05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

MERHABA Yanılgıdan yenilgiye Refik Halid Karay’ın Çağlayan Kitabevinde çıkan birkaç romanını erken yaşta okumuştum. O günlerden beri severim. Örnek Türkçesi, zengin dünyasıyla her dem okunası bir yazarımızdır. Yazınsal değeri üzerinde oydaşma olan böyle bir yazarın milli mücadeleye karşı durmuş olması hep içimi acıtmıştır. S on yıllarda Refik Halid çok anılır oldu. Güzel ama Refik Halit’in yazarlığın yanı sıra sık sık muhalifliğinden, giderek tam muhalifliğinden söz ediliyor. Refik Halit üzerinden Kurtuluş Savaşına, Cumhuriyete, Mustafa Kemal’e tepki verildiği izlenimine kapılıyorum bazen. Refik Halid’e yakıştırılan muhalifliğin iki evresi var. Birincisi, İttihat ve Terakki dönemi; ikincisi Milli Mücadele dönemi. Refik Halid, İttihat ve Terakki iktidarda iken onlara muhalifti. O yüzden sürgüne gönderildi. İttihatçılar tepe taklak olunca Refik Halid desteklediği zümreyle birlikte iktidar katına taşındı. Yaşı genç bulunmasaymış bakan bile olacakmış. Gene de “Sadrazam nezdinde değme nazırdan daha nüfuzlu ol”du. İkinci sürgüne gidene, yani Kurtuluş Savaşını kazandığımızın kesinleşmesine kadar o iktidar safında kaldı. ÇARŞI HER ŞEYE KARŞIDIR AMA CUMHURİYET’TEN YANADIR Refik Halid’e milli mücadeleye muhalefet ettiği için muhalif denmesi komiktir. Çünkü o sırada iktidar Refik Halid’in bir parçası olduğu İstanbul yönetimi, muhalefet ise ulusal kurtuluş hareketiydi. Refik Halid’in Milli Mücadeleye karşı durmasına muhaliflik demek iktidarın muhalefete karşı olmasına muhaliflik demekten başka bir şey değildir, saçmadır. Bu kafayla, Fransız Devrimine karşı çıktığı için Marie Antoinette’i de muhalif diye yüceltmek gerekir. Ancak bu saçmalık kasıtlı yapılmaktadır. Özellikle entelektüel çevrelerde muhalif sözcüğü büyülü çağrışımlar yaratır. Birine muhalif denince sanırsınız ki Prometheus’un torunu. ‘Onun muhalif olduğu şey olumsuzdur’ diye düşünülür. Ayrıca muhalif deyince kitap daha iyi satar. Ussal değil bilinçaltı düzeyde kurulan biraz ticari, biraz da ideolojik bir denklemdir bu, yutan da çoktur. Eğlenceli yanıt verelim. Sözün kısası, Refik Halid’in muhalifliği sadece İttihat ve Terakki dönemi açısından geçerlidir. Ulusal muhalefet hareke ti olan milli mücadele sırasında ne yazık ki muhalif olamamış, iktidar safında kalmıştır. Aydınlarımızın tarihinde tam muhalif biri varsa o da Tevfik Fikret’tir. Hem II. Abdülhamid’e hem de İttihatçılara karşı durmuştır. Ne ki, Refik Halid’i muhalif diye yüceltenlerden bazıları Tevfik Fikret’i pek sevmez. Refik Halid iktidar yıllarının anılarını Minelbab İlelmihrab kitabında toplamıştır. Bilinen bir yapıt ama ibretlik olduğu için ara sıra anımsamak her bakımdan yararlıdır. Elbette bu kitapta önce Refik Halid’in ne kadar koyu bir İttihat ve Terakki muhalifi olduğunu görüyoruz. İttihatçıların başımıza açtığı belaları, başarısızlıklarını düşününce, Refik Halid’e, siyasal çizgisinin öteki yönleri bir yana, hak vermemek elde değil. Ancak omuzdaşları gibi R. Halid de İttihatçılara öyle bir kin tutar ki, Anadolu hareketine bile o duygunun içinden bakar: “Gözümü husumet bürümüş, sağımı solumu iyi sezemiyordum.” Öte yandan, ikitdar nimetleri pek tatlıdır. İki görevden aldığı “bir sadrazam maaşı kadar tutuyordu. // Beklemiş, beklemiştim ama turnayı gözünden vurmuştum.” Ülke batarken iktidar paydaşları, moda deyimle taht oyunları peşindedir. “İzmir faciası hazırlanırken işte, İstanbul’da böyle, birer perdelik kısa kısa, gülünçlü (?) komediler oyananıyordu” der Refik Halid. ÖNSEZİ Gerçi bir sanatçı önsezisiyle ne olacağını biraz görmüştür. “Avrupalıların, tarihî İstanbul’a (...) Fatih’ten intikam almaktan mütevellit bir şevk ve iftiharla çoşkun, başta mızıka muzafferane girişi”ni bir karabasan olarak hayalinde canlandırmıştır. Ancak, işgale karşı özgürlüğü düşünecek yürek ve imgelemden yoksundur. Omuzdaşları gibi o da “ecnebi işgalini tahdit ve sulhü temin” politikasını yeğler. ‘Anadolu İngiliz efendilerimizi kızdıracak, bizi daha fe na yapacaklar’ kafasıyla milli mücadeleye karşı çıkar. Bir kişiden “Anadolu’ya çekilip mukavemet etmek” fikrini işitince şaşırır, Anadolu’nun işgalcilere direnebileceğine inanmaz. Aklı sonradan başına gelecek, “O günden ta Sakarya muvaf fakiyetine kadar, aklımın almadığı bu mukavemet meğerse kabili icra imiş ve yapılacak tek iş de o imiş. Bunu anlayıp tatbik edebilenlere ne mutlu!” diyecektir. Atatürk’ün işgal gemilerini görünce, “Geldikleri gibi giderler” dediğini övünçle anımsarız. Refik Halid, o yıl İstanbul’a düşman girerken bir vesileyle bir sandala bindiğinde, sandalcıya, “Ne dersin bu işlere ağabey?” diye sorar. Aldığı yanıt kesindir: “Sen gam yeme, bu gâvurların haklarından biz çabuk geliriz.” Refik Halid bu yanıtı başka anlamlara yorar. Özgürlük iradesi ve azminde, halkı temsil eden sandalcıyla Atatürk’ün nasıl örtüştüklerini ne yazık ki kavrayamayacaktır. TÜRKÇEYİ İKTİDARA GETİRENLERDEN Sonunda Refik Halid kendini “bir politika mağlubu” olarak görüp mazur göstermeye çalışır. “... mütareke devrinde hareketi milliyeye uymayan yazılar yazmakla birlikte, bunların hiçbiri, galiz ve çirkin değildi. Ankara’da az çok kızılarak, lakin hoş bir tarafı bulunarak okunduğunu haber alıyordum.” diyecektir. Evet, Refik Halid, siyasal yanılgısına karşın, çağdaşlığa ters düşmeyen, sevilen bir yazar olmuştur. Atatürk’ü yakından tanısaydı, belki Sakarya zaferinden sonra Ankara’ya geçerdi. Kim bilir? Anıları bir aydının kendi gerçeğiyle yüzleşmesine eşsiz bir örnektir. Ayrıca, Tanpınar’ın deyimiyle “sahnenin dışındakiler”i tanımak için vazgeçilmez bir kaynaktır. Refik Halid için muhalif demekten vazgeçelim, Osmanlıcaya karşı Türkçeyi iktidara getirenlerden olduğu için yapıtlarını güzelce okuyalım. n Ü lkemiz basın ve uygarlık tarihinin anıt kişiliklerinden İlhan Selçuk aramızdan ayrılalı on yıl oldu. Kitapları, gericiliğe karşı mücadelesi gazetemizin ve ülkemiz ilerici kamuoyunun her zaman yol göstericisidir. Bu sayımızda İlhan Abi kitabıyla yaşamöyküsü yazarlığında çok önemli bir çalışma gerçekleştiren Miyase İlknur ile konuştuk. İlhan Abi kitabını öteki yaşamöyküsü kitaplarından ayıran en temel özelliği kitaba konu olan yazarla kitabın yazarının yıllar boyu Cumhuriyet çatısı altında birlikte çalışmış, ortak bir mücadeleye omuz vermiş, paylaşmış olmalarıdır. Miyase İlknur kitapta anlattığı pek çok olayın doğrudan tanığıdır. Bu da kitabına aynı zamanda belgesel bir anlatı özelliği katmaktadır. İlhan Abi’yi yayımlandığı ilk günlerde okumuş ve gazetemizde bir yazı da yazmıştım. Benzersiz bir kişilik ve düşünce anıtıdır İlhan Selçuk. Başına gelen onca badireden hep kendine güvenen, başı dik bir insan olarak çıkabilmiştir. Kimi zaman insan onuru bütün değerlerin üzerindedir. İlhan Selçuk seksen beş yıllık ömründe hep yüksek bir insan onurunun simgesi oldu. Hiçbir baskı, hapis, işkence onu eşitlikçi, özgürlükçü ve adaletli bir toplum düzeni ereğinden uzaklaştıramadı. Pencere köşesi 1919’dan buyana toplumsal tarihimizin sergilendiği, irdelendiği bir tarih felsefesi kürsüsü oldu. Kişiliği ülkesinin son yüzyılının tarihiyle, bu sürecin temel sorunları ve bunların çözüm ve mücadele yollarıyla bütünleşmiş bir başka yazar adı söyleyebilmek zordur. KITAP l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. turgay.fisekci@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear