05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Osman Bozkurt'tan "Bir Portre Afşar Timuçin” Yorulmak bilmeyen araştırmacı Osman Bozkurt, “Afşar Timuçin, Anadolu’nun yeterince görülmeyen yahut görmezden gelinen kahramanlarından biridir. Bir derviş sabrıyla çalışan ve her şeye karşın düşündüğü gibi yaşıyor olmanın engin mutluluğuyla yetinmesini bilen biri. Hiçbir zaman ne çok bilinirlik kaygısı ne de sahne hevesi duymaksızın kendi köşesinden düşünce tarihinin derinliklerine kulaç atıp yeni bilgilere uzanmanın sevinç ve coşkularını yaşayan biri” düşüncesiyle hazırladığı “Bir Portre Afşar Timuçin” adlı çalışmasıyla düşünce dünyamızın bu engin gönüllü, çalışkan, özverili bilgesini tanıtıyor. r Öner YAĞCI “Gerçek insan adanmış insandır, bir başka deyişle özgeci insandır. Gerçek insan mutluluğun ünlerde, unvanlarda, zenginliklerde gösterişlerde mal mülk biriktirmelerde, egemen olmalarda değil yalnızca ve yalnızca adanmalarda olduğunu bilir. Kendine egemen olmanın dışında kimseye egemen olmak istememek ve böylece kendini insanlığın yolunda duymak gerçek ahlaklının temel özelliğidir.” (Afşar Timuçin) elsefe, siyaset, kültür ve edebiyat yaşamımıza katkılarıyla insanca bir yaşam kurma özlemimize onlarca yapıt armağan eden Afşar Timuçin’in yaşamı ve yapıtlarıyla ilgili bir çalışma aydınlık kütüphanemizde yerini aldı. Kitabın sunuş bölümünde “Bu çalışma ile murat edilen, yalnızca tarihe ve topluma karşı bir yükümlülüğün yerine getirilebilmesi değil aynı zamanda Afşar Timuçin’e, topluma kattığı emeklerin karşılığı olmasa da şükran borcu sunabilmektir” diyor Osman Bozkurt. Çalışmasında ilk olarak Timuçin’in yaşam serüveni ve ürünlerinden örneklerle onu yeni tanıyanlar için “genel bilgi”, ürünlerini az çok bilenler için de “özel bilgi” verildiğini; ikinci olarak bir “bilim ve edebiyat” insanı olan Timuçin’in çok yönlülüğü ekseninde değişik alanlardan değişik bakış açılarını temsil eden kalemlerin imecesinin kurulduğunu; son olarak da yazılanların belgeselle desteklenmesiyle çalışmanın bütünlüklü ve derinlikli anlaşılmasının sağlanmasını amaçladığını vurguluyor. Bir Portre Afşar Timuçin okunduğunda, Osman Bozkurt’un bu muradının gerçekleşmiş olduğunu anlıyoruz. “Yaşadıklarım” bölümünde çocukluğundan başlayarak Afşar Timuçin’in yaşam ve yazma serüvenini, ilk aydınlanma kıpırdanışlarından nasıl bir bilgeye dönüşmüş olduğunu kendi anlatımından okurken içtenlikli bir yaşam serüveni aktarımına da tanıklık etmiş okuyoruz. “Kendini anlatma”nın zor olduğunu ama böyle bir kitap hazırlığı aşamasında bir zorunlulukla karşı karşıya kaldığı için yazdığını söyleyen Timuçin’in kırk sayfaya sığdırdığı söyleşi havasındaki, anılarıyla süslü özyaşamöyküsü, başlı başına değerli bir kitap olarak algılanmalı. Çocukluğundan üniversite yıllarına, hocalığından tüm yazma serüvenine aktarılan anı demetleri bizi bir aydınlık anıtıyla buluşturuyor. Hem de yakın tarihimizde bir geziye çıkmış ve birçok olaya, birçok kişinin yaşam parçalarına da tanıklık etmiş oluyoruz. AFŞAR TİMUÇİN’İN KİTAPLARI Sayısı kırkı geçen ve aralarında Nâzım Hikmet’in Şiiri’nden Gerçekçi Düşüncenin Kaynakları’na, üç ciltlik Düşünce Tarihi’nden Felsefe Sözlüğü’ne, Estetik’ten “gönül gözüyle” yazdıklarına incelemearaştırma kitapları; Böyle Söylenmeli Bizim Türkümüz ile başlayan, Savaşçı Türküleri ile devam eden on üç şiir kitabı; Yarına Başlamak, Gece Gelen Eski Dost, Kıyılar Durunca, Tepedeki Yalnızlık, Bizi Biz Yapan Sevda adlarında beş roman; öykülerini bir araya getirdiği Denizli Pencere, Neden Bazı Akşamlar, Aşk Olsun Kırlangıçlar, Geç Zaman Tutkuları ve Descartes’tan, Marcuse’tan, Goldman’dan ve daha birçok bilim felsefe insanından çevirdiği yapıtların olduğu Timuçin’in kitaplarının listesiyle buluşan okurun şaşırmaması olanaksız. Timuçin’le Osman Bozkurt’un söyleşisinden sonra iki oğlunun, Ahmet’le Ali’nin babalarıyla ilgili kısa olmasına karşın dolu dolu ve onun kültür dünyamızdaki yerini özel yaşamından aktaran yazılarından sonra şiirlerinden, öykülerinden, romanlarından, denemeŞ U B A T 2 0 1 5 Timuçin’le röportajlarından esinlenerek yazdığı yazıyı görüyoruz ve Timuçin sağanağı başlıyor üzerimize… Şener Aksu onun “estetik öncülüğü”nü, Z. Gönül Balkır üniversite “Hoca”lığını, Suat Batur öykülerini, Nihal Petek Boyacı felsefeciliğini ve edebiyatçılığını irdeliyor. Osman Bozkurt “bilim ve edebiyatın özgün emekvereni”ni ve “Sürgün” şiirinin düşündürdüklerini, Eray Canberk “birlikte geçen günleri”ni, Yasin Ceylan onun temel ekseni olan “insanlar ve felsefe”yle ilişkisini, Bilal Dindar “filozof”luğunu, M. Nejat Gacar “İnsan ve biliminsanı” Timuçin’i, Mustafa Günay “felsefe açısından edebiyata bakışı”nı, Haluk Güriz “Çağının tanığı bir aydın sanatçının portresi”ni, Ahmed İnam “göğe bakışı”nı, Deniz İncedayı “yere göğe sığmaz” hocasını, Müslüm Kabadayı “ışıldağındaki” Timuçin’i anlatıyor. İNSAN VE FELSEFECİ Bitmiyor Afşar Timuçin’e çeşitli açılardan yöneltilen ışıldaklar: Aslı Kayhan “yaşamın eylemdüşünce yüzü”yle, Esat Korkmaz “gönül gözüyle”, Zekiye Kutlusoy Afşar Timuçin’de “felsefesinin öncelikli sorunu bilgi”yle, Vedat Laba “bilim ve us aydınlanmasının emekçi”liğiyle, Özkan Manav “gökyüzüne açılan pencereleri”yle, Esen Özman “sade aydın”lığıyla, Murat Özyüksel “ışığının yansıması”yla, İpek Mine Sonakın “hocalığı”yla, Zeki (Zekeriya) Taş “insan ve felsefeciliği”yle anlatıyor onu. Ahmet Telli onun Yarına Başlamak romanını incelerken Ercan Tutar “bir bilgeye” selam gönderiyor. Sabahat Türer “insana adanmış bir arayış” olarak aktarıyor Timuçin’i. Fatma Türk Kuşkaya “çağdaş bir isyan” diyor şiirine. Hasan Uçarsu, Metin Ülkü, Çetin Veysal, Fatoş Yalçınkaya ve Şahin Yazar’ın yazılarıyla biten bölümden sonra Afşar Timuçin albümüyle buluştuğumuz yapıtın bir de sürpriz CD’si armağan ediliyor okura. “Düşünme alışkanlığı edinememiş pek çok kimse okuma alışkanlığını sürdürürken edebiyatta içkin olan felsefeyi görmeden ya da göremeden sürdürür. Pek çok kimse roman okumayı olay kovalamak diye algılar. Roman ilginç olaylardan örülmüştür. Pek çok okuyucu bu yüzden romanın dokularına sinmiş olan düşünselliği, bazen bir fırça vuruşuyla ortaya konulan düşünselliği sezmez bile” diyen, edebiyatla felsefeyi bütünleştirip aydınlığımızı çoğaltan Afşar Timuçin’i tüm yönleriyle tanıtan bir çalışma Bir Portre Afşar Timuçin. Böyle bir çalışmayı kültürümüze armağan eden Kumdaki Resim, Düşlerin Gölgesi, Üzerime Yağıyorsun, Günler Dilsiz adlı şiir kitapları, Değiniler, Umutlu Söyleşiler, Göçebe Yazılar adlı denemesöyleşileri, Buluşma adlı öykü kitabı olan; Güngör Gençay’ın Ardından (Kadir İncesu ile birlikte), 60. Sanat Yılında Bülent Habora (K.İncesuÇ. Mirik’le birlikte), Öykücü Metin İlkin’in Öyküsü (G. GençayY. ElmasH. H. Yalvaç’la birlikte) gibi değerbilirlik yapıtları hazırlayan Osman Bozkurt’u kutlamalıyız. n Bir Portre Afşar Timuçin/ Osman Bozkurt/ Bulut Yayınları/ 344 s. K İ T A P S A Y I 1305 F lerinden örneklere yer veriliyor kitapta. Bu bölümden “Felsefesiz edebiyat da edebiyatsız felsefe de bir sakatlanmışlık belirtisidir” diyen Timuçin’in romanlarındaki özlü sözlerden birkaçını aktarmakla yetinelim: “Başarının tek şartı var: kararlı olmak… Yenilgiyi benimsemiş insan küçük insandır... Söyleyecek sözü olmayan bağırır… Dünya böyledir, kendine iyi tutunamadın mı düşersin... Sevmek kolay beceriliyor da sevmeyi sürdürmek kolay becerilemiyor. Birincisi istek, ikincisi sanat… Her kişi geçmişteki yanlışlarından bugüne yansıyan şeyi göğüsleyebilmelidir… Aşk önce yoktur zaten, birden ilginç bir şaka gibi çıkıverir… İnsan sevdiğine giderken güvenceler istemez, yoksa kendini satmış olur… En kutsal savaş insanın kendiyle savaşıdır… Aşk kadar insanları birbirine yaklaştıran ve birbirinden uzaklaştıran hiçbir şey yoktur…” “DERİN EDEBİ ELEŞTİRMEN” Çalışmanın “Bilim ve Edebiyat İnsanı Olarak Afşar Timuçin” bölümünde Timuçin’in çok yönlü yazarlığı çeşitli alanlardan edebiyatçılardan, felsefecilerden, akademisyenlerden yazılar yer alıyor. Bu bölümde, “İnsan olabilmek için düşünmeyi bilmek, düşünebilmek gerekir... İnsan denilince düşünce, düşünce denilince insan düşünülür... Düşünce insanın temel özelliği olduğuna göre insanın düşünceden korkması kendinden korkması demektir… Düşünce adına yaraşır düşünce bilimsel düşüncedir, sanatsal düşüncedir ve felsefi düşüncedir…” diyen Timuçin’in şiiri üzerine Nuray Gök Aksamaz’ın “değinileri”ni okuyoruz önce. Kitaplarının yayıncısı Mustafa Aksoy’un onun “yorulmak bilmeyen araştırmacı tavrı, doymak bilmeyen öğrenme isteği, derin edebi eleştirmen yanı” olduğunu söyleyen yazısından sonra Mehmet Tanju Akerman’ın “Türk şiirinin zirvelerinden biri” dediği S A Y F A 1 6 n 1 9 C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear