05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

ÖMER TUNCER’DEN “13. YÜZYIL ANADOLU DEVRİMİ” Erken bir aydınlanma çağı mı? Ömer Tuncer’in kitabı, kullanılan bazı kavramlar ve ortaya atılan iddialar tartışmalı olmakla birlikte, dönemin iyi araştırılması ve Anadolu tarihinin çok az bilinen bir dönemini resmî görüşün dışına çıkarak aktarmasıyla dikkat çekiyor. uğur erÖzkan A nadolu kültürünün önde gelen bazı isimlerinin birbirine düşman olduduğunu; hem kalemle, sözle çatışıp hem de ölesiye bir savaş verdiğini biliyor muydunuz? Peki ya Anadolu’nun ortasında bir asra yakın, neredeyse “demokratik” denebilecek bir kent devletinin bulunduğunu? Ömer Tuncer’in 13. Yüzyıl Anadolu Devrimi başlıklı çalışması şaşırtıcı bilgileri ve cesur iddialarıyla ilgi çekici bir kitap olarak raflardaki yerini aldı. DÖNEMİN ÖZGÜNLÜĞÜ On üçüncü yüzyıl, Anadolu için büyük bir siyasi karmaşa dönemiydi. Türk kavimlerinin on birinci yüzyıldan itibaren Anadolu’yu istilasıyla, daha önce Arap ve Fars coğrafyasında etkili olan Selçuklu Devleti iki yüzyıla yakın Anadolu’ya hükmetmiş ancak bu siyasi otorite git gide çözülerek Moğol istilasının son darbesini vuracağı gürültülü bir çöküş dönemine girmişti. Orta Asya’da kurduğu siyasi birliğin ardından dünyayı yerinden oynatacak bir akına girişen Moğollar ise Horasan’dan, İran’dan önlerinde kattığı Türkmenleri Anadolu’ya sürmüş ve Anadolu’daki Selçuklu otoritesini yıkmıştı. Bu sürgün, Anadolu’nun sosyolojik yapısını on birinci yüzyıldaki Türk istilasının ardından ikinci kez değiştirmiş, Horasanlı çok sayıda bilge Anadolu’yu mesken edinmişti. Osmanlı’nın kurulup kurumsallaşmasına, yani Fatih Kanunnâmesi’ne kadar olan dönemi de dahil edersek on üçüncü yüzyıldan başlayıp on beşinci yüzyıla kadar sürecek olan bir kargaşa dönemi Anadolu’ya egemen oldu. Anadolu tarihinin oldukça özgün bu dönemine ilişkin çok şey yazılıp çizildi. Üç yüz yıla yakın zaman diliminde fıkralara, türkülere, destanlara, romanlara ve filmlere konu olan birçok olay yaşandı. Dönemin resmî tarihte yer yer “beylikler dönemi”, “kuruluş dönemi” ve ardından “fetret devri” gibi isimlerle anıldığını biliyoruz. Ancak resmî tarihin dışına çıkan yorumlar da vardı. Bu yorumlar arasında Ömer Tuncer’in kitabı, tartışmayı bir kademe daha ileriye taşıyıp dönemi devrim ve karşıdevrim süreciyle açıklayanlar arasında yerini alıyor. “DEVRİM”, “AYDINLANMA” VE “RÖNESANS” Ömer Tuncer bir tarihçi, sosyolog ya da siyasetbilimci değil. Ancak on üçüncü yüzyıl Anadolu tarihi, kültürü ve toplumsal yapısıyla ilgili önemli çalışmaları bulunan tarihçileri çok yakından takip eden “sıkı bir okur” olduğu kesin. Kitap, yazarın on yılı aşkın bir süre boyunca çeşitli dergilerde yayımlanan yazılarının gözden geçirilmiş, genişletilmiş hâlinden oluşuyor; yani kitapta sunulalar uzunca bir süredir yazarın tartışageldiği, bu tartışmalarla olgunlaştırılmış ve geliştirilmiş fikirler. Fakat bunların, yazarın kendine özgü kavramsallaştırması nedeniyle fazlasıyla tartışmalı olduğunu da söylemek gerekiyor. Konuyla ilgili olanların mutlaka okuması gerektiğini düşündüğüm bu kitap için çok fazla ayrıntıya girip bütün öyküyü anlatmadan kısaca ortaya atılan bazı kavramları tartışabileceğimi