Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
VİTRİNDEKİLER Evlenilecek Kadın / Margaret Atwood / Çeviren: Canan Sılay / Doğan Kitap / 376 s. Tüketici davranışlarını ölçen bir araştırma şirketinde çalışan Marian, geleceği parlak bir hukukçu olan Peter’den evlenme teklifi alınca hiç düşünmeden kabul eder. Zaten her genç kızın rüyası değil midir bu? Ama bir anda yoluna Duncan çıkar, İngiliz edebiyatı öğrencisi, kendisine ve Marian’a bir gelecek vaat etmeyen, kayıtsız, kaygısız Duncan... Duncan ona kariyer planları dışında, tasarlanmamış, hesapsız bir dünyayı gösterir. Aşk mıdır bu? Üstelik Marian birdenbire et yememeye, Peter’i, evliliği, aşkı, bedenini sorgulamaya başlamıştır. Artık evliliğe giderken kafasında kocaman bir soru vardır: Yoksa kendi bedeni de Peter için tüketilecek bir nesne midir? Margaret Atwood’un 1969 tarihli ilk romanı Evlenilecek Kadın, feminist hareketin güçlü etkisini haber veren bir manifesto niteliğinde... Benoni / Knut Hamsun / Çeviren: Behçet Necatigil / Timaş Yayınları / 238 s. Benoni, Knut Hamsun’un çalışmaları arasında özel bir yere sahip; adeta iki resimli panonun ilk kısmı. Hamsun, Benoni’de Norveç, Nordland’ın kendine has doğasını, ormanlarını, faunası ve florasını, denizini, parlak yaz gecelerini, ağır kış günlerini gözlerinizin önüne getiriyor. Ve elbette insanlarının önyargıları, çekingenlikleri, alçak sesli cümleleri, kısıtlanmışlıkları, arzuları ve hayallerini... Knut Hamsun, ilk kez, tüm çalışmalarının en büyük endişelerinden birini, İskandinav toplumunun da en önemli sorunlarından birini bu kitapta merkeze alıyor. Etik ve tipik değerleri ile geleneksel kırsal kültür ve kent dünyası, kapitalizm, para arasındaki çatışma. İkinci sırada, melankolik bir aşk hikâyesi var. Bunların yanı sıra hikâye Behçet Necatigil çevirisiyle farklı bir boyuta geçiyor. Türk Romanında Bir Gezinti / Erendiz Atasü / Can Yayınları / 310 s. Erendiz Atasü, Türk Romanında Bir Gezinti’de son dönemde edebiyat üzerine yazdığı denemelerini bir araya getiriyor. “Barış ve Edebiyat”, “Şehir ve Yazar” gibi temalara eğilen denemelerin yanı sıra Suat Derviş’ten Leylâ Erbil’e, Sevgi Soysal’dan Pınar Kür’e, Mine Söğüt’ten Şebnem İşigüzel’e, yakın geçmişten ve günümüzden kadın yazarların eserlerine de ışık tutuyor. Yaşar Kemal’i konu alan denemesinde onun destansı romanını, Orhan Kemal’de ise yazarın sosyalist ve hümanist yanını ele alıyor. Bundan başka günümüz edebiyatına, öykü sanatına ve Batı edebiyatından örneklere değindiği yazılarına da yer veriyor. Edebiyatımızın önde gelen yazarlarına farklı açılardan bakan, yetkin bir yazarın süzgecinden geçirdiği denemelerden oluşan Türk Romanında Bir Gezinti meraklı okurlar ve öğrenciler için önemli bir kaynak. Kadransız Saat / Carson McCullers / Çeviren: Can Moralı / İş Bankası Kültür Yayınları 256 s. ABD’deki İç Savaş’ın ardından Güney ve Kuzey eyaletleri arasındaki kopukluğun sürdüğü 1950’lerde geçen Kadransız Saat, Carson McCullers’ın ırk, sınıf ve adalet konusundaki keskin ve hazin düşüncelerini yansıtır. Georgia eyaletinin küçük bir kasabası olan Milan, birçok sırrın saklandığı, ırk ayrımının hayatın her alanını etkilediği ve adalet kavramının sorgulandığı bir yerdir. Kasabanın dört sakininin hayatı, ayrılmaz şekilde birbirine bağlıdır. Hiç beklemediği bir hastalıkla yüzleşen orta yaşlı eczacı J.T. Malone, bir zamanların güçlü siyasetçisi ihtiyar Fox Clane, kendi kanatlarıyla uçmak isteyen torunu Jester Clane ve ait olduğu yeri bir türlü bulamayan siyahi Sherman Pew. Bu dört karakter bir yandan geçmişlerini sorgularken, öte yandan kadransız bir saati gözleyerek yarının onlara ne getireceğini beklemektedir. McCullers 1961’de yayımlanan bu son romanında iç içe geçmiş hikâyeler aracılığıyla önyargıları, gizemleri ve bağışlanmayı anlatıyor. Kıl Payı / Stella Rimington / Çeviren: Mehmet Gürsel / Yapı Kredi yayınları / 304 s. Arap Baharı, Orta Doğu’ya yayılmaktadır. BM, tüm üye ülkelerin, ayaklanmaların taraflarına silah temin etmesini önlemek için tavsiye kararı almıştır. Fakat CIA’in Londra İstasyonu’nun başındaki Andy Bokus’un elinde Yemen’e İngiltere’den bir kişi aracılığıyla silah sokulduğuna dair kanıtlar vardır. MI5’ın Terörle Mücadele Birimi’nin başındaki Liz Carlyle, İngiliz hükümetinin zan altında kalmasını engellemek için kolları sıvar fakat başladığı iş gittikçe çetferilli bir hal alarak zamana karşı yapılan bir hayatta kalma mücadelesine dönüşür. 1992’de İngiliz gizli servisi MI5’ın direktörlüğüne atanan Stella Rimington, bu pozisyona getirilen ilk kadındı. “Erkek bir dünyada” tüm cinsiyetçi engelleri geride bırakarak öne çıkan Rimington, aynı başarıyı yazarlık serüveninde de gösteriyor. Nelson Algren’e Aşk Mektupları / Simone De Beauvoir / Çeviren: Tülay Evler, Pınar Öztamur / Alfa Yayınları / 840 s. Simone de Beauvoir, bir Amerika seyahatinde yazar Nelson Algren’le tanışır. Bu kıtalararası aşk, ağırlıklı olarak mektuplarla yirmi yıldan uzun sürer. Beauvoir tüm zorluklarına ve kalp kırıklıklarına rağmen, aşkına ve Algren’e ömrü boyunca sadık kalır. Ancak Aşk Mektupları yalnızca bir aşkın hikâyesini anlatmakla kalmıyor, bu iki yazarı her yönüyle tanımamızı da sağlıyor: yaşantıları, kitaplarının yazım süreçleri, entelektüel çevreleri, okudukları kitaplar ve dünyaya bakış açıları... Dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden Beauvoir ve Algren’in mektupları hem dünya edebiyatına hem de Fransız siyasi ve entelektüel çevresine mercek tutuyor. Camus’den Capote’ye, Giacometti’den Sartre’a, Koestler’dan Wright’a pek çok yazarın altın çağını yaşadığı bir döneme birinci ağızdan tanıklık ediyor. Maskeli Balo / Terry Pratchett / Çeviren: Niran Elçi / Deli Dolu Yayınları / 384 s. Terry Pratchett’ın kaleme aldığı Maskeli Balo, sahne tozu yutanların, gerçeklikten kopanların, maskelere sığınanların ve kendini arayanların öyküsüne odaklanan, teatral olduğu kadar müzikal bir roman. Andrew Lloyd Webber’in dünyaca ünlü müzikal uyarlaması Operadaki Hayalet’in baş döndürücü bir parodisi olarak da tanımlanabilecek bu kahkaha dolu serüven, dedektiflik romanlarını aratmayan olay örgüsü ve kurgusu ile parmak ısırtıyor. Kendini tanıma, onur, erdem, etik gibi kavramlara eğilirken bile alabildiğine komik olmayı başarabilen Maskeli Balo, Terry Pratchett’ın olağanüstü mizahi dehasından beslenen esprili anlatımıyla, yoluna kaldığı yerden devam ediyor. Türkiye’deki okurlarının karşısına ilk kez çıkan bu coşkulu roman; sahne sanatlarına ve hatta yayıncılık dünyasına dair güncel tespitlerde bulunuyor. İstanbul Hatıratı 1922 / Tahir İlyasi / Kırmızık Kedi / 168 s. 1922 yazında Sovyet Rusya’nın İdilUral bölgesindeki açlara yardım toplamak için görevlendirilen iki kişi İstanbul’a gelir. Bu görevlilerden Tahir İlyâsî üç aylık İstanbul görevi/yolculuğu sırasında İstanbul’da görüp yaşadıklarının güncesini tutar. Bu yolculuk, “açlık ve kıtlık” belasına karşı verilen insani ve büyük bir mücadelenin de başlangıcı olmuştur. İki ay sonra, 26 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal Büyük Taarruz’u başlatacak ve “emperyalizm”e karşı bir başka büyük mücadeleye imza atacaktır. Tahir İlyâsî İstanbul yolculuğu sırasında işgal İstanbul’unun gündelik yaşamına, Anadolu’da yaşanan mücadelenin İstanbul’a olan yansımasına, daha önce buraya göç etmiş Kazan ve Kırım Tatarlarının yaşayışlarına ışık tutuyor. Akademisyen Arzu Kılınç’ın bulup çevirdiği ve dönemin gazetelerinden ilgili haberlerle zenginleştirerek hazırladığı bu hatırat, o yıllarda Türkiye ve Rusya’nın içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik tabloyu da gözler önüne seriyor. İkinci Eş SerüveniBir Abdülhamid ve Sherlock Holmes Hikayesi / Andrew Finkel / Çeviren: Işılar Kür / Everest Yayınları / 347 s. Arthur Conan Doyle bir röportajında, en sevdiği Sherlock Holmes öyküsünün “İkinci Eş Serüveni” olduğunu söyler. Ne var ki böyle bir öykü yoktur ve ünlü dedektifin hayranları yıllardır bu muammayı çözmeye çalışmaktadır. Bu takıntılı okurlardan biri de Baker Sokağı’nda oturan bir doktordur ve Osmanlı uzmanı akademisyen Leyla Arslan’la birlikte kayıp metnin peşine düşer. Gizem Buckingham Sarayı’ndan Yıldız Sarayı’na uzanırken, arayışları beklenmedik başka sırları da açığa çıkaracaktır... Uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan gazeteci Andrew Finkel, İkinci Eş Serüveni’nde tarihin en ünlü dedektifi Sherlock Holmes ile onun büyük bir hayranı olduğu bilinen 2. Abdülhamid’i bir araya getiriyor. Bir katilin yerine bir metnin peşine düşen bu sıradışı dedektiflik romanı, iç içe geçen hikâyelerle bir labirent anlatıya dönüşüyor. Demokrasi Dışı SiyasetOtoriterlik, Diktatörlük ve Demokratikleşme / Xavier Márquez / Çeviren: İsmail Çekem / 429 s. “Martin Luther King Jr.’in söylemiş olduğu üzere ‘tarihin çizgisinin’ her zaman ‘adalete meyledeceğine’ bilimsel bir kesinlikle inanmak mümkün değildir. Siyasi liderler ve elitler, iktidarı tek elde toplamanın ve devleti kontrol etme mücadelesinin zemininin koşullarını ağırlaştırmanın yeni yollarını sürekli buluyor, bu yüzden de açık ve şeffaf siyasi rekabet için verilen mücadelenin sürekli yenilenmesi gerekiyor.” Günümüz rejimlerini, zamanın ruhunu, lider tiplerini tanımlamada kavramsal bir enflasyonun izleri görülüyor: Faşizm, neofaşizm, popülizm, aşırı sağ, otoriterizm, totalitarizm ve benzerleri… Hepsi de çok benzer olgulara, süreçlere işaret ediyor ve birbirlerinin yerine kullanılıyor. Demokrasi Dışı Siyaset kitabında Xavier Márquez demokrasi dışı siyaset içerisindeki belirgin ayrım ve farklılıkları ortaya koymakla kalmıyor, demokratikleşme sürecinin sancılarını masaya yatırarak bazı rejimlerin nasıl bir yandan otoriter/antidemokratik öğeler barındırırken, diğer yandan demokratikleşme yolunu katedebildiklerini canlı örnek ve gözlemlerle aktarıyor. n 20 29 Ağustos 2019