Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ONUR OKAN’DAN ‘ALTIN BALIK’ Sanal, gerçeğin yerine geçerse Onur Okan’ın romanı Altın Balık, suçun gizeme, iyinin kötüye, sanal dünyada varlığın gerçek yaşamın sonuna denk geldiği, felsefi altyapısı kuvvetli bir teknoroman. Katmanlı, köşeli, dehlizi bol bir hikâye. NAZLI BERİVAN AK D ilek. Metin’le iki yıllık ilişkisi yeni sonlandı, yine de ondan gelecek bir mesaj her şeyi değiştirebilir. Mustafa. Soluk almadan çalışıyor, yolda görse selam bile vermeyeceği bir patronla yıllardır birlikte, sevmediği bir işi yapıyor. Hamza ve İhsan. İskelenin çımacıları, gemiden atılan halatları dubalara düğümlüyorlar. Hepsi sıradan bir sabahın kahramanları. Hikâyeleri bu kadar. Bir daha onları görmeyeceğiz. Az sonra şehrin hafızasına yeni bir kıyametin kurbanları olarak kazınacaklar. “Resmi kayıtlara go¨re saat 8.09’da, bir gu¨ru¨ltu¨ duyuldu o¨nce, bu¨yu¨k bir hu¨znu¨n habercisi olacak bu ses, Kadıköy’den Boğaz’a, Adalara ve kars¸ı kıyılarda yankılandı sonra. Orada olanların birc¸ogˆu ic¸in du¨nyada duydukları son ses, patlamanın gu¨ru¨ltu¨su¨ oldu. S¸anslı olan uzaktakilerse o gu¨nu¨, kulaklarındaki uzun su¨ren c¸ınlamayla hatırlayacaktı. Gu¨ru¨ltu¨nu¨n ardından yer c¸ekimi ortadan kalktı. I·nsanlar, bir anlıgˆına oldukları yerden geriye savruldular. I·skelenin duvarlarından kopan tas¸lar, metal parc¸aları ve cam kırıkları, yere du¨s¸mekte olan vu¨cutlarla havada bulus¸tu. Zaman durmus¸ gibiydi. Bu¨yu¨k bir toz bulutu kapladı o¨lenlerin u¨stu¨nu¨, topraktan o¨nce.” 1 Nisan 2018 gu¨nu¨, Kadıko¨y’deki Bes¸iktas¸ iskelesinde patlayan bomba yu¨z yirmi bir kis¸inin o¨lu¨mu¨ne, iki yu¨z on do¨rt kis¸inin agˆır yaralanmasına neden oluyor. I·skelenin fotoğrafı zihinlerde hasta ruhlu bir caninin vahşetle çizdiği bir kıyamet tablosu olarak çakılıp kalıyor. Peki bu korkunç olayın anlamı, mesajı, amacı ne? Ve asıl soru: Saldırının devamı gelecek mi? Altın Balık, odağına korkunç bir saldırıyı alan, siber dünyanın suçlarına, gizli kapılar ardındaki hafıza pazarlıklarına, iyinin kötüye, korkağın cesura meydan okuduğu bir dünyaya dair tempolu bir roman. TİTİZ YAZAR, TİTİZ OKUR Onur Okan ismini, Dedektif dergi için hazırladığı röportajlardan ve öykülerinden biliyoruz, polisiye kültürü ve edebiyatını odağına alan “Olay Yeri” adlı podcasti de polisiye severlerden ilgi görüyor. Altın Balık yazarın ilk romanı. Bilgi güvenliği uzmanı olan Okan, romanına alanda edindiği deneyim ve bilgisini cömertçe aktarıyor, sanal dünyanın kurallarıyla gerçek dünyanın nasıl alt üst edileceğinin ipuçlarını, teknoloji yardımıyla şeytani planlarını devreye sokan güçleri, yalnızlığı nın acısını tüm insanlardan almaya yeminli kaybedenleri anlatıyor. Baştan uyarı: bol karakterli, bol gerilimli, bol entrika ve sırlı bir roman Altın Balık, Okan kurgu ve yazımda gösterdiği titizliği belli ki okurdan da bekliyor. İzleği kaçırmamak, odağı kaybetmemek için bir dedektif titizliğiyle okumak gerekiyor Altın Balık’ı. İNSAN ZİHNİNİN FETHİ Romanın odağında yer alan Fetih adlı bilgisayar oyunu, zamanın fantasy role playing kurgularına, bugünün interaktif oyun denemelerine benzer. İyiler ve kötüler var, haftanın birincisi hangi cephedense öteki cephedekilere zarar verebilme gücüne sahip. İyiler de kötüleri yenmek için uğraşıyor, böylece suç işleme güçlerini ellerinden alabilecekler. Patlayan bombanın oyunla bağlantısı, sanal dünyada palazlanan nefretin gerçek hayatta yüzlerce insanı öldürebilmesi, Fetih’in yaratıcıları ve kullanıcılarıyla yarattığı tehlikeli ekosistem Altın Balık’ın teknopolisiye atmosferini destekliyor. Altın Balık’ta Onur Okan, iyi ve kötü tarafta olan karakterleri aracılığıyla felsefi sorgulamalar yapıyor, modern zamanın modern alışkanlıklarını, sonuçlarını tartışıyor. Bombanın arkasındaki isim şöyle diyor bir noktada: “Hayatı boyunca elleri topragˆa degˆmemis¸, bir inegˆin memesinden su¨t sagˆmamıs¸, bir agˆaca c¸ıkıp elma toplamamıs¸ olanlar, sanal c¸iftliklerde hayali tarlalarını ekip bitcoin bic¸erek zengin olma hayali kurdular. Peki, ya ay sonunu zar zor getirip kirasını bile o¨demekte zorlananların, son model akıllı telefon sahibi olma c¸abalarına ne demeli? Yanı bas¸ınızda binlerce insan ac¸lıktan o¨lu¨rken sırf fotogˆraf c¸ekmek ic¸in yedigˆiniz yemekler, havalı go¨ru¨nmek ic¸in ic¸tigˆiniz o su¨slu¨ kahveler bogˆazınızdan nasıl gec¸iyor?” ŞANSIN VE LANETİN EN BÜYÜĞÜ: BENZERSİZLİK Sosyal medyanın, yeni dünya için yeni kahramanlar ihtiyacının geldiği nokta da işleniyor romanda: “Bugu¨ne kadar hangi caniligˆin hesabı soruldu, so¨yleyin bana. O¨rnegˆin, du¨nya u¨zerinde, hadi du¨nyayı da gec¸tim, kendi ailesinde, c¸evresinde hic¸ ac¸ ya da maddi durumu iyi olmayan insan yokmus¸ gibi yemek yemeleri, bir de bu umarsızlıklarını kare kare paylas¸maları canilikten sayılmaz mı?” Altın Balık’ta her karakter iyi çalışılmış, dolgu kahraman yok. Saldırının sırlarını çözmeye çalışan Samet psikometri hastalığına sahip, hırslarını dengelemekte zorlanan Leyla iyi bir gazeteci, her biri farklı bir polisiye yaklaşımını temsil eden emniyetten isimler Murat, Ender, Sinan bombanın sırrını çözme peşinde... Bir de romana gizem duygusunu kazandıran Antikacılar ve Hurdacılar var. “Ailenin erkekleri bundan yıllar o¨nce hurdacı olmayı sec¸ti. Deden ve onun erkek kardes¸i. Sonra baban bizimle c¸alıs¸tı ve s¸imdi sen de bizimlesin. Hepsi is¸ini c¸ok iyi yaptı. Aradıgˆımız ve ihtiyac¸ duydugˆumuz her s¸eyi bulup bize getirdiler. Biz de satın aldık. Bu o¨rgu¨t yıllardır bo¨yle is¸liyor. Sizler ihtiyac¸ olanı arıyor, buluyor, koruyor ve bize getiriyorsunuz, bizler de sizden alıyor parlatıyor ve ilgilisine ya da gerc¸ek sahibine satıyoruz. Bu yo¨ntem hem size hem de bize, mevki makam, para ve pahası o¨lc¸u¨lemeyen birc¸ok s¸ey kazandırdı.” Son yıllarda polisiye edebiyatta alt türlerin, yaklaşımların yükselişine tanıklık ediyoruz. Fantastik polisiyede, alternatif tarihi içine alan gizem hikâyelerinde, yeni arayışlarla ortaya çıkan teknosuç romanlarında da artış var. Sadece son birkaç aya bakalım: Saygın Ersin, Koray Sarıdoğan ve Altın Balık’la Onur Okan heyecan verici öyküler, kurgular fısıldıyor Türkçe okuruna. Okan’ın romanı türün meraklıları için bir altın balık, farklı ve yeni bir arayışın ürünü. Altın Balık temposu yüksek bir polisiye, dahası romanı bitirdiğinizde ilk iş oynadığınız oyunlara ara vermenize, şifrelerinizi de tekrar gözden geçirmenize neden olacak, şimdiden söyleyebilirim. n Altın Balık / Onur Okan / Portakal Kitap / 256 s. / Haziran 2020. 12 27 Ağustos 2020