22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Çapraz okumalar (devam) Ahmet Haşim Poyimata, 1934’te İstanbul’da basılmış. Şairin ölümünden bir yıl sonra. Rumcada şiirlerinden bir seçki yayımlanacağını biliyordu Hâşim: 1932’de Cumhuriyet’te çıkan bir yazıda çevirmeni Vasiliki Kasapakis övgüyle tanıtılıyor, Faruk Nafiz’in bir oyununu da çevirdiği bilgisi veriliyor ve Yunanistan’da çıkan bir dergide başka Türk şairlerini de ürünleriyle tanıttığı eklendikten sonra özeleştiri yapılıyor: Ne Yunan şiirini tanıyoruz, ne doğru dürüst Kasapakis’i. GVI örünüşte tanıyor, biliyoruz Fikret Adil’i, doğru değil: Birkaç kitabını biliyor tanıyoruz, gerisi sisler altında. Dergi ve gazetelerde bekleyen, öyle geliyor ki atmıyor: Bütün dinlerde kadın aslında başbelâsı olarak görülürhem çok tanrılılarda hem tek tanrılılarda; bakmayın arada yüceltmelerine, erkek verdiğini verir, vermeye yanaşmaz ötesini. Cioran, hayır, kadın düşmanı değildi, sözgelimi Maria Zambrano’ya hayrandı. derlenip yayımlanması ge Cioran, evet, insan düşmanıydı. reken yazıları, rastladıklarıma dayanarak Haklıydı. söylüyorum, hem ufkumuzu genişletecek hem de portresini netleştirecek: Ayrıntılar, VIII ah, önemlidir. Melville, kâtip Bartleby’nin sonunda ya Asmalımescit 74, yerli bohem tarihimizde kıcı bir “bilgi” verir: Kahramanı, bir dönem canlı yeri olan bir odayı karşımıza çıkarır. Alıcısı Ölmüş Mektuplar Dairesi’nde çalış Necip, Peyami, Dino’lar, birbirinden de mıştır. Gönderen: Enis Batur’u yazarken lifişek kadınlar geçmiştir içinden. Kitabın bu önemli ayrıntıdan yararlanabilirdim, sonuna yaklaşırken Fikret Adil, boşalttığı ıskalamışım. Postacı hikâyeleri her zaman odanın sahibesiyle karşılaştığında, odası ilgimi çekti. “Bazı Şeyler”i (bkz: Bu Kalem nın hâlâ boş olduğunu, tertemiz, badanası Bukalemun) 1985’te yazdım; o zaman da yapılmış bir halde beklediğini duyduğunda Thomas Bernhard’ın Almancası 1978’de irkilir: Duvarlarına, badana öncesi Çallı’nın, yayımlanan (bkz: Ses Taklitçisi) kısa metni Elif Naci’nin, Abidin’in üzerilerine “Çılgınlık”ı tanımıyordum tanısaydım... nakşettiği figürler ne yazık ki bilmem ne değişirdi? boşluğa savrulmuştur. Yaşım ilerlerken birçok halis met Sanat tarihimizin silinmiş nin şişedeki mektuba dönüştüğü sayfaları. bir tecim dünyasının üstümüze çöktüğüne tanık oldum. Ondandır, VII haftada biriki kez, gider deniz kı Cioran, apokrif Tomaya Göre yısında beklerim. İlyaz Birgül’ün sı İncil’de, kendisine çömezleri kı kitabı Postanedeki Sandalye’yle “kurtuluşu nerede buluruz?” (2013) öyle karşılaştım. sorusunu yönelttiklerinde İsa’nın “kadının olmadığı IX yerde” yanıtını verdiği Zambaco Paşa’yı, nin yazdığını söylüyor. hadımlar ve miskin Tomaya Gö haneler hakkındaki re İncil’i dikkatle iki kitabıyla tanıdım; okudum, böyle bir oysa vebadan sifilise konuşmadan söz bir dolu başka yanıyla, edilmiyor orada. İstanbul’da yaşadığı Ya yanlış anımsıyor dönemde çok verimli Cioran, kaynağını ya da olmuş bir hekimdir. düpedüz atıyor. Bana Demetrius Zambaco 1872’de gelmiş şehri Ahmet Haşim mize. Öncesinde, 1860’ta Maria adlı genç, sıra dışı güzellikte bir kadınla evlenmiş, birlikte iki çocuk sahibi olmuşlar, altı yıl sonra ayrılmışlar. Maria Zambaco bir heykel sanatçısı, ömrünün çoğunu Londra’da geçirmiş, Edward BurneJones’la delişmen, yarı trajik bir aşk serüveni yaşamış. Ressamın esin perisi, bir çok tablosunda onun yüzüne mıhlanmış. Bir tek o mu: Whistler ve Rossetti de Maria’nın yüzünün girdabından portreler söküp almışlar. Demetrius Zambaco ile nasıl, nerede karşılaşmışlardı acaba? Maria Cassavati, yanılmıyorsam İstanbul Rumlarından bir aileden geliyormuş. Tıpkı John Cassavates. X Ahmet Haşim Poyimata, 1934’te İstanbul’da basılmış. Şairin ölümünden bir yıl sonra. Rumcada şiirlerinden bir seçki yayımlanacağını biliyordu Hâşim: 1932’de Cumhuriyet’te çıkan bir yazıda çevirmeni Vasiliki Kasapakis övgüyle tanıtılıyor, Faruk Nafiz’in bir oyununu da çevirdiği bilgisi veriliyor ve Yunanistan’da çıkan bir dergide başka Türk şairlerini de ürünleriyle tanıttığı eklendikten sonra özeleştiri yapılıyor: Ne Yunan şiirini tanıyoruz, ne doğru dürüst Kasapakis’i. Yunan şiirine zamanla sokulduk neyse ki. Gelgelelim, Kasapakis’i hepten unuttuk. Bilmem izini süren oldu mu? Asıl patetik sorun şurada: 1934’te, üstelik Yunanistan’la bir savaştan çıkalı çok olmamış, Türkiye’de Ahmet Hâşim Poyimata’yı okuyacak insanların yer aldığı bir Rum cemaati yaşıyor. İzleyen 30 yıl içinde, “ne mozayığı ulan!” zihniyetinin eriteceği bir yerli nüfus derin yaşama kültürüyle. Vasili Kasapakis’e büyüteç tutulmalı. n KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar l Yayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Direktörü: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 312 Mayıs 2016 OKURLARA Başka bir uygarlığa doğru... “B aşka Bir Uygarlık İçin Manifesto” adıyla yayımladığı son çalışmasında Fikret Başkaya, içine sürüklendiğimiz yıkım tablosundan çıkmanın muhtemel imkânlarını tartışıyor. ‘Manifesto bir iddia ve perspektiftir’ şeklindeki belirlemesini ‘Neden böyle oldu?’ ve ‘Nasıl başka türlü olabilir?’ sorularının yanıtlarıyla temellendiriyor. Erdoğan Aydın, Başkaya’la kitabı üzerine konuştu. Japonya’da gerilim ve polisiyeyi birleştirerek yazdığı romanlarla adından söz ettiren Kanae Minato’nun, ülkesinde 2008’de yayımlanan ilk kitabı “İtiraflar” Türkçede. Sinemaya da uyarlanan romanda Minato, kızı öldürülen bir öğretmenin pek de alışık olmadığımız intikamını, olaya karışan ve olaydan etkilenen herkesin sarsıcı itiraflarını konu alıyor. Ali Bulunmaz değerlendirdi. “Azraaeel Menkıbeleri”, Uğur Batı’nın yaratıcı kaleminden çıkmış, Batılı fantastik roman anlayışını ve biçimini farklılaştıran özgün bir Doğu fantazyası. Eray Ak tanıtıyor kitabı. Darian Leader, “Delilik Nedir?” isimli kitabında, “psikotik öznelerin kendi deneyimleri hakkında söylediği şeylerdeki mantığı açığa çıkarmak daha önemli” diyor. Birbirinden farklı olsa da gerçi hepimiz kendimize özgü şekillerde deliyizdir deliler, birçok açıdan, hepimiz arasında hayli rasyonel kalır. Hanif Kureishi’nin yazısını Erkan Ünal dilimize çevirdi. Bol kitaplı günler... turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear