Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
OKURL A R A 1999’da yitirmiştik. Baykurt, edebiyatın çeşitli türlerinden sunduğu yapıtları, eğitim ve kültür yaşamımıza kattıklarıyla ve emeğiyle aydınlığımızın kıvanç duyduğumuz bir temel taşı. Yarını aydınlatmak için dünü iyi bilmek zorunda olanların sürekli yararlanacağı bir bilge aynı zamanda. Baykurt’un yapıtları ölümünden sonra da büyük bir okur kitlesi tarafından izlenmeye devam ediyor. Yapıtları filmlere ve dizilere çekilmeye devam ediyor. ‘Yılanların Öcü’ dizisi Baykurt’un romanlarına yeni bir ivme kazandırdı. On beş yıl önce kaybettiğimiz yazarımızı Öner Yağcı’nın bir değerlendirmesiyle birlikte saygı ve sevgi ile anıyoruz. Gün Zileli, “Mevsimler” adlı yeni romanında, isyankâr, maceracı, idealleri olan, çağın hâkim duygularıyla sarmalanan, 1930’lu ve 1940’lı sol kuşakların ve sınıfsal yapıdaki değişimlerin öyküsünü, fraksiyonlara bölünen solun iç mücadeleleri çerçevesinde, dört mevsimde edebiyata taşıyor. Söyleşide yanı sıra otobiyografik beşlemesi “Ev”, “Yarılma”, “Havariler”, “Sapak”, ‘Sığınmacılar’ı da konu ettiğimiz Zileli, bu yapıtlarında da yaşamının ilk yıllarından başlayarak sol mücadele içindeki gelişimini paylaşıyor okurlarla. Gamze Akdemir, Gün Zileli ile “Mevsimler” adlı romanını ve otobiyografik beşlemesini konuştu. Yeni Hercule Poirot romanı, İngilizlerin meşhur ve parlak yazarlarından, aynı zamanda bir şair de olan Sophie Hannah tarafından “Monogram Cinayetleri” adıyla 29 ülkede aynı anda piyasaya çıktı. Hannah’nın Agatha Christie Vakfı’nın onayıyla kaleme aldığı Monogram Cinayetleri’nde, ancak Belçikalı ünlü dedektif Hercule Poirot’nun çözebileceği şeytani bir planla karşılaşacaksınız. Kitabı Seval Şahin değerlendirdi. Bol kitaplı günler... Fakir Baykurt’u 9 Ekim P alter Benjamin, Weimar neleri üzerine denemesinde, olgun yaşında Goethe’nin yaşam düzenine ilişkin can alıcı bir saptama yapar: O varlıklı ve ünlü adam, evin neredeyse dibindeki bir ikizhücrede (cella) geçirir bütün vaktini, yatağıyla çalışma masasını biribirinden üçbeş adım ayırır, alçakgönüllü biçimde döşenmiş bu çifte mekânda geçer günleri ve geceleri. Çalışma masamın bir fotoğrafına odaklandıydım bir defasında; rastlantı bu ya, yatak odasının von German elinden suluboya bir resmi çıktı karşıma, Benjamin’in dikkat çektiği yalınkat ortam, kentli konforuna ve konformizmine sırtını dönmüş yalıtılmış iç dünya etkiledi beni. Pek az şair, yazar, sanatçı, düşünür yaşlanırken verimliliğini ve yaratıcılığını koruyup geliştirebilmiştir, Goethe son yirmi yılında üstüne üstlük bir yükseliş yaşamıştı o iki odayla sınırlanmak, sanırım doğru anahtarı veriyor. Bir eşikten sonra, iyiden iyiye Yapıt merkezli bir yaşam biçimi gerçekleştirilmeli: Hayat’tan alınası nektara gereksinme kendiliğinden azalmıştır. Karşısav olarak, Goethe’nin 60 yaş sonrası yaşadığı ‘gönül serüvenleri’ (Marianne ve Ulrike) işaretlenebilir şüphesiz. Gelgelelim, bu ilişkiler yaşanmamış, kurulmuştur. 1810’dan ölümüne giden 22 yıllık dönemde Goethe Şiir ve Walter Benjamin Hakikat’ı, BatıDoğu Dîvanı’nı, II. Faustus’u Wilhelm Meister’in Yolculuk Yılları’nı yazar dört başyapıt. Onları, vaktini yalnız geçirdiği bir çalışma odasıyla, bitişiği yatak odasından çekip çıkardığını unutmamak gerekir. * Melih Cevdet Anday’ın Bir Defterden’i ölümünden sonra yayımlanmış (2008), gözümden kaçmış, yeni okuyabildim (Aralık 2013). 197678 döneminde bölük pörçük tutulmuş bir günlük, 6163 yaş arası (sic!). Son yıllarında oldukça ağır bir bunalım geçirdiğini biliyordum Anday’ın; kapanmıştı evine, kimseyle görüşmüyordu neredeyse. Defter, bunalımın son döneme ait olmadığını kanıtlıyor, neredeyse bir depresyon tutanağı. O tarihten sonra dört şiir kitabı yayımladı, yazılarını sürdürdü, sözün özü hepten durmadı Anday; son dönemece varasıya. Gelgelelim, ervasız Pertavsız ENİS BATUR Sürdürmek ve/ya bırakmak W TURHAN GÜNAY turhangunay@cumhuriyet. com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap eposta: bir olgunlukyaşlılık çağı patlaması da göze çarpmaz verim tablosunda. Goethe’de rastladığımız durum hepten ayrıksı mı peki? Uzun yaşayan (80’ini, 90’ını aşan) çok sayıda şair, yazar olduğu söylenemez. 60 yaş sonrası açılan örneklerin nüfusu daha da düşük. Dağlarca bir tansık. Bir başka örnek Montale (18961981): Satura’dan (196270) başlayarak dört yetkin şiir kitabı çıkardı; 195565 arası binbeş yüzü aşkın denemesi yayımlandı günlük basında. Şimdi, Bonnefoy’da görülüyor benzeri bir ‘performans’: 2000 sonrası, irili ufaklı, elliyi aşkın kitabı çıktı; nitelik çıtasının çok yüksek olduğunu söyleyebilirim. Neresinden bakılsa, ayrıcalıklı örnekler. Zihin, imgelem, duyarlık, el nasıl olmuş da hiçbir düşüş göstermemiş onlarda, tam tersine doruk hizasını korumuş, varsa işin “sır”rı, öğrenemiyoruz. Genelde kural ters yönde işliyor, ağır ya da hızlı tükeniş belirtileri çoğalıyor. İçbükeylerde, nicedir, öznel ile özel arası salınan, hepten iç tasalar öne çıkıyorsa, 61’den 62’ye geçerken tartımlar beni işgal ettiği için. Kim ister söneyazmış örneklere kilitlenmeyi, ister istemez kendini koruyarak ‘son’una dek geliştirmiş denektaşları yerleştiriliyor terazinin bir kefesine. Tuhaf mıdır bilmem, bir yandan da, ağır ya da hızlı (bis) kuruyan, tökezleyen, tükenen, sönen serüven sahiplerini anlama çabası sızıyor araya: Nedir çökerten ruhu, zihni, imgelemi, isteği? Payın ne kadarı içeriye ait, ne kadarı dışarıya, ortama, koşullara? 2014’ten 2015’e geçerken: Şu dünyanın, bu ülkenin haline bakarak büzüşmemek zor. * Melih Cevdet 2002’de, 87 yaşında öldü. Toplu Şiirleri’nde, 1990 sonrası yayımlanmış dört şiiri yer alıyor, 75 yaşından sonra şiir yazmamış diyebiliriz. Tahsin Yücel, bir konuşmada, Somerset Maugham’un 80 yaşına bastığında arkadaşlarını toplayıp yazmayı bıraktığını duyurduğunu aktarıyor ve kendisinin de benzer durumda olduğunu vurguluyor (2009 tarihli bu konuşmanın metni Sözcükler dergisinin 47. sayısında / OcakŞubat 2014) yer aldı). Ölmeden yazmayı bırakma kararı almak. ‘Bırakmak zorunda kalma’yı ayırıyorum: Sağlık sorunlarının dayattığı sonuçdurumlarda iradi bir boyut aranamaz: Çare kalmamıştır. Bir adım öncesi, beni burada düşündüren. İstek azalmasından söz etmiştim; zihinsel yorgunluk, performans düşüklüğü, yoğunlaşma sıkıntısı, bellek teklemesi ve benzeri düğümler, yazı adamını kalem bırakma yönünde bir karara taşıyabilir. Ben değil miydim, peki, ölesiye sanatın sularına açılan? Matisse, Renoir ya da de Kooning örneklerine bel bağlayarak? Bendim. Birincisi: Kural arayamayız. Herkes, son soluğuna dek iş başında kalamaz. İkincisi: Yazar ile sanatçıyı bir tutmak zordur meleke ölçümleri çakışmaz genellikle. Maugham’un ve Yücel’in kararlarının arkasında (Marquez’in de bırakanlar kervanına katıldığı söyleniyor), Paul Auster’in saptamasının payı ne kadardır acaba: Dünya edebiyatı tarihinde, 70 yaş eşiği sonrası yazılmış önemli bir roman yok mudur gerçekten de? Şairler, ressamlar, besteciler yaşlılık dönemlerini de çalışarak geçiriyorlar. Pek seyrek, büyük kalkışımlara girişenleri. Düzyazı bağlamında ne ölçüde farklı durum? Thomas Mann ve Nabokov gibi örnekler belki ayrıksı. Hesse, son büyük yapıtı Boncuk Oyunu’nu çıkardığında 66’sındaydı; yirmi yıl daha yaşadı, çoğu kez Yaşlılık üzerine kalem oynattı. Yourcenar, anılarına yoğunlaşmıştı; tamamlayamadı. Unutmamak gerekir: Ortalama insan ömrü belirgin oranda uzadı, uzayacak. Son dönemde 90100 yaş diliminden portreler sık çıkıyor karşımıza: Elliot Carter’den LéviStrauss’a, Jünger’den Nathalie Sarraute’a, Vernant’dan Morin’e zihin yumuşamasına uğramaksızın ilerleyenlerin nüfusu artıyor. Yahya Kemal’in 42’sinde kendisini yaşlı gördüğüne değindiydim; geçmiş zamanda yaşama koşulları çok daha fazla yıpratıyordu bünyeleri. Yaşlanmanın, yorgunluğun, tükenişin ortalama sınırının yükseldiğine tanık olacak gelecek kuşaklar. n İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç tGenel Yayın Yönetmeni: Utku Çakırözer tYayın Yönetmeni: Turhan Günay t Yazı İşleri Müdürü: Ayşe Yıldırım Başlangıç t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 2 8 6 9 E K İ M 2 0 1 4 n S A Y F A 3