karşısında, Körfez Sava- saygınlığı gider. mokrasi adına mücadele eden baronun güçlendirilmesi şı ve Gazze saldırılarına karşı yürüyüşte, hak aramanın Dolayısıyla hukukun üstünlüğü ve demokrasi savunu- gerekiyordu. yanında, hukuka aykırılıklarla mücadelede görüyoruz. lurken avukatlık da savunulmuş olmaktadır. Bir ülkede barolara müdahale edilmeye başlanmış- İstanbul Barosu’nun toplumsal olayların bu denli Hukuk devletinin egemen kılınması yolunda barola- sa, hukuk devletinin son kalesi yıkılmış, kimsenin hukuk içinde bulunması nasıl değerlendirilmeli? rın mücadelesi dar anlamda siyaset olarak değerlendirile- güvenliği kalmamış demektir. n TUĞBA TEKEREK’TEN ‘TAŞRA ÜNİVERSİTELERİ: AK PARTİ’NİN ARKA KAMPÜSÜ’ Saha gözlemlerine, uzun görüşmelere ve 8 yıllık araştırmasına “Siyasi iktidarın uzantısı olarak faaliyet gösteren, akademisyen alımları- dayandırdığı kitabında Tekerek, birçok yerde üniversitede nın da konferansların da kulüp kuruluşlarının da siyasi iktidarın talimatları akademisyenlerin tüm derslerin hocası olmak zorunda kal- doğrultusunda yapıldığı [...] masını ve öğretimin sistematik biçimde ilahiyatlaşmasını Taşra üniversitelerinin artık binlerce lisansüstü öğrencisi de yetiştirdiği, lisans- bu gidişatın önemli unsurları olarak görüyor. tan sonra lisansüstü eğitimin de değersizleştirildiği, taşradaki ‘siyasi iktidarın Kitabında taşra üniversitelerinin istihdam, ihale ve di- uzantısı üniversite’ modelinin büyük şehirlerde iyiden iyiye yerleştiği, ülkenin ta- ğer boyutlarıyla, ekonomi-politik açıdan da geniş bir ha- mamında yükseköğretimin taşralaştığı bir dönemdeyiz.” vuz oluşturduğunu vurgulayan Tekerek, her şeye kar- Kitaptan... şın bir şeyler öğrenme, ufkunu genişletme hevesi taşıyan öğrencilerin, gençlerin seslerini de duyuruyor. n uğba Tekerek, taşra üniversitelerinin akademik ve sosyal yaşamını, amfilerin- T den kampus camilerine, kafelerinden yurtlarına ayrıntılı bir şekilde resmetti- ği Taşra Üniversiteleri: AK Parti’nin Arka Kampüsü (İletişim Yayınları) kitabında, Taşra Üniversiteleri: AK Parti’nin Arka Kampüsü / ülke çapında yayılan üniversiteler, AKP iktidarının “arka kampusu” olarak niteliyor. Tuğba Tekerek / İletişim Yayınları / 400 s. / 2023. 12 16 Şubat 2023
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear