Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ş iir Atlası F Francesco CURTO/ Şiirler/ Çeviren: Necdet ADABAĞ tozlarla kaplı kaygısızlığın. Şair düş toplar geceleri ve alıp götürür tıpkı var olmamış trenler gibi. Şairin düşü yaşamıdır : düşte bulur gerçek özgürlüğünü. Eğer doğruysa dünyayı değiştiremedikleri şairlerin bu da doğrudur ama insanlar dizelerden yol bulmuşlardır tarihi oluştururken. Tüm yaşam ekmektir mayasız, içinde şiir yoksa. Biz bahtsızlar ki kimse bizi dinlemez biz toprağın tuzuyuz, beslenir yaşam gözyaşlarımızla. *** Bir başka yaşamda belki bambaşka bir iş yaparım şimdiye dek yaptıklarımın dışında. Farklı olacağım, olduğumdan farklı yalancı ve şerefsiz, daha özgür olacağım ve belki daha az duygusal: ama bu kesin şair olmayacağım. Bırak bir kez daha deneyeyim uçmayı kalbe düşmek, kendimi yitirmek için bir zevk cümbüşü içinde. Aynı anda birlikte zevkin doruğuna ulaşmak işte o zaman ne boş geçmiş bir zaman ne de böyle gergin olacağım. *** Kimi zaman bağırmak yetmez İktidar’a sen yalnızca havlayan bir köpeksin korkutmuyorsun, bağlısın zincire. Göster dişlerini yapabiliyorsan ve pençelerini kafanı ezmelerinden önce en azından vicdanın rahat. Kimi zaman öldürecek olursan seni çarmıha geren birini günah işlemiş olmazsın günahlarından ötürü: altüst olmuş memleketin, yaşar ölüler arasında, yedi bitirdi tahtakurtları var olan düzeni. Önceden biliyorum ama, dönmeyeceğim artık toprağımı öpmek için. *** Denizi arkamızda bıraktık kulaklarımızda dalga çatlamasının gürültüsü var, içim üşüyor çok, anılar kesiyor, jilet gibi, etimi, kemiğe dayanıyor. Ben bir piçim, on altı yaşımda şair dayanıyor anıların acısına, takılı kaldım daha arzusuna kalçalarının. Beni çekip götürüyor karın boşluğuna bir yolculuk, ben bir şişeyim, tutsağı oldum denizin, orada saklamıştım verdiğim sözü, bir daha dönmemek için. Bomboş duruyor yıldızların ganimeti olmuş ev kaybolmuş yılların kolaylıklı akını var, bekleme hiçbir şey, ölümden sonrası için olacağım çünkü bir hayalet eskil kulenin tepesinde, okşayacak beni Mucone’den kalkan çılgın rüzgâr. Ve duyacağım boynumdaki öpücüklerinin varlığını, sallayacaklar dizelerimi tıpkı güneşteki çamaşırlar gibi.n C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1254 CEVAT ÇAPAN ‘Boşluk altındaki sözcükler’ rancesco Curto, Acri’ de (İtalya) doğar. Ailesi ırgatlık yapmaktadır. Topraklarından “kaçış” o yerleri unutturmaz, dahası tüm yapıtlarında sık sık yer alır çünkü anılarına yerleşmişlerdir. Unutmadığı topraklara zaman zaman yaşamak için değil, anılarını tazelemek için dönmüştür. Halen okumak için geldiği Perugia’da (İtalya)yaşamaktadır Birçok ödülün sahibi olan Curto’nun başlıca yapıtları şunlardır : Daha Yaşıyorum, Durulmaz Hiç,Ben Don Kişot, Batan Gürültü, Gözlerimdeki Ateş Böceği, Açıktan Alıyorum, Zamanı Durdurdum, Boşluk Altındaki Sözcükler. acıdan ötürü içimde ölüp giden. *** Bu acımasız zamana çivilenmiş kalmışım gücenmiş bir çocuğun inançsız gözleri var bende savaşın insanlık dışı acısı delip geçmiştir beni. Acı çığlık yükseliyor paralayarak hiçbir zaman kapanmamış olan yaraları gözyaşları kalmamış artık ekmekleri de dünyadaki son adamların. Çarmıha gerildim bu aymazlığın üstünde tanınmamış yaşam hakkı tansığının, kolu bacağı alınmış bileşenlerinin dengesinde. Umutsuz şarkım geçer rüzgâra karışmış yalnızca yıldızlar dinlerler sessiz gelmez ellerinden bir şey, ağlarlar bu korkunç sonuca. Olmayacak artık zaman ayaklarımızın altında her şey yuvarlanıyor alayımsı saçma yazgısında hiçliğin, varlığı sona ermiş bir adamın. *** İçimdeki deniz acıyı boğar okyanuslara gebe. Işığın geçti bir iğnenin deliğinden düşünceyi delip geçen. Bir an duruyorum şiddetli dalga ile senin parlak bakışın arasında. Sen beni sağaltabilirsin bu hastalıktan yelkeni açsan bir tek. Bataklık geçici bir aynadır yaşamda: çık kıvılcım üstüne uç dalgalar arasında: düşme günlük kasvet içine, var olmayabilirsin de görünüşte. ŞAİR Pişmemiş filozof gökkuşakları ustası aşkların postacısı ilgisiz iktidar oyunlarına. Düş kurucu düş satıyor ederi beş kuruş bile değil gezici geveze evi sırtında. Şair yer saklar sürekli kalbinde acı çekenler için ve hastalar. Acıma duygusu taşır içinde mutsuz aşıklar için. Kimi zaman uçar arkasından bir uçurtmanın. Görkemli bir şey dünyasında olmak 2014 BOŞLUK ALTINDA Yaşam bir tespihtir, acısı var tatlısı var, güzel olan şeyler az da olsa, boşluk altında gizlediklerimizdir, kalbimizin derinliklerinde paslanmasın diye. GÜNAHKÂRLAR Bugün de teslim ediyor deniz bize umutsuz insanlardan oluşan bir ağırlık ağızları kurumuş, içleri bomboş bomboş bakan gözler yarınsızlık içinde. Bugün de deniz kendine düşeni aldı ve kustu kumsala ölüleri. BELİRSİZLİKLER Akıl kararıyor düşünceler karışıyor korku yolunu şaşırıyor. İçime döndüğümü duyumsuyorum ve bir yakarışta kaybolduğumu, ne ki Tanrı, denizdeki kayalıklar, gemiyle batıp boğulduğumuz yer. Dinlenir orada kırık kalp ve her büyüklenme yitip gider. Değersizleşir gereksiz girişimi hafif yolculuğun. *** Ağlamanı duyuyorum saçma taneleri gibi beni yaralıyorlar sızlanmaların bu kutunun önünde iktidarsız. Kaldıramam elimi saptırmak için yolunu bombaların ve acıyı durdurmak adına. Savaşın beyleri paşaları dünyanın sahipleri başkalarının yaşamı üzerine oynuyorlar ve hiç yitirmiyorlar. Şaşırıp kaldım silahların şakırtısı önünde korktum sessizlikten çoğunluğun alışkanlığı. Suskun duruyorum ağzımı açmadan kahroluyorum hırsımdan S A Y F A 18 n 27 Ş U B A T