25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

>> tahliye olduktan on beş gün sonra kanserden öldü,” dedi. “Tüh keşke iki sene önce ölseydi. Hapishane rezaletini yaşamamış olurdu” dedim. Çocuk bir dikildi, “Öyle deme Ali Abi, yaşam her yerde güzeldir hapiste bile. Yaşam her yerde yaşanmaya değerdir,” dedi. Birden bire Nâzım’ın şiiri ‘Karayılan’ geldi aklıma. Bir araba kaçakçısı çocuktan bir hayat dersi aldım. Hapishanede de insanın mutluluklar yaşayabileceğini, gözlemler yapabileceğini öğrendim. n Eğlenceli bir koğuş arkadaşı mıydınız? n Hüseyin Baş çok eğlenceliydi. Bir olay yaşandı. Ataol Behramoğlu kızdı, gidecek. Hüseyin Baş, “Nereye gidiyorsun Ataol?” dedi. “Dilekçe verdim âdilerin yanına gideceğim,” dedi. “Ataol, boşuna uğraşma bizden âdisini bulamazsın,” diye karşılık verdi. “BUGÜNKÜ CUMHURİYET DAVASI TAM BİR KOMEDİ” n Nadir Nadi’nin yazarlarından en gırgır olanı kimdi? n Uğur’du. Uğur son derece esprili bir adamdı. Tanımayanlar savcı gibi görürdü; aksine son derece güler yüzlü, çok şaka yapan, hoş bir adamdı. Yufka yürekliydi de. Biz Uğur’la Yeni Ortam’da beraber çalışmaya başladık. 1974’te başladı Uğur. Babıâli’ye bomba gibi düştü. Nadir Nadi’nin bütün yazarları çok gırgırdı. İlhan Abi de öyleydi. İnce espirileri vardı. Yaşar Kemal bir gün gazeteye gelmiş. Basın şeref kartını almış. “Senin kartın var mı İlhan?” dedi. “Yok,” dedi. “Vay şeref kartsız İlhan vay,” dedi. O da “Yaşar, kart şerefsiz olmaktan iyidir, boş ver,” dedi. İlhan Abi, daima mesafeliydi ama içten bir adamdı. Çok da değişik bir insandı doğrusu. İşkence altındayken o akrostişi akıl etmek, işkencecilerini yenmek çok müstesna bir şey. İlhan Selçuk da müstesna bir adamdı zaten. n Şimdiki Cumhuriyet davasını nasıl yorumluyorsunuz? n Tam bir komedi. Ben 12 Mart’ı ve 12 Eylül’ü yaşadım. Her ikisinin de askerî hapishane ve mahkemelerini biliyorum. 12 Eylül ve 12 Mart bugünden daha iyiydi denmez, bunun iyisi olmaz ama daha az kötüydü. Bugünkü gibi bir olayla karşılaşmadık. 12 Eylül’de kanıt arıyorlardı, elde etmek için işkence yapıyorlardı. Bugün kanıta ihtiyaç yok ki neden işkence yapsınlar? Yine de neden yapıyorlar onu da bilmiyorum. “Cumhuriyet Kemalist çizgisinden saptı, Fethullahçı oldu” diye bu iktidar tarafından yargılanıyor. Artık bunun yorumunu yapmanın, ciddi olarak üzerinde durmanın bir anlamı yok. “TOPLUM TESLİM OLMADI” n Cumhuriyet gazetesini gelecekte nerede görüyorsunuz? n Hiç kuşku yok ki bu dönemler de geçecek. Dayısının tarlasında karga kovalayan bir Mustafa aramayın. Yeni Türkiye’nin başka bir lideri olacak. Yeni Türkiye’nin Cumhuriyet gibi bir gazetesi de olacak. Her şey değişecek. ‘Cumhuriyet’e borcum vardı’ Ü mit Aslanbay, Ali Sirmen’le gerçekleştirdiği nehir söyleşi ve Cumhuriyet gazetesi günleriyle ilgili şunları söylüyor: “Cumhuriyet’te yaklaşık on yıl çalıştım. Eğitim muhabirliği yaptım. O zaman da evrim teorisi yasaklanmak istemişti. Cumhuriyet gazetesi müthiş bir savaş vermişti. O haber ve kampanya Vehbi Dinçerler’in devrilmesiyle sonuçlandı. Cumhuriyet çok etkili bir gazeteydi... Bunu siyasi muhabirlik yaptığım yıllarda da yaşadım. Muhafazakârından sosyal demokratına kadar liderlerin, Ankara’da siyasi iddiası olan çoğunluğun güne Cumhuriyet okuyarak başladığının tanığıyım. Cumhuriyet’i Cumhuriyet yapan beşli çekirdek var aslında. Ali Bey sonuncusu. Ankara’da Uğur Abi’yle büyüdük. Ali Sirmen, onun dilinden düşmezdi. Yıllar sonra Ali Abi’yle karşılaşınca o dönemin bilinmesi lazım diye düşünürken kitap projesi çıktı. Mine Sirmen olmasaydı bu kitap da olmazdı. İlgisi, ısrarı, çabası ve katkısı müthişti. Cumhuriyet’e bir borcum olduğunu da düşündüm. Ali Sirmen’le söyleşirken çok duygulandığım anlar oldu doğrusu... Cumhuriyet’teki bugünkü sıkıntıların 1991’deki kırılmanın bir uzantısı olduğunu düşünüyorum. Liberal dalga ile Kemalist solun çatışması... Liberallerin, Kemalizmle hesaplaşmak istemesi, onlara göre sivilleşmenin, demokrasinin buradan geçtiği düşüncesi ve Kemalist solun tepkisi. 1991 erken gelen ilk dalgaydı. Sonra neoliberal dalga bütün dünyanın bir parçası olarak Türkiye’yi de içine alıp siyasi afet oluşturdu. Çatışmanın bugün nasıl boyutlandığını ve sonuçlandığını görüyoruz artık. Oysa Cumhuriyet’i bir arada tutan sihrin, tutkalın kendisiydi Kemalist Sol... Yani her görüş olacak, ki bakın tarihi böyledir. Kitapta mesela devletçi olmadığını Nadir Nadi kendisi söylüyor. Devletçi olduğunu söyleyen İlhan Selçuk, liberal isimlerle çalışmıştır, tercih etmiştir. Ali Sirmen kitapta bunları anlatıyor. Ama ne zaman ki demokrasi için Kemalizm’le hesaplaşmaya kalkarsanız sihir bozuluyor. Çünkü Cumhuriyet, aynı zamanda okurun da sahibi olduğu çok önemli bir gazete. Şunu söylemek istiyorum: Mustafa Kemal, Cumhuriyet’i kurduruyor ama gazete CHP’nin yayın organı değil. Bütün devlet aygıtının dışında, daha bağımsız, Cumhuriyet’i koruyup kollayacak bir misyon, Yunus Nadi’ye verilen. O misyon hep devam etti. Cumhuriyet hiçbir zaman gazeteciliği bırakmadı. Cumhuriyet’in tarihî önemi yadsınamaz. Cumhuriyet’e bugün de çok ihtiyaç var. Asla ölmeyecek bir gazete. Cumhuriyet’i tek kelimeyle anlatacak olursam; Cumhuriyet gazetedir. Dün, bugün ve yarın. Kimsenin bu gerçeği değiştirmeye gücü yetmez.” n Ali Sirmen ve Ümit Aslanbay Cumhuriyet de değişecektir ama bu değişim çürüme veya yetmez ama evetçiler çizgisine yönelme şeklinde olmayacak. Zaten olmuyor da. Cumhuriyet bu misyona soyunduğu zaman kendi misyonunu kendi bitirir. Cumhuriyet yaşacak mı yaşamayacak mı? Herkes bu soruyu soruyor. Türkiye Cumhuriyeti yaşayacak mı? Cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti’nin gazetesiydi. Cumhuriyet’in, çağdaşlaşma çabalarının yeniden öne çıktığı dönemleri elbette yaşayacağız. O zamanın ihtiyaçları ayrı olacak. O zamanın Cumhuriyet’i de ayrı bir gazete olacak tabii. Adı da başka bir şey olacak belki ama olacak. n Ya Türkiye Cumhuriyeti? n On beş senedir iktidardalar. Medya, yargı, yürütme, yasama, Millî Eğitim her şey ellerinde... Laik Cumhuriyet, Millî Eğitim yoluyla gelmiştir, aynı yolla geri alma girişiminde bulunuyorlar. Buna rağmen yine de o çekirdeği yok edemediklerini, sonucu ne olduğu belli olmayan referandum gösterdi. Referandum gösterdi ki toplum teslim olmadı. Sert çekirdek duruyor. Bütün kurumları ele geçirmiş olmalarına rağmen Türkiye’de artan bir muhalefetin varlığı iyimser olmak için bir nedendir. Baskı var, zulüm var, dikta var ama direnenler de var. n Türk basınının hâlini özetler misiniz bize? n Türk basını Türk toplumunun birebir aynasıdır. Hatta Türk basının, Türk toplumunun da gerisinde kaldığını söylemek mümkün. n Ali Sirmen Anlatıyor: Bir Eski Cumhuriyet İçin / Ümit Aslanbay / İmge Kitabevi / 332 s. Vedat arık “12 Eylül’de kanıt arıyorlardı, elde etmek için işkence yapıyorlardı. Bugün kanıta ihtiyaç yok ki neden işkence yapsınlar? Yine de neden yapıyorlar onu da bilmiyorum. ‘Cumhuriyet Kemalist çizgisinden saptı, Fethullahçı oldu’ diye bu iktidar tarafından yargılanıyor. Artık bunun yorumunu yapmanın, ciddi olarak üzerinde durmanın bir anlamı yok.” KItap 1131 Ağustos 2017
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear