24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş 1 iir Atlası CEVAT ÇAPAN İvan VAZOV/ Şiirler/ Çeviren: Ahmet Emin ATASOY ‘Siz kimsiniz?Bugün tek, anarak aralıksız Başınızda analar ağlamakta’ 850’de Sopot kasabasında doğdu. Karma sınıflı mahalle okulunu bitirdi. 1865’te Kalofer okulunda Yunanca okudu. 1866’da Plovdiv Lisesi’nin 4. sınıfına yazıldı. Şiir uğraşlarında en büyük desteği, hoşsohbet ve bilge bir kadın olan, annesi Sıbka’dan gördü. 1870’te Romanya’ya, Oltenitça’da ticaretle uğraşan amcasının yanına gönderildiyse de Bulgar sığınmacıların arasında üç yıl yaşadı. Braila ve Galat’ta Hristo Botev’le karşılaştı. Bütün bunlar genç şairi büyük ölçüde etkiledi. OsmanlıRus Savaşı (18771878)’ndan önce Sviştov kasabasında kâtiplik yaptı, daha sonra Ruse (Rusçuk)’ye gönderildi. 18791880 yıllarında Berkovitsa kasabasının İl Mahkemesinde başkanlık yaptı. 1880 yılının sonbaharında Doğu Rumeli’nin başkenti Plovdiv’e yerleşti. Bölge Meclisi üyesi, redaktör, gazeteci ve eleştirmen, kültür emekçisi ve yazar olarak toplumsal yaşama büyük katkılarda bulundu. 1889 yılında Sofya’ya yerleşti. 1920’de görkemli bir törenle kutlanan 70. doğum yılı jübilesinde Vazov, Bulgaristan’ın “ulusal şair”ine yakışır biçimde büyük bir sevgi ve saygıyla onurlandırıldı. Kalp sektesi sonucu Sofya’da öldü. Başlıca şiir kitapları: Bayrak ve Rebap (1876), Bulgaristan’ın Dertleri (1877), Esenlik (1878), Mayıs Buketi (1880), Rebap (1881), İtalya (1884), Ovalar ve Ormanlar (1884), Slivnitsa (1886), Sesler (1893), Serseri Şarkıları (1899), Kendi Göğümüzün Altında (1900), Makedonya İçin Şarkılar (1916), Yeni İkonlar (1917), Leylağımın Kokusunu Almışım (1919), O Ölmeyecek! (1920). ................................. Ve inanılmaz tohum kalplere düşüyordu ve başaklanıp hemen hasada koşuyordu. Satıldı o, üstelik bir papaz tarafndan! Aşağılık bir köle, iğrenç, pis bir solucan, Tanrı’nın yüz karası, mabedin rezaleti bu pislik ki Dyakon’u *alçakça ihbar etti! Alın damarı çatlak, bu korkunç aciz adam, yeryüzüne besbelli şer için yollanılan, Tanrı’nın hizmetkârı geçinen hain kişi rezil rüsva ederek verilen kutsal işi, hainliği alçakça ve rezilce üstlendi görülmedik bir kinle: “İşte o, tutun!” dedi. Ve o, hayrat yerine, ihanet işleyeni yıldırımlar düşerek nasıl helak etmedi? Kirlenmemesi için temiz dizelerimin anmıyorum adını o en kirli herifin, ki besbelli en çılgın bir anadan doğmuş o, ki Yahuda örneği cehennemlik olmuş o, gark ederek bir halkı öz oğlunun yasına! Ve bizimle yaşıyor umursamazcasına! ………………… Apostol** yakalandı prangalara vuruldu, yara bere içinde zındanlara konuldu, ama boşunaydı bu! Çünkü onun ruh gücü inanılmaz bir şeydi, sınırsız, ürkütücü… Ne inleyip yakardı ve ne de hayıflandı, acısını gizleyip gururlu, dimdik kaldı! Ölüm gayet yakındı, korkaklıksa çok uzak ve o tek sır vermedi tehditlerden korkarak. İşkenceler önünde taş gibi suskun kaldı ve şaşırttı herkesi verdiği tek cevabı: “Evet ben o Levski’yim! Karşınızdayım!” dedi. Sonra sustu, ne bir ad ne de bir söz söyledi. …………………. Ve idam edildi o. Ey kutsal darağacı! Bir haçsın sen, yansıtan onur ile utancı! Bizler ki, ah ne yazık, direniş yıllarında ne koçyiğitler gördük senin urganlarında *Dyakon ve **Apostol: Bulgar ulusal kahramanı Vasil Levski’nin takma adlarıdır. güney rüzgârlarının titrettiği kurbanlar ve zalimin küfredip seyrettiği kurbanlar. Ey kutsal darağacı! Yiğit ölümlerinden dirilmiş bir kalıtsın, ölmez kutsiyetsin sen. ………………….. 11 EKİM 2012 SAYFA 23 ÇAY KENARINDA Ey anılar, her şey kaçıp gitti de, tek siz koyup gitmediniz bizleri. İzleriniz kalmışsa da geride, kokunuz hâlâ diri. Çağlayan çay ve söğütler altında sevdiğim o kadın tomurcuk gibişarkılar söylüyor. Yel yanağında dağıtmış kâküllerini. Sevdim, hem de nasıl!.. Ama ayrıldık. Unutulduk sanki. O, çok uzakta. Ama kalbimdeki garip sıcaklık, hep o düşü yaşatmakta. hu??uA?A?A?TeADlA?Yu?dsuswAEAwuA?TEsDSZuA??Ss?lAUs?suĞ hu??uA?A?A?TeADlA?Yu?dsuswAEAwuA?TEsDSZuA??Ss?lAUs?suĞ :AwĞ?,?,Z ?uĞ? ?TY?A?T??DT d?uO?uA?TYEAY ds?U AeT ??YuA?? :AwĞ?,?,Z?uĞ??TY?A?T??DT ds?UAeT ?D?lu?u?Ud?uA?TET? ? ?D?lu?u?Ud?uA?TET?? ?D?? lAUdĞuĞ?sYs?A?UAEA?TYT?TYA?UAEA?TZuAdsus? AEA?TZuAdsus?? ? ?D??lAUdĞuĞ?sYs?A?UAEA?TYT?TYA?UAEA?TZuAdsus?? ??U AEA?TYT?TYA?UAEA?TYTYA?UAEA?uA?T?s?s?s?wAYuAlAdsus??AEA ??UAEA?TYT?TYA?UAEA?TYTYA?UAEA?uA?T?s?s?s?wAYuAlAdsus??AEA ?A?TNAlAdsus?? ? A?TNAlAdsus? Adsus?? ? ^Z??AuŒuA?TYbA?T??DT '?D??E?Y?AwT?TYlUsuĞwĞYsYme ^Z??AuŒuA?TYbA?T??DT ?E?Y?AwT?TYlUsuĞwĞYsYme Ğ? ĞDĞ?s<??AuTsuĞ??YĞOuEsŒsYs O ??lĞ?s?Z?? ds? EĞY ?e EĞ? ĞDĞ Ğ?ĞDĞ?s<??AuTsuĞ??YĞOuEsŒsYs O??lĞ?s?Z?? ds?EĞY EĞ?ĞDĞ ??AUuTUlAUsUs?suĞ?sĞlUsus?Z?|ĞZYuA?EAYĞlUsuĞYs?Z??????lĞusU ?? AUuTUlAUsUs?suĞ?sĞlUsus?Z?|ĞZYuA?EAYĞlUsuĞYs?Z??????lĞusU d?Us?suĞ?sYe ZŒ?Y?lAYTwT?Z???dsuĞ?P?YĞŒsYA?UAEA?TYT?TY d?Us?suĞ?sYeZŒ?Y?lAYTwT?Z???dsuĞ?P?YĞŒsYA?UAEA?TYT?TY A?U AEA?TYTYA?UAEA?T?w?lu?u?Œ?Y????Ğ?sYEĞDĞdsYs?EĞUs????? A?UAEA?TYTYA?UAEA?T?w?lu?u?Œ?Y????Ğ?sYEĞDĞdsYs?EĞUs????? EZuA?EAYEASAIA?uAĞlUs?A?A??Z?? ?ĞwĞ EZuA? EAYEASAIA?uAĞlUs?A?A??Z? Z?? ? DAus E?wĞYuĞ?sY? ? ĞwĞ dZ ??Uu?UuA?TYTY?wAEEĞU?uuAYTwTYTY|ĞlZDu?sYOSA?uA?TY? dZ??Uu?UuA?TYTY?wAEEĞU?uuAYTwTYTY|ĞlZDu?sYOSA?uA?TY? AwAA?YT?AwAYEAZ?|Ğ?wĞYsY??A?A?DTuTŒTY? ??|Ğ?sYsY |Ğ AwAA ?YT?AwAYEAZ?|Ğ?wĞYsY??A?A?DTuTŒTY? ? ?|Ğ?sYsY | Ğ ?OĞus?sO??Ğu?s?susUuĞ?sYEĞlĞwĞusYEĞ?Z??AuAŒuA?TwT??A??Z?? ? OĞus?sO??Ğu?s?susUuĞ?sYEĞlĞwĞusYEĞ?Z??AuAŒuA?TwT??A??Z?? ?UT?UT??DT | Ğ? A?A?uT Usl AD? E?? O?uA?TY YĞEĞY d?uA?TDT |Ğ ?A?A?uT UslAD? E??O?uA?TY ZuE?Œ?Y???AŒuTUuAsuOsusEA|?AYT?uA?TYYĞEĞY?A?TuETŒTYT? ZuE?Œ?Y???AŒuTUuAsuOsusEA |?AYT?uA?TYYĞEĞY?A?TuETŒTYT? ? ĞYOsYuĞ?sYYĞEĞYEASAEA?ĞYOsYuĞ?OŒsYs | Ğ EASA DĞU e ZU ?ĞYOsYuĞ?sYYĞEĞYEASAEA?ĞYOsYuĞ?OŒsYs |Ğ eZU ?Ğ?sAeTUuT?Z??s?Ğ?sY?YDĞusŒsUA|?AwTYTAul??lĞEĞ?ĞU?EĞ|?sw ?Ğ ?sAeTUuT?Z??s?Ğ?sY?YDĞusŒsUA|?AwTYTAul??lĞEĞ?ĞU?EĞ|?sw ?A?AlAY?ĞYsds?DA?AEsOwA??Y??Z??ds?usUSAusYEĞ??Y ? A?AlAY?ĞYsds?DA?AEsOwA??Y??Z??ds?usUSAusYEĞ??Y EĞŒs? O?ĞY dAuTU ????uĞ?s Osds? dsusYDsYĞ | A?wAEAY eĞ |?Ğws?EĞUs EĞŒs?O?ĞY |A?wAEAY eĞ|?Ğws?EĞUs sY?AYuA?lA?AkYEAY ??YuĞYEs?sus?Z???? sY?AYuA?l A?AkYEAY ? ?YuĞYEs?sus?Z???? ?sY??????EA?A?TwuAYAYY7?s??<slAD? ??sYĞ??tĞĞU? ??sYĞ??tĞĞU sY??????EA?A?TwuAYAYY7?s??<slAD? us?lĞ?sYEĞ? EĞ?zZ?UdswĞ? ?TY?Esl???Y^ĞeOUuĞ?s? |Ğ us? lĞ?sYEĞ?EĞ ?zZ?UdswĞ?? TY?Esl???Y^ĞeOUuĞ?s? U??Ğ?sYEĞ U??Ğ?sYEĞ | Ğ E?Y?AYTYĞYd???UUslAD?slĞuĞ?sYEĞY ?sY?KU?YwA?T E?Y?AYTYĞYd???UUslAD?slĞuĞ?sYEĞY'ZZE?ĞAE?? sY?KU?YwA?T 'Ğ?ĞUĞY??<slAD?us?lĞ?sYEĞ?Ğ?AuAYUslAD?UĞYEsws?Ğ|Ğ 'Ğ? ĞUĞY??<slAD?us?lĞ?sYEĞ?Ğ?AuAYUslAD?UĞYEsws?Ğ|Ğ ds?ds?sws?ĞdAUT?TwT?T?ZY???AEĞUEĞŒs?O?ĞDĞU? ds?ds?sws? ĞdAUT?TwT?T?ZY???AEĞUEĞŒs?O?ĞDĞU? LEVSKİ (Şiirden Parçalar) ...Tam dokuz yıl uğraştı, evsiz barksız, uykusuz, köy köy, kent kent dolaştı, hep değişik kılıkla ve gizlenen kimlikle, ve çarmıhı bekleyen korkusuz bir yürekle, ve bilinç ve aydınlık içirdi kana kana köleler diyarının kör gözlü kullarına. Dedikleri hem sade, hem de tam yerindeydi sanki umut doluydu, merhem gibi bir şeydi. Çağırıyordu sanki ölümkalım yerine çağırıyormuş gibi bir düğün şenliğine. .................. Görünmez bir ruhtu o, hem gündüz, hem gecede. Bazen bir kilisede, bazen bir imecede. Bir görünüp bir yiten ve gözlerden saklanan. Bir yerden kovulurken, bin yerde kucaklanan. Kalaba bir meclisin ortasında bir gece bitiverdi ansızın, selam verdi sakince ve herkesin önünde tokatlayıp bir iti tıpkı geldiği gibi toplantıyı terk etti. Adını anmak bile etrafı ürkütürdü izini arıyordu koca bir devlet çünkü, aynı anda kuşatıp kentleri bir seferde bu görülmez şeytanı arıyordu her yerde. Sert yüzü dondururken düşmanların aklını köylüler aziz diye anıyordu adını ve toplanıp gizlice evlerde sabaha dek dinliyorlardı hepsi, hem de nefes keserek onun o tehlikeli, fakat hoş sözlerini. Ve bir nur süslüyordu o yorgun yüzlerini CUMHURİYET KİTAP SAYI 1182 ?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear