Catalog

ÖYKÜ ÖDÜLÜ: SEMİH ÖZTÜRK / ‘TELAŞ BANDOSU’ Bozuk seslerin ahengi! Öykü dalında 65 yapıtın değerlendirildiği ve Seçici Kurulu Sezer Ateş Ayvaz, Seval Şahin ve Mehmet Zaman Saçlıoğlu’ndan oluşan 78’inci Yunus Nadi Öykü Ödülü, Semih Öztürk’ün Telaş Bandosu (İletişim Yayınları), Necati Tosuner’in Salgında Öyküler (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları), Gamze Efe’nin Yine de Bir Şansımız Olmalı (Everest Yayınları) ve Öznur Unat’ın Palaçinka (Vacilando Kitap) adlı yapıtları arasında paylaştırıldı. Semih Öztürk’ün kaleminden kimi zaman yükselen, kimi zaman alçalan ve ritmi koruyan bir yapıda birleşen, birbirine el uzatan öyküleri okuyoruz Telaş Bandosu’nda (İletişim Yayınları). Sekiz bölümden oluşan kitapta, korkular, derinlere saklananlar, özlemler, meraklar, dünya telaşına ilişkin duygular özgün karakterlerin anlatımıyla ahenk içinde veriliyor. SEMIH ÖZTÜRK 1989’da Giresun’da doğdu. Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü mezunu. Ilk kitabı Önce Dağlar Kar Tutacak, 2018 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’ne değer görüldü ve aynı yıl Varlık Yayınları tarafından yayımlandı. Kedisi Palto ile Istanbul’da yaşıyor ve özel bir reklam ajansında metin yazarlığı yapıyor. yor. Pek çok insan gibi onlar BERRİN KARADENİZ da başka gerçeklikleri o yan- kının içinde arıyorlar. Yazı Bir öyküyü yazdıran birçok neden var- n yazmak, şarkı söylemek, avare dır kuşkusuz. Kitaptaki “Çünkü anlatmak, gezmek hatta hiçbir şey yap- üstündeki bu yükten kurtulmak istiyormuş” mamak bile bu çabanın bir par- cümlesini de anımsatarak sorayım: Sizi çası bence. yazmaya iten nedenler neler? Gündelik hayat bizi Anlatma isteğimin ihtiyaca dönüştüğü yer- n ciddi olmaya zorluyor ama de yazı mesaim başlıyor. En baskın duy- öykülerde yer alan o aklını gu ise merak. Başka evleri, insanları, hayal- daha da güçlendi. Baş başa kalmıştık ve birbirimizden far- kaybetme hali bu ciddiyeti rafa kaldırtabi- leri ve ihtimalleri ancak bu sayede bir araya kımız yoktu. Yalnızca benim değil onların da anlatacakları liyor. Mesela bir kediyi kâğıt üstünde yaşa- getirebiliyorum. Bir tür oyun kurma meka- vardı. Bir hayvanın insanı olunca tüm denklemler değişiyor. tabiliyor, deliliğin kuralları varmış onu da nizması da diyebiliriz. Günün sonunda hiç- Zamanlara, mekânlara, durumlara sıkışıp kalmış, ka- n öğretiyor… bir yükten kurtulamadığım gibi karakterlerin bullenmiş insanlar var öykülerde. Sorular da soruyorsu- Gündelik hayatın içerisinde de kurallar var. yüklerini de kendi üzerime almış oluyorum. nuz okura; yanıtlamaya çalışırken gerçekle kurmaca ara- Üstelik bu kuralları koyanlar “akıllı” insanlar. Kitabın bütününe bakınca öyküler bir sında kalıyoruz. Toplumun giderek “sıkıştığı” bir dönem- n Şık giyimli, oturup kalkmasını bilen, bin düşünüp bir söyle- bütünün parçaları, bir bando gibi. Enstrümanlar mı bando- de sizce çıkış nerede? yen. Ancak delirme haline gark olanlarda bunların hiçbiri yok. yu doğurdu yoksa bando kurgusu mu onları biçimlendirdi? Bu soruya Ergin Günçe’nin Pi Sayısı ve Özgürlük kitabın- Bu yüzden deliliğin kuralları “akıllı” insanların koyduğu ku- Bando imgesi bozuk seslerden oluşuyordu. Öyküler bi- dan bir alıntıyla yanıt vermek isterim. “Bir çare yoktur bu- rallarla bir tür alay etme biçimi aslında. çimlenmeye başlayınca her birinin taşıdığı duygunun yan na öfkelenmekten başka!” Öykülerin sahibi yalnızca insanlar değil elbette. Ki- yana nasıl duyulacağına yoğunlaştım. Böylece her öykü ayrı Yunus Nadi Ödülü’nü almak nasıl hissettirdi size? n n min kalbi hâlâ sıcaksa öyküyü o anlatıyor aslında. Hay- birer enstrüman olarak Telaş Bandosu’na dönüştü. Yakın zamanda yeni çalışmalarınızı görebilecek miyiz? Var olanın arkasında aranan başka şeylere ortak olu- vanlarla kurduğumuz ilişkiler de yer buluyor kitapta… Böylesine köklü bir ödüle değer görülmek büyük mutlu- n yoruz kitapta. Karakterlerin kendi gerçekliklerinden başka Tüm öyküleri salgının en şiddetli hissedildiği dönemlerde luk. Necati Tosuner, Gamze Efe ve Öznur Unat’la paylaş- yazdım. Ofislerden çıkıp evlere geçmiştik. İş ve yaşam alanı bir gerçekliğe ulaşma çabası diyebilir miyiz buna? mak ise gurur verici. Geçtiğimiz aylarda yeni dosyamı yayı- Her biri kendi sesinin yankısında umut olduğunu düşünü- birbirine karışmıştı. Kedim Palto’yla olan bağım bu süreçte nevine teslim ettim. n E´LISE MASSICARD ’TAN ‘MAHALLEYİ YÖNETMEK: MUHTARLAR ÜZERİNDEN TÜRKİYE’DE DEVLET-TOPLUM İLİŞKİLERİ’ smanlı Devleti zamanından bu yana yerel yo¨netimin Kapsamlı bir saha c¸alıs¸masına dayanan Mahalleyi Yo¨netmek, en alt du¨zeyini olus¸turmakla birlikte s¸ekil muhtarların mugˆlak konumlarını, hangi rolleri u¨stlendiklerini, nasıl O degˆis¸tirerek de olsa varlıgˆını ha^la^ koruyan muhtarlık, c¸alıs¸tıklarını, usulleri kimi zaman devlet kimi zaman da mahalle en uzun o¨mu¨rlu¨ kurumlardan biri olarak yurttas¸ ile devlet ara- sakinleri lehine nasıl esnettiklerini, daha genel olarak da devlet sında aracılık rolu¨nu¨ devam ettiriyor. ile yurttas¸ arasındaki ilis¸kilerin bic¸imlenis¸ini aras¸tırıyor. İletis¸ im Yayınları tarafından yayımlanan Mahalleyi Yo¨ netmek: Muhtarlık uygulamalarının, tutarlı ve merkezi bir devlet ima- Muhtarlar Üzerinden Tu¨ rkiye’de Devlet-Toplum İlis¸ kileri adlı jını nasıl aynı zamanda hem zedeleyip hem de destekledigˆini, incelemenin yazarı E´lise Massicard’a go¨re muhtar, gu¨ndelik so¨z konusu imajın kendisinin de yurttas¸ların ve memurların yas¸ am ile iktidarın kesis¸tigˆi noktada yer alıyor, yurttas¸ların uygulamalarını zorlayıp s¸ekillendirdigˆini ortaya koyuyor. n denetlenmesini sagˆlıyor ve devletin eris¸ilebilir bir makam oldugˆu duygusunu yaratıyor. Mahalleyi Yo¨ netmek: Muhtarlar Üzerinden Tu¨ rkiye’de Dev- Bu sayede kimi zaman devletin memuru kimi zaman da let-Toplum İlis¸ kileri / E´lise Massicard / Çeviren: Olcay Kunal / yurttas¸ın savunucusu rolu¨nu¨ u¨stleniyor. İletis¸ im Yayınları / 373 s. / 2023. 12 7 Aralık 2023 VEDAT ARIK