Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
N. EKREM DÜZEN’DEN GÜNCEL BİR ARAŞTIRMA Bir ayırımcılık otopsisi Uzun başlığı nedeniyle kısaca “Ayrımcılık Rehberi” diye de adlandırılabilecek kitap, okur için ortak yaşamda sürekli göz önünde bulunduğundan alabildiğine sıradanlaşarak görüş alanımız dışına çıkardığımız bir toplumsal bozukluğun derinlerdeki köklerine doğru bir kazı çalışması başlatıyor. abdülbaki güçlü A yrımcılık Rehberi’nde önce, irili ufaklı onlarca fay hattıyla örülü, toplumsal sarsıntı yaratmak için uygun anlar kollayan büyük dengesizlik örüntüsü en küçük ayrıntısına varıncaya dek haritalanıyor. Ardından, gereken özenle yaklaşılmadığında derin toplumsal patlamalara yol açabilecek ayrımcı yaşam biçimlerini etkisiz hâle getirmenin yolları araştırılıyor. Toplumun hemen her katmanında karşılaşılan ayırımcılığın bulaşıcı ruh dünyası otopsi titizliğiyle kuramsal yaklaşımlı soğukkanlı bir “disiplinlerarası çözümleme” yoluyla raporlanıyor. Yard. Doç. Dr. N. Ekrem Düzen, İzmir Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde çalış malarını sürdürürken “toplumsal barış” için attığı imza nedeniyle görevine son verilen bir akademisyen. Öğrencileriyle birlikte, aynı üniversitede eğitim gören 128 öğrenciden aldığı metinsel katkıyla yola koyuluyor. Kitap, metnin çeşitli N. Ekrem Düzen yerlerinde vurgulandığı gibi henüz son halini almış bir yapıt değil. Tersine, kazı çalışmalarının olanca hızıyla sürdüğü “yapım halinde” iki ayrı bölümden oluşuyor. Oluşum sürecindeki her metin gibi bu da okurun yön gösterici desteğini arıyor, geribildirimlerden yararlanarak kitabın bundan sonraki rotasını güncellemeyi tasarlıyor. Birinci bölüm için doğrudan başımızdan geçmiş, ilk elden tanıklık etmiş olduğumuz ayırımcılık deneyimlerimizi paylaşmayı, ikinci bölüm içinse düşüncelerimizle, karşı çıkışlarımızla, en önemlisi de görüş ve önerilerimizle çalışmanın kuramsal ve kavramsal yapılanma serüvenine bir tuğla da bizim koymamızı istiyor. İlk bölümde, ayırımcılığın acı tadına bakmak durumunda kalmış öğrencilerin inanılmaz birer iyi anlatıcı olduğu göze çarpıyor. Her biri “örnek olay” sayılabilecek ayırımcılık deneyimlerinden süzülen izlenimleri oldukça çarpıcı tümcelerle dile getiriyor. Ayırımcılık nedeniyle yaşadıkları sıkıntılar yanında, bunların iç dünyalarında meydana getirdiği sarsıntılar sonrası oluşan psikolojik göçükleri kendileriyle duygudaşlık kurmamıza olanak verecek ölçüde iyi betimliyorlar. Pek çoğu, “dil, ağrıyan dişe dokunmadan edemezmiş” sözünü doğrularcasına meselenin özüne değen önemli ayrıntılara yer veriyor, farkındalık yaratıyor. “Cinsiyet”, “ırk”, “din”, “mezhep” gibi kanserli kimlik yapıcıların ciddi doku ve organ kaybına götüren “metastaza dönüşmüş egemenliği”, toplumsal bağışıklık sistemimizi çökertecek denli patolojik ilerlemişliği, tedavi planlaması bir yana teşhis koymayı bile anlamsız kılacak ölçülerde ağır bir çaresizlik duygusu yaratıyor. Ayırımcılığa karşı korunaklı bir yaşam planı geliştirmek bakımından çok önemli ayrıntılara dikkat çeken öğrenciler, ayırımcılıkla mücadele stratejisi önündeki engellerin ortadan nasıl kaldırılabileceğine dair görüş ve öneri getirmekten de geri durmuyor. Belli bir ideolojinin sesiymiş gibi konuşmadan, şu ya da bu değer sistemine dâhil olmadan, ayırımcı söylemlerin ekmeğine yağ sürmeden aidiyet kimliklerini hedef almış ayrımcı saldırılar karşısında soğukkanlı duruşlarını korumayı başarıyorlar. Ayrımcılık Rehberi, ayrımcılığa karşı hep birlikte