26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

OKURLARA Bir yoksunluk romanı Çapraz okumalar Günter Eich, Eskişehir’den söz ediyor, Essgeschir’le (tabak çanak takımı) kelime oyunu yaparak. Meğer şairin amcası (ya da dayısı), XX. yüzyıl başlarında, Eskişehir’de öğretmenlik yapmış; aile içinde öyle anılırmış doğduğum büyüdüğüm kent. Daha ileride bir parça, Selçuklular ve Konya, bir de Hititlerden söz ediş biçimi: Bitmemiş senfoniler dinleyenler diyarı. Soru, sayfanın derkenarından çıkageliyor: Behçet Bey (Necatigil) bu metinlerle karşılaşmış mıydı? I A ugustinus’un ilahi güce bilgece yaklaşım konusunu, İtiraflar’ında (III, 7), Cicero’nun Hortensius’unun etkisi altında işlediği söylenir. O diyalog kaybolmuştur. Felsefenin bütün önyargılara diklenme yolu olduğunu savunan Cicero’nun, Aristoteles’in Progtrepticus’undan hareket ettiği ileri sürülmüştür. Günümüze, Aristoteles’in metninden birkaç paragraf ulaşabilmiştir. Büyük olasılıkla, Atina’daki kitaplık yeterince güven verici bulunmadığı için, yazma İskenderiye Kütüphanesi’ne emanet edilmişti. Aristoteles’in kimden etkilendiğini bilmiyoruz. II Hava çok sıcak, otobüs hıncahınç doluydu. İki elim de iki ağır kitap torbası, dayana madım, iki durak öncesi inmeye karar verdim. Az ilerideki sahaf dükkânının önün JeanLuc Godard den geçerken, gözüm öndeki kutulardan birinin üstündeki kitaba takıldı, durup karıştır dım: Jakobson’un Ses ve Anlam üzerine Dersler’i ilgimi çekti ama mecalim yoktu, yerine bırakıp yürümeyi sürdürdüm. Ertesi gün, bir başka kitapçıda, raftan Ophuls Godard diyaloğunu içeren bir kitap seçtim, sayfalar arasında dolaşırken rastladım: Go dard, sinema hakkında yazılmış (olmamak la birlikte!) en önemli kitabın Jakobson’un bir önceki gün karşıma çıkan Dersler’i olduğunu ileri sürüyordu. Bir üst katta Ja kobson bölümüne gittim, kitap yoktu; az ilerideki nitelikli bir başka kitabevinde de. Otobüse atlayıp sahaf dükkânına gittim, kutularda kitabı bulamayınca içeri girip sordum: “Bu sabah satıldı” yanıtını aldım. Bütün bunlar 1 ve 2 Ağustos 2014 günü oldu. Kitabı aramaktan geçici olarak vazgeçtim. III Günter Eich’ın şiirini, bir ucun dan, Necatigil’in elinden (şimdi Yal nızlık Bir Yağmura Benzer’de) 23 parça aracılığıyla tanımıştım. Koyu, has şair. Raf kola çanları sırasında, Dürrenmatt’lara bakıyordum, alfa betik düzenin bir hoş sürprizi, gözü Günter Eich me ilişti Köstebek lerim. Kısa metinler dizisinden bir seçim yapmış Frenkler, duraksamadan edindim. Yoğun, zorlu, düşsü, kısa nesir deneme leri. Çevirmen, kendine özgü bir yazın türü yarattığını belirtiyor Eich’ın. Düpedüz tyn. Ağır ağır, sindirerek okunası yazı. Bir sayfada şaşkınlık: Eskişehir’den söz ediyor, Essgeschir’le (tabak çanak takımı) kelime oyunu yaparak. Meğer şairin am cası (ya da dayısı), XX. yüzyıl başlarında, Eskişehir’de öğretmenlik yapmış; aile içinde öyle anılırmış doğduğum büyüdü ğüm kent. Daha ileride bir parça, Selçuk lular ve Konya, bir de Hititlerden söz ediş biçimi: Bitmemiş senfoniler dinleyenler diyarı. Soru, sayfanın derkenarından çı kageliyor: Behçet bey bu metinlerle karşı laşmış mıydı?* *Ayşe Sarısayın’a sorulacak. Behçet Necatigil IV Necatigil, mektuplarında sık anıyor Eich’ı; bir türlü gerçekleşemeyen bir çeviri seçkisine değiniyor ikide bir. Pazarkaya’ya bir mektubunda asal gerekçesini veriyor: “Günter Eich’ın ölümünü senin satırlarından öğrendim, gazetelerimizin hiçbirinde yoktu bu haber ya da ben görmedim, ama yoktu. Artık Cem Yayınevi için bir Eich antolojisi şart oldu. İç dünyama o kadar katkısı var, bana çok şey öğretti, teşekkür borcumu bu kitapla yerine getirmeliyim. Bana onun son kitabını yolla”. Necatigil’in 1961’de Varlık’ta yayımlanan dört dörtlük Eich portresi bir bilgi notuyla başlar: “Çıktığı bir gezide Yunanistan’dan sonra yurdumuza da uğrayan, İstanbul’da üç dört gün kalıp İzmir ve Ankara’ya, oradan Beyrut’a gidecek olan Günter Eich...” karşılaşmışlar mıydı? V Henri Michaux, yaşam çizgileri açısından, mo dern şairlerin en gizemlisi değilse bile en gizli ka paklısıydı. Pek az fotoğraf çektirmiş olması bir yana, nasıl yaşadığı da doğru dürüst bi linmezdi. Bir dolu Henri Michaux yolculuk yapmıştı ama hangilerini gerçekten yapmış, hangilerini imgelemin de gerçekleştirmişti, kesinlemek zordu. Bir seferinde Türkiye’ye uğradığı söyleni yor ya, benim elimde, bütün bütüne rast lantıyla bana ulaşmış bir kitap var, Micha ux onu Fikret Adil’e imzalayıp vermiş. Bundan, dostum Timour Muhiddine’e söz ettiğimde “doğal ona imzalamış ol ması” dedi: “Yabancı bir yazar Türkiye’ye ilk adım attığında, karşılaştığı ilk yazara ‘Fikret Adil’e nasıl ulaşırım?’ diye sorar mış geçmişte.” n KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar l Yayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Direktörü: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 328 Nisan 2016 Ö nce bir özür: 21 Nisan 2016 günkü 1366 sayılı dergimizde, Nermin AbadanUnat hocamızın derlediği “Kadın Göçmenleri Güçlendirmek” kitabıyla ilgili tanıtım yazısını, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ayşem Biriz Karaçay kaleme almıştı. Biz yazıyı yayımlarken üzerine yanlışlıkla Fahri Zaim imzasını koymuşuz. Bu yanlışlıktan dolayı Prof. Dr. Nermin AbadanUnat, Yrd. Doç. Dr. Ayşem Biriz Karaçay ve okurlarımızdan özür dileriz. Necati Tosuner, yeni bir kitapla geldi okur karşısına: “Çırpınışlar.” Şiirle iç içe geçmiş bir metin elimizdeki. Yoksunluğun romanı diyebiliriz Çırpınışlar’a. Tosuner’le bir söyleşi gerçekleştirdik. Kadim dostu Habib Bektaş da bir yazıyla katıldı bu söyleşiye. Orçun Türkay, “Dans Ediyor Bir Hane” adını verdiği, birbirine bağlı yirmi üç kısa metinle kurduğu anlatıda, mekân, eşya ve cansızmış gibi duran insan betimlemeleriyle yaşanmışlıkların izlerini sürüyor. Kitabı Eray Ak değerlendirdi. “Yazmanın Zavallılığı ve Yazarın Ölümü Üzerine”de bizi Fernando Sdrigotti, Peter Lamarque ve William S. Burroughs karşılıyor. Her biri, yazma eylemi ve yazarlığın, ağır ve eğlenceli taraflarını anlatıyor. Ali Bulunmaz tanıtıyor kitabı. Barış Erdoğan’ın beşinci şiir kitabı “Nuşirevan”, adalet ve doğruluk çağrışımıyla Nuşirevân Mitolojisi’ni hatırlatmakla kalmıyor, yaşadığı dünyayı Nuşirevân’ın adaletini bulması ilkesiyle bütünleştiriyor. Nezihe Altuğ baktı Erdoğan’ın şiirine. Bol kitaplı günler... [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear