Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
KItap KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL Akal, ÇİĞDEM Gündeş, MAVİSEL Yener Bir Altın Hikâyesi / Roger Judenne / Resimleyen: Paoline Duhamel / Çeviren: Damla Kellecioğlu / TUDEM / 2017 / 47 s. / 8+ Tüm gün bir meşe ağacını kesmek için balta sallayan oduncu eve döndüğünde kendini çok yorgun hisseder. Sırtı da ağrır. Doktor çağırmak zorunda kalırlar. Ancak hiç paraları yoktur. Doktora kestiği meşe ağacını sattıktan sonra borcunu ödeyebileceğini söyler. Doktor tok gözlü bir adamdır ve oduncuya da güvenir. Kabul eder bu öneriyi ve evine döner. Hizmetçisi akşam yemeğini hazırlayabilmek için alışverişe gitmek ister. Ancak doktorun hiç parası yoktur. Olanları hizmetçisine anlatır ve “Oduncunun bana bir altın borcu var. En kısa zamanda ödeyeceğine söz verdi. Çiftçiye git, yemek için ihtiyacımız olan sebzeleri, sütü ve tavuğu al. Paramı alır almaz ona borcumu ödeyeceğimi söyle” der. Böylece eğlenceli öykü başlar. “Para”, “alışveriş,” “takas usulü” hakkında ve hoşgörü, yardımlaşma, dostluk kavramları üzerine yazılmış eğlenceli ve sevimli bir hikâye. Park Canavarı / Hafize Çınar Güner / Resimleyen: Mustafa Delioğlu / Kelime Yayınları / 2017 / 32 s. / 57 Park sakinleri telaş içindedir. Duydunuz mu? Parka saldıran korkunç bir canavar varmış… Martı Martin’in getirdiği bu haber, parkın sakinlerini epey kaygılandırır. Üstelik öyle büyük bir canavarmış ki bu, önüne gelen her şeyi yutuyormuş. Martı onu kendi gözüyle mi görmüş? Hayır, ona Kırlangıç Pof anlatmış. Sabah erken saatlerde ortaya çıkan bu tuhaf yaratık da neyin nesiymiş acaba? Gerçek mi, yalan mı? Bunu nasıl anlayacaklar? Papağan Pampa, Karga Kuzi, Salyangoz Sali, Böcek Mini ve diğerleri parkları için birlik olması gerektiğine karar verir. Çok korksalar da canavarı görmek için nöbet tutmaya başlarlar. Merak ettiniz mi siz de bu korkunç canavarı? Okumanız ve bu sırrı çözmeniz için kitap sizi bekliyor. Herkes Burada! / Anja Tuckermann / Resimleyen: Tine Schulz / Çeviren: Uğur Önver / Kırmızıkedi / 2017 / 32 s. / 5+ Kitaplarında ve çalışmalarında azınlıkların sorunları, çocuk ve kadın hakları konularını önceleyen yazar, bu kitapta okuru tüm dünya insanlarıyla özdeşim kurmaya, onları tanımaya, anlamaya ve kendini keşfetmeye davet ediyor. “Dünyadaki bütün insanlar, Afrika’daki ilk insanlardan türemişlerdir. Yani aslında hepimiz aynı soydan geliyoruz…” İşte, dünyanın her yerindeki insanların birbirlerine benzemesinin ve uzak da olsa aslında akraba olduğumuz gerçeği… Kimi sayfada yer alan, esprilerle süslenmiş bulmacalı resimleriyle ciddi konuları eğlenceli bir şekilde anlatan kitap, birçok konudaki soruların yanıtlarını verebiliyor. Dünya dilleri, giyimleri, önyargıları, özel günleri, meslekleri, yerleşim yerleri ve dünyada yaşayan farklı insanları tanıtan birçok başka şey… Yaramaz Şiirler / Refik Durbaş / Resimleyen: Deniz Üçbaşaran / hep kitap / 2017 / 52 s. / 7+ Yaramaz olan şiirler mi yoksa çocuklar mı? Eh, yaramazlık yaparlarsa da ağızlarına biber sürer nineleri, öğretmenleri, anne babaları. Tek ayak üstünde cezaya kalmak da var. “Jandarma” başlıklı şiirin kahramanı da bu çocuklardan biri: “Uçurtma şenliğinde/ jandarma oldum/ hangisi benimkinden/ yüksekte uçuyorsa/ kestim ipini. Bir benim uçurtma/ kaldı yalnız havada. Acı biber ağzımda.” Sadece çocuklara değil, tilki piliçleri çalıyorsa kümesten, onun da ağzına biber sürmeli. “Tilkinin kuyruğuna bağladım/ defter ile kurşunkalemi/okula gitsin de/öğrensin yazmayı okumayı/ o zaman çalmaz belki/ kümesten piliçleri. Yoksa süreceğim/ ağzına acı biberi.” Kitapta yirmi üç şiir var. Kardan adam, tilki, ağaç, aydede, nine kuşlar, zebra… Yaramaz şiirler yaramaz çocukları bekliyor. Bir Müzik Efsanesi / Eda Albayrak / Resimleyen: Öznur Sönmez / abm Yayınları / 2017 / 57 s. / 6+ Defne, bir gün takvimi eline alıp sayfaları hızlıca çevirmiş. Aylar, mevsimler derken kafası karışıvermiş çünkü şimdiye dek ne kış mevsiminde kar yağdığını görmüş ne de baharda ağaçların çiçeklendiğini; hem üzülmüş hem de meraklanmış. Bunun sebebini annesine sormaya karar vermiş. Ama annesi onun bu sorularına yanıt veremeyecek denli yoğunmuş. Kime sormalı derken aklına komşuları Bay Vivi gelmiş. Bay Vivi, emekli bir keman sanatçısıymış. Bakalım dört mevsimi o anlatabilecek mi Defne’ye. Şaka Makinesi / Alexander McCall Smith / Resimleyen: Ian Bilbey / Çeviren: Berrak İdiman / hep kitap / 2017 / 72 s. / 8+ Jeffrey cumartesi günleri bir eskici dükkânında çalışıyor. Orada neler neler var. Gerçi bir çoğu işe yaramayan eski bayraklar, trampetler, metal paralar, madalyalar, müzelik daktilolar, gramofonlar gibi ıvır zıvır şeyler. Ama eski ve bulunması neredeyse imkânsız şeyler de var dükkânda. Bir gün dükkânın sahibi Prendergast Amca metal kutuya benzeyen tuhaf bir makine getirir. Ne olduğunu ve nasıl çalıştığını anlayamazlar. Jeffrey kutuyla ilgilenince Prendergast Amca ona armağan eder. Jeffrey ve arkadaşı Ben, makineyi çalıştırır ve tuşlara basıldığında birbirinden komik şakalar ürettiğini görürler. Eskici dükkânı bir anda büyük üne kavuşur. Ancak dükkânın önünde şaka satın almak için bekleyen kalabalık, birilerini rahatsız eder. Makine kurcalanıp bozulunca neler olacak? Uzun yıllar önce üretimden kalkmış olan makineyi tamir edebilecek biri var mı acaba? Arkadaş Olalım mı? / Simone Lea / Resimleyen: Simone Lea / Çeviren: Oğuzhan Aydın / Redhouse Kidz / 2017 / 190 s. / 9+ Solucan Marcus, bir gün gözlerini açar ve karşısında kocaman bir tavuk görür. Korkudan ne yapacağını bilemez çünkü bu aç bir tavuğa benzer. Tavuk gözlerini dikmiş ona bakarken aklına ilk gelen şeyi yapıverir ve “Günaydıın!” der en sevimli sesiyle. Tavuk çok şaşırır. “Günaydın!” diye mırıldanır. Bu durum Marcus’un hoşuna gider ve tavuğa yem olmaktan kurtulmak için bu arkadaş canlısı tutumunu sürdürür. O sırada tavuğun kendini flamingo sandığını öğrenir. Bu dostluk hikâyesini severek okuyacağınızı umuyoruz. Vincent ve Camille / René van Blerk / Resimleyen: Wouter Tulp / Çeviren: Lale Şimşek Çalışkan / YKY / 2016 / 32 s. / 5+ Küçük bir çocuk olan Camille bir ressama yardıma gidiyor. Kim mi bu sanatçı? Hollanda’da doğan ve gökkuşağının bütün renklerinde resimler yapan Vincent van Gogh. Camille ressama nasıl yardım edeceğini bilmiyor. Vincent onu oturtup eline bir bardak naneli limonata veriyor. Camille, sanatçıya evinin neden sarı renkte olduğunu sorunca Vincent, ona sarının güzelliğinden söz ediyor. Peki, Camille’in olsaydı o ev, ne renge boyardı acaba? Vincent van Gogh’un yaşamından bir kesit bu öykü. Büyük sanatçının 1888’de yaptığı resim çalışmalarından biri de meğer Camille Roulin’in portresiymiş. Ah, sürprizi bozduk mu? Olsun, sayfaları çevirirken birbirinden canlı renklerle oynamak güzel. Üstelik Camille’in annesinin de ona bir sürprizi var. İmdat Büyükanne Geri Dönüyor / Salah Naoura / Çeviren: Suzan Geridönmez / TUDEM / 2017 / 168 s. / 9+ Kazma Ailesi, kentteki diğer aileler gibi biraz sıkıcı, biraz sıradan. Tek farkları aile bireylerinin özel uğraşlarıdır. Belki biraz da sevgili büyükanneleri Cordula Nine’nin varlığı… İlk kitapta aileyi yakından tanıma olanağı bulmuştu okurlarımız. Kısacık anımsayalım mı? Kazma Ailesi’nin babası, model trenlerle uğraşmaktan çok keyif alan biridir. Anne Kazma ise tüm vaktini ve enerjisini bahçesine ayırır. Henrik’in ablası Fabianne ise aklını pop yıldızları ve ojeleri ile bozmuştur. Derken Cordula Nine çıkagelir ve ailenin tüm hayatı değişir. Aksi, huysuz, suratsız bir yaşlı kadın olan Cordula Nine, Kazma’ların aklına gelmeyecek türlü işler çevirir. İlk kitabın sonunda Henrik’e inanılmaz bir hediye bırakıp dünya turuna çıkan Cordula, yeni kitapta geri dönüyor. Hem de ne dönmek… Alışılanın aksine oldukça güler yüzlü, sevimli, sıcakkanlı ve sevecen olan Cordula yine herkesi şaşırtıyor. Ama değişen sadece o değil ki! Şeker Tavşan / Ayşe Yamaç / Resimleyen: Serhat Filiz / Bu Kitap / 2017 / 48 s. / 5+ Şeker Tavşan, bir yavru. Ailenin en küçüğü. Ama biraz tembel mi ne? Ailesiyle yiyecek aramak için ormana gitmek istememiş. Evde boş oturmaktan sıkılınca da arkadaşı Topkuyruk’u aramaya karar vermiş. Şeker Tavşan’ın arkadaşına ulaşana kadar ormanda çok tehlikeli bir yolculuk yapması gerek. İşte, küçücük bir karınca. Bunun neresi tehlikeli diye düşünebilirsiniz. Ama bu karınca devleşebiliyor. Şeker Tavşan’a da bir ders veriyor. Şeker Tavşan dersini aldı ama ya kardeşleri? Önlerine çıkan kaplumbağadan, tırtıldan ve kelebekten de öğrenecekleri vardır dört tavşan kardeşin. Ya tilki ne olacak? İşte maceranın en tehlikeli yanı da bu zaten. Tilki, en başından beri kardeşlerin peşinde. Onları ham diye yalayıp yutmasın sakın? “Ormanlar kocaman, dağlar küçücükmüş. Fırtınalar kükrer, yağmurlar inler, güneş gülümsermiş. Böyle zamanlarda doğarmış masallar.” Yazarlar da bu masalları bulup hemen yazarlarmış, masal seven okurlara ulaşsın diye… n KItap 211 Haziran 2017