mücadele etme çağrısından bir an olsun vazgeçmezken hepimizin içinde denetimlidenetimsiz devinen kan dolaşımına son vererek onun kendi dolaşım yetmezliğiyle en doğal yoldan ölümünü hazırlamanın peşine düşmüş bir çalışma. n Herkes İçin Kolay ve Pratik Ayrımcılık, Ötekileştirme, Dışlama Rehberi/ N. Ekrem Düzen/ Pharmakon Kitap/ 158 s. ZEYNEP SAYIN’ıN KÜLTÜR KİTABI Kötülük Cemaatleri Zeynep Sayın, “Kötülük Cemaatleri”nde Auschwitz’ten yola çıkarak tarihte kötülüğün bir felsefe olarak nasıl konumlandığını vurgulamaya çalışırken gnostisizmin ikili durumunun öne çıkarılan yanları üzerinde de duruyor. Zeynep Sayın Özkan eroğlu Z eynep Sayın ilginç bir yazar, özellikle gelenekçiliğin modern dürtülerinden hareketle bakışlarda bulunduğu sanat ve toplum düşünmeleriyle de dikkatleri üzerine çekebiliyor. Tarihte iyilikten çok kötülüğün kol gezip gezmediği yönünde zihninizde oluşan soruları, yine size sorduran Kötülük Cemaatleri, okuru ince ve o denli derin noktalara götürebilme özelliğine sahip. Dünyaya, tekçi ve ikili doğru yaklaşımların getirip götürdükleri üzerine tespitlerinizi deneyimliyor, dahası bu deneyimleri zenginleştirmenin olanaklarını size hatırlatarak üzerine dü şen en büyük görevi de yerine getiriyor. Kestirmeden söyleyecek olursak felsefe yapmanın baş koşulu “şüphe”yi arttırarak insanlığa, en azından ülkemiz insanına kılavuz olma durumu ve özelliğini de gündeme taşıyor. Karşıtların birbiriyle yan yana gelme durumunun çok anlam ifade ettiği görüşünden hareketle bir bireyin ancak o zaman kendini geliştirme olanağı bulabileceğini de okura hatırlatan kitap, kimi zaman tekçiliğin güçlü odakları üzerine düşünmenizi, kimi zamansa ikili durumların getirebileceği, dahası insanlığa kazandırdığı ve kazandırmaya da devam ettiği zenginlikleri işaret etmekten de geri durmuyor. İnce kitapların daha öz bilgi verdiğine tanık oldum. Hatta okumayı pek sevmeyen toplumumuzda, böyle kitapların daha yararlı olduğu görüşünü bile taşı yorum. Zeynep Sayın, ciltlerce kitabın vereceğini, çok öz biçimde Kötülük Cemaatleri’nde okura sunarak önemli bir iş yapıyor. Tek Tanrı, çok Tanrı mantıklarından, tarihin ve felsefenin, kanun sayılan ve birçok kötülüğün de hazırlayıcı yanlarına etkili işaret ederek yürüyen kitap, özgünlüğün çıkışlarını da okura vererek üstüne düşen bir başka görevi de yerine getiriyor. Kitabı okurken keşke Zeynep Sayın hep böyle damardan diye nitelendirdiğimiz ince ve derin kitaplar kaleme alsa diye her düşünmeden edemedim doğrusu. Fakat yeni baskıya yazdığı önsözde de sezildiği gibi Zeynep Sayın’ın da ülkemiz hükümetlerinin, bugün gelinen noktada aydınlık zihinleri karartmak için elden ne gelirse yapmasından ötürü bunaldığını fark etmemek elde değil. Oysa akıllı millet ler, sahip çıktığı aydının onların özgün ve özgür üretimler yapabilme yollarını sürekli açtı. Demem o ki Sayın’ın bu kitabını herkesin fakat özellikle gençlerin birkaç kez, üstelik bazı yerlerin altını çizerek okumasında büyük yarar görüyorum. Ülkemizde, okuma oranına göre çok kitap basıldığı söylenebilir, hatta çok da çeviri yapılıyor ancak damardan diyebileceğim yol gösterici, zihin açıcı çok az kitap basıldığını düşünenlerdenim. Sayın, yazarken belki Almanca ve Türkçe düşünmüş fakat kitabını Türkçe yazmakla ülkemizin son kertede Türkçe yazan özlü yazarlara ne kadar ihtiyacı olduğunu göstermesi açısından da bir misyonun bayraktarlığını yapıyor bana göre. n Kötülük Cemaatleri/ Zeynep Sayın/ Tekhne Yayınları/ 96 s. KItap 28 Nisan 2016 15