Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Öfke gidince serinlik gelir
Çiğdem Sezer, çocuk dünyamızın yalınlığına eş bir dille okurunu sarıp 
sarmaladığı yapıtında bir yandan sorunlara yaklaşma, olup biteni anlama, 
bir yandansa sorun çözme becerilerimiz üzerine yeniden düşünmeye 
çağırıyor. Sezer’in metnin gölgesine ustalıkla yerleştirdiğiyse yüzyılları 
aşıp gelen “Her ne ararsan kendinde ara” çığlığı...
zi kilitli sandıklarda, öfkemizin gölge- yı arkadaşları-
Y. BEKİR YURDAKUL
sinde unuturuz. Hem kendimizi hem na kavuşturmak 
çevremizi kırıp dökeriz. Anlaşılma- hevesiyle koru-
maktan yakınırken anlamaz, duymaz maya alınca anne 
ün olur bir uçurtmanın  
biri olur çıkarız. Kırgınlığımız, öfkemiz, ve babasının yurt-
ipine asılmaktayken bulu-
küskünlüğümüz her gün başka bir  dışı görevleri ne-
rum kendimi. Uçurtmam, 
yanımızı eksiltir. Kendimiz bile yük deniyle bir süreliği-
kimi gün bir düşüncedir; 
oluruz kendimize... ne konukları olan kuze-
Gdüşlerimden, dileklerim-
Gün olur ayaklarımız suya erer, içi- ni İrem’le de gün geçtikçe 
den, heveslerimden biridir bazen  
mizden yükselen sesi duyarız. Arkası daha keskinleşecek bir çatış-
de... Arada uzaklaşıp yitse dediğim 
Desen: EMRE ÖZDEMİR
çorap söküğü gibi gelir... Sırada onar- manın içinde bulur kendini.
kaygılarım da olur, yükselsin istediğim 
mamak da yorar Erdi’yi. Bir akşam 
mak vardır. O anda da neyse ki sevgi Dert bir değildir ki! Evde hiçbir  
sevinçlerim de...
İrem’in hazırladığı sürprizle hayatın 
ve anlayış fısıldar yakınımızdan. sorumluluk üstlenmediği gibi,  
İnsan, derim, şöyle sıkıntılardan, 
akışı Erdi için de değişir.
Sezer’in satır arasına / metnin  her akşam boylu boyunca uzanıp 
kaygılardan, kederlerden, kırgınlıklar-
gölgesine ustalıkla yerleştirdiğiyse uyuyakaldığı kanepeden kendisini  
dan, sorunlardan uzak yaşasa... İşler, 
yüzyılları aşıp gelen “Her ne ararsan sürekli İrem’le kıyaslayan babası,  
BİR YERE TAKILIP KALINCA
dersler sıkıcı olmasa... Ödevler mi, hiç 
kendinde ara” çığlığıdır. işi başından aşkın kapı arasında  
uğramasa bizim semte... Herkes duy- Erdi’nin, sınaya deneye açmayı  
dersten, ödevden başka bir şey  
sa, anlasa sesimi/ dertlerimi... Olmaz başardığı küçük pencereler, içindeki 
YALIN, TANIDIK BİR ANLATIM sormayan “vakti yok” annesi, dolayı-
mı? Tam da o sırada uçurtmam zorlar öfkeyi besleyen sorunların çözümü-
Yazın yolculuğuna şiirle başlayan, sıyla kimseye sesini duyuramadığı bir 
beni, daha, der, daha yükseğe!
ne giden yolu ışıtır. Birazcık daha ya-
çocuklar için de şiirler yazan, son- “ev” ortamı...
Rüzgâra kızarım, kırlara darılırım, 
kından bakınca ve anlamaya çalışınca 
ra çocukların sesine da- Neyse ki Erdi’nin elin-
dağlara kızarım, öfkelenirim bile; “Hep 
anlaşılacaktır ki İrem de Erdi’nin  
ha çok kulak verip onlar den tutan, kızgınlıklarıy-
sizin yüzünüzden!” diye seslenirim 
uzağında ya da karşısında değildir. 
için başka yapıtlar üreten la, öfkesiyle baş etmesi 
hepsine birden, çığlık çığlığa. Çeker 
Ve İrem, sevgiyle tutar elinden 
Çiğdem Sezer (Kamyon konusunda sihirli formül-
alırım sonra uçurtmamı rüzgârın elin-
Erdi’nin, dahası onun farkında bile  
Kafe adlı kitabı, Ulus- ler üreten, dara düştü-
den. Ama nice dirense de yere inince 
olmadığı bir yerlere takılıp kalınca 
lararası Çocuk Kitapla- ğünde sığındığı, hep  
fark ederim ki onun o güzelim  
unuttuğu kimi beceri ve yeteneklerini 
rı Kurulu’nun 2020 Onur “çıkış” ışığı gibi duran 
salınışından eser kalmaz, somurtur 
de fark etmesini / dahası apaçık  
Listesinde yer aldı), gün- dedesi vardır; o yetişir 
kalır bir köşede.
ve yeniden görmesini sağlar.
delik hayatın sessizce imdada.
Uçurtmamın yanında asık surat  
Çiğdem Sezer, Erdi’nin / çocukla-
akıp durduğu sokağımı-
otururken öfkem mi dağılır, bilmem; 
rımızın, anlaşılmama, kıyaslanma vb. 
zın, evimizin yalınlığına ERDİ’NİN BEKLENTİSİ 
kendim yanıtlarım kendi sorumu: 
eş bir dille okurunu sa- YA DA DÜŞÜ
Sorun çözmeden, kaygı-keder her sorunlarını tartışmakla yetinmiyor; 
rıp sarmaladığı yapıtında, Oysa kimse bilmez ki 
neyse onunla baş etmeden, onu  ebeveyn ilişkilerinde dayanışmayı, 
sorunlara yaklaşma, olup Erdi’nin düşünü ya da 
geride bırakmanın hazzını, sevincini 
eşitliği, paylaşımı önceleyen bir haya-
biteni anlama ve sorun neyi hesapladığını: Kıpır’ı 
yaşamadan günüm nasıl anlam  
tın da nezaketle yer yer gülümseterek 
kazanır ki... Hem bugün uçurtmamla çözme becerilerimiz üze- “ev”ine, arkadaşları-
yanında duruyor.
rine yeniden düşünme- na ulaştırırsa bir süredir 
daha yükseğe çıkmayı, havada daha 
Yalnızca kendimizden çok şey de-
ye çağırıyor. hasta olan, belki de köylerine geri  
uzun kalmayı, bulutlara yaren olmayı 
ğil, yer yer kendimizi de bulacağımız 
hayal etmemiş miydim? Üstelik büyüklerin her zaman haklı döneceğinden korktuğu, çok sevdiği 
Hep Senin Yüzünden; hayata, kendi-
olduğu anlayışını “savunulduğu yer”de arkadaşı Yusuf da iyileşip kaldığı  
mize, içine yuvarlandığımız her şeye 
SAHİ KİMİN YÜZÜNDEN? bırakarak. Kısacası pireyi deve yap- yerden okuluna devam edecektir.
yeniden bakmaya bir çağrı olarak da 
mak, haklı-haksız döngüsünde kısılıp Sonrası düşlerle iç içe geçmiş bir 
Ya bir sorunun içinde buluruz  
okunsun isterim. Bir de siz bakın ba-
kendimizi, çoğunu da kendimiz  kalmak yerine arkadaşlığın, sevginin, yolculuktur. Evde kaybettiği Kıpır, 
kalım, öfke gidince neler oluyor... n
yaratırız bizi zora sokan her ne var- dayanışmanın iskelesinde birlikte biraz düşlerinde çıkar karşısına hem de dev 
   
sa... Sonra da gözümüzü dışarıya  olsun serinlemeye bekliyor. bir karıncaya dönüşmüş olarak. Çok 
Hep Senin Yüzünden / Çiğdem 
diker aklımızı oraya buraya savurur sevdiği top peşinde koşmak da artık 
Sezer / Resimleyen: Emre Özdemir 
HEP SENİN YÜZÜNDEN KIPIR! soğuk bir kış bahçesidir. 
sorunun kaynağını oralarda, yakın-
/ Uyurgezer Yayıncılık / 76 s. /  
uzak bir yerlerde buluruz aklımızca. Erdi, odasında bulduğu, adını Kıpır Derslerinin hızla kötüleşmesi bir  
Değerimizi ıskalarız, becerilerimi- koyduğu kıpır kıpır kıpırdak karınca- yana olup biteni kimseye anlata- 8+ / 2021.
23 Eylül 2021
12
            
    