sanıyorum. İlk olarak Tuncer’in, kitabın başlığında da yer verdiği devrim kavramı tartışmalı. Yazar, Moğol istilası ile kurulan siyasi otoritenin zayıflığını, çeşitli din ve etnik kökenlerden oluşan Anadolu toplumunu ve ona öncülük ettiğini öne sürdüğü Ahileri bir devrimin özneleri biçiminde öne çıkarıyor. Osmanlı Devleti’nin iktidarını tesis edip yasal ve kurumsal olarak yerleşik bir otorite hâline gelme sürecini ise bir karşıdevrim süreci diye tanımlı Ömer Tuncer’in “13. Yüzyıl Anadolu Devrimi” başlıklı çalışması, şaşırtıcı bilgileri ve cesur iddialarıyla öne çıkıyor. yor. Osmanlı feodal düzenine yönelik Anadolu’dan birkaç yüzyıl boyunca yükselen isyan hareketlerini devrim sürecinin son aşamaları ve Yavuz’un Anadolu’da estirdiği son kırım dalgasını da devrimin nihai yenilgisi şeklinde tanımlıyor. Bu döneme ilişkin daha ihtiyatlı bazı araştırmacılar “Heterodoks İslam’ın Sünni İslam’a direnişi”, “göçebe Türkmenlerin yerleşik otoriteye başkaldırısı” gibi olguyu tespit etmeye dönük yorumlar yaparken Tuncer, birbirinden farklı karakterdeki birçok isyanın öznesine ereksel bir şekilde devrimci rol biçiyor. Üstelik bu devrimkarşıdevrim çatışmasının, üç buçuk asırlık feodal Osmanlı yönetiminin (karşıdevrimin) ardından gelen yirminci yüzyıldaki Türk devrimiyle devam ettiğini de öne sürüyor. Ömer Tuncer’in devrim anlatısı alışılmadık ölçüde “farklı”. Bunun nedeni yalnızca öznelere yüklediği dönüştürücü rol değil. Aynı zamanda kullandığı bazı kavramlar da on üçüncü yüzyıla hiç uygun olmayan, Avrupa Ortaçağı’nı yıkan devrim silsilesini hazırlayan toplumsal dönüşümü çözümlerken kullanageldiğimiz “Rönesans”, “aydınlanma”, “demokrasi”, “burjuva kültürü” gibi kavramlar. Tuncer, örneklerini bazı antiBatımerkezci (Doğucu da diyebileceğimiz) yaklaşımlarda gördüğümüz üzere, aslında Doğu’nun, Batı’dan yüzyıllar önce bu kavramların tanımladığı toplumsal değerlerin benzerlerini kendi meşrebince inşa ettiğini öne sürüyor. Doğu’da, Batı’dan çok daha eşitlikçi, akılcı, bilimsel değerlerin kabul gördüğü bir dönemin yaşandığı, hatta Avrupa’da Rönesans atılımının Arapçadan tercüme eserlerle gerçekleştirilebildiği bugün bilinen bir bilimsel gerçek. Ancak on üçüncü yüzyıldaki bazı düşünür ve tasavvuf şairlerinin eserlerinde yazdıklarını aydınlanma ile ilişkilendirmek biraz zorlama bir yorum. Aynı zamanda merkezi otorite boşluğunun bulunduğu bir dönemde, yöneticisiz kalmış olan bir kenti yöneten esnaf teşkilatını burjuvaziyle kıyaslamak da tartışmalı bir yaklaşım. Nitekim sosyal sınıfları ekonomik olarak değil de bazı kültürel kodlarla tanımlamak eksik ve hatalı. Ömer Tuncer’in kitabı, kullanılan bazı kavramlar ve ortaya atılan iddialar tartışmalı olmakla birlikte, dönemin iyi araştırılması ve Anadolu tarihinin çok az bilinen bir dönemini resmî görüşün dışına çıkarak aktarmasıyla dikkat çekiyor. Çalışmayı kültürel tarihe meraklı duyanların kaçırmaması gerektiğini söylemeliyiz. n Sınıflar, Kültürler ve 13. Yüzyıl Anadolu Devrimi Osmanlı‘da Karşıdevrim Süreci / Ömer Tuncer / Bilim ve Gelecek Kitaplığı / 174 s. (Ömer Tuncer, Bursa fuar alanındaki Yazılama Yayınları standında kitabını imzalayacak.) 18 23 Mart 2017
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear