26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

den bölüm aşlığını ş Şiir”. Enel biliiçin öylene nsin” da öymiz de şimani aşk maya ki aşki onları ” bölük iste ketinin a ri kısa an yapa yooşlukuk bıye. üzdeki şiirler, yor, eh benzidaha azen algımesine oluŞakayDaha ma şiiüzden eyim ! 98 araş kaünde şiir e sanki mayı r araya u öne husuaynı cek şiu. eni anptı, faından dre ve isteyebaskım onarlar. mik, tralozoik, klanefes, ma, tesı, teyfa havar bu UM” kırmıhvetten nizdeki ek ve rcih lüğüçin mi? rdum ? ilk kez duydum ve şaşırdım, şöyle yazdım: ‘Aşka sevgiyle diye yazmak biraz basit gelebilir, ama aynen böyle hissediyorum’. Tıpkı orada yazdığım gibi ‘aşka sevgiyle’ bakıyorum. Aşk ve sevgi iç içe giriyor, elbette yatıştırıcı olan sevgidir, ama aşkın huzursuzluğu, tedirginliği olmadan, onu yaşamadan, hissetmeden kim huzur bulup yatışmak ister ki? Şiirimin rengi çok istediğim halde kırmızı olamadı evet, galiba mavi oldu. Maviyi bir metafor olarak çok kullandığım için de böyle oldu ve o pek çok şeyin yerine geçti. Bu soru ve saptaman için ayrıca teşekkür ederim, ‘Kırmızı’ başlıklı bir şiirim var, daha doğrusu parça parça bir şiir, orda burda yazmışım, onu toplamayı kuvvetle ümit ediyordum bu kitap için, fakat olmadı, o kendini unutturdu ben de onu ara sıra hatırladım ve nihayet senin sorunla yeniden varlık kazandı. Kitabım yeni baskılar yaparsa o şiiri de ekleyeceğim, ama bilmem ki bir şiirle kitabımın rengi kırmızı olabilir mi? Elbette bu kitabın kırmızısı Nar ve kimi duygulardır. Klişeler... Kötü değildir klişeler, aşk şiirlerinin olmazsa olmazı, hani olmazsa tuhaf kaçacak! Nehir gibi gözlerde yıkanacak aşk hem erinçle hem gözyaşıyla; yalnızlığa merhem olacak aşk; güz yaprakları dökülürken anlamlanacak en çok; envai çeşit çiçeklerde bulacak ifadesini; vuslata erecek eremeyecek sonra; ılık bir rüzgâr illa ki esecek derken; dertle, tasayla örselense de âşıklar hep kazanacak kavuşsalar da kavuşmasalar da derviş misali ere ere... Ve unutmamalı ki şairin özelinde, eşiniz İdil Hanım’ı ve kızınız Nar’ı kuşatacak en önce Ergülen’in aşk dizeleri, o en güzel klişeleri... Şimdi soru bunun neresinde diyeceksiniz Haydar ağabey, valla soru bunun her tarafı diyeyim klişelerden başlayarak... Aşk... Bunca çok tekrarlanan bir başka sözcük herhalde yoktur, hem de tüm dillerde ve binlerce yıldır. Yalnızca şairlerin değil, edebiyatçıların da yazdığı, üzerine filmlerin, şarkıların yapıldığı bir duygu... Ne yaparsak yapalım bu dünyada, aşk bizim sebebimizdir, her şeyden önce gelir ve aslında o biterse her şey de biter. Bence aşk şiirin hayatla kurduğu en güçlü ilişkidir. Aşkı yazmış herkes, şair ya da edebiyatçı, benim için ‘gerçekçi’dir. Çünkü gerçektir ve insanın gerçeği, şiirin de gereğidir. Öyleyse aşk ve şiir arasındaki ilişki, aslında insan ve şiir arasındaki ilişki, insan ve aşk arasındaki, insan ve hayat, şiir ve hayat, şiir ve aşk arasındaki ilişki, hepsi bir tek ilişkiyi gösterir: Aşk varsa şiir vardır. Bu saptamaları herkes dilediğince yazabilir, çoğaltabilir. Ben belki de zaten herkesin bildiği şeyleri söylemiş oluyorum bunları söylerken, ama aşk da zaten hepimizin başındaki en ‘değerli’ şey değil midir? En ‘güzel’ de diyebilirdim, en ‘acı’ da, galiba güzeli de, acısı da çok ‘değerli’ aşkın. O yüzden en çok sevdiğim sözcüklerden birisidir, ‘Aşkolsun’. Bir sitem olarak söylemem elbette, öyle söylenmesi de güzeldir. İnsanın kendisine değer vermesidir aşk, bir başka insana değer vermesidir, ruhumuza, tenimize değer vermektir. Sonunda acı da olsa insanın kendine değer vermesi az şey midir? O nedenle insanın dünyaya aşk için geldiğini düşünürüm, yazarız yazmayız orası ayrı, ama her insan dünyaya aşkla, aşk için gelmiştir, hem başka ne için gelinir ki dünyaya? Tanıdıklarım var, onları görmeye geldim! Böyle de diyebilirsiniz, ama asıl tanımadığımız ve tanıdıkça onu bir daha asla bırakmayacağımız, bizi hiçbir zaman bırakmasın diye dua ettiğimiz yegâne şey aşktır. Dolayısıyla aşkı yazmaya başlayınca ister istemez klişe yağmuruna da tutuluyorsunuz. Tıpkı bu deyimde olduğu gibi, ‘klişe yağmuru’, ki bu da bir klişe işte. Aşk bir klişe değil elbette ama aşk gibi ‘en birinci’ diyelim ve ‘sınıfsal’ ayrıma tabi tutulamayacak neredeyse tek ‘değer’ olan bir şeyin ve insanla birlikte tıpkı şiir gibi dünyaya gelmiş, belki de dünyaya bizden önce gelmiş olan şeyin, dünyanın başlangıcından beri klişeler olmadan yaşaması mümkün müdür? Ama öte yandan unutmayalım ki, aşk klişelere rağmen yaşıyor, belki de bunca çok klişeyle beslendiği için yaşıyor olabilir. Bir de her şey, belki şu söyleşinin başından beri söylediğim her şey de klişeyi yeniden üretiyordur, o yüzden bu konuda konuşup bir de ‘klişe üreticisi’ damgası yemeyeyim! En iyi şair âşık şairdir diye boşuna dememişler... İdil Hanım ve Nar’a ayrılı dizeler, başlı başına şiirler de okuyoruz antolojide... O şiirleri de anlatır mısınız, açar mısınız? Eşinizin ve kızınızın şairin yaratısına katkılarını okuyalım bu yanıtta. Öyleyse her şair iyi şairdir. Çünkü aşk şiiri yazmayan şair herhalde yoktur, adına aşk demese de, içinde aşk sözcüğü geçmese de şiir insan içinse demek ki şiir yazmanın bir sebebi de aşktır, aşk kendisinin şiirle yazılmasını ister. Galiba aşk şiirde ve şarkıda şahane duruyor. Kitabımı adadığım eşim İdil ve kızım Nar aşkımın ve şiirlerimin sebebidir, onlara bir de bu kitapla bir kez daha ‘aşkolsun’ demek istedim! Bir de 4 yıl önce kaybettiğimiz Mısır ve 2011’de kaybettiğimiz Kiraz adlı, anakız iki kedimizi de unutmadan. ? [email protected] Aşk Şiirleri Antolojisi/ Haydar Ergülen/ Kırmızı Kedi Yayınevi/ 216 s. arkaalarken ti? 1142 Aşk Şiirleri Antolojisi Haydar Ergülen şiirinde farklı bir zembil gibi... Daha içsel, duygusal, yüreğine teslim... CUMHURİYET KİTAP SAYI 1142 5 OCAK 2012 ? SAYFA 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear