05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

KItap Kitap Gölgesi MAVİSEL YENER www.maviselyener.com Renkler... Sesler... Harfler... AYTÜL AKAL l ÇİĞDEM GÜNDEŞ l MAVİSEL YENER l MUSTAFA DELİOĞLU Pibalu Gezegeni’ne Yolculuk 1986 doğumlu Emre Şimşek, çocuk edebiyatı dünyasına, “Pibalu Gezegeni’ne Yolculuk”la adım attı. Bu ilk kitap, yapıtlarını hem yazıp hem de çizen özgün bir yazarçizerle okurları tanıştırdı. S ayfalarda, hiç kimse olarak dolaşmayı severim. Tüm kimliklerimden, yaşımdan ve deneyimlerimden özgürleşip okumaktan hoşlanırım. Çünkü çocuklar öyle yapar! “Bu kitap yedi yaş için uygun mu?” diyerek okumaz çocuk. Onun yaptığı sadece okumaktır. Beğenir ya da beğenmez, bu kadar basit! Yazarın ayak izlerini falan da aramaz metinde… Bir metni inceleyeceksen önce hiç kimse olarak oku! İkinci kez okurken ne istiyorsan onu da yanına al oku; ister deneyimlerini, ister egonu, ister yaşını, istersen de hepsini! Pibalu Gezegeni’ne “hiç kimse” olarak gitmek çok hoştu doğrusu. Bu yolculuk epey keyifli olunca ikinci kez de gittim elbette. İşte bir uçtan diğer uca PiyanoBa lıkLunapark (PiBaLu) macerası: Pibalu Gezegeni’ne Yolculuk, minik Eray ile dedesinin ormanda keşfettikleri mağaranın derinliklerine çağırıyor okuru. Şirin köpek Bulgur da bu serüvene dâhil oluyor. Mağarada karşılarına çıkan kâğıt parçasının üzerindeki ilginç notta Pibalu gezegeninden söz ediliyor. Bulgur’un mağaranın derinliklerine doğru kaçıp kaybolmasıyla birlikte, fantastik evrene yolculuk başlıyor. Eray ile dedesi kendilerini teknolojide gelişmiş, mutluluğu tüketmiş Pibalu Gezegeni’nde buluyor. Bu gezegende “antenli” uzaylılar yaşıyor. İlkin, Pırıltı ile tanışıyorlar. Pırıltı’nın babası piyanist fakat piyanosu bozulmuş. Piyano da moralleri de bozuk. Eray’ın dedesi bakalım piyanoyu tamir et meyi başaracak mı? “Sevgi” sözcüğünü onlara öğretmek kolay olacak mı? İkinci durak, Pırıltı’nın Balıkçılar Kralı olan amcasının yanı. Balıkçılar oltalarını suya sallamışlar ama balıklar yemleri yemiyor. Zaten, tutacakları balıkları koymak için kova da almamışlar yanlarına. Yani umutsuzlar. Onların yüreğine umut akıtmakla neler başarılacak göreceğiz. Üçüncü durak, lunapark. Orada, Pırıltı’nın yeğeni Şipşirin’le karşılaşıyoruz. Aslında hiç de şirin değil, sürekli ağlıyor. Kalp kırmakta üstüne yok. Lunaparkta yalnız kalmış çünkü arkadaşlarıyla oyuncakları paylaşmayı bilmiyormuş, Onlar da gitmiş, bir daha da gelmemişler. Şipşirin’e paylaşmanın değerini anlatmak sorunları çözmeye yetecek mi bakalım. İLK KİTABIN SOKAĞINDA DOLAŞMAK Bir yazarın ilk kitabının sokaklarında dolaşmak, önemli ipuçları verir. Pibalu Gezegeni’ne Yolculuk, yaşamın derinliklerine inerek bütün zıtları birleştirip birlikte var olmayı yeniden anımsatan bir kitap. Umut ve umutsuzluğun kardeşliğini, sevgi ile sevgisizliğin, paylaşma ve paylaşmamanın ters uçlarda görünmekle birlikte, sarkacın iki ucu olduğunu duyumsatıyor. Hikâyenin sonunda varılan nokta, sembolik olarak, zamanın göreceliğini de düşündürüyor. Çocuk okur da kitabın kahramanı Eray ile birlikte farklı bir gezegene gidip dolaşıyor, kısa (bir o kadar da uzun) sürede bulunduğu yere dönüveriyor. Fantastik ile gerçek el ele tutuşup çocuk okuru yanağından öpüveriyor. Bir eğitimci olan Emre Şimşek’in sevgi, umut, paylaşım izlekli metni, çocukların ilgisini çekecek görsel öğelerle bütünlenmiş. Fantastik kitaplarıyla çocukların sevdiği bir yazar olan Burcu Ünsal’ın başarılı editoryal çalışmasını da göz ardı etmemek gerekir. Emre Şimşek, resim diliyle iletişim kurmada çok başarılı. Metnin iletisini tamamlayan bu nitelikli resimler eğlendirici ve heyecanlandırıcı. Her sayfa bir tablo gibi çalışılmış. Bilgisayar çizimlerinin kolaycılığına kapılmayan, böylece özgün bir bakış yakalayan Şimşek, çocukların düş gücünü tetikleyen renkler ve karakterler kullanmış. Komik, devingen tiplemeler öyküyü daha da görünür kılıyor. Resimmetin uyumunun yanı sıra sayfa tasarımı da çok başarılı. Kitabın seslendiği yaş öbeği göz önüne alındığında görsel tasarım zenginliğinin önemi daha da belirginleşiyor. Birkaç milenyum sonrasına ait Pibalu Gezegeni’nde yaşanan serüvenler bir seri halinde minik okurlarla buluşsa ne güzel olur. Sevinçli okumalar… n Pibalu Gezegenine Yolculuk / Yazan ve Resimleyen: Emre Şimşek / Redhouse Kidz / 2015 / 35 s. / 6+ Konuk harfler Az Gitsek Uz Gitsek... Ç RaMAZAN TEKNİKEL ocukluğumda iyi masal anlatan bir komşumuz vardı. Ona bir masalı kim bilir kaç kez anlattırdık. Bazen aynı masalın bazı yerlerini biraz değiştirerek anlatacak olsa hemen ayrımına varır bunun nedenini sorardık. “Bugün de böyle işte çocuklar” derdi. Pertev Naili Boratav’ın 367 sayfalık Az Gittik Uz Gittik masal derleme kitabını okurken çocukluk günlerime gidip geldim. Folklor araştırmaları konusunda dünyanın sayılı bilim adamlarından olan Pertev Naili Boratav’ın masallarla ilgili bu kitabı, değişik masal örneklerinin verildiği özenli bir çalışma. “Az gittik uz gittik. Dere tepe düz gittik. Bir de dönüp baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz.” Masalların en güzel tanımı bu tekerleme olsa gerek. Altı başlık altında kırk sekiz masalın yer aldığı masalla rın ilk bölümünde on bir kahramanları hayvan olan masal anlatılıyor: Karga, yılan, horoz, tilki, ayı, serçe… Tıpkı La Fontaine’nin masallarında olduğu gibi ilk sırada yine tilki, ikinci sırada ise yılan yer alıyor. Biz hem bu bölümün hem de kitabın en kısa masalı Göğsü Kınalı Serçe’yi alıntılayarak Az Gittik Uz Gittik’in büyülü masal dünyasında dolaşalım. “Göğsü kınalı serçe kuşu vardır, ufacık… Gök gürleyince yere yatar da ayaklarını havaya kaldırırmış. Neden yapıyorsun böyle?’ diye sormuşlar. ‘Bu kadar mahlukat var yerde. Olur da gök kırılıverirse, dayak olmak için ayaklarımı kaldırıyorum’ demiş. Böyle dermiş, bir yandan da titrermiş gök gürlerken. ‘Korkumdan,’ dermiş. ‘kırk kantar yağım eriyor.’ ‘Be, demişler, senin kendin yoksun beş dirhem, nerden oluyor da kırk kantar yağın eriyor?’ ‘A! Âlemin kendine göre dirhemi, kantarı var, demiş serçecik. Siz ne anlarsınız?” (s. 48). Kitapta yer alan masallar genelde, “bir varmış bir yokmuş, vaktiyle, vakti zamanında” diye başlasa da arada bir uzun tekerlemelerle başlayanlar da var: “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken sinek berber iken… Eski hamamın tası yok, peştamalın ortası yok, bu yalanın ötesi yok… Hu demeyenin başı kel olsun” (s.168). Masalın bir yalan olduğu tekerlemelerin birçoğunda ta baştan söylenmiştir ama yine de anlatanı da dinleyeni de hep olacaktır. Kitapta yer alan kırk sekiz masalın yirmisinde masalın kahramanı padişah. Padişahların ya üç oğlu, ya üç kızı, ya da bir oğlu ya bir kızı var. “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde… Bir padişah varmış. Bu padişahın üç tane kızı varmış” (s. 178). Padişahın iki oğlu ya da iki kızı olan masal yok ve masallarda bu bir gelenek olsa gerek ki en akıllı, en zeki çocuk en küçük kız, ya da en küçük oğlandır hep. Bir diğer durum ise kimi masallarda padişahların uzun süre çocuğu olmaz ancak nice zamanlardan sonra tek bir çocuğu olur. Kösenin Tavşanı ve Köse Ayak Kaç masallarında olduğu gibi Türk masallarında ‘köse’ karakteri hep vardır. Köseler uyanık, zeki kişileri temsil ederler. Masallardaki diğer kahramanlardan bazıları: Keloğlan, Hamal, Üçkardeş, Fukara, Üç kız kardeş, Çiftçi, İhtiyar kadın ve oğlu, Balıkçı, Fakir ana kız, Berber, Çamaşırcı kadın, Derviş Baba… Kitabın sonuna eklenen otuz sayfalık “Notlar, Açıklamalar” bölümünde derlenen masallar hakkında geniş kapsamlı bilgiler var. Masalların yayılış yerlerine baktığımızda Gümüşhane, Kars, Kastamonu, Adakale, İstanbul, Ankara ilk sıralarda. Ege yöresi ise masalların yayılmasında daha az etkili olan yöre olarak gözüküyor. n Az Gittik Uz Gittik / Pertev Naili Boratav / İmge Kitabevi Yayınları / 367 s. 20 21 Ocak 2016 KItap
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear