Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
EIRIK LOKKE’DEN “MAHREMİYET” OKURLARA Özgür toplumu korumak Teknoloji ve hukuk alanındaki çalışmalarıyla tanınan Eirik Lokke, ‘Dijital Toplumda Özel Hayat’ alt başlığıyla yayımlanan “Mahremiyet” isimli kitabında, insanların korkusuzca paylaştığı kişisel verilerinin kimler tarafından hangi amaçlarla kayıt altına alındığını anlatıp özel yaşamımızı nasıl koruyabileceğimize dair ipuçları veriyor. ALI BULUNMAZ alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr H al Niedzviecki, Dikizleme Günlüğü’nde (Çeviren: Gökçe Gündüç, Ayrıntı Yayınları, 2010), gözetlemenin bir “kültür” hâline geldiğini, sosyal ağ mecralarının da bu eylemi meşrulaştırabildiğini, hemen herkesin en özel bilgilerini “gönüllü olarak” buralarda dolaşıma soktuğunu belirtmişti. Dikkat çekmeyi her şeyin önüne koyan günümüz insanı, paylaşımlarıyla ve sanal ortamda bıraktığı izlerle ayrıntılarını çok fazla bilmediği bir başka dünyada da var oluyor. Seth StephensDavidowitz’in “insan doğasının dijital deposu” dediği bu dünya; kişinin nelerden hoşlandığını ya da nefret ettiğini, alışkanlıklarını ve maskelerinin ardındaki benliği kaydediyor. Büyük Veri’nin bir parçasına dönüşenlerin oluşturduğu bu bankanın müşterilerinden bazıları çokuluslu şirketler, devletler, istihbarat örgütleri ve sosyal ağ mecralarının bizzat kendisi. OTORİTER GÖZETLEME Teknoloji ve hukuk alanındaki çalışmalarıyla tanınan Eirik Lokke, “Dijital Toplumda Özel Hayat” alt başlığıyla yayımlanan Mahremiyet isimli kitabında, insanların korkusuzca paylaştığı kişisel verilerinin kimler tarafından hangi amaçlarla kayıt altına alındığını anlatıp özel yaşamımızı nasıl koruyabileceğimize dair ipuçları veriyor. Gözetleme ve bilgi depolama da insan gibi evrim geçirdi; kâğıt arşivlerin yerini dijital bankalar aldı ve veriler el altından ticari kuruluşlara sızdırıldı. Depolanan kişisel veriler “sehven” ortalığa da saçıldı. Gözetleme sisteminin tüm aygıtları (akıllı telefonlar, kredi kartları, eposta hesapları, mevduatlar ve sosyal ağ mecraları), bıraktığı elektronik izler konusunda kişileri savunmasız kılabiliyor. Lokke, “analog bir hayat sürmenin” bu noktada çözüm olarak kabul edilebileceğini fakat bunun günümüzde büyük angaryaları beraberinde getireceğini söylüyor. Elektronik iz ve özel bilgilerin güvenliğine ilişkin açıkların yanı sıra terör tehdidi, devletin denetleyici ruhu ve ticari çıkarlar mahremiyeti kıskaca almış durumda. Lokke, bunların kişisel verileri denetlemek için yeterli bir koşul olup olmadığını sorguluyor, hatta bir adım ileri giderek kişisel bilgilerin ifşasının, hem ahlakî hem de hukukî sakıncalarını tartışmaya açıyor. Dijitalleşme arttıkça mahremiyetin göz ardı edilişini en güncel sorunlar listesinin başına yazıyor Lokke. Yazarın bahsettiği sorunu derinleştirense demokrasi yerine otoriterliğin hâkim olması, mahremiyetin özellikle kimi politikacılar tarafından tu kaka edilmesi ve yeni bir gözetleme ekonomisinin hayata geçirilmesi. AMAÇLARIN SINIRLANDIRILMASI Mahremiyeti, “özel bilgilerini (kişisel verilerini) kimlerle paylaşacağına bireyin kendisinin karar vermesi” olarak tanımlayan Lokke, “Dijital Devrim”le başlayan ve hızla gelişen ağ iletişiminin, bireyin girdiği veriler ve elektronik izler yardımıyla yığınsal belleği oluşturduğunu hatırlatıyor. Biz bu belleği göremiyoruz ama o bizi tanıyor. Konunun diğer tarafında, özgürlükgüvenlik dengesi ya da ikilemi yer alıyor; güvenlik için özgürlüklerin kısıtlanıp hakların tırpanlanması, verilerin kötüye kullanımının kapısını aralayabilir Lokke’ye göre. Büyük Veri analizleri sırasında meydana gelen “kaçakları” ve ticari çıkarlar nedeniyle özel bilgilerin paylaşımını da buraya eklemek mümkün. Lokke, bu noktada hem istihbarat hem de izleme ekonomisi söz konusu olduğunda “amaçların sınırlandırılmasının önemi”nden bahsediyor. Bununla bağlantılı olarak kişilere, verilerinin nasıl kullanıldığına dair daha çok bilgi verilmesi, gereğinden fazla bilgi toplanmaması ve bilgilerin bir süre sonra silinmesi, ayrımcılığın önlenmesi ve mahremiyetle ilgili uzmanlaşmanın hayata geçirilmesinin; kısacası şeffaflığın, özel bilgilerin korunması için hayati girişimler olacağı uyarısında bulunuyor yazar. Haklara saygının ve şeffaflığın, bugün böyle hararetle tartışılmasının en önemli nedenlerinin başında, 11 Eylül sonrası yoğunlaşan istihbarat faaliyetleri ve izleme ekonomisinin pazardaki payının hızla artışı geliyor. Kişisel verilerin güvenceye alınması için Lokke’nin temel önerisi epey yalın ve önemli: Özgür toplumu korumak. Meselenin hiç unutulmaması gereken yanı ve kitabın anafikri bu. n Mahremiyet / Eirik Lokke / Çeviren: Dilek Başak / Koç Üniversitesi Yayınları / 218 s. ‘Babil’den Sonra Yaşayacağız’ F otoğrafın usta ismi Ara Güler bu kez öyküleriyle gündeme gelecek. “Babil’den Sonra Yaşayacağız” ile ilkini bundan tam altmış dört yıl önce kaleme aldığı öyküleri tekrar gün yüzüne çıkıyor Güler’in. Kitap, ustanın sadece öykülerini ortaya çıkarmakla kalmıyor, yine Güler’in objektifinden çıkan fotoğrafların yerleştirilmesiyle bir ‘foto öykü albümü’ hâlini de alıyor. Fotoğrafçılığıyla tüm dünyada tanınan ancak öyküleri ve öykücülüğü bir şekilde ıskalanarak pek bilinmeyen Güler’in yazarlığının ve fotoğrafçılığının türlü yönleri kitapla bir şekilde yeniden gün yüzüne çıkıyor. Eray Ak değerlendirdi kitabı. “Piramitlerin Gölgesinde”, ne bildiğimiz anlamda bir gezi kitabı ne de tarih. Kitap, hem bir gezginin gözlemlerini hem de gördüğü yerlerin tarihini içeriyor. Nedim Gürsel’le kitabını Gültekin Emre konuştu. Seval Şahin ve Tevfika İkiz’in hazırladığı “Aşk Mektupları” otuz bir yazarı bir araya getiriyor. Kitap, bugünkü edebiyatçıların aşk mektuplarına bakışına olan merakıyla ortaya çıkan bir fikrin ürünü. Yazarların, kaleme aldığı aşk mektuplarıyla oluşan kitap, kuşaklar arasındaki aşk tanımını ortaya koymada da etkili bir karşılaştırmalı okuma olanağı sunuyor. Esin Hamamcı tanıtıyor kitabı. Patrick Rotman’ın kaleme aldığı, Sébastien Vassant’ın resmettiği “Mayıs 68Büyük Akşamın Arifesi”, Fransa’yı derinden etkileyen hareketli günleri yeniden canlı bir şekilde hatırlamamıza yardımcı oluyor. Gürer Mut yazdı kitap üzerine. Bol kitaplı günler... KITAP İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Editörler: Ali Bulunmaz, Eray Ak l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Sorumlu Müdür: Ozan Alper Yurtoğlu l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Direktörü: Deniz Tufan l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Baskı Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 313 Eylül 2018 turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap