22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

‘Şiir aklın eylemidir’ Yirminci yüzyıl Amerikan şiirinin öncülerinden Wallace Stevens (18791955), sınırlı sayıda şiir çevirileriyle Şiir Atlası sayfalarında daha önceki yıllarda da yer almıştı. Stevens’ın şiirlerinin gerek başlıkları gerek imgeleri yabancı bir dünyayı çağrıştırsa da şairin çıkış noktası genellikle gerçek yaşantılar. Şiirlerinin başlangıçlarındaki somut fakat dağınık gerçeklikten aynı şiirlerin bitimlerindeki soyut fakat düzenli gerçekliğe geçişte, zekâya ve ironiye öncelik veren bir estetik kaygı ve söz sanatlarının bütün inceliklerinden yararlanan olgun bir duyarlılık görülür. Stevens’ın önemi, edebiyat dünyasında hakkında yazılan kitaplar ve başka dillere yapılan çevirilerle yeterince anlaşıldıysa da Türkiye’de Talât S. Halman’ın çevirisiyle 1970’te Yeditepe Yayınları’ndan çıkan “Şiirler” ve Aslı Biçen’in çevirisiyle 1997’de İyi Şeyler Yayınları’ndan çıkan “Mavi Gitarlı Adam” kitapları dışında yeterince değerlendirilemedi. Geçen yıl Yitik Ülke Yayınları arasında Gökçenur Ç.’nin başarıyla çevirdiği “Bir Karakuşa Bakmanın On Üç Yolu”, bu büyük eksikliği giderecek ölçüde kapsamlı bir çalışma. Bu konuda Nilay Özer’in K24’teki yazısı da hem Stevens’ın şiirini hem de Gökçenur Ç.’nin bu zor işin nasıl üstesinden geldiğini açıklıyor. Wallace Stevens WALLACE STEVENS / ŞİİRLER / ÇEVİREN: GÖKÇENUR Ç. MODERN ŞİİR HAKKINDA Aklın şiiri, neyin yeteceğini Bulma eylemidir. Her zaman bulmak zorunda Değildir: sahne kurulmuştur; şiir yineler Metinde yazılanı. Sonra tiyatro başka Bir şeye dönüşür. Geçmişi bir andaç olan bir şeye. Şiir yaşamak zorundadır, uzamın sözlerini öğrenmek için. Zamanın adamlarıyla yüzleşmelidir, zamanın kadınlarıyla Buluşmalıdır. Savaşı düşünmelidir Ve neyin yeteceğini bulmalıdır. Yeni bir Sahne kurmalıdır. O sahneye çıkmalıdır, Doyumsuz bir oyuncu gibi, yavaşça, Esin dolu, kabuklu sözlerini söylemelidir, Aklın en narin başağında, görünmez izleyicilerin Tam da duymak istedikleri şeyleri yinelemelidir, Oyun için değil, kendisi için, İki kişiymiş gibi bir duygunun dışavurumu, İki duygu birmiş gibi. Oyuncu, karanlıkta Dünyanın varlığını ve gerçeğini inceleyen Bir düşünürdür, tıngırdayan bir çalgı, Sesleri birbirini tutmaz doğruluğu delip geçen, tastamam İçeren aklı, altında alçalamayacağı, Ötesinde yükselmek istemeyeceği. Şiir bir Doyumun bulunuşu olmalıdır ve belki Paten kayan bir adam, dans eden, Saçlarını fırçalayan bir kadın hakkında olmalıdır. Şiir aklın eylemidir. GİDEREK DAHA AZ İNSAN, O YABANÎ RUH Evde bir tanrı varsa, odalarda Merdivenlerde konuşur durur, Bırakın yürüsün yerde günışığı gibi, Ayışığı gibi sessizce, yürüsün Platon’un hayaleti, Aristo’nun iskeleti gibi. Bırakın assın Yıldızlarını duvarlara. Burada sessiz yaşasın. Özgür konuşma yeteneği olmasın, Işığı olmasın, işaret etmek için; Rengi olmasın, en sevdiğimiz renk bile olsa; Biçimi olmasın, geleceğimizi bildilerse bile. Tanrı, insandır, uyumsuz, yabancılaşmış, Ayda kuzeni olmayan bir adam. İnsandır Tanrı’nın konuşmasını isteyen, Hayvanlardan, sözün erişemediği yığınlardan. Evde bir tanrı olacaksa, hiç değilse konuştuğumuzda Bizi duymayan bir tanesi olsun: bir serinlik, Kırmızı bir hiçlik, uzaktan bir üyesi olduğumuz Kümeden herhangi bir çubuk. GÖRDÜĞÜMÜZ ŞEYDİR DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ ŞEY Saat on ikide gece bozunmaya Başladı. Bir hayalet değilse de Bir hayalete dönüştü. Sonra, her şey değişti: Biri menekşe rengi ağaçlar düşledi ama ağaçlar yeşil kaldı, On ikide, hiç bu kadar yeşil olmamıştı ağaçlar. En gizli sözlerin ötesinde maviydi gökyüzü. On iki, normal zamanın sonu demekti, Çok basit, ürkütülmemiş bir geyik, Her zaman uzun konuşmalardan ari bir zirve On iki ve ilk gri ve ikinci, bir çeşit Menekşe grisi, yeşil menekşe, bir pantalonun paçasını Ya da bir gömleğin kolunu örmek için bir iplik, bir heykelin Kaidesinde okunaksız bir yazı, sağ üst köşesi kıvrılmış Hırslı bir sayfa, tek yüzlü bir piramit Algısında düşsel bir kesim gibi, bir saldırı Ya da saldırının esmer bir karikatürü ve esmer yaşam, Bir başka düşünce, olağanüstü gürültü… Düşündüğümüz şey gördüğümüz şeyden hep başka olduğundan beri. GÜMÜŞ AYNADA BİR ALTIN KADIN Bunun her şeyin kökü olduğunu varsayın Varsayın bunun olmak için bir araya geldiğini ya da Dünyanın eşi olan bir imgeye dokunduğunu. Örneğin: altın bir şato, bir salon.1 bir cam Güneş içeri girer, bakar ve kendini bulur, Ya da: Otların ahmak bakışları... Tavanarası camlarından önce Ağustos’un ilkdördünü, Lutheran çanların mırıltısı Evde; ya da: Ağaçların arasında yalnız ve yaprakları Yansıtmayan bir korkuyla titreyen güzel bir kadın Baba, baş piskopos, kara ölüm bir camın kırılışıdır. Işıltılı kar taneleri ve kıymıklar gözden kaybolur. Toz kadar gevşektir gizli mühür İmgeler, gövdelerinden ayrılmış ama kırılmamıştır. İmgelerin kendi ışıltılı taçları vardır, Sesleri sönümleyen inciler, elmas tektaşlarla süslü Güzeller güzeli genç kız ve annesi. Ne kadar uzun yaşadınız, Abbaba’ya2 bakarak ve Umarak kralın ecesinin ortaya çıkmasını BİR YANARDAĞ KARTPOSTALI Bu çocuklar asla bilemeyecek Topladıkları kemiklerimizin bir zamanlar Tepelerde tilkiler kadar hızlı koştuklarını Ve güz korukları korkularıyla Havayı keskinleştirirken Bu donmuş kasların bir var oluş olduğunu, Ama en azından tahmin edebilirler kemiklerimizi Bırakmakla bundan fazlasını bıraktığımızı geride, Şeylerin değişmeyen biçimini, ne hissettiğimizi Ne gördüğümüzü. Bahar bulutları Kepenkleri kapalı konağın üstünden geçiyor Edebî yeis çığlıkları atarak, Kapılarımızın ardında, rüzgârlı gökten öte. Evin görünümünü uzun zamandır biliyorduk Ve ev için söylediklerimiz Evin olduğu şeyin bir parçasına dönüştü… Çocuklar Hâlâ tomurcuklanan aylayı örüyor, Bizim sözümüzü söyleyecek ve hiç anlamadan Evden söz edecekler, yaşayanlar Bomboş duvarların arasında Fırtınalanan bir ruh bırakmış diyerek, Kirli bir ev yağmalanmış dünyada Gölge paçavraları saplanmış beyazlara Varsıl güneşin altınıyla lekeli. n 1 Kaynak metinde bu sözlerFransızcadır. “Au Château. Un Salon.” 2 Etopyanın başkenti. 22 1 Mart 2018 KITAP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear