Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
NAMIK KUYUMCU’NUN ROMANI ‘Her Veda Elveda Değildir’ Namık Kuyumcu’nun yeni romanı “Her Veda Elveda Değildir”, pornografik totaliterliğe düşmeden, cinselliği, erotizmle ustaca süsleyebilen farklı bir aşk öyküsü FERGUN ÖZELLİ Montaigne, ‘Aşk Üstüne’ isimli denemesinde, “Kitapları bırakır da dobra dobra konuşursak, aşk dediğimiz şey, arzulanan bir varlıkta bulacağımız tada susamaktan başka bir şey değildir gibi geliyor bana. Venüs’ün bize verdiği şey nihayet bir boşalma hazzı değil mi?” der aşk için ve metnin sonraki bölümlerinde de “İnsanı yaparken gizlenip utanmak bir ödev, onu öldürmesini bilmekse birçok erdemleri içine alan bir şereftir; biri günah, öteki sevaptır” cümlesini sıkı bir tokat gibi çarpar okuyanların yüzüne. Edgar Morin de, Aşk, Şiir, Bilgelik isimli kitabında, “Kültürel ve toplumsal bir gelişmeye bağlı olsa da aşk, toplumsal düzene itaat etmez. Belirir belirmez, engelleri görmezden gelir, onlara çarparak dağılır ya da onları dağıtır (...) bize ötekinin hakikatini keşfettirir (...) çılgınlığın ve bilgeliğin birliğinin zirvesidir” cümleleriyle girer aşkı anlamak, anlatabilmek ve tanımlamak çabasına. Ardından da, “Aşk potansiyel olarak yenilenmelidir; gündelik yaşantı içinde yayılan düzyazıyla, gündelik yaşantıya usaresini veren şiir arasında bir diyalog ilişkisini kendi içinde kurabilmelidir” diye ekler. Namık Kuyumcu da yeni romanı Her Veda Elveda Değildir’de roman kahramanlarından biri olan Zeynep’in düşüncelerinin gölgesinde: “Aşk ve beklemek önemliydi. Belki de aşk, önemli olanı bilmemenin büyüsüydü. Bilmek, aşkın eskimeye başladığı yerdi. İnsan, şaşkın bir varlıktı. Varoluşuna yenilip şaşırtmaktan çok, şaşırtmayı severdi. Sevmekten öte, sevilmeyi beklerdi. Belki de insan, varlığını görme ve gerçekleştirme olanağı bulduğu karşısındaki insanda, sadece kendini severdi. Karşısı sadece bir ayna ve suretti” diyerek, sonra da bir başka roman kahramanı Emre’nin düşüncelerinin gölgesinde: “Aşk anarşistti. Hem yay hem ok hem de hedef olmayı her zaman becerirdi. Aşk yıkıcı olduğu kadar öğreticiydi. Hiçbir güce boyun eğmez, hiçbir dayatmaya ve zora gelmezdi. Aşk, sadece varoluşu için, yaşayabildiği ve yaşatabildiği kadardı. Vakti gelmişse, özneleri kendi haklılıklarında kalırlar, aşk daima giderdi. Bunun için aşk, dünyada biricik ve hep firariydi” diyerek tıpkı Montaigne ve Edgar Morin gibi aşka bir tanım bulma çabasına girer. Kapaktaki “Aşk da ödünçtür aslında!” cümlesi bu tanımlama çabalarının bir özetidir sanki. Aslında, Her Veda Elveda Değildir’in hemen başlangıç öncesine iliştirilen “Öyleyse yüzleşmek gerek. Yalan, nereye kadar? Aşk, şimdi nerede? Gitmek, nereye?” cümlesi, bir film seyreder gibi okunan, toplam dört yüz sayfalık bu metnin, yalan, aşk ve gitmek üçgeninde gelişip yüzleşmeyle büyüyeceğini de açıkça beyan ediyor. Her Veda Elveda Değildir, bazen, roman yazarını asıl yorumcu/anlatıcı konumuna geçirse de aslında, iç çözümleme ve iç konuşma tekniği ile yazılmış bir roman. Çünkü teorik anlamda, iç çözümleme, anlatıcıyazarın araya girerek kahramanın duygularını, düşüncelerini okura aktarması, iç konuşma ise yazarın aradan çekilip aktarma görevini bırakarak okura roman kişisinin zihnini bir sinema gibi seyrettirmesidir. Aslında, Emre ve Zeynep’in başrollerinde olduğu, “Normal zamanlarda, herkes sadece kendinin ve varoluş sınırlarının içini yaşıyordu. Ortak duyarlıklar ve aidiyetler, insanları birleştirebiliyordu”,“Uzaklık her zaman kötü değildi. Bazen, kalbimizle ve ruhumuzla yüzleşmemizi sağlıyordu” cümlelerini içtenlikle kurup “Bilmek mutsuzluk nedeni midir yoksa?” diye sorabilen; pornografik totaliterliğe düşmeden, cinselliği, erotizmle ustaca süsleyebilen farklı bir aşk öyküsü Her Veda Elveda Değildir. Gözlemci bir bakış açısına, anlatıcı değişimlerine, etkili betimlemelere ve sinema tekniğini de iyi kullanan görsel öğelere sahip. Kahramanları, aşkı tanımlamak, kendilerinin kılmak ve sonra kendilerinin de aşk olmasını sağlamak için günümüz hayatının çıplak gerçekliği içinde, yoğun kişisel yüzleşmelerle yüklü bir serüvene atılmışlar Namık Kuyumcu’nun kaleminden. Hem de Neşe Karaböcek’in söylediği “Artık Sevmeyeceğim” şarkısıyla bitebilecek bir filmi de isteyen güzel bir serüvene... n Her Veda Elveda Değildir / Namuk Kuyumcu / Destek Yayınları / 408 s. KItap 1514 Eylül 2017