Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL Akal, ÇİĞDEM Gündeş, MAVİSEL Yener Sihirli Kutu / Fatih Erdoğan / Resimleyen: Fatih Erdoğan / Mavibulut Yayıncılık / 2015 / 262 s. / 9+ Fatih Erdoğan’ın yazıp resimlediği “Sihirli Dizi”nin on birinci kitabı “Sihirli Kutu”. Baran, ilkokul öğrencisi bir çocuk, babası bir apartmanda kapıcılık yapıyor. Annesi hamile. Baran, kardeşi olacağı için çok heyecanlı. Ah! Bir de yeterli paraları olsa. Bunca parasızlık yetmezmiş gibi bir de apartman yönetimi oturdukları daire için kira istemesin mi? Neyse ki Baran’ın bir kutusu var, arada bir aldığı harçlıkları biriktirdiği bir kutu. Öyle çok parası yok ancak bir simit alabiliyor. O da denkleşirse… Bir gün Baran’ın kafasına paat! diye bir meşe palamudu düşüyor. Alıyor Baran bunu, eve gidince de yatağının altındaki para kutusuna koyuyor. Sabah simit parası almak için kutuyu açınca ne görsün? Kitabın ele aldığı en çarpıcı konulardan biri toplumsal sınıf ayrımcılığı. Sosyokültürel olarak az gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda emek harcamadan varsıllaşmanın kimi kesimlerce olumlandığı, hatta “yapabilenin” alkışlandığı, dolayısıyla sihirli kutulara (!) alışkın olan yetişkinlerin de okumasını salık veririz. İyi okumalar! Hayatı Değiştiren Buluşlar/ Sophie Crépon / Resimleyenler: G.Guerlais – Laurent Kling / Çeviren: Orçun Türkay / YKY / 2015 / 96 s. / 6+ Buluşlar ve keşifler, çocukları her zaman heyecanlandıran bir konu. Kim bilir, belki onlar da büyüdüğünde yeni şeyler keşfetme hayalini kuruyor... Ama önce, geçmişte neler olmuş, bunu bilmeleri gerekiyor, öyle değil mi? İşte bu kitap, hayatımızı değiştiren buluşlarla ilgili. İster merak ettiklerinizin yanıtını bulmak, ister yeni buluşlar yapmak için eğlenceli çizimlerle desteklenen bu ansiklopediyi gözden geçirmekte yarar var. Kitap sert cilt kapaklı. Birbirinden şaşırtıcı ve birbirinden çılgın buluşlar okuru bekliyor. Gölge Kahramanlar I (Sirkte Olay Çıkıyor) / Gönül Öztopuz / Resimleyen: Nalan Alaca / Final Kültür Sanat Yayınları / 2015 / 56 s. / 7+ “Gölge Kahramanlar”, çizgi roman sevenler için yeni bir dizi. Kim mi bu kahramanlar? Yağmur ve arkadaşı Teoman. Önce iki kişiler ama öykünün sonunda, Yağmur’un kardeşi Deniz de gruba girmeye hak kazanıyor. Nasıl mı? Sirkte KItap yaşanan olayları okumalısınız önce. Kötü kalpli sirk sahibinin hayvanlara nasıl eziyet ettiğini ve Gölge Kahramanlar’ın neden onları kurtarmak istediğini… Neyse ki Gölge Kahramanlar yardıma ihtiyacı olanların her zaman yanında. Çalışanların haklarını yiyen, hayvanları kötü koşullarda tutan sirk sahibi cezasını görecek, Mila ve yavrusu Joy kurtulacak mı? Okulda Teoman’ı sinir eden gıcık Mert var ya, kim bilir, belki öykünün sonunda onunla bile arkadaş olabilir, ne dersiniz? Sana Her Şeyi Anlatayım mı? / Hülya Kibaroğlu / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2015 / 69 s. / 9+ Ekin, yaz tatilini geçirmek üzere her sene olduğu gibi anneannesi ve dedesinin yazlığına gider. Küçük bir sitede olan yazlıkta pek çok arkadaşı vardır. Birlikte büyüdüğü arkadaşlarıyla buluşmak çok heyecanlıdır. Her yaz birlikte denize girer, akşamları baraka adını verdikleri küçük çay bahçesinde laflarlar. O yaz, yan komşuları İlayda ve ailesi gelmemiş, evlerini kiraya vermiştir. Kiracıların da iki çocuğu vardır. Belen ve Çelen. İlk bakışta biraz tuhaf görünseler de bu iki çocukla da kaynaşır Ekin ve arkadaşları. Hemen içlerine alıverirler. Tanıştıkları ilk akşam birbirlerine korku öyküleri anlatırken yaşadıkları bir olay hepsinin aklını başından alır. Acaba onları bu kadar korkutan şey nedir? “Sana Her Şeyi Anlatayım mı?” bir ilk gençlik romanı. Roman boyunca, çocukluktan gençliğe adım atan gençlerin hisleri, aile ilişkileri, çatışmaları, dünya görüşleri vb. konularda sohbetlerine tanık oluyoruz. Romanın sonunda Ekin’in hayatı hakkında bir ayrıntıyı da öğreniyoruz. Merak ettiniz mi? Bunun ne olduğunu öğrenmeyi okurlarımıza bırakalım. İyi okumalar! Bil Bakalım Nerede / Elisabeth Marrou / Çeviren: Orçun Türkay / YKY / 2015 / 112 s. / 6+ “Meraklı Afacanların Minik Ansiklopedisi” olan “Bil Bakalım!” dizisi, çocukları farklı konularda bilgilendiriyor. Bu kitap, neyin dünyanın neresinde olduğunu ya da neresinde yaşadığını anlatıyor. Bölüm başlıkları şöyle: “Doğadaki İlginç Şeyler”, “Anıtlar”, “İnsan Yaşamı”, “Bitkiler ve Hayvanlar”… İlk bölümde, dünyadaki en büyük buz çölünün, en yüksek çağlayanın ya da en uzun ırmağın nerede olduğunu öğrenebilirsiniz. Alpler, Himalayalar gibi bazı dağların nerede olduğu da bu bölümde anlatılıyor. “İnsan Yaşamı” bölümünde, Kızılderililerin nerede yaşadığından, küp evlerin nerede olduğuna, ilk ayçöreğinin nerede yapıldığından ünlü karnavalların ülkelerine kadar, çok ilginç bilgiler aktarılıyor. Arka sayfalardaki dizine bakarak aradığınız bilgiye kolayca ulaşabilirsiniz. Ayrıca son sayfalarda, çocukların pek sevdiği çıkartmalardan var. İhtiyar Pastacı ve Kırmızı Kedileri / Tabias Aufmkolk / Resimleyen: Nicole Aufmkolk / Çeviren: Genç Osman Yavaş / Final Kültür Sanat Yayınları / 2015 / 48 s. / 57 İhtiyar pastacı, dört kırmızı kedisiyle birlikte yaşıyor. Kedilerini ve ahududulu pastayı çok seviyor. Ama daha kitabın ilk sayfasında, yaptığı pastanın üzerindeki ahududuların kaybolduğunu görünce çok sinirlenir. Üstelik ne zaman pasta yapsa, ahududular her seferinde kayboluyor. Peki ama kim çalıyor onları? Bayan Notel’in Pug cinsi köpeği mi? Hırsız kılıklı sincap Matze mi? Çiftçi Posken’in eşeği Ludger mi? Belki de komşu evdeki çocuktur. Bildiniz mi, bilemediniz mi? Yoksa kitabın kaybolan ahududuları akla gelmedik bambaşka bir nedenle mi çalınıyor? Severek okunacak sade ve şirin öykü, kuşe kâğıda baskılı güzel resimleriyle çocukları bekliyor. Ben Ayrıkotu / İrem Uşar / ON8 / 2015 / 234 s. / 15+ On dokuz yaşında bir genç… İnsanlardan bıkmış, yapmacık gülüşlerden belki, sahte ilişkilerden, “miş” gibi yaşamlardan. Her şeyi ve herkesi bir yana bırakıp uzaklaşmış. Kendi içine dönmüş. Sığınabildiği, kendini en doğru anlatabildiği ve güvende hissettiği an yazdığı an olmuş. O da bırakmış kendini yazmanın gücüne ve emniyetine. Mektuplar yazmış, tanımadığı kadınlara. İstanbul’un çeşitli semtlerinde yaşayan genç, yaşlı, fakir, zengin, âşık, yalnız, kalabalık, mutlu, umutlu, hüzünlü kadınlara… Hepsini de göndermiş. Bu mektupları yazdığını kimseye söylememiş. Bir yandan mektupları alan kadınların dünyasına girerken pek çok yaşama dokunuyor İrem Uşar bu kitabında. Kime yazmış bu genç, neler yazmış, kimler almış mektuplarını, neler hissetmiş, merak ediyor musunuz? “Ben Ayrıkotu” belki posta kutunuzdadır. İyi okumalar! Babaannemin Perili Odası / Aytül Akal / Resimleyen: Neşe İnan Gök / Doğan Egmont / 2015 / 26 s. / 6+ Küçük bir kızla birlikte babaannesini ziyarete gidelim mi? Sevimli kahramanımızın söylediğine göre babaannesinin evi çok eğlenceli hatta periliymiş. Acaba bu evi böyle neşeli, keyifli kılan nedir? Babaanne kapıda bizi karşılıyor bile. Haydi, girelim içeri. Babaanne hemen uyarıyor; “Yatak odamı dağıtma sakın!” (s. 6). Yanılıyor galiba, çünkü torununun söylediğine göre burası oyun odasıymış. Hem de perili bir oyun odası. Neler neler yokmuş ki bu odada… Babaannesinin yüzük dediği şeyler acaba kocaman bir gezegen olabilir mi veya pırıl pırıl birer yıldız? Ah ya babaannesinin fular sandığı o rengârenk ipekliler, rüzgârla kucaklaşıp Güneş’e ulaşabilir mi? Babaannenin odasında bir hayvanat bahçesi var desek şaşırır mısınız? Biz küçük kızı dinledik ve hiç şaşırmadık. Bunca neşeli ve renkli hem de perili odayı yine periler toplar, değil mi? Siz de bu odaya girip gönlünüzün dilediğince eğlenmek ister misiniz? Neşe İnan Gök’ün resimleri de “Babaannemin Perili Odası”na bambaşka renkler, bambaşka düşler katmış. İyi okumalar. Eski Demir Kapı / Ayla Çınaroğlu / Resimleyen: Mustafa Delioğlu / Sarıgaga Genç / 2015 / 64 s. / 15+ Cemil, kendine bir üne sahip fotoğraf sanatçısı. Ancak hâlâ aradığı o kareyi yakalayıp gönlünce bir fotoğraf çekememiş. Hayatını düzene sokmak ve nişanlısıyla evlenebilmek için biraz para kazandıracak o a’nı arar. Onu mutlu edecek, basit ama derinlikli bir gözle bakıp hayatın devinimini yansıtabilecek bir fotoğraf karesinin peşindedir. Bir gün, hem de evinin yakınındaki bir sokakta görür onu; o paslı, eski püskü demir kapıyı. Yağmura aldırmadan uzun uzun seyreder. Birkaç kez boyandığı her halinden belli olan kapının son rengi mavidir. Cemil’in aklını başından alan da belki bu terk edilmişliğe, bu eskiliğe, yıpranmışlığa inat göz alıcı mavidir. Genç adam, kapıyı izledikçe düşler kurar. Cemil, bu olağanüstü güzelliği fotoğraflayabilmek için dayanılmaz bir istek duyar. Asıl serüven bundan sonra başlar. Tasarımcı da olan Ayla Çınaroğlu’nun çok yönlü sanatçı kimliğinin hemen belli olduğu, yalın anlatımıyla okuru sarmalayan bu novella, bir sanatçının mükemmelliği arayışını, hayatın basit görünen anlarında gizlenen değerleri, küçük sürprizleri anlatıyor. Kim bilir, belki de elimizdedir o an, hiç beklemediğimiz şekilde hem de… Edebiyat ve fotoğraf tutkunu genç okurun başucu kitabı olmaya aday bir kitap. İyi okumalar! Güneş Kovalama Makinesi / İmren Tübcil / Resimleyen: İmren Tübcil / FOM Kitap / 2015 / 72 s. / 8+ Çınar’ın en yakın arkadaşı, köpeği Karaku’dur. Biraz farklı bir köpektir Karaku; konuşur örneğin. Ama bu kadar da değil, o aslında küçük, plastik bir oyuncak köpektir. Ama nasıl olduysa olmuş birden Çınar ile canlanıvermiş ve konuşmaya başlamıştır. Ancak kimse bilmez bu sırrı. Çünkü eğer Çınar dışında herhangi biri Karaku’yu öyle kanlı canlı haliyle hele bir de konuşurken görürse gider Karaku, gider ve bir daha geri gelmez. İki arkadaş bir gün yine gezinip sohbet ederken karşılarına Çink diye biri çıkıverir. Çink, atık bir pildir. Gövdesi taşların arasına sıkışan Çink’i kurtarır Çınar. Sonra da gizlice onu izler. Ya Çink ve arkadaşları o korkunç planı hayata geçirirse… Doğa bilinci, arkadaş ilişkileri gibi konulara değinen bu hikâyenin sonunu merak ettiniz değil mi? n KItap 28 Ocak 2016 17