26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ahmet Telli’nin şiir evreni: Dostluk kavminden geçen sözler! Ahmet Telli’nin şiir evreninde benlik ve ruh aşısı vardır. “Söz”ü indirgeyen değil; dizimleyip, her bir dizesinde kuyumcu işçiliğiyle dilselleştirir. Dil bilinci / duygusu yüksek bir şairdir. O nedenle şiirinin hümanist / toplumcu dokusunu var ederken yapaylıktan, duygu ve düşünce sapmalarından uzak durur. İçerlek bir yanı vardır şiirinin, yani kendi öz’ünü var ederken söylemsel çizgisini / sesini dokunaklı biçimde öne çıkarır. Telli’nin şiirini / poetik yolunu damıtarak getirdiği çizgide Arkadaşlık Günleriydi’yle(*) karşılaşmak beni şaşırtmasa da onun şiirine dönük beslediğim duyguyu pekiştirdi demeliyim. ‘ARKADAŞLIK GÜNLERİYDİ’ den/ Dibi, en dibi bulunca bungunluk/ Bulaş- “Tok sözlü şair” gibisinden sözler edip öv- tığı nesneleri de nefessiz bırakan/ Huzursuz- gü / yergi dizimlemesi yapacak değilim. Ah- luğun koygunlaşan ağır kokusu”. met Telli’nin Arkadaşlık Günleriydi(*) adlı kita- İçkindir bakışı, imge yordamıyla sıraladığı bındaki şiirlerin bir araya getirilme düşünce- sözünün aynasında “dünya âlem” gerçeğinin si, ilkten, bana bir şiir kitabı nasıl kurulur, şa- sureti vardır. Adlandırıp nitelendirmek yerine ir kendi düş / düşün / duygu dünyasını bir şi- söylemeyi seçen şairdir Telli. “Kayda geçtiği” ir kitabıyla tümleyerek nasıl anlatır duygusu- her şey; bir zaman>düş>düşünce işareti ola- nu verdi. Telli’nin şiirindeki tanıklıklar, felsefi rak karşımıza çıkar. söylem, lirizm yoğun / etkili biçimde burada “Söz ise/ Sesimin tınısında bir kinâye” der- da karşımıza çıkıyor. ken de bunu hissettirir bize. Sözünü ortada bı- Açılış şiiri bunun en güzel örneği: “Yaşlan- rakmayan, birbirine üleştirerek bir dünya kuran dın adamım dev-genç mitingi sandın yağmu- şairdir. Kendi poetik çizgisinde var ettiği ger- ru/ Oğlunu baban, kendini merkez komiteden çeklik “Ahmet Telli şiiri”nin tözünü oluşturur. Delidumrul./ Anlatıyorsun; sesinde kunduzla- ŞİİR EVRENİNİN BELİRGİN YANLARI şıyor bütün kelimeler/ Zap köprüsüymüşsün “Dil duygusu / bilinci, düşünsel öz, yaşamsal haydut gölgeler geçiyor üzerinden/ Sonra gü- / dönemsel gerçekli, doğanın doğasına bakış, müş kemerli kadınlar, Berçelan ve ters laleler”. tarihsel / toplumsal töz, dünün sesi/belleği, bu- YAŞANAN VE UNUTULANIN İZİNDE! günün dili/söylemi...” şiir evreninin en belirgin Telli, bu kez derin bir bellek yolculuğuna, yanları olarak öne çıkar. Okurken her bir şiirini; unutma ve hatırlamaların zamanına döndürür “susarak konuşmak böyle olur” derim içimden. NECATİ SAVAŞ bizi. Anlam ve anlatımın, yaşanan ve unutula- İçinizi ılındırır, bazen de öfkeyle boğar ba- nın izindedir şair. “Hatırla, ve unutma” diyen kışlarınızı. Çıkacak dağ, yürüyeceğiniz yol, O ezginlik, şiirinin “cansuyu”dur bu kez. Umudu, di- seslenişindeki “gizli öfke”yi sözün/ün ipiltisiy- ulaşabileceğiniz menzil ararsınız kendinize renci, yaşama sevincini elden bırakmaz. Korlanan ate- le fısıldar kulağınıza: “Adamım, sen o zamanlar kaybe- onun şiiriyle yol alırken. Ahmet Telli şiiri öyle bir şiirdir; şi közler bazen: “Karartılmış nâmeler günleri yoğurur diş ve kayboluşlara benziyordun; dönüp bir bak ister- yedeğinizde değil her an yanınızda olmalıdır. da/ İsyana bir kalmışken geri adımdır hüzün”. sen, sen olan sen’e…” Ondaki sözün olduran / olumlayan hallerini seviyo- Yeni bir başlangıç değilse de adı konmuş zamanın Kırk gözenin suyunu buluşturan şairdir Ahmet Tel- rum. İşte bu “tok söyleyiş” değil, onun şiirinin ahengi / şiirini yazıyor Ahmet Telli. İçinden geçilen karanlık za- li. Bir elinde vefa çelengi taşır, öbüründe gülhatmi; ezgisidir. Dünyayı öyle kavrar, öyle bakar, umutla ku- manların, akıl tutulmasının, cinnetin, yıkımın, canhıraş bayrak gibi taşır gittiği her yere. Baharı sevse de, şair şanır günü geceyi. Burada, “Kaya” şiirini döne döne yaşanan hayatın içinde ve dışında olanların şiirini. gönlü ışıltılı sıcak günden yanadır. Aydınlığa yürür hep; okumanızı öneririm: “Rivayet o ki/ Kopmuştur büyük Dedim ya, duygudan, aşkın aşkınlığından vazgeçme- andıkça, biriktirdikçe çoğalabileceğini bilir. kayalardan/ Bir maceraya kaptırır kendini”. yen bir şairdir Telli. Bilir ki yaşama tutunma, insana inan- Dargeçitlerden geçmiş, zemheri günlerinde sözü- Kendini ele veren zamanla yaşanan zamanın, unutulan- nü ve kendini sınamış, hüznünü ve isyanını bozkırların ma/bağlanma yolu buradan geçer. Aşksız ne devrim ne la hatırlanan zamanın şiirini yazıyor Ahmet Telli. “Hoşça de menzil yaratılabilir! Bilincin atardamarına dokundu- renginden almış; aşkın divanelik değil, aşkınlık oluşu- Kal” şiiri, dokunaklı bir duygu anıtı gibi duruyor karşım- nu anlatmış bir şairin sözü gelip şurada duralatıyor si- rur sizi. Sızısında da sevincinde de umutla umutsuzlu- da; döne döne okuyabileceğim, her a0n yanımda taşı- ğunda da o tarazlanan sesi hissederiz. “Ki sızıyor acıyan zi: “İnsan nereye gidebilir hatırlamalarla/ Kente, köye, yabileceğim bir şiir: “Tek kelimelik kekre bir vedâ:/ Kül- nehre, çöl yalnızlığına/ Sese gitmekse apayrı bir mace- yanına sözün/ Ekleyerek bulutsu bir hüznü”. rengi, alıngan ve solgun/ (…)/ Kekemelik orada başlıyor ra/ Şelale bunu söylüyor çarptıkça taşlara”. sanki/ Kalbin ve zamanın zorba şaşkınlığı”. SÖZÜNÜN AYNASINDA ‘DÜNYA ÂLEM’ UMUDU, DİRENCİ, YAŞAMA SEVİNCİNİ GERÇEĞİNİN SURETİ VARDIR! BENLİK SANRILARI... Zamanın ve dünyanın ağrısı her bir dizesinde his- ELDEN BIRAKMAZ. KORLANAN ATEŞİ Düşten ve geceden geçirir bizi Ahmet Telli; umuttan KÖZLER BAZEN... sedilir. Bir şairin bugüne tanıklığı dünü hatırlattığı gi- umutsuzluktan, kederli bakışlar hüzünlü duruşlardan, Olup bitene, yaşanıp edilene, sızı ve yara bıraka- bi, yarının / yarına nasıl sürüklendiğimizin “hikâye”sine öfkeden ve özlemden söz ederek hem de. “Uzağı dü- na bakışındaki ezginlik şiirinin yatağında kendine yer kayıt düşer her bir sözüyle. Şair, ne kâhindir ne de bili- şün daha uzağı/ Ömrüne eklenen hengâmeyi/ Eski bir açar: “Kaybın ve kaybedilenin tarihi kekeme/ Kaybın ve ci. Ama sezgisel / bilişsel yolculuğunda deneyimlediği yarayı tuzlu anları/ Ve kalbin sandığın yılkı atını”. bir hayatın aşkınlığından söz eder. kaybedilenin dili laldır/ Bilmezsin ama bilirsin ki gazab/ Kimi yerde, benlik sanrılarına döner yüzünü, “aşksız- Adı sonradan konulan hüküm ilanıdır/ Hakikat hep ger- Sorduğu sorularda bile yeni bir bakış edinebilmenin lığın yerçekimsiz”liğinden söz ederken de bungunluğu çeğin gölgesi olarak kaldı/ Belki bundandır gölgesine kaçınılmazlığını anlatan yan vardır: “Zihninde pıtraklanan değil, sorguyu seçer. sığınıp/ Dünyayı terk etme arzusu/ Adanmışların keha- bir soru/ Aralıksız deviniyor: Kimsin sen”. Öyle ki; bazen Doğa, onun imge yordamının özünde var olandır. neti miydi/ Yola çıktıkça tökezleyişin/ Arzu bir heves gi- zamansız / izsiz / uzsuzdur düşünceleri. Ama sözü ge- Bununla açımlar, hatta tanımlar duyguları, düşünceleri. bi kıvranıp durdu/ Bildir onu, ki kulağa küpe olsun”. tirdiği yer sizi sarsalar: “Taş daha hafifti taş kelimesin- “Doru bir tayla konuşuyordu yolcu/ Her yaprak >> 4 23 Kasım 2023
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear