28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

KİTAPÇI Dev Zıplak / Julia Donaldson / Resimleyen: Helen Oxenbury / Çeviren: Berrak Buhara İdiman / Hep Kitap / 2019 / 32 sayfa /  4 + yaş Julia Donaldson, onun artık çok iyi tanıdığımız üslubuyla; ritmik tekrarlarla ilerleyen ve sonu sürprizle biten yeni resimli öykü kitabında, cesaretin ve gücün bedende değil dilde olduğunu mizahi bir dille anlatıyor. Bir tavşan bir gün evine giderken bir mağaradan ses duyar: “Ben DEV ZIPLAĞIM! Herkese korku salarım!” Kedi, ayı ve filden yardım istese de herkes kimden geldiğini bilemediği bu sesin ilettiklerinden çok korkar. Sesin sahibini görmeden ona inandıkları bellidir. Okuyanın da ilk aklına gelen, korku salan meçhul hayvanın zıplak da olduğu için dev bir tavşan ya da bir canavar olduğudur ancak “Anne Kurbağa”’nın duruma el atmasıyla işler değişir. Hep demez miyiz, anneler her zaman bilir! Armut’un A’sı Zürafa’nın Z’si / Birol Bayram / Nesin Yayınevi / 2019 / 44 sayfa /  7 + yaş Usta çizer Birol Bayram’ın yeni resimli kitabı Armut’un A’sı Zürafa’nın Z’si kitapları çok sevse de okumayı öğrenmekte zorlanan çocuklara seslenerek alfabedeki her harf için yazılmış hikâyeciklerden oluşuyor. Kitap, Türkiye’deki eski okuma öğretim sistemini eleştirerek başlıyor, “Ali ata ot veriyor, Ahmet topu Ayşe’ye atıyordu. Ama ortada ne at vardı ne de top.” İlk okuma için kullanılan metinlerin de edebi değer taşıması gerektiğinden yola çıkan Bayram, her harfi hikâyeciğin içinde bolca kullanarak, sözcük zenginliğinden yararlanarak, harfe anlam ve biçim kazandırıyor. Harflerin önemini ortaya çıkaran kitabın Ğ için ne yazdığıysa büyük merak konusu. “Birinci olmak, hayattaki en önemli şey değil,” bu yüzden “yumuşak g” olmadan nasıl ayırt ederdik “ağrı” ile “arı”yı ama değil mi?  Uçan Minimini Kadın / Giulia Cocchella / Resimleyen: Roberto Lauciello / Çeviren: Tülin Sadıkoğlu / Çınar Yayınları / 2019 / 60 sayfa /  7 + yaş “Görüp görebileceğiniz en zarif gökyüzü balerini” Minimini Kadın’ın hikâyesini anlatan ilk okuma kitabı; özgürlük, ikili ilişkiler ve adından da anlaşıldığı gibi cinsiyet kimliği üzerine de pek çok şey söylüyor. Minimini Kadın aslında bir gün Minik Adam’ın evinin çatısına konan, çok hafif ve küçük, tıpkı bir peri gibi… Minik Adam ile birbirlerini çok seviyorlar ve belli ki birlikte yaşıyorlar. En büyük endişeleri kadının çıkacak rüzgârla uçup gitmesi. Erkek onu kaybetmekten öyle korkuyor ki, sokakta yürürken bile uçup gitmesin diye sarılıyor. Çevredeki insanlarsa bu gizli korkudan habersiz onların birbirlerini ne çok sevdiğini düşünüyor. İşte oysa, çocuk romanı; görünen ve gerçekte de var olan bu sevginin içinde gizli kalmış korkuyu/tutsaklığı açık ediyor. Ne ki Minimini Kadın bir gece uçup gidiyor. Uçarken gökyüzünde dans ediyor, türlü çizgiler/desenler oluşturuyor ve tüm mahalle onu izliyor. Çok üzgün olan Minik Adam ise bir kelebek ağıyla kadını tutup yere indiriyor ve sonrasında uçup gitmesin diye ayak bileğine bir de ip/tasma bağlıyor. Ancak kadın, erkeği çok sevse de bundan hiç mutlu olmuyor ve bir gün bir mektup bırakıp, ipi kesip yine havalanıyor. Erkek bu sefer bir ağ ile değil, mektuptaki bilmeceyi takip ederek bir hava aracı yapıp en sonunda kadına kavuşuyor. Bundan sonra “yer”de değil gökyüzünde çok mutlu yaşıyorlar... İtalyan yazar, kitapta Calvino’nun Ağaca Tüneyen Baron adlı klasik romanına selam gönderdiği gibi “denizkızı” efsanesinden de esinlenmiş. Sadece sevgililik değil her türlü ikili ilişkilerde tarafların birbirini özgür bırakması üzerine, kadınların “ev”in dışına da ait olduğunu mırıldanan, keyifli desenleriyle dikkat çekici bir çocuk kitabı…  Ben Gubi / Dilber Koç / Resimleyen: Zeynep Dağgüden / Hep Kitap / 2019 / 20 sayfa /  4 + yaş Gubi ve annesinin bir gününü anlatan resimli öykü, çocuklardan çok annelere ileti gönderiyor. Resimli kitapların bu yaygın özelliği ebeveynlerle birlikte okunuyor olmasından kaynaklanır. Yazar hem yetişkine hem de çocuğa aynı metinde aktarır, böylece okuma paylaşımı çok keyifli bir hale gelebilir. Gubi yürümeyi, konuşmayı öğrenmiş ve artık daha fazla işi kendi başına yapabilecek yaşa gelmiştir. Bu işleri de kendi seçer ve yapmak için talep eder. Annesi ise o işi yaparken türlü aksilikler çıksa da ses etmez ve Gubi’ye özgüven aşılar. Gubi dökse de, saçsa da, zorlansa da ekmeğe bal sürmek, diş fırçasına macun sıkmak ve kapıları açıp kapamak gibi işleri yapmayı ufak ufak öğrenir, cesaret edinir. Büyüme sırasında öyle önemli bir süreçtir ki bu, anneler ıskalarsa ömür boyu gündelik işleri sevmeyen, yapmayan, başkasından bekleyen bireyler yetişebilir. Gubi her “ben” diyerek işe atıldığında teşvik edildiği için çok sakin ve güzel bir gün geçiriyor. Darısı tüm çocuklu evlere… 171 Ağustos 2019
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear