25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Nevzat Helvacı’dan anılan üzerinden insan hakları savaşımı ‘Karanlıkta Yol Aramak’ Hukukçu, insan hakları savunucusu Nevzat Helvacı, deneyimlerini, birikimlerini, arkadaşlıklarını, anılarını; son çıkan “Karanlıkta Yol Aramak” adlı kitabında topladı. Helvacı, aşağıdaki söyleşide, kitapla amacının, anılarını aktarmak değil, onlar üzerinden Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları savaşımını anlatmak olduğunu belirtiyor. r Işık KANSU aranlıkta Yol Aramak, bir adanmış ömrün kitabı. İnsan haklarına, demokrasiye ve adalete… Arkada bunca değer için bıraktığınız bir arpa boyu kadar yol değil herhalde… Demokrasi ve insan hakları, uğrunda uzun yıllar savaşım verilmiş ve kimi zaman bedeli insan yaşamıyla ödenmiş değerler. Bu değerlere ulaşmak ciddi bir kültür birikimini gerektiriyor. Bizim gibi Rönesans devrimini yaşamamış ülkeler bu birikimden yoksun. Hele bir de “hak yok vazife vardır” belgisiyle yetiştirilmiş bir toplum olduğumuz düşünülürse işimizin daha zor olduğunu söyleyebiliriz. Demokrasi ve insan hakları kültürünün oluşturulması ve yaşama geçirilmesi kısa sürede gerçekleştirilebilecek bir olgu da değil, bir süreç işidir. Biz bu süreci uygar dünyayla birlikte yaşayamadık. İnsanlarımız bu kavramlara uzun süre yabancı kaldı. Ülkemizde insan hakları eğitimi de yetersizdir ve neredeyse yok düzeyindedir. Oysa 1993 yılında Montreal’de toplanan uluslararası insan hakları kurultayında, insan hakları eğitiminin kendisinin de bir insan hakkı olduğu karara bağlandı. Bu konulardaki sicilimiz oldukça bozuk ve önemli eksikliliklerimiz var. İşte biz bir grup insan, bu bilinçle demokrasi ve insan hakları konusunda toplumumuza katkıda bulunmak için bir araya geldik. Yaptığımız çalışmaların az da olsa katkı sağladığını sanırım. Ama yapılması gereken çok şey var. Demokrasi ve insan hakları açısından bugün bulunduğumuz yer, övünebileceğimiz bir yer değil. Gerçi eski yerimizde değiliz. Bu ülkede polislerin “kahrolsun insan hakları” diye slogan atarak yürüyüş yaptıklarına tanık olduk. Ama bugün kimi okullarımızda insan hakları dersi okutuluyor. “Asmayalım da besleyelim mi?” anlayışı yakın zamanlara kadar egemendi, ama ölüm cezası yasalarımızdan çıkarıldı. Uygulamada önemli sorunlar yaşansa da, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi’nin işkenceyi önlemek için hazırladığı sözleşmeler imzalandı ve onaylandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanındı. Bunlar, bizim temel isteklerimiz arasında yer alıyordu. Bu K gelişmelere karşın, ülkemizde yaşanan barışçı direnişlerden ötürü devletin uyguladığı şiddet olaylarına bakılınca bu konuda fazla yol alamadığımız da görülüyor. Kitapta insan yüzlerine rastlıyoruz. Halit Çelenk, İlhan Selçuk, Emil Galip Sandalcı gibi. Birikmiş anılar, insandan insana ne katıyor? Onlar ve onlar gibi birçok insan, bu çirkinleştirilmiş dünyada yaşamımıza güzellik katıyor. Onlarla birlikte çıkarsız bir dostluğun, dayanışmanın, işbirliğinin ve paylaşmanın erdemini yaşadık, demokrasi ve insan hakları gibi yüksek değerler için birlikte savaşımın içinde yer aldık. Onların her biri çevresini ve toplumu aydınlatan, yol gösteren birer bilgedir. Onlar toplumsal yaşantımızın türlü alanlarında büyük boşluklar bırakarak gittiler. Yol arkadaşlığımız sırasında kendilerinden çok şeyler öğrendim. Hepsini saygıyla anıyorum. ZİHİNSEL YORGUNLUK İşkence raporları, soruşturmalar, davalar. Nevzat Helvacı hiç yorgun düşmedi mi? Yola çıktığınızda bu yorgunluğu göze almanız gerekiyor. Ama eğer bir kişiyi işkenceden kurtarmışsanız, bir cezaevinin elverişsiz koşullarının düzeltilmesine katkıda bulunmuşsanız, yaşadığınız yorgunluk mutluluğa dönüşüyor. Düşünceleri nedeniyle tutuklanmış bir insanın salıverilmesini sağladığınızda, kendiniz özgürlüğe kavuşmuş gibi bir duygu yaşarsınız. Bunların örneklerini yaşadım. Fiziksel yorgunluk dinlenince geçer. Asıl yorgunluk yaşananlardan ötürü oluşan zihinsel yorgunluktur. Ondan kurtulmanın yolu da direncinizi bilemekten geçer. Doğrusu işkence görmüş insan1222 ların öykülerini, haksızlığa uğramış insanların yakınmalarını dinlerken etkilenmemek olası değil. Ben bütün bu sıkıntıları, direncime ekledim. TÖBDER, TÖS, İnsan Hakları Derneği’nin gördüğü önemli işlevleri aktarmışsınız kitabınızda. Bugün aynı derecede kararlı, mücadeleci ve birliği sağlayan örgütlere tanık olamıyoruz. Neden? Bunun başlıca nedenlerinden biri siyasal görüş ayrılıkları nedeniyle yaşanan bölünmüşlüktür. Kimi insanlar, içinde yer aldıkları örgütleri kendi siyasal görüşleri yönünde kullanma amacı güdüyorlar. Bu eğilim hem örgütün kuruluş amacından uzaklaşmasına, hem de bölünme ayrışmaya yol açıyor. Bu örgütlere üye olan insanların elbette bir siyasal görüşleri ve eğilimleri vardır. Olması gereken, siyasal görüşlerini siyasal örgütler içinde gerçekleştirmeye çalışmak, başka amaçlarla kurulmuş örgütleri bu konuda araç olarak kul lanmaktan kaçınmaktır. Buna uyulmazsa birlik ve bütünlük sağlanamaz, örgüt asıl işlevinden uzaklaşır. İkinci önemli neden demokratik savaşım bilincinin toplumda yeterince yerleşmemiş olmasıdır. Sivil toplum örgütleri, siyasal partiler gibi demokrasinin olmazsa olmaz unsurlarıdır. Bu örgütlerin, demokrasinin çoğulcu yapısını oluşturma, baskı gurubu olarak yürütme organını ve kamuoyunu etkileme ve bu yollarla bir tür denetim ve dengeleme gibi işlevleri vardır... Bunlar ancak bu bilinçle örgütlenen insanların gerçekleştirebileceği şeylerdir. Bir başka neden de siyasal iktidarların, karşılarında güçlü örgütler bulunmasından duydukları rahatsızlıktır. Bu nedenle sarı örgütlerin kurulmasını sağlama, var olan örgütler üzerinde baskı kurma, bölmeye ve güçsüzleştirme çalışma gibi yollara başvuruluyor. Bunu aşmanın yolu da yukarıda işaret ettiğimiz örgütlenme bilinci ve korkuyu yenmekten geçer. BİLGİLENDİRME AMACI... Kitabınız bir anı kitabı gibi görünse de, tarihsel bir öz de içeriyor. Yanılıyor muyum? İlk bakışta kitap bir özgeçmiş sunumu gibi görülebilir. Ancak kitabın giriş bölümünde değindiğim gibi amacım o değil. Benim özgeçmişim ve ona yönelik anılar çok az kişiyi ilgilendirir. Aslında yapmak istediğim bir dönemde yürütülen demokrasi ve insan hakları savaşımından bir kesit sunmaktır. Bu arada kimi konuşma metinleri ve raporlar da, bu konuyla yakından ilgilenmeyen insanları bilgilendirme amacına dönüktür. Yanılmıyorsunuz. n Karanlıkta Yol Aramak/ Nevzat Helvacı / İmge Kitapevi Yayınları / 398 s. Nevzat Helvacı’nın asıl yapmak istediği bir dönem yürütülen demokrasi ve insan hakları savaşımından bir kesit sunmak. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 8 T E M M U Z 2 0 1 3 n S A Y F A 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